Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin “Başbakan Erdoğan ve Hükümetinin İstismarcı, İftiracı, Gerçeklerle İlgisi Olmayan Bazı Beyanlarıyla” ilgili yaptıkları yazılı basın açıklaması. 29 Mart 2013
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
“Başbakan Erdoğan ve Hükümetinin İstismarcı, İftiracı,
Gerçeklerle İlgisi Olmayan Bazı Beyanlarıyla” ilgili
yaptıkları yazılı basın açıklaması.
29 Mart 2013

 

AKP hükümeti çözüm ve barış sözleriyle Türkiye’nin temellerini sarsmakta, PKK’nın siyasallaşmasına göz yummakta ve hatta buna taşıyıcılık hizmeti vermektedir.

Başbakan Erdoğan çok tehlikeli bir oyunun içine girdiğinden milli gerçeklerle bağını tamamen koparmış durumdadır.

Bu siyaset anlayışının asılsız suçlamaları, haddi aşan sözleri ve kamuoyunu yanıltmak ve yanlışa düşürmek için başvurduğu yöntemleri vahim bir sınıra dayanmıştır.

Türk milleti olan biten tüm çirkeflikleri, kurnazlıkları, maksadı karanlık çabaları ibretle izlemektedir.

Uydurma anketlerle çözülme ve çöküş sürecine desteğin arttığını söyleyecek ve bu çerçevede milletimizi hafife alacak kadar körlüğün, basiretsizliğin içine batan Başbakan ve hükümeti, kanaatleri etkilemek, yanlışı kabullendirmek için her tezgâha müracaat etmektedir.

Türk milletinin PKK’yla görüşülmesine rıza göstermesi mümkün olmadığı gibi, İmralı canisiyle müzakere yapılmasına da onayı kesinlikle yoktur.

Bu kapsamda PKK’nın meşrulaşmasına, Türkiye’nin çökmesine ve Türk milletinin çözülmesine kapı aralayan süreç kâbusunun kabul görmesi hiçbir şart altında düşünülemeyecektir.

Görüldüğü kadarıyla Başbakan Erdoğan, aziz milletimize yönelik başlattığı psikolojik harekâtı tüm veçheleriyle beraber sürdürmekte ve millet iradesini çarpıtmak için elinden geleni ardına koymamaktadır.

Türk milletinin; algı yönetimi, kamu diplomasisi ve soğuk savaş teknikleriyle yıkıma, yok oluşa ve etnik yağmaya ortak edilme sinsilikleri en hafif tabirle yüzsüzlük ve utanmazlıktır.

Bölücülükten gözü kararan, teröristlerle görüşe görüşe vicdanını körleştiren AKP zihniyetinin, doğruları eğip büken siyaset tavrı hiçbir şart altında masum ve meşru olamayacaktır.

Bilinmelidir ki, Türk milleti PKK’yla yapılan pazarlıklara, bölücülüğün normal karşılanmasına ve canibaşının sözde siyasi aktör statüsü elde etmesine tümüyle karşıdır.

AKP hükümeti telaş, panik ve aymazlık içerisinde aziz milletimizi kandırmaya cüret etmesinin cevabını şüphesiz alacak, ektiği fitne tohumları başak vermeden çürüyüp gidecektir.

Diğer taraftan süreç hezimeti paralelinde, Başbakan Erdoğan aklının dibinde ne varsa ortaya dökmekte, gerçek niyet ve hedeflerini tekraren açığa vurmaktadır.

Türkiye’nin üniter devlet sisteminin berhava olması demek olan eyalet sistemine sıcak ve olumlu bakan değerlendirmelerinin gündeme yansıması, bu konudaki tespit ve teşhislerimizin ne kadar haklı olduğunu teyit etmiştir.

Nitekim Başbakan Erdoğan PKK ve canibaşıyla aynı karede buluşmuş, müşterek gayelerin peşine düşmüş, ortak bölücülük havzasında bir araya gelmiştir.

Eyalet sistemi konusundaki itirafı da her şeyi netleştirmiştir.

Başbakan Erdoğan’ın devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak ve mevcut rejimi tahrip etmek için PKK’yla kurduğu kontağın iç yüzü esasen bütünüyle deşifre olmuştur.

Yeni Büyükşehir Kanunuyla neyin amaçlandığı, nereye varmak istendiği anlaşılmış ve ortaya çıkmıştır.

AKP hükümeti Türkiye’yi bölmenin, millet varlığını etnik kalıplara dağıtmanın derdine pişkince düşmüştür.

Bu minvalde, PKK’yla AKP’nin yeni anayasadan beklentisi de tam anlamıyla örtüşmüştür.

Başbakan ve hükümeti, Ortadoğu’da yaşanan Arap Baharı’nın bir benzerini küresel güç merkezlerinden aldığı sipariş üzerine ülkemizde de yaşatmak için heyecan içinde harekete geçmiştir.

Bunun için milli itirazlar, milli tepkiler ve milli eleştiriler karalanmakta, kapatılmaya çalışılmaktadır.

Milli nitelikli talep ve tercihler, endişe ve korkular hiç dikkate alınmamakta, bölücü terörün aklanmasına ve canibaşıyla yapılan müzakerelere karşı duran kim varsa taciz edilmekte, saldırı altına tutulmaktadır.

Özellikle, Başbakan’ın bu haftaki grup toplantısında partimizi ve Bursa Kuruluş Mitingimize katılan milli vicdanları hedefine alan bazı değerlendirmeleri akılın ve havsalanın almayacağı kadar tehlikeli ve sorunlu bulunmuştur.

Partimizi ve milli değerleri koruma ve yaşatma inanç ve azminde olan yüzbinlerce Türkiye sevdalısını teröristlerle aynı kefeye koyan bu garabet mantık haddini, hududunu fazlasıyla aşmıştır.

Başbakan Erdoğan terörist görmek istiyorsa el sıkıştığı, kucaklaştığı, yüz göz olduğu PKK’lılara ve İmralı’daki teröristbaşına bakması mutlaka yerinde ve yararlı olacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Türkiye sevdalısı aziz vatandaşlarımızı terörle yan yana getirmek izahı, tevili ve mazereti olmayacak hakaret, hezeyan ve haksızlıktır.

Başbakan Erdoğan bu ağır ithamdan, bu ahlaksız sözlerden dolayı bir an önce özür dilemeli, çirkin ifadelerini geri almalı ve pişmanlık duymalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi acilen bunu beklemektedir.

Unutulmasın ki, PKK’ya bahar yaşatıp, Türk milletini kara kışa mecbur bırakan müflis siyaset zihniyeti eninde sonunda bitecek, mutlaka tükenecek ve mum gibi sönüp gidecektir.