Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin “İmralı Canisinin Yakalandığı 15 Şubat 1999 Tarihinin Yıldönümünde Muhtemel Tehlikelerle” ilgili yaptıkları yazılı basın açıklaması. 14 Şubat 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin
“İmralı Canisinin Yakalandığı 15 Şubat 1999 Tarihinin Yıldönümünde
Muhtemel Tehlikelerle” ilgili yaptıkları yazılı basın açıklaması.
14 Şubat 2015

 

AKP Hükümeti’nin bölücü teröre sağladığı geniş imkan, göstermiş olduğu tavizkar tutum ve kolaylıklar ülkemizi belirsiz ve riskli bir sürece mahkum etmiştir.

PKK şehirlere konuşlanmış, teröristler hain provokasyonlarına yenilerini eklemiş ve bölücülük mevzi üstüne mevzi kazanmıştır.

Yıllarca dillendirilen ‘iyi şeyler olacak’ söylemi adeta PKK’ya moral ve motivasyon sağlamış, böylece Türkiye bölünmenin sınır hattına kadar sürüklenmiştir.

Hükümet’in bebek katilleriyle pazarlık masası kurarak her dayatmayı alttan alması milli bekamıza ve milli varlığımıza olağanüstü zararlar vermiştir.

PKK bulduğu her fırsatı kanlı ve barutlu toplumsal olaylara, isyan ve ayaklanma provalarına tahvil etmiştir.

Bölücülük Türk milletine meydan okuyup Türk devletinin egemenlik haklarını aşındırırken Başbakan ve Hükümeti kahredici bir şekilde terörden geçinen çevrelerin elini güçlendirmekle meşgul olmuştur.

Açıktır ki, AKP Hükümeti Türk milletinin yanında durmamış, Türkiye’nin tarihsel ve kültürel mirasını layıkıyla savunmamıştır.

Başbakan ve Hükümeti PKK’yla birlikte, bölücülüğün ortak paydasında, Türkiye hasımlığının ortak zemininde zillete bulaşmış, baştan ayağa işbirlikçiliğin kirine boyanmıştır.

Önümüzdeki günlerde yeniden ısıtılan ‘iyi şeyler ve güzel gelişmeler olacak’ propagandası, dahası müzakereye geçileceğiyle ilgili beyanlar AKP’nin PKK’ya tam tesliminin adeta ispatıdır.

PKK’nın sözde silah bırakacağıyla ilgili asılsız ve beyhude iddialara ilave olarak, yandaş ve kiralık kalemler tarafından, canibaşının serbest kalmasına kamuoyunun hazır olduğuna dair yüzsüzce ifadeler pazarlıkların hangi amaca dönük olduğunu da göstermiştir.

Bununla birlikte İmralı canisinin 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanmasının yıldönümünde yurt genelinde çok vahim bir tahrik kampanyasının tezgahlandığı anlaşılmaktadır.

PKK kitlesel eylem, saldırı, huzursuzluk çıkarma, kışkırtma ve ajitasyonlarla pazarlık gücünü yükseltmenin, yeni tavizler koparmanın peşindedir.

15 Şubat’ta güvenlik güçlerimiz terörün gövde gösterisine asla müsaade etmemeli, gerekli olan tüm tedbirleri acilen ve kademeli olarak almalıdır.

Türkiye eşkıyanın oyuncağı olamayacak, Türk milleti hıyanetin tehdit ve şantajlarına boyun eğemeyecektir.

Başbakan toplumsal huzur ve asayişi temin etmede birinci derecede sorumludur.

Yarın için planlanan olayların şimdiden önü alınmazsa, unutulmasın ki AKP bunun vebaline katlanmak durumunda kalacak ve milli öfkenin hedefi olacaktır.

Başbakan Davutoğlu’nun Kandil ve İmralı’yla aynı maksat ve hedefi yoksa, muhtemel eylemleri engellemek için devletin gücünü derhal harekete geçirmesi başlıca görevidir.

15 Şubat’ta mutlaka sağduyu hakim olmalı, Türkiye bu badireyi atlatmalıdır.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket her zaman olduğu gibi bütün tahrik ve oyunlara kapalı ve mesafeli duracaktır.

Hiçbir dava arkadaşımız olası kavga ve gerilimin içinde, kıyısında, köşesinde bulunmayacak, sabır ve metanet çizgisinden ayrılmayacaktır.

Hükümet ve bölücü mihraklar MHP’nin hızla yükseldiğinin, milletimizden teveccüh görüp takdir topladığının farkındadır.

Bu maksatla Milliyetçi-Ülkücü Hareketi hedef alabilecek, MHP’ye yönelecek bir dizi karalama faaliyeti, olayların içine çekmek amacıyla sinsi tertipler gündeme gelebilecektir.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin millet vicdanında yükselişini ve iktidara yürüyüşünü gören ve telaşlanan AKP-PKK’nın başını çektiği ihanet bloğu kesinlikle boş durmayacaktır.

Bu itibarla adım adım projelendirilen iç huzursuzluk ve kavga ortamına hangi şartlarda olursa olsun düşülmeyecek, İmralı ve Kandil senaristliği altında körüklenen gerilime asla prim verilmeyecektir.

AKP Hükümeti Türkiye’nin hayati çıkarlarını ve temel milli tezlerini kalan siyasi ömründe muhafaza etmez ve PKK’yla yaptığı ortaklığı bitirmezse vatana ihanetten mutlaka hesap verecektir.

O gün geldiğinde molotofun ve bonzainin kim olduğu net olarak anlaşılacak, bunların yanında hainin kimliği ve yüz hatları iyice yüzeye çıkacak, hukuken de somutlaşacaktır.