15.03.2001 - Rekabet Kurulu "Regülasyon ve Rekabet Sempozyumu" Konuşması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
Rekabet Kurulu "Regülasyon ve Rekabet Sempozyumu" nda Yaptığı Konuşma
15 Mart 2001

Sayın Bakanlar,

Rekabet Kurumu'nun Sayın Başkanı ve Üyeleri,

Kıymetli Bilimadamları,

Değerli Misafirler,

Sayın Basın Mensupları,

Sözlerime "Regülasyon ve Rekabet Sempozyumu"nda sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederek başlıyorum. Bu vesileyle hepinizi en iyi dileklerimle selamlıyorum.

Bir süredir yaşadığımız kriz sürecinde, böyle bir anlamlı toplantının düzenlenmiş olması sevindiricidir. Sadece ekonomimizin değil, milletimizin de güvene ve istikrara ihtiyaç duyduğu bir geçiş döneminde bulunuyoruz.

Biliyor ve inanıyoruz ki, yaşamak zorunda kaldığımız ekonomik kriz, bizi bir çok açıdan düşündürmeli, ama hiçbir zaman bir karamsarlık girdabına sokmamalıdır. Herkesin çok dikkatli ve özenli olması gereken böyle bir kritik süreçten, ancak akıl ve sağduyu ile çıkabileceğimizi de unutmamak lazımdır.

Yine takdir edilecektir ki, bir taraftan kriz ortamının yerini daha sakin bir atmosferin almasını temin etmeye çalışırken, bir taraftan da ülkemizin yoluna devam etmesi için atılabilecek diğer adımları düşünmek ve gerçekleştirmek kaçınılmazdır.

Diğer bir deyişle, Türkiye geçirmekte olduğu sıkıntılı dönem içinde, eğer kararlarını iyi verir ve verdiği bu kararları eksiksiz uygulamayı başarabilirse, büyüme yolundaki adımlarını daha hızlı ve devamlı bir şekilde atmaya başlayacaktır.

Bunu ne pahasına olursa olsun başarmak, ülkemizin rotasını tekrar büyük ve güçlü Türkiye idealinin gerçek güzergâhına çevirmek durumundayız. Hiç şüphesiz, huzurlu ve müreffeh toplumuyla, modern devletiyle güçlü bir Türkiye'yi ancak hep birlikte inşa edebiliriz.

Bugün herkesin görevlerini en iyi şekilde yapmak için özel bir çaba harcaması büyük önem arzetmektedir. Aynı şekilde, başta siyasetçiler ve aydınlar olmak üzere, ülke olarak çağın zorunlu kıldığı gelişmeleri iyi okumak ve uygulamak hayatiyet kazanmış bulunmaktadır.

Bilindiği gibi, artık ülkelerin ekonomisi ve geleceği ile ilgili kararların verilmesine yönelik mekanizmalar giderek daha katılımcı ve şeffaf hale gelmektedir. Gelişen iletişim teknolojileri sayesinde özlemi çekilen sivil toplum örgütleri karar mekanizmalarına daha olumlu katkılar yapmaya başlamıştır.

Ülkemiz açısından bu noktada umut verici bir diğer gelişme, devlet yönetiminde profesyonelleşme ve uzmanlaşmayı artıracak; dolayısıyla devletin daha etkin çalışmasını, kararların doğru olmasını sağlayacak kurum ve kuruluşların ortaya çıkmasıdır.

T.C. Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı gibi makro ekonomiye yön veren kurumların yanında, özellikle ekonomik istikrarın kalıcı hale gelmesiyle birlikte mikro ekonomi ve endüstri iktisadı alanına yönelik faaliyet gösteren kurumların önemi daha iyi anlaşılacaktır. Bu bağlamda, Rekabet Kurumu ile sektöre özel düzenleyici kurumların faaliyete başlamış olması ve çok kısa sürede bu alanda ülkenin acil ihtiyaçlarını karşılar hale gelmeleri memnuniyet vericidir.

Değerli katılımcılar,

Artık tüm dünya kabul etmektedir ki, devletin aktif olarak piyasalar içinde yer alması ortaya çıkardığı ciddi sorunlar nedeniyle pek mümkün değildir. Arzu edilen büyüme hızına ulaşmak, kaynakları daha etkin kullanmak, üretimde verimliliği artırmak gibi iktisadi amaçları gerçekleştirmek için rekabetçi ve istikrarlı piyasa ekonomisini tüm kurumları ile yerleştirmek gerekmektedir. Türkiye bu açıdan tercihini 1980'li yıllar başında yapmıştır. Fakat, bu tercihin tüm gereklerinin yerine getirildiğini iddia etmek ise mümkün değildir.

2000'li yılların özelliği ise, bu gerekliliklerin vazgeçilmez olduğunun farkına varılması ve büyük bir kararlılık ve azimle, bunlara yönelik atılımların tamamlanmasıdır. Uzun bir süredir sözü edilen yapısal reformların son bir buçuk yıldır özel bir gayret sarf edilerek hayata geçirilmeye çalışılması bu yüzdendir. Söz konusu reformlar tamamlandığında devlet müdahaleci ve üretici konumundan çıkıp, düzenleyici ve yön verici bir kimliğe bürünecektir.

Rekabet ortamının sağlanabileceği sektörlerde Rekabet Kurumu'nun, rekabet ortamının piyasaların doğal tekel nitelikleri nedeniyle sağlanamadığı sektörlerde ise ilgili kurumların gösterecekleri performans düzenleyici bir aktör olarak devletin başarısını ortaya koyacaktır. Şu ana kadar Rekabet Kurumu, Telekomünikasyon Kurumu ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ortaya koydukları çalışmalar ile sadece Türkiye'nin değil, birçok uluslararası ekonomik örgütün de takdirini toplamışlardır.

Devletin iktisadi yapılanması içinde süregelen uzmanlaşma ve profesyonelleşme aktivitelerinin doğurabileceği uyum sorunları ise, rasyonel bir biçimde çözüme kavuşturulması gereken önemli bir konuyu oluşturmaktadır. Dolayısıyla, tüm piyasalarda sağlıklı bir rekabet ortamının oluşturulmasına yönelik olarak faaliyet yürüten Rekabet Kurumu'nun bu ihtiyacı önceden tespit etmesi önemlidir. Kurumun bu bağlamda kapsamlı ve bilimsel bir tartışma platformu oluşturmak üzere yurtiçi ve yurtdışından otoriteleri biraraya getirmiş olması oldukça sevindiricidir.

Değerli katılımcılar,

Ülkemizin AB üyeliğinin de önem kazandığı bu dönemde, krizlerin yol açtığı sis perdesini aralayabildiğimiz ölçüde, kuralları ve kurumlarıyla daha güçlü bir ülke olma yolunda önemli adımlar atmaya devam edeceğiz.

Bu çerçevede gözden uzak tutulmaması gereken önemli bir nokta vardır. Yasama organının çıkarmakta olduğu mevzuat ne kadar yetkin olursa olsun, bu mevzuat ile amaçlanan hedeflere ulaşmak, şüphesiz uygulayıcıların elindedir. Uygulayıcılar kanunları ve kanunlara dayalı olarak çıkarılan ikincil mevzuatı yorumlarken çağın gereklerine ve toplumun ihtiyaçlarına göre hareket etmek durumundadırlar. Hatta söz konusu kurallar bahsedilen ihtiyaçları karşılamakta artık yetersiz kalmışlarsa, yasama faaliyetinin tekrar harekete geçirilmesi, yine uygulayıcıların destekleri ile mümkün olacaktır.

Dolayısıyla, idari ve mali özerklikleri göz önünde bulundurulduğunda devletin idari yapılanması içinde özel bir yer işgal eden düzenleyici kurumların, siyasi etkiden uzak olmalarına karşın, ülkenin geleceğine yön verecek siyasi kararlara uzmanlık alanlarıyla ilgili olumlu katkılarının beklenmesi çok normaldir.

Sonuç olarak, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, çok daha fazla tartışılması gereken bu konuyu düzenlediği sempozyum ile ülke gündemine taşıyarak kuralları ve kurumlarıyla daha modern bir ekonomi yaratılması amacına yönelik çabası ve bu vesileyle bana görüşlerimi ifade etme fırsatı verilmesi nedeniyle bu toplantıyı düzenleyen Rekabet Kurumu'na teşekkür ediyorum. Regülasyon ve Rekabet Sempozyomu'na iştirak eden değerli konuşmacılara başarılar diliyorum.

Bu düşüncelerle sempozyomun ülkemiz için yararlı sonuçlara vesile olmasını diliyor, yüksek heyetinizi birkez daha saygıyla selamlıyorum.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı