21.04.2004 - Kıbrıs Geçitkale Havaalanı'nda Yapmış Oldukları Basın Açıklaması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
Kıbrıs Geçitkale Havaalanı'nda Yapmış Oldukları
Basın Açıklaması
21 Nisan 2004

 

Aziz Kıbrıslı Kardeşlerim,

Değerli Basın Mensupları,

Kıbrıs Türklüğü için hayati bir dönüm noktası olan bu zor günlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gelmekten ve Kıbrıs’lı kardeşlerimizin arasında bulunmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.

Rum baskısı ve mezalimi altında acı tecrübeler yaşayan Kıbrıs’lı kardeşlerimiz, en karanlık günlerde bile milli varlığını ve kimliğini koruma azmini ayakta tutmuş ve bu acı geçmişi geride bırakarak bugünlere gelmiştir.

Şimdi Kıbrıs Türklüğü’nün varoluş ve bağımsızlık mücadelesinde yeni bir tarihi dönemece girilmiştir.

Bugün, Kıbrıslı kardeşlerimizin kaderi ve geleceği üzerinde büyük bir kumar oynanmak istenilmektedir.

Bu acımasız oyunun New York ve İsviçre’de yazılan senaryosunun son perdesi 24 Nisan günü oynanacaktır.

Kıbrıs Türklerine büyük tehlikelerle dolu bir meçhule sürüklenmeleri, mutlu bir geleceğin reçetesi olarak dayatılmaktadır.

Kıbrıslı kardeşlerimiz böyle bir insafsız oyunda çok yönlü bir baskı ve yanıltma kampanyasının hedefi haline getirilmiştir.

Demokratik bir süreç olarak gösterilmeye çalışılan referandum, aslında, Kıbrıs Türkleri için masa başında yazılan mahkumiyet kararının sandıkta zorla onaylatılması ve tescili işlemi olacaktır.

Böylece, Rumların 1974 barış harekatıyla tarihi hesaplaşması görülecek, Kıbrıs Türkleri de, Rum insafına ve tahakkümüne terk edilerek, kaderleriyle baş başa bırakılacaktır.

İşte böyle bir dönemde, bu kader anında, Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olmak için buraya gelmiş bulunuyoruz.

Aziz Kardeşlerim,

Değerli Basın Mensupları,

Kıbrıs Türklerine dayatılmak istenen Annan Plânı, adil ve kalıcı bir çözüm getirmeyen, yeni çatışmalara zemin hazırlayan ve buna adeta davetiye çıkaran, Kıbrıs’ı Türkiye’den ebediyen koparmayı amaçlayan bir zihniyetin eseridir.

Bu plân, Kıbrıs Türklerine dünya ile bütünleşme imkânı sağlayan bir yaşam değil, Rum boyunduruğu altında bir gelecek vaat etmektedir. Bu çözüm, aslında, Kıbrıs’ta zaman içinde Türk milli kimliğinin ve varlığının eriyerek yok olması sürecinin başlatılması projesidir.

Annan Plânı, Rumlar için eve dönüş plânı, kuzeydeki evlerine ve topraklarına yeniden sahip olmaları plânıdır.

Kıbrıs Türkleri için ise, bu plân toplu bir göç plânıdır. Bugün kahve içmek için ziyarete gelen Rumlar, 24 Nisan’dan sonra evlerini ve tarlalarını geri almak için gelecekleridir.

Türk toplumunun neredeyse yarısına yakınını göçe zorlayacak bu plânın, evlerinden ve yurtlarından, işlerinden ve tarlalarından sökülecek Türklerin yeniden iskânı ve yeniden iş sahibi olmaları için gerekli parasal kaynağı da yoktur.

15 Nisan 2004 tarihinde Brüksel’de yapılan uluslararası bağış toplantısı da fiyaskoyla sonuçlanmıştır.

Bir an önce çözüm, hemen ve şimdi çözüm diye Kıbrıs Türklerini insafsızca baskı altına alan uluslararası toplum, en az 4 milyar dolar olarak hesaplanan yeniden iskân maliyetini karşılamak için son derece yetersiz yardım sözü vermişlerdir.

Garantör ülke İngiltere, adadaki askeri üstlerini korurken, sıra mali katkıya gelince, sadece sadaka kabilinden 30 milyon Euro yardım yapacağını açıklamıştır.

Bu durumda, zoraki göç sonrası barınacakları yeni evlerin parasını, göçe zorlanan insanlar ödeyeceklerdir.

Rumlar’ın mal ve mülkleri için ödenecek tazminatlar da yine Kıbrıs’lı Türkler tarafından karşılanacaktır.

Adil ve dengeli çözüm dedikleri plânın gerçek hüviyeti budur.

Sevgili Kıbrıs’lı Kardeşlerim

Değerli Basın Mensupları,

Kıbrıs Türkleri, 24 Nisan günü sandık başına gidecek ve gelecekleriyle ilgili artık dönüşü ve telafisi mümkün olmayan hayati bir tercih yapacaklardır.

Kıbrıs’lı kardeşlerimiz, sandık başında bir vicdan muhasebesi yaparak, geçmişin karanlık günlerine dönülerek huzurlu ve güvenli bir geleceğin hazırlanıp hazırlanamayacağına, bağımsız devletlerini kendi elleriyle yıkarak çocuklarını sonu belirsiz bir geleceğe mahkum etmenin, Kıbrıs Türkleri’nin dünyaya bağlanmasının yolu olup olmayacağına karar vereceklerdir.

Bu konuda ümitsizliğe düşmeye ve karamsarlığa kapılmaya mahal yoktur.

Kıbrıs’lı kardeşlerimizin hür iradeleriyle verecekleri kararla, bütün bu hesapları ve oyunları bozacaklarına ve devletlerinin, kendilerinin ve çocuklarının geleceğine sahip çıkacaklarına yürekten inanıyoruz.

Bizler, bu güç dönemde, bu konudaki samimi düşüncelerimizi paylaşmak ve Kıbrıs’lı kardeşlerimizle tam bir dayanışma içinde bulunduğumuzu göstermek için buradayız.

Milli davamız olan Kıbrıs, Türkiye için asla bir yük değildir. Anadolu’nun vatansever insanları, dün olduğu gibi, bugün de Kıbrıs Türklüğü’nün yanında ve arkasındadır.

Türk halkı için Kıbrıs bir onur meselesidir, bir onur kaynağıdır.

Bu güç günler geride bırakıldıktan sonra da, Türkiye her zaman Kıbrıs’lı kardeşlerinin yanında ve arkasında olmayı, çok onurlu bir milli görev olarak görmeyi sürdürecektir.

Kıbrıs Türkler’i çaresiz ve sahipsiz değildir.

Hepinizi bu vesileyle en derin sevgi ve sayılarımla selamlıyorum.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı