Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Gölbaşı Belediyesi Açılış ve Temel Atma Töreninde Yapmış Oldukları Konuşma. 22 Eylül 2012
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
Gölbaşı Belediyesi Açılış ve Temel Atma Töreninde Yapmış Oldukları Konuşma.
22 Eylül 2012

 

Değerli Gölbaşılı Kardeşlerim,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Muhterem Misafirler

Sayın Basın Mensupları,

Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Gölbaşı Belediyesi’nin hayırlı ve takdire şayan hizmetlerini yerinde görmek, bu gurur tablosunu sizlerle paylaşmak, tamamlanan yatırımların açılışını yapmak ve bazılarının da temelini atmak amacıyla buradayım.

Başarılı belediyeciliğin, dürüst yönetimin ve vatandaşımızı tümüyle kavrayan bir yerel yönetim anlayışının mümtaz örnekleri Gölbaşı’ndan yükselmektedir.

Gölbaşı’nın milli ve çalışkan bir ruhla yüzünü güldüren, talihini değiştiren belediyemiz şüphesiz bizleri oldukça sevindirmekte, geleceğe heyecanla bakmamızı sağlamaktadır.

Bugün açılışını yaptığımız; Rauf Denktaş Kapalı Yüzme Havuzu ve Spor Merkezi, Bahçelievler Mahallesinde yapılan Bahçeli Parkı, Bahçeli Kültür Merkezi ve Bahçeli Parkı Yaşlılar Kültür Evi gayretin ve alın terinin mümtaz bir sonucudur.

Ayrıca milli davamız Kıbrıs’ın sembol ismi ve KKTC’nin ilk Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş’ın manevi hatırasına gösterilen hürmet ve vefanın çok anlamlı ve değerli olduğunu ifade etmeliyim.

Geçtiğimiz 14 Ocak tarihinde ebediyete intikal eden merhum Cumhurbaşkanımızın hatırlanmasından ve isminin Gölbaşı’nda da yaşatılacak olmasından büyük bir bahtiyarlık duyuyorum.

Bugünkü açılış ve temel atma törenimizde merhum Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’ın kıymetli evladı KKTC Demokrat Partisi Genel Başkanı Sayın Serdar Denktaş’ın da aramızda bulunması bizler açısından memnuniyet vericidir.

Bu eserleri Gölbaşı’lı kardeşlerime kazandıran Belediye Başkanımız Sayın Yakup Odabaşı’nı huzurlarınızda içtenlikle kutluyor, daha fazla başarılara imza atacağına yürekten inanıyorum.

Belediyeciliği dar kalıplara sığdırmadan, mesai mefhumuna takılmadan ve herkesi kucaklayarak yerine getirmesinin Gölbaşı adına ciddi bir kazanç olduğunu düşünüyorum.

Bu süreçte Gölbaşı Belediye meclis üyesi arkadaşlarımı ve tüm belediye çalışanlarını da çabalarından dolayı tebrik ediyorum.

Partimizin Gölbaşı ilçe teşkilatının değerli başkan ve yönetim kuruluna fedakârca ve inanmışlıkla yürüttükleri çalışmalardan dolayı takdir ve teşekkürlerimi iletiyorum.

MHP’ye gönül veren, MHP’ye güvenen ve Gölbaşı’nın mührünü MHP’ye coşkuyla teslim eden tüm dava insanlarımıza ve Gölbaşılı vatandaşlarıma da şükranlarımı sunuyorum.

Hepiniz sağ olun var olun.

Değerli Vatandaşlarım,

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Ülkemizin alacakaranlık bir kuşakta bulunduğu, acıların ve kayıpların olağanüstü bir seviyeye çıktığı bir zaman dilimindeyiz.

Şahit olduğunuz üzere bölücü terör saldırıları artık eşik ve sınırları çoktan aşmıştır.

Askerlerimiz, polislerimiz, korucularımız ve masum insanlarımız arkası arkasına teröre kurban gitmektedir.

Türkiye kanlı bir heyelanın tam ortasına düşmüştür.

Acımasızlığın, vicdansızlığın ve vahşiliğin farklı örneklerine her gün bir yenisi eklenmektedir.

Kaymakam, öğretmen, imam, sağlık ve güvenlik görevlisi kaçıran, anaları ağlatan, yürekleri dağlayan caniler suikastlarını her düzeyde yaygınlaştırmaktadır.

 

Nitekim geçtiğimiz günlerde Tunceli’nin Ovacık ilçesi Cumhuriyet Başsavcısı Murat Uzun hunharca uğradığı silahlı saldırı sonucunda şehit düşmüştür.

Gencecik yaşta kaybettiğimiz bu hukukçumuz hepimizi üzmüştür.

Lojmanında alçakça pusu kuran katil, yalnızca görevini yapmak amacıyla Ovacık’ta bulunan bu evladımızı alçakça katletmiştir.

Buradan merhum Ovacık Başsavcısı Murat Uzun başta olmak üzere, tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

Ailelerine, mesai ve silah arkadaşlarına ve Türk milletine başsağlığı diliyorum.

Artık hâkim ve savcılarımız da teröristlerin doğrudan hedefleri arasındadır.

Maksat devleti belirli bir bölgeden arındırmak ve kamu görevlilerini ayıklamaktır.

Bunun için de “tehdit-propaganda-infaz” üçgeni sürekli genişletilmektedir.

Maalesef bölücü terör örgütü, bulduğu uygun ortamda cinayetlerini gerçekleştirirken, müzakere prizmasından bakan şaşı ve şaibeli bakışlar mücadele azmini kırmakta ve yıpratmaktadır.

Canımıza ve hayat hakkımıza göz koyan teröristlerle müzakere ve mütareke çağrıları iktidardan muhalefete kadar oluşan teslimiyet kuşağında hayâsızca dillendirilmektedir.

Sanki PKK galip taraftır da, Türk milletinin bölücü taleplere boyun eğmesi istenmektedir.

Yarım demokrasi bilgisi, yanlış özgürlük algısı ve yozlaşmış barış anlayışı terörü canlı ve diri tutmak için neredeyse seferber olmuştur.

Görülmektedir ki, Bizans’ın varisleri zinde ve işbaşındadır.

Köleliğin uzantıları, kozmopolit zihniyetin temsilcileri son derece faaldir.

Pazarlığı, acziyeti ve tavizi totem haline getirenler kuyruğa girmişlerdir.

Yer altı fitnesi PKK’yı şifreli sözlerle temize çıkarmak için yarış halindedirler.

Bu çevreler, saf saf, sıra sıra bir araya gelmişler ve bölücü terör dayatmalarına nasıl olumlu cevap veririz diyerek aynı karede buluşmuşlardır.

Ve gerçekten de bu mihraklar, Türkiye’yi masa başında bölmek, Türk milletini şahitler huzurunda ayırmak için olağanüstü bir gayret sarfetmektedir.

Müzakere afyonu yutmuş gafillerin ısrarı, çabası ve hedefi bellidir.

Oslo ihanetinin tekrar ayağa kalkması için gösterilen yoğun çabanın nedenlerini burada aramak lazımdır.

İktidar Oslo demektedir.

Anamuhalefet CHP Oslo’yu esas olarak onaylamaktadır.

PKK’nın siyaset kolu BDP Oslo havarisidir.

Midesi dolu, kafası boş; vicdanı hacizli, kalemi ipotekli ve düşünceleri küflü sözde aydınlar Oslo heveslisidir.

Bölgemizde asırlık hesabı olanlar, Kürdistan’ı dün kuramayıp bugün hayata geçirmenin arayışında olanlar Oslo bataklığına umut bağlamaktadır.

Bir tek Milliyetçi Hareket Partisi Ankara demektedir, yalnızca Üç Hilal başkent Ankara’nın milli ruhunu savunmaktadır.

Çünkü biz Türk milletine inanıyoruz, çünkü biz Gölbaşı’nın kararına güveniyoruz.

Zafer, şan ve şerefle dolu olan tarihimizin neresinde eşkıyaya teslim olmak vardır?

Yedi düvelin üstesinden gelemediği Türk milletinin, kiralık ölüm çetesi karşısında geri adım atması nasıl mümkün olacaktır?

Buna hangi fani cüret edecek, bunu hangi iktidar gerçekleştirecektir?

Böyle bir şey ne olmuştur, Allah’ın izniyle ne de olması ihtimal dâhilindedir.

Biz alçalmayan, baş veren ama baş eğmeyen bir ecdadın torunlarıyız.

Kimse kalmasa da, bölücü terörle mücadele edecek kimseler bulunmasa da, emin olun tek başına Milliyetçi Hareket Partisi vardır ve ayaktadır.

 

Biz yaparız, biz başarırız ve biz Türk milletine silah doğrultan elleri fırsat verilirse muhakkak kırarız.

Korkaklar ittifakı, yenilgiyi peşinen kabullenen teslimiyet lobisi, bölünmeyi dileyen hıyanet sürüsü, eşbaşkanlığı, küresel operasyonları ilerletmeyi marifet ve Müslümanların kanına giren zalimlere şirinlik yapmayı işmiş gibi gören ölçüsüzler unutmasınlar ki;

Türk milleti vahdet çizgisinden ayrılmayacaktır.

Türkiye varlık yolundan sapmayacaktır.

Son yurdumuz Türk vatanı olmaktan vazgeçmeyecektir.

Türk bayrağı çekildiği gönderden inmeyecektir.

Türkçe şükür ve duayla kuruyan dillerden düşmeyecektir.

Bunun teminatı Milliyetçi Hareket Partisi’dir.

Bunun güç kaynağı sizlersiniz ve aziz milletimizdir.

Muhterem Vatandaşlarım,

Bildiğiniz gibi mahalli idareler seçimleri 29 Mart 2009 tarihinde yapılmıştır.

Ve mahalli idare yöneticileri beş yıllık bir zaman için seçilmişlerdir.

Bu neden ve şartlar altında da normal seçim zamanının 30 Mart 2014 olduğu şüphesizdir.

Ancak 2014 tarihinde Cumhurbaşkanlığı seçiminin de yapılacak olması ve iki seçimin külfet ve maliyete sebebiyet verme ihtimali bizi bazı hukuki düzenlemeler yapma konusunda harekete geçirmiştir.

Öncelikle bizim tarafımızdan; gerek kaynak israfı, gerekse de seçim propaganda döneminde yaşanabilecek sıkıntıların giderilmesi maksadıyla mahalli idare seçimlerinin geriye alınmasına sıcak bakılmıştır.

Parti olarak bu düşüncemizi dile getirdik ve 27 Ekim 2013 tarihinin uygun bir zaman olduğunu muhataplarımıza bildirdik.

AKP ve CHP’de bu görüşe katıldığından prensip olarak söz konusu tarihte mahalli idare seçimlerinin yapılma iradesi belirmiştir.

TBMM açıldıktan sonra, partiler arasındaki uzlaşma öncülüğünde anayasada yapılacak bir düzenlemeyle inşallah mahalli idare seçimlerinin 27 Ekim 2013 tarihinde yapılması kararlaştırılacaktır.

Bundan sonra da söz ve karar elbette aziz milletimizin olacaktır.

Gölbaşı’ndaki başarı sürecinin yarım kalmaması, dürüst ve herkesi bir ve aynı gören belediyecilik anlayışının devam etmesi sizlerin tercihinizle şekillenecektir.

MHP’nin mahalli idarelerdeki çalışkanlığı ve becerisi meydandadır.

Kabul edilmelidir ki, iktidara giden yolun vizesi de yerel yönetimlerde gösterilen gayret ve dirayetle yakından ilgilidir.

Ben Gölbaşı’na bakınca iktidarın müjdesini görüyorum.

Buradaki icraatların Türkiye’nin her yanına büyüyerek yansıyacağına inanıyorum.

Ve gelecek yıl Gölbaşı’nın bir kez daha MHP’de karar kılacağını ve MHP’ye destek vereceğini şimdiden anlıyorum.

Bunun için tüm Gölbaşılı kardeşlerime şimdiden müteşekkirim.

Nereden gelirse gelsin, ekmeğini ve işini Gölbaşında arayan vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.

Konuşmama son verirken burada bulunan siz değerli misafirleri en içten duygularımla selamlıyor, sevgi ve saygılarımı sunuyor, hepinizi Yüce Allah’a emanet ediyorum.

Ne Mutlu Türküm diyene.