Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, “İzmir Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma. 9 Mayıs 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
“İzmir Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma.
9 Mayıs 2015

 


 

İzlemek için tıklayınız

Aziz Vatandaşlarım,

Muhterem İzmirliler,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

İzmir yine destan yazıyor, yine Gündoğdu Meydanı’nda milli vicdanlar heyecan dalgası altında Türkiye’ye sahip çıkıyor.

Allah sizleri nazardan esirgesin.

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Güzel İzmir, vakurlu İzmir, onurlu İzmir, dik duruşlu İzmir, maviliklerinde Türk’ün kudretli asırlarını yüzdüren İzmir, seni hasretle bağrıma basıyorum.

Bu meydanı dolduran İzmirli kardeşlerim, sizleri muhabbetle kucaklıyorum.

7 Haziran 2015 Pazar günü yapılacak Milletvekilliği Genel Seçimlerine 30 gün kala İzmir’de bulunmak, bu mahşeri kalabalığa hitap etmek şahsım adına gurur vericidir.

İzmir millet diyor.

İzmir bayrak gibi dalgalanıyor.

İzmir kutlu bir emanet gibi şahlanıyor.

Milli bir heyecan içinde kucaklaşmak için bir araya gelen kardeşlerime, dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.

Bugünkü açık hava toplantımızın, aziz milletimizin geleceğinde çok önemli sonuçlar doğuracağına canı gönülden inanıyorum.

Aliağa’nın, Balçova’nın, Bayındır’ın, Bergama’nın Beydağ’ın, Bornava’nın, Buca’nın, Çeşme’nin, Çiğli’nin, Dikili’nin sesi olacağız.

Foça’nın, Gaziemir’in, Güzelbahçe’nin, Karaburun’un, Karşıyaka’nın, Kemalpaşa’nın, Kınık’ın, Kiraz’ın, Konak’ın, Karabağlar’ın, Menderes’in, Menemen’in nefesi olacağız.

Narlıdere’nin, Ödemiş’in, Seferihisar’ın, Selçuk’un, Tire’nin, Torbalı’nın, Urla’nın ve Bayraklı’nın mesajı olacağız.

Karanlığı sonlandırmak için Bizimle Yürü İzmir.

Hasan Tahsin’in hatıralarını inkar edenlere karşı Bizimle Yürü İzmir.

Yüzbaşı Şerafettin’in astığı bayrağı indirmek için kuyruğa girenlere karşı Bizimle Yürü İzmir.

Mustafa Kemal’e ayyaş diyen ahlaksızlara, Türkiye Cumhuriyet’ini temellerinden sarsmak için hazırlık ve plan yapan arsızlara karşı Bizimle Yürü İzmir.

Türkiye’yi lider ülke hedefine ulaştırmak için destek istiyoruz.

Milliyetçi Hareket’in tek başına iktidar olması için İzmir’den uzanacak el bekliyoruz.

Cumhuriyet’i korumak için destek vermenizi talep ediyoruz.

Bizimle Yürü İzmirli kardeşim.

Dertleri bitirebilmemiz, yapay çatışmaları önlememiz, kavgayı sonlandırmamız ve İzmir’in kurtuluşunu sahiplenmemiz Bizimle Yürü İzmirli kardeşim.

Bölünmeye karşı duran, Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kaygısı olan, ekonomik sorunların bitmesini isteyen, iş ve aş arayışına odaklanan her insanımızın yanında olacağız.

Dün kutlu ecdadımız işgalcileri nasıl defettiyse, inanıyorum ki bunun tekrarı 7 Haziran’da aynısıyla sandıkta tecelli edecektir.

Sizlere güveniyorum, sizlere inanıyorum.

Hepinize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.

 

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Muhterem İzmirliler,

Türk milletine tahakküm kurmak isteyen çevreler devrededir.

Son yurdumuzu parçalama amacı güden zalimler hazır beklemektedir.

Bölünmeyi projelendiren hainler kudurmuş gibidir.

 

Cumhuriyet’i yıkmak için teyakkuz halinde olan iç ve dış odaklar her zamankinden daha da hırslıdır.

Sorgulanan milletimizdir.

Soruşturmaya tabi tutulan kimliğimizdir.

Saldırılan tarihimiz, sulandırılan kültürümüz, savsaklanan hayallerimizdir.

Kimliksizler işbaşındadır.

Köksüzler koltuk sahibidir.

Teslimiyetçiler terfi ve mevki elde etmiştir.

Türkiye’nin karşısında kimler varsa AKP’nin hizasındadır.

İzmir’e gavur diyen alçaklar AKP’nin içinde yuvalanmıştır.

Türklüğü dışlayan, horlayan ve hakir gören milliyetsizler AKP’ye demirlemiştir.

Yunan işgali nasıl zarar verdiyse, Ermeni çeteleri nasıl bir şiddet ve kötülük yaptıysa, bir benzerini AKP sağlamıştır.

AKP 13 yıla yakın bir süredir;

Sözde soykırım lobisine ümit aşılamıştır.

Teröristlere umut vaat etmiştir.

Türküm demekten gocunanlara zeytin dalı uzatmıştır.

Esaretimizi umanlara açık çek vermiştir.

Türkiye bugüne kadar birçok Cumhurbaşkanı gördü, birçok Başbakan görmüştür.

Ama Recep Tayyip Erdoğan gibisini görmemiştir.

Davutoğlu gibi Başbakana ise hiç şahit olmamıştır.

Biri diktatörlük heveslisidir.

Saray, şaşaa, israf, lale devri peşindedir.

Hafız Esad neyse saraydaki odur.

Saddam neyse saraydaki aynısıdır.

Eleştirdiği Mısırlı despot Sisi’nin rol arkadaşı olmayı benimsemiştir.

Büyük Ortadoğu Projesinin küresel taşeronluğuna talip olmuştur.

Yıllar önce bir lokma bir hırka diyerek yola çıkanlar, yoldan çıkmıştır.

Bunların haram para ceplerine girdikçe namus vicdanlarından çıkmış.

Rüşvet kasalara girdikçe ahlak kalplerinden çıkmış.

Haram lokma kursaklarından geçtikçe, helal hanelerinden uzaklaşmıştır.

AKP’ye bakınız, AKP’yi iyi tanıyınız, AKP’yi ve başındaki zevatın niyetlerini iyi belleyiniz.

Haramzadeler, rüşvetçiler, yandaşlar el ele vermişlerdir.

Utanmazlar, yüzü kızarmazlar, ar-haya tanımazlar bir araya gelmişlerdir.

Küresel şebekelerle işbirliğine gitmişler, vahşi kapitalizmle el ele tutuşmuşlardır.

Yemişler, yedirmişler, çalmışlar, çaldırmışlardır.

Recep Tayyip Erdoğan’ın devr-i saltanatının rezaletleri bunlardır.

Her şey milletin gözü önündedir, her şeye millet şahittir.

Ayakkabı kutularında haram paralar.

Vakıf denilen karanlıklarda kirli hesaplar.

Yandaşlara aktarılan ihaleler.

Kağıttan bile kayığı olmayan evlatların gemilerden oluşan filoları.

Bir de bütün bu harama ve rezilliğe gözünü yuman ve ortak olanların yandaş kalemleri, havuzcu destekçileri, kiralık adamları tümüyle meydandadır.

Ermeni’yle yıllardır masaya oturan o, sıkışınca Ermeni’ye kafa tutuyormuş gibi görünen de yine odur.

PKK ile müzakere yapan o, sıkışınca PKK’ya terörist diyen de yine odur.

İmralı canisine sayın diyerek kutsayan o, bunlar terörist diyerek yiğitlik taslayan da yine odur.

İsrail ile ilişkileri hala sürdüren o, sıkışınca İsrail’e meydan okuyor gibi görünen de yine odur.

Yıllardır el ele ihale şebekeleriyle devleti yağmalatan o,  sonra haktan-haramdan bahsederek Müslümanı Allah ile aldatmaya çalışan yine odur.

Avrupa’ya övgüler düzen o, işine gelmeyince Avrupa’yı eleştiren yine odur.

Esat ailesiyle sarmaş dolaş olan, kucak kucağa gezen o; ama aramız açılınca Suriye’nin baş düşmanı olan yine odur.

12 yıl bir ve beraber olduklarıyla kardeşlik hukukunda buluşan o; rüşvet yerken yakalanınca can dostunu paralel safsatayla suçlayan da odur.

Bu kişiyi siz tanıyorsunuz.

Bu kişiyi sizler iyi biliyorsunuz.

İzmirli iş ve aş derdiyken, geçim ve hayat mücadelesi verirken; 1 trilyon 370 milyar liraya kaçak ve karanlık saray yaptıran Erdoğan, sana diyorum, Gündoğdu’dan sana sesleniyorum:

Milletimizle oynama. Çık ve cevap ver.

Kimsin onu söyle, bu saydıklarımdan hangisi sensin, onu anlat.

Hırsız mısın, polis mi?

Darbeci misin, darbeye maruz kalan mı?

Avukat mısın, savcı mı?

Arsız mısın, arlı mı?

Mağlup musun, galip mi?

Mağdur musun, muzaffer mi?

Ahlaksız mısın, ahlaklı mı?

Düşman mısın, dost mu?

Paralel misin, parabol mü?

Çalan mısın, çaldıran mı?

Kanan mısın kandıran mı?

Çok şükür ki bu soruların cevapları son iki yılda daha da netleşti.

Herkes kimin ne olduğunu gördü.

İzmirli gerçeklerin farkına vardı.

Recep Tayyip Erdoğan’da dökülüş başladı.

Ahmet Davutoğlu’nda dağılma baş gösterdi.

AKP adım adım çözüldü, kademe kademe eridi.

Korkuları bu yüzdendir.

Paniğin sebebi budur.

Telaş ve kaygıları bundan dolayıdır.

Erdoğan’ın memuru Davutoğlu bir yandan meydanlardadır.

Başbakan’ın sahibi Erdoğan da komşu meydanlarda nutuk atmaktadır. 

Ama garabete bakın ki,  davul Başbakanın boynundadır.

Tokmak Cumhurbaşkanının elinden düşmemektedir.

Siyasi ahlak mı, bunlarda hiç aramayın.

Siyasal namus mu ikisinde de asla göremezsiniz.

İlke, hak, hukuk, adalet namus, fazilet hak getire.

Kaybettikleri irtifaya tutunabilmek için yapmayacakları kalmamış.

Bukalemun siyasetin iki erbabı bunlardır.

Gittikleri yerin rengini hemen alan bunlardır.

Erivan’da Ermeni, Brüksel’de Avrupalıdırlar.

Vaşington’da Amerikalı, Vatikan’da diyalogcudurlar.

Yöreye göre alevi, şartlara göre sünnidirler.

Olduysa Laz, olmadıysa Romanlıkta karar kılarlar.

Tutturamadılarsa Kürt, tutturdularsa Türkmen olurlar.

Tam bir Çarkı Felek çevirisi gibidirler.

Ne çıkarsa, hangi kimlik olursa bahtlarına.

Şekilden şekile, renkten renge girmekten utanmazlar.

Bunlarda duruş yoktur, kimlik yoktur, kişilik yoktur.

Ama Türk olmayı yük görürler.

Türküm demekten kaçarlar.

Türk milleti demekten sakınırlar.

Hele Mustafa Kemal’den ödleri patlar.

Çünkü milliyetleri meçhul, sicilleri kapkaradır.

Ne oldukları belirsiz, kim ve neye hizmet ettikleri ise belirgindir.

Duydum ki, Erdoğan bugün İzmir’e gelmiş.

Gündoğdu Meydanı’nda yine miting yapmak için olmadık ayak oyunlarına tevessül etmiş.

Şimdi Türk milleti konuşacak, Erdoğan kuzu kuzu dinleyecektir.

Şimdi Türklük konuşacak, ister sevsin, isterse de sevmesin Erdoğan ve Davutoğlu bu meydana kulak kabartacaktır.

Bu Erdoğan neyin peşindedir?

Kenarda durmam demek ne demektir?

Erdoğan konu Türk milleti olunca kenardadır.

Erdoğan konu Cumhuriyet olunca tribündedir.

Erdoğan konu milli ve manevi değerler olunca kayıplardadır.

Ne var ki, PKK takviyeli, Öcalan vizeli, federasyon ve bölünme hedefli başkanlık sistemi gündeme gelince kenarda durmam, duramam demektedir.

Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’da görev ve sorumlulukları ana hatlarıyla çizilmiştir.

Tarafsız olması, herkese eşit mesafede bulunması kurala bağlanmıştır.

Bu halde, Erdoğan her gün siyasi demeçler, siyasi konuşmalar yaparak AKP’ye ne hakla, hangi yetkiyle destek istemektedir?

Muhalefete laf yetiştiren, muhalefetle polemiğe giren bir Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet tarihinin hangi devrinde görülmüştür?

Erdoğan Cumhurbaşkanı olmak dışında her göreve taliptir.

Erdoğan Cumhurbaşkanı olmanın haricinde her yetkiyi kendisine layık bulmaktadır.

Bu görevi kötüye kullanmak değil midir?

Bu yetki gaspı, Anayasa suçu olmayacak mıdır?

Türk milleti 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı seçmiştir. Yoksa despot, tiran, fiili başkan tayin etmemiştir.

Erdoğan yanlıştadır, yanlış istikamettedir.

Meydan meydan gezerek milli iradeye ihanet etmekte, vefasızlık ve sadakatsizlik göstermektedir.

Sistem arıza veriyormuş.

Sistem patinaj yapıyormuş.

Hızlanmaya ve çabuk kararlar almaya ihtiyaç varmış.

Dünya başkanlıkla yönetiliyormuş.

Parlamenter sistem eskimiş ve çökertilmiş.

Üzerimizdeki gömlek dar geliyormuş.

Arabanın her yeri dökülüyormuş.

7 Haziran istasyonmuş ve Türkiye başkanlığa geçmeliymiş.

Erdoğan bunları söylüyor.

Erdoğan bunlarla oyalanıyor, kendi ikbal ve çıkarı için makamının saygınlığını darbeliyor.

İzmir’li kardeşlerim, söyleyiniz bana;

92 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin modası geçti mi? (Hayır)

Rejim ve sistem değişikliği gerekiyor mu? (Hayır)

Başkanlık sistemi gelsin mi? (Hayır)

AKP-PKK-HDP arasındaki yeni Anayasa sözleşmesine onay veriyor musunuz? (Hayır)

Elbette hayır, elbette ve her zaman asla.

Erdoğan, hevesin boşunadır, mücadelen beyhudedir.

İzmirli’nin sana ve niyetlerine geçit vermesi asla mümkün değildir.

Dahası parlamenter sistemin kime, ne zararı vardır?

Erdoğan kendisini ve ailesini temize çıkarmak ve kurtarmak amacındaysa paşa paşa mahkemeye çıkacak, devri iktidarının tüm soru işaretlerinden dolayı hesap verecektir.

Yok çıkmam diyorsa, bana kumpas kuruldu diye inat ediyorsa, montaj, dublaj, paralel ezberini sürdürecekse; az kaldı, 30 gün sonra Yüce Divan yolu kendisi için açılacaktır.

İzmir bu yolda bizimle yürümeye var mısınız? (Evet)

Adaleti tekrar ayağa kaldırmak, ahlak ve vicdanı tekrar egemen kılmak için bizimle yürümeye söz veriyor musunuz? (Evet)

 

Değerli İzmirliler,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Açıkça söylemek isterim ki, Türk milletinin ruhu tarihin hiçbir döneminde zapt olunmamıştır.

Bağımsızlık tercihi, kendi kaderini tayin kudreti hiçbir dönemde kırılamamıştır.

Bu itibarla Türk milletinin manda ve himaye altına alınması da asla mümkün olmamıştır.

Çünkü;

√       Türklük mahkûm olmaz, zillete boyun eğmez.

√       İşgale, esirliğe, menfur niyetlere rıza göstermez.

√       Mütecaviz emellere, tehditlere onay vermez.

Her birimiz Hasan Tahsin, her birimiz Yüzbaşı Şeref oluruz; sonuna kadar direniriz.

Her birimiz Konak’taki hükümet binasına şanlı Türk bayrağını çeken kahramanlık oluruz, her şeyi göze alırız.

Ve her birimiz Mustafa Kemal olur “Ya İstiklal Ya Ölüm” seslenişinin çevresinde halka halka dizilerek yurdumuzu ve mukadderatımızı tesadüflere bırakmayız.

Milletimizin meydanlarda ibraz ettiği zaferler, kanla yazdığı tarih sayfaları çeliğin, barutun ve her türlü ölüm vasıtasının iman ve vatan sevgisi karşısında çaresiz kalacağına tam olarak şahitlik etmektedir.

Türk milletinin akan kanları, semada yankılanan Allah Allah nidaları ve topraklarımızın her karışında bulunan aziz şehitlerimizin ruhları varlığımızın güvencesi, Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır.

30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’dan yükselen muzafferiyet 9 Eylül’de İzmir’de son vuruşunu yapmış; Allah’a şükürler olsun ki, kiri, pası ve düşman postalını denizin dibine süpürmüştür.

Türk milleti ateşin karşısına inancıyla dikilmiş ve kesinlikle geri adım atmamıştır.

29 Ekim’de ilanı yapılan milli hâkimiyet; boyunduruk altında tutmak için hazırlanmış esaret zincirlerini eritmiş, varlığımıza geçirilmeye çalışılan prangaları parçalamıştır.

Türk vatanının her yöresi gaza ve şehadet diyarı olduğunu yüksek bir erdem eşliğinde tescil etmiş ve geleceğine toz ve pislik konmayacağını haykırarak duyurmuştur.

Bugün, cesaretimizi temin ve idame eden bu muhteşem mirastır.

İstikbalin emanetçileri olarak sorumluluklarımızın ve vazifelerimizin elbette şuurundayız.

Ancak bunun farkında olmayan, milli bayramları tahrip etmekte ısrarlı olan AKP hükümetine de müsamaha göstermeyiz, göstermeyeceğiz.

Bu çerçevede;

Biz, kutsiyetlerimizin çiğnenmesine ve kadavra haline dönüştürülmesine şiddetle karşıyız.

Biz, psikolojik, sosyolojik kaynaklarımızın, milli ve manevi güçlerimizin emilmesine kararlılıkla direniyoruz.

Biz, ikinci cumhuriyetçilerin ihanet geçidine, kurucu sütunları yıkmak için zaman ve fırsat kollayan çapsız ve nursuzlara direnç gösteriyoruz.

Cumhuriyet’in surunda gedik açmaya ve kuruluş felsefesini terse çevirmeye çalışan AKP zihniyeti boşuna uğraşmasın, başaramayacaktır.

Bir gün federasyoncu, diğer gün cumhuriyet yanlısı; bir gün bölücülük meraklısı, başka bir gün farklı bir tavrın içinde bocalayan yörüngesiz CHP merak buyurmasın, amacına ulaşamayacaktır.

Çünkü Milliyetçi Hareket hem Cumhuriyet’in teminatı hem de ecdad mirasının koruyucusudur.

Üç hilal; 29 Ekim’den öncesini de sonrasını da aynı tarih çizgisinin, aynı kader gemisinin ve aynı ülkü yolunun birbirini tamamlayan iki muhteşem safhası olarak görmektedir.

Bunun için,  Türk milletinin Ötüken’den Ankara’ya gelesiye kadar gösterdiği her çaba, ortaya çıkardığı her eser, yaptığı her mücadele ve bıraktığı her miras bizim için namus ve şeref konusudur.

Geçtiğimiz yüzyılda milli mücadeleyi gerçekleştiren, daha önceki yüzyıllarda Türk milletini kıtalara taşıyan ruhun bugünkü varisleri işte bugün burada, çok şükür bu meydandadır.

Aziz İzmirli kardeşlerim, buradan hepinize soruyorum.

Milletimize sahip çıkmaya hazır mısınız? (Evet)

Geleceğinize sahip çıkmaya hazır mısınız? (Evet)

İzmir’e sahip çıkmaya hazır mısınız? (Evet)

O halde bunun yolu, tam 30 gün sonra, tertemiz vicdanlarınızla sandıkta üç hilale vuracağınız EVET mühründen geçmektedir.

Pişmanlığa zaman kalmadı.

Türkiye’mizin de sabrı tükendi.

Çare “Tek Başına MHP”dir.

Türkiye için “Tek başına MHP”nin iktidarı lazımdır.

İzmir için “Tek başına MHP” şifa ve umuttur.

AKP’ye oy veren kardeşim, ülkemiz kötüye gidiyor.

Artık siyasi taassup ve tarafgirlikle hareket edecek vakit kalmamıştır.

AKP, aldığı oyları kötüye kullanmış, Türkiye’yi enkaza çevirmiştir.

AKP’ye destek veren kardeşim; ülken için, milletin için, vatanın için, geleceğin için bu defa birlikte yürüyelim.

Bunlarda hayır yoktur, bunlarda ümit yoktur, bunlarla huzur yoktur.

CHP’ye oy veren vatandaşlarım, Atatürk’ün kurduğu partinin halini görünüz. Alkışçıların düştükleri acıklı manzaradan ibret alınız.

Çağrım bu defa bizimle yürüyün.

Kararsız duran, henüz tercihini yapmamış kardeşim; boşuna zaman kaybetme, MHP bil ki seninle, senin yanında.

İzmirli vatandaşlarım, vakit gelmiştir. Tereddüt göstermeyiniz.

Geçmişte size ihtiyaç olan her anda ortaya çıktınız ve bayrağı yükselttiniz.

Bugün de yine birlik, beraberlik, bağımsızlık, milli kimlik için sizlere ihtiyacımız vardır.

Vatan için, Cumhuriyet için, Bayrak için sizlerin desteğine ihtiyacımız vardır.

Bu meydandan hepinizden duymak istiyorum.

İzmir’in gür sesini tüm Türkiye’ye, bütün Dünya’ya duyurmak istiyorum.

Sesinizi Başkent Ankara duymalı, uyuyanlar uyanmalıdır:

İzmirli,

Tarihi gün yaklaştı, sandığa gitmeye hazır mısın? (Evet)

Türkiye’mizin etrafındaki kuşatmayı yarmaya hazır mısın? (Evet)

Türk milletini düştüğü darboğazdan kurtarmaya hazır mısın? (Evet)

Ve karar günü geldiğinde mührünü üç hilale vurmaya hazır mısın? (Evet)

Allah hepinizden razı olsun, hepinize şükranlarımı sunuyorum.

Değerli Kardeşlerim,

Milliyetçi Hareket Partisi Seçim Beyannamesini Toplumsal Onarım ve Huzurlu Gelecek vizyonuyla açıklamıştır.

Türk milleti söz ve hedeflerimizi heyecanla karşılaşmıştır.

Beş ana projemizle milletimizin tüm sıkıntılarını çözeceğiz.

Yoksullukla savaşacağız, yolsuzlukla ve terörle mücadele edeceğiz.

Devlet ve yönetim reformuyla çürümenin önüne geçeceğiz.

Ahlak ve kalitenin tesisiyle çöküşü engelleyeceğiz.

Üreten Ekonomi Programımızla sanayinin, işadamlarımızın, aç ve açıkta kalan milyonlarca masum vatandaşımızın sorunlarını gidereceğiz.

Ekonomi büyüyecek, insanımız refah ve zenginliğe ulaşacaktır.

Türkiye, MHP iktidarıyla, milli varlığına, tarihi misyonuna sahip çıkarak bugün içinde bulunduğu ataletten kurtulacaktır.

Ülkemizi 2023’de bölgesel güç ve küresel aktör, 2053’te de küresel güç mertebesine çıkaracağız.

Hedeflerimiz büyük, ülkülerimiz berrak ve herkesi kapsamaktadır.

Türk firmaları dünyada rekabet edebilecek, Türk Malı” markalı ürünler dünya markası haline getirilecek ve dünyanın her yerinde en çok aranan ürünler olacaktır.

Kaynaklarını hesaplayarak açıkladığımız plan ve projelerimiz bir yönüyle iktidar programıdır.

Emekli kardeşim biliyorum, düşük aylığınla geçinemiyorsun. Zor hayat şartlarına mahkumsun. Hatta karnını doyurmak için ek iş yapıyorsun.

Emeklilerimize sesleniyorum, Mart ayında 1400 ve Eylül ayında 1400 lira olmak üzere yılda toplam 2800 lira Emekli Destek Ödeneği almak için bizimle yürüyün.

Mazlumlar, ezilenler, itilip kakılanlar bizimle yürüyün.

Çiftçi, esnaf, işçi, memur ile Cumhurbaşkanı ve milletvekili emeklisine aynı tutarda ödenek vermek için Bizimle Yürü İzmir.

Emeklilerimizin banka promosyonu alabilmeleri için Bizimle Yürü İzmir.

Esnafın emekli aylığından kesilen sosyal güvenlik destek priminin kaldırılması için Bizimle Yürü İzmir.

Şahit olun, sözümüz sözdür:

Emekli aylıkları arasındaki eşitsizliği gidereceğiz, emekli aylığı hesabındaki refah payını yükselteceğiz.

Kamu çalışanlarımızın çeşitli isimler altında ödenen tüm ek ödenekleri emekli aylığına yansıtacağız.

Emeklilikte yaşa ve prim gün sayısına takılan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini çözeceğiz.

Asgari ücretle çalışan kardeşlerim, neler çektiğinizin farkındayım.

Asgari ücreti net 1400 liraya çıkarmak, büyük şehirlerde her ay 100 lira şehir içi ulaşım desteği vermek, evi olmayan muhtaç ailelere 250 lira kira yardımı yapmak için Bizimle Yürü İzmir.

Büyükşehirlerde evi olmayan asgari ücretle geçinen kardeşimizin 1750 lira alabilmesi için Bizimle Yürü Türkiye.

İmamsız ve müezzinsiz cami kalmaması için Bizimle Yürü İzmir.

Köy ve mahalle muhtarları maaşlarının en az asgari ücret kadar yükselmesi, yani en az 1400 lira olması için Bizimle Yürü İzmir.

Köy ve mahalle ihtiyar heyetinde görev alan kardeşlerimin her ay 150 lira huzur hakkı alması için Bizimle Yürü İzmir.

Çiftçi kardeşim Allah’ın izniyle yüzünü güldüreceğiz. Başta mazot, gübre ve yem olmak üzere temel girdileri ucuza alabileceksin.

Ve mazotta, gübrede, ilaçta, tohumda, yemde, fidede, ÖTV ve KDV’yi tamamen kaldırmak için Bizimle Yürü İzmir.

Belinizi büken mazotu 1 lira 75 kuruşa indirmek için Bizimle Yürü İzmir.

Tarımı canlandırmak, çiftçimizi, hayvan üreticimizi borçtan dertten kurtarmak için Bizimle Yürü Türkiye.

Hayvan üreticilerinin yem ve kepek başta olmak üzere, kullandıkları girdilerdeki KDV’yi yüzde 1’e düşürmek için Bizimle Yürü İzmir.

Orman köylüsünün mağduriyetini gidermek için, 2/B sorununu adil bir şekilde çözmek için Bizimle Yürü İzmir.

Canlı hayvan kaçakçılığını önlemek, et ve sütte garanti fiyat uygulamak için Bizimle Yürü İzmir.

Esnaf ve sanatkar kardeşim, yeni işyeri açtıysan, beş yıl süreyle gelir vergisinden seni muaf tutacağız.

İlave olarak, kendi adına ödediğin sigorta primlerinin yarısı beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacaktır.

Şoför esnafımız duy sesimizi, aldığın yeni ticari araçtan 10 yıl kullanmak kaydıyla KDV ve ÖTV almayacağız.

Kamyon, otobüs, dolmuş ve taksi şoförlerimiz çalışma sürelerinizin her 4 yılı için bir yıl fiili hizmet zammı alacaksınız.

Esnaf, Bağ-Kur emeklilerimizin aylıklarını iyileştireceğiz. Gerçek manada intibak düzenlemesini yapacağız. Emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri gidereceğiz.

Esnaf ve sanatkarımızın emekli aylığından sosyal güvenlik destek primi kesilmesine son vereceğiz.

Bizimle Yürümeye Hazır mısınız?

İşsiz kardeşim, sanayicilerimiz meraklanmayın, Üreten Ekonomi Programımızla her yıl 700 bin insanımıza iş sağlayacağız, sorunlarınızı bitireceğiz. Bizimle Yürüyecek misiniz?

Yoksul kardeşim, 30 gün daha dayan, senin sorunlarını hepten bitireceğiz.

Bugüne kadar kim hangi ad altında, hangi tutar ve miktarda yardım alırsa alsın, anasının ak sütü gibi helali olan sosyal yardım ve desteklerden kesinlikle mahrum bırakılmayacaktır.

Ve de bu yardımlar refah artışı kapsamında artırılıp devam ettirilecektir.

Muhtaç durumda olan ailelerimizin en az bir ferdine iş vereceğiz.

İş sağlanana kadar, asgari ücretin yarısı kadar, yani 700 lira “Aile Desteği” adı altında ödeme yapacağız.

65 yaşını doldurmuş kardeşlerim, size ödenen aylığı 300 liraya çıkaracağız.

Yaşlısına bakmakla yükümlü ailelere sosyal bakım yardımını helalinden vereceğiz.

Kamuya ait atıl arazileri yoksullarımıza vermekle kalmayacak, istihdam amaçlı olarak bedelsiz büyük ya da küçükbaş hayvan vereceğiz.

Bizimle Yürümeye söz veriyor musunuz?

Evi olmayan muhtaç ailelerimize sosyal konut sağlayacağız.

Veya 250 lira kira yardımı yapacağız.

İlköğretime ve ortaöğretime devam eden evlatlarımızın annelerine muhtaçlık durumlarını dikkate alarak en az 50 lira vereceğiz.

6 yaş altı bebek ve çocuklar ile hamile veya lohusa annelere şartlı sağlık yardımını artıracağız.

200 kilowatsaat elektrik tüketen ve ödeme gücü olmayan vatandaşlarımıza faturanın yüzde 75’ini geri ödeyeceğiz.

Engelli kardeşim seni asla unutmayız.

18 yaşını doldurmuş ve başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyen engellilerimize 600 lira, diğer engelli aylığı ve 18 yaş altı engelli aylığını 400 liraya çıkaracağız.

Bizimle Yürü İzmir.

Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Harcama Kartları, yani Hilalkart uygulamasına geçeceğiz.

Aylık almayan, annesi ya da babası veya her ikisi de vefat etmiş evlatlarımız, size de her ay 100 lira cep harçlığı vereceğiz.

Gazilerimize 3600 günde emekli olma hakkı getireceğiz.

Bütün şehit yetimlerine iş imkanı sağlayacağız.

Öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeden istifade etmelerinin önünü açacağız.

Bizimle Yürü Türkiye.

Öğretmenlerin özür grubu tayinlerinde yaşanan sorunları bitireceğiz.

Ek ders ile eğitim ve öğretim tazminatlarını yükselteceğiz.

Kadrosu olmadan çalışan sözleşmeli, geçici öğretmenlerimizi kadroya almanın yanında, atanamayan öğretmen çilesine son vereceğiz.

Her öğrencimize, başarılı olmak kaydıyla, 10 bin liraya kadar yükseköğretim kuponu vereceğiz.

Yuva kuracak gençlerimize 10 bin lira tutarında, iki yıl vadeli, faizsiz kredi imkânı sağlayacağız.

Emniyet mensuplarımızın çalışma şartlarını ve özlük haklarını iyileştirecek, bu kapsamda polislerimizin ek göstergesini 3600’e çıkaracağız.

Astsubaylarımızın intibaklarını yapacak, haklarını verecek, uzman jandarma ve uzman erbaşların tüm mağduriyetlerini gidereceğiz.

Cemevi gerçeğini siyasi kaygılardan uzak bir şekilde kabul edecek ve devlet yardımının önünü açacağız.

Gelir dağılımındaki adaletsizliği gidereceğiz.

Devletin asli ve sürekli hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçilere kadro vereceğiz.

Köleliği andıran işçi çalıştırma düzenine son vereceğiz.

Kapatılan belde belediyeleri, özel idareleri ve köyleri yeniden kuracağız.

Siyasi ahlak yasasını çıkaracağız.

Kamuda sözleşmeli, geçici, taşeron çalışanı, 4/B’li, 4/C’li, vekil ve benzeri şekilde istihdam edilenlerin alayını kadrolu yapacağız.

Bölücülüğün ve terörün kökünü kazıyacak, milli birliğimizi ve kardeşliğimizi güçlendirecek yeni bir anayasayı milletimize hazırlayacağız.

Biliniz ki başaracağız.

Temiz siyaset, dürüst yönetim için Bizimle Yürü İzmir.

Dik baş, tok karın, mutlu yarın için Bizimle Yürü İzmir.

İzmir, bizimle yürüyecek mi? (Evet)

7 Haziran’da MHP’ye oy verecek misiniz? (Evet)

7 Haziran’da vatana, millete ve geleceğinize sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Genel seçimler, büyük milletimizi tıpkı asırlar öncesinde olduğu gibi lider ülke Türkiye ülküsüne götürecek yolun başlangıcı olacaktır.

Tek başına iktidarımız, Türkiye’nin yeniden ayağa kalkmasını sağlayacaktır.

Türkiye sizinle tarih yazacaktır.

İşte İzmir, her şeyin tanığıdır.

Rabbim hepinizden razı olsun.

Sizleri bir kez daha sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Sağ olun, var olun.

Bizimle Yürü İzmir.

Bizimle Yürü Türkiye.

Ne mutlu Türküm Diyene.