Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, “Amasya Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma. 13 Mayıs 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
“Amasya  Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma.
13 Mayıs 2015

 

 

 

Aziz Amasyalılar,

Değerli vatandaşlarım,

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Şehzadeler şehri Amasya’da sizlerle beraber olmaktan iftihar ediyorum.

Anıt Meydanı’nı dolduran kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.

Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Çelebi Mehmet’in, II.Murat’ın, Fatih’in, II.Bayezit’in şehrini bağrıma basıyorum.

Buradan Göynücek’e, Gümüşhacıköy’e, Hamamözü’ne, Merzifon’a, Suluova’ya, Taşova’ya yürekten selamlarımı gönderiyorum.

Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen, katkısı bulunan her dava arkadaşıma teşekkür ediyorum.

26 gün sonra yapılacak 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimi’nin ülkemizin birliğine, milletimizin dirliğine, insanımızın refahına katkılar sağlamasını Allah’tan niyaz ediyorum.

Barış, huzur ve esenlik içinde demokratik bir yarışın gerçekleşmesini ümit ediyor, seçime katılan partilere başarılar diliyorum.

Ve hepinize hoş geldiniz, güzellikler getirdiniz diyorum.

 

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Muhterem Amasyalılar,

Amasya Milli Mücadele yıllarının gurur abidesidir.

Amasya milliyetçi ruh ve iradenin hareket ve karar merkezidir.

Mustafa Kemal ve arkadaşları 12 Haziran 1919’da bağımsızlık sevdasıyla bu kutlu vatan topraklarına gelmişlerdi.

22 Haziran 1919’da yayımlanan Amasya Tamimiyle; milletin bağımsızlığının, yine milletin azim ve kararıyla kurtulacağını dünya aleme ilan etmişlerdi.

Amasya vatan demiştir.

Amasya bayrakta birleşmiştir.

Amasya istiklal aşkıyla kavrulmuştur.

Amasya Türklüğün haysiyet ve şerefini temsil etmiştir.

Şimdi soruyorum sizlere;

√       96 yıl önce başarmıştınız, 7 Haziran’da yine yapacak mısınız? (Evet)

√       96 yıl önce teslimiyete boyun eğmemiştiniz, 7 Haziran’da aynı duruşu gösterecek misiniz? (Evet)

√       96 yıl önce yedi düvele kafa tutmuştunuz, 26 gün sonra bu asil ve soylu tavrınızı yine tekrarlayacak mısınız? (Evet)

Amasya’dan başkası beklenmez, Amasya’ya başka bir şey yakışmaz.

Amasya istimara gelmez, yalanlara kanmaz, ayak oyunlarına bakmaz.

Amasya kimliksizlerin oyununu bozar, dün olduğu gibi kaderine bir kez daha sahip çıkar.

Biliniz ki, 7 Haziran’da sandığa gittiğinizde, Türkiye’nin ikinci kurtuluşuna destek olacaksınız.

İnanıyorum ki, Türk milletini huzurlu ve mutlu bir geleceğe taşımak için sorumluluktan kaçmayacaksınız.

Gazi Mustafa Kemal Amasya’ya ayak bastığında, Müftü Hafız Tevfik Efendi ve arkadaşları tarafından karşılanmıştı.

Bu Müftümüz demişti ki; “Bütün Amasyalılar emrinizde, gazan mübarek olsun Paşam”.

Ben de diyorum ki, Amasya, 7 Haziran’daki gazan mübarek olsun.

Bildiğiniz gibi 2015-2019 yılları arasını “Onarım, Bütünleşme ve Atılım” Dönemi olarak belirledik.

Bu demektir ki, Allah’ın izniyle bize yetki verilince bir şeyleri onaracağız.

Bu onarım bir şeylerle bütünleşmemizi sağlayacaktır.

Ve bunlarla bir atılım gerçekleştireceğiz.

AKP yıllarının enkaz ve pisliklerini imha edip yerine mutlaka yenisini, daha güzelini koyacağız.

Rüşveti, kayırmacılığı, hırsızlığı ve aldatmayı ise AKP ile birlikte tarihe gömerek hesap sorma sürecini başlatacağız.

AKP zihniyeti 13 yıldır işbaşındadır.

Yaptıklarını yaptılar, yapamadıklarını harabeye çevirdiler.

Bunlar herkesin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Dağılmadık yapı, kırılmadık gönül, incinmedik yürek bırakmadılar.

3 Kasım 2002’de Adalet ve Kalkınma adı ile işbaşına geldiler.

Partilerinin adını taşıyan “adaletin” durumuna hepiniz şahitsiniz.

13 yılda, adalet ile rezalet yer değiştirmiştir.

Çürüme ve kokuşma ayyuka çıkmıştır.

Ne çocuklarımızın girdiği sınavlara güvenimiz kalmıştır.

Ne polislerimizin okuduğu okullardan eser kalmıştır.

Ne memur alımlarında hakkaniyet gözetilmiştir.

Ne de hak, hukuk ve helal kazanca riayet edilmiştir.

Devir haram yiyenlerin devridir.

Devir ayakkabı kutularına Amasyalı masumun nafakasını koyan vicdansızların devridir.

Namuslu olmak kenardadır.

Şerefli ve onurlu duruş rafa kaldırılmıştır.

Başbakan Davutoğlu dün Isparta’da konuşarak, bize verip veriştirmiştir.

Öğrendim ki, bize şeref ve ahlak dersi verecekmiş.

Hikmet öğretecekmiş.

Vay zavallı vay, şeref kim siz kimsiniz.

Ahlak kim siz kimsiniz.

Hikmeti kim kaybetmiş de siz bulacaksınız.

Davutoğlu şeref konusunda allame ise, önce sarayda özel ders vermeye başlamalıdır.

Ahlaklı olmanın şuurundaysa, evvela etrafındaki rüşvet, ihanet ve yolsuzluk çetelerine söz geçirmeyi, onları doğru yola getirmeyi denemelidir.

Hamd olsun, biz şeref üstüne ettiğimiz yeminleri çiğnemedik.

Biz ahlak ve namus üzerine bina ettiğimiz ilkelerimizi bozmadık.

Biz verdiğimiz sözlerden caymadık, dün söylediğimizi bugün yalanmadık.

Neysek oyuz dedik, neye inanırsak onu söyledik.

PKK’yla pazarlık yapıyorsunuz dediğimizde, şeref bahsine girenlere aldanmadık.

Bize şerefsiz diyenlerin, kısa zaman içinde şerefsizlik çukuruna düşmelerini de ibretle izledik.

Anayasa’ya göre şeref üstüne yemin edip, şerefsizliğin esiri olmadık.

Davutoğlu bilmiyorsan sana söyleyeyim; biz Türk milletinin sinesinden doğmuş, Türk tarihinden cesaret bulmuş, Türk-İslam ruhunu ülkü edinmiş Milliyetçi Hareket Partisi’yiz.

Bizden serok çıkmaz, bizde teröriste sevdalanmış bulunmaz.

Bizim aramızda Kandil’deki cinayet örgütüyle telefon irtibatı kurup, TSK operasyon yapacak tedbir alın diyen işbirlikçiler de olamaz.

Davutoğlu şerefi biliyorsa, 17-25 Erdoğan’a öğretsin.

Namuslu olmayı biliyorsa, vatan topraklarını bırakıp kaçanlara anlatsın.

Bu şahsiyet; milliyetçiliği öğretmeye kalktı fındık kurdu oldu, şerefi öğretmeye kalkışmasıyla da ne olacağını herkes yakında görecektir.

Davutoğlu, bir siyasetçinin şerefinin vatan toprağının her köşesine adım atmasıyla ölçüldüğünü söylemiştir.

Bu yeni şeref tanımı literatüre girmeye şimdiden adaydır.

Bizim böyle bir tanım içinde de kendimizi dışarıda görme durumumuz yoktur.

Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi vatanın her yerindedir.

Tarlalardayız, fabrikalardayız, meydanlardayız, caddelerdeyiz, salonlardayız, üniversitelerdeyiz.

Yüreklerde, gönüllerde, fikirlerde ve dualardayız.

İşyerlerindeki emek, ticaretteki helal kazancız.

Biz Ötüken’deki ülküyüz.

Biz şehitlerin duasındayız.

Biz tezgahlardaki alın teriyiz.

Biz göz nuruyuz, sevda türküsüyüz.

Biz milletin dilindeki umuduz.

Biz gönderdeki ay yıldızlı al bayrağız.

Biz tarihteki hatıra, andaki haysiyet, yarınlardaki heyecanız.

Biz Türkiye’yiz, biz Türk milletiyiz.

78 milyonun kalbindeki özlemiz.

780 bin kilometrekaredeki iddiayız.

Türklüğün yaşadığı coğrafyalardaki türbedarız.

Ecdadın gururu, gelecek nesillerin ümit çeşmesiyiz.

Biz şehitler ölmez vatan bölünmez seslenişindeki cesaretiz.

Biz, Ne Mutlu Türküm Diyenlerin son kalesiyiz.

Biz Türkiye’nin her köşesinde, her dağında, her taşında, her ovasında, her hanesinde, her insanımızın gönlündeyiz.

Davutoğlu yine diyor ki, “Türkiye’nin her meydanına gitsinler, halkla buluşsunlar, ondan sonra milliyetçilik taslasınlar.”

Anlaşılan, Başbakan sarayda aklını ve şuurunu iyice tüketmiştir.

Amasya’da halkımız yok mu?

Amasyalılarla buluştuğumuz bu meydan değere layık değil mi?

Davutoğlu, bize ne söylemeye çalışıyorsun?

Dilinin altında neler saklıyorsun?

Tunceli’ye gidemezsiniz dedi, gittik mi?

Tunç yürekli kardeşlerimizle buluştuk mu?

Davutoğlu şahsıma meydan okumuştu, layığını buldu mu? Yüzü kapkara kesildi mi?

İstediğimiz zaman, istediğimiz yerde oluruz, aziz vatandaşlarımızla her zeminde kucaklaşırız.

Kimseden izin alacak halimiz yoktur.

Kimseye şirinlik yapacak, kendimizi beğendirecek halimiz de olmayacaktır.

Başbakan Kandil’e gitsin, İmralı’da muhabbete dalsın, Oslo’da zillete batsın, teröristlerle rezalete ortak olsun, Barzani’yle sıra gecelerinde kendinden geçsin.

Hediye ayakkabıları iadede gösterdiği titizliği, kutulara istiflenen haram paralar ortaya çıktığında hiç aklına getirmeyen Başbakan, başka kapılarda gezsin, kendine başka meşgaleler bulsun.

Biz Amasyalılarla birlikteyiz, Amasya’nın huzurundayız.

Hele ki, bizim milliyetçiliğimizi ağzına almaya Davutoğlu’nun seviye, birikim ve sicili yetmeyecektir.

Bizim milliyetçiliğimizi konuşmaya Davutoğlu’nun bilgi ve zihniyeti kafi gelmeyecektir.

Bize şeref dersi vermek Davutoğlu’nun harcı değildir.

Bize şereften bahsetmek şeref mağluplarının, şeref kaçkınlarının haddi değildir.

Bizim ön ismimiz şeref ise, soy ismimiz namustur.

Böyle bilir, böyle inanırız.

Şimdi Davutoğlu söylesin, şu sorularıma yüreklice cevap versin:

PKK’yla Türkiye’yi paylaşmak, çözülmeyi milli birlik projesi olarak yutturmaya çalışmak şerefli olmanın neresinde yazılıdır?

Teröristlerle pazarlık yapmak, PKK’ya söz ve vaat vermek şerefli olmakla nasıl izah edilecektir?

Türklüğe düşmanlık yapmak, Amasya’nın emanetlerine yüz çevirmek nasıl bir şeref anlayışıdır?

İslam’la kandırmak, Allah’ın Yüce kitabını siyasete malzeme yapmak hangi şerefin sonucudur?

Onbinlerce vatan evladının kanını döken bir caniyi parlatmak, teröristleri alkışlayıp milliyetçileri ve Türklüğü yuhalatmak şerefli olmakla nasıl bağdaştırılmaktadır?

Müslüman katline onay verip, BOP’a mihmandarlık yapmak şerefli olmakla nasıl izah edilecektir?

Davutoğlu, gel bu şeref meselesini bir kenara koy.

Gel 17-25 Erdoğan gibi altından kalkamayacağın yükü omuzlama.

Çünkü siz ve zihniyetiniz şerefe en ağır operasyonu yıllardır yaptınız.

Çünkü siz şerefsizliğin markası oldunuz.

Bize milliyetçilik öğretecekmiş.

Almanya’da demiştim, yine diyorum; fındık kurdundan bozkurt olmaz, haçlılarla emel ve hedef birliği yapandan şeref çıkmaz.

Davutoğlu geçmiş olsun sana.

Sen şeref ve milliyetçilik trenini uzun zaman önce kaçırdın.

 

Değerli Vatandaşlarım,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

AKP düzeninde, gün geçmiyor ki, bir hukuk skandalı patlak vermesin.

İnsanımız bakıyorsunuz bir gün tutuklu, ertesi gün serbesttir.

Sabahın köründe sözde operasyonlar, insanlar derdesttir.

Sanıklar bir gün önce idamlık, elleri kelepçeli, ertesi gün masumlardır.

Davalar yanlıştır, hakimler kuşkuludur, savcılar tutarsızdır, sanıklar şaşkındır, avukatlar çaresizdir, tanıklar yalancıdır, deliller sahtedir.

AKP zihniyetinin parmağı, adaletin gözüne girmiştir.

Mahkemeler garabet kumpanyasıdır.

Deyim yerindeyse tilkiler savcı olmuş, tavuklar tanıktır.

Canavar yargıç kürsüsünde, kuzular sanıktır.

Kim haklı, kim haksız birbirine geçmiştir.

Kim yalancı kim dürüst içiçe girmiştir.

Masum musun, mahkûm mu belli değildir.

Sanık mısın, tanık mı birilerinin keyfine kalmıştır.

Nerede AKP orada haksızlıktır,

Nerede AKP orada pisliktir.

Nerede AKP orada rezilliktir.

İşini özeti budur.

AKP saltanatının adaletinde:

Bir gün önce vatan kahramanısın, ertesi gün hain.

Bir gün önce darbecisin, ertesi gün mazlum.

Bir gün önce el öpülen, ziyaretine gidilen yüce din alimisin.

Ertesi gün AKP’ye rakip paralel örgütün gizil şefisin.

Bir gün önce mübarek bir Allah dostusun dillerinde övgüleri bitmeyen.

Bir gün sonra, Erdoğan’ın işine gelmediği anda maazallah oluyorsun “Hoca görünümlü Şaklaban”

Yeri gelir; Pensilvanya’ya bakanlar kafileyle gider, milletvekilleri gönderilir, ne istediler de vermedik denilir.

Yeri gelir dün övülenler, el üstünde tutulanlar Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne legal görünümlü illegal örgütler olarak yazılırlar.

Bu vesile ile buradan bütün Allah dostu mübarek zatlara sesleniyorum:

Türkiye’de şu anda gerçekleşenlerden ibret alınız.

Bilesiniz ki aynıları yarın sizin de başınıza gelebilecektir.

Bugünkü inanç istismarcılarının sizi de şaklaban, şarlatan, işbirlikçi, paralelci ve hain olarak suçlamaları yakındır.

Sizleri tıpkı darbeciler gibi yargılamaları zaman meselesidir.

Gelin bu korku ile yaşamayın.

Gelin bu baskının buhranını bir kez daha denemeyin.

Sizlere saygı duyuyoruz, sizleri önemsiyoruz.

Her vatandaşımıza olduğu gibi inançlarınızı nasıl yaşayacağınıza karar verecek olan biz değiliz. Hepinize aynı mesafede olacağız.

Gelin, Milliyetçi Hareket’in uzlaşmacı ve inançlara saygılı kadrolarına itimat edin.

İnançlarınızın gereğini sonuna kadar özgürce yaşayın.

Ve AKP’nin istismar felaketini hep beraber sonlandıralım.

Bu haram kervanına, bu ihanet furyasına milli ve imanlı kalplerle direnelim.

Dinimizi çarpıtan müşriklere hep birlikte karşı koyalım.

 

Aziz Amasyalılar,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Amasyalı işsizlik ve yoksullukla yüz yüzedir.

Amasyalı kaygı ve korku içindedir.

Amasyalı AKP zihniyetinin kendisini uçuruma götüreceğini artık fark etmiştir.

Amasyalı kardeşim, bilesin ki, çaren vardır ve çok yakınındadır:

Bilesin ki yalnız değilsiniz, yardım eli çok yakınınızdadır.

Elinizden tutacak ve yükseltecek bir kudret yanı başınızdadır.

Ve tek başına MHP Amasya’nın ve Türkiye’nin hizmetindedir.

Çaresizliğe karşı MHP,

Yoksulluğa karşı MHP,

Yolsuzluğa karşı bir tek MHP vardır, buradadır ve sizlerin huzurundadır.

Çok şükür Amasyalı artık uyanmıştır. Amasyalı artık toparlanmıştır.

Ve artık yeter demektedir.

Aziz Amasyalı kardeşlerim, buradan hepinize soruyorum.

Milletimize sahip çıkmaya var mısınız? (Evet)

Geleceğinize sahip çıkmaya hazır mısınız? (Evet)

Amasya’ya sahip çıkmaya kararlı mısınız? (Evet)

O halde bunun yolu, tam 26 gün sonra, tertemiz ellerinizle sandıkta üç hilale vuracağınız evet mühründen geçmektedir.

Sandık önüne gittiğinizde tarihi bir tercih yapacaksınız. Ve eminim ki;

Huzur için, emniyet için, barış için “MHP’ye evet” diyeceksiniz.

Şeref için, haysiyet için, kudret için “MHP’ye evet” diyeceksiniz.

Birlik için, kardeşlik için, kimlik için “MHP’ye evet” diyeceksiniz.

Refah için, aş için, iş için, gelecek için “MHP’ye evet” diyeceksiniz.

Pişmanlığa zaman kalmadı.

Türkiye’mizin de sabrı tükendi.

Türkiye için “Tek başına MHP”nin iktidarı lazımdır.

Amasya için “Tek başına MHP” şifa ve umuttur.

AKP’ye oy veren kardeşim, ülkemiz kötüye gidiyor.

Artık siyasi taassup ve tarafgirlikle hareket edecek vakit kalmamıştır.

AKP, aldığı oyları kötüye kullanmış, Türkiye’yi enkaza çevirmiştir.

AKP’ye destek veren kardeşim; ülken için, milletin için, vatanın için, geleceğin için bu defa birlikte yürüyelim.

Bunlarda hayır yoktur, bunlarda ümit yoktur, bunlarla huzur yoktur.

CHP’ye oy veren vatandaşlarım, Atatürk’ün kurduğu partinin halini görünüz. Alkışçıların düştükleri acıklı manzaradan ibret alınız.

Çağrım bu defa bizimle yürüyün.

Kararsız duran, henüz tercihini yapmamış kardeşim; boşuna zaman kaybetme, MHP bil ki seninle, senin yanında.

Teröre karşı, bölünmeye karşı, hırsızlara karşı, rüşvetçilere karşı bizimle yürü Amasya.

Refah ve mutluluksa aradığınız; iş ve aşsa istediğiniz bizimle yürüyün.

Yürüyüşümüz, korkaklara karşı cesurların yürüyüşüdür.

Yürüyüşümüz, ahlaksızlığa karşı namusluların yürüyüşüdür.

Yürüyüşümüz, talana ve yalana karşı şerefin yürüyüşüdür.

Bizimle yürümeye var mısınız? (Evet)

Bizimle Amasya Tamimi’nin ruhunu canlandırmaya hazır mısınız? (Evet)

Zalime karşı beraber miyiz? Haine karşı birlikte miyiz? Başkanlık sistemi düşleyen 17-25 Aralık çetesine, PKK’yla yeni Anayasa planlayan zorbalara karşı aynı safta mıyız? (Evet)

İşte Amasya’nın cevabı budur.

İşte Amasya’nın sedası bu kadar samimi, bu kadar içtendir.

Allah hepinizden razı olsun, Allah hepinizi gözetsin, inşallah rahmetiyle bereketlendirsin.

 

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Muhterem Amasyalılar,

3 Mayıs’ta, Seçim Beyannamemizi Toplumsal Onarım ve Huzurlu Gelecek adıyla ilan ettik.

Peki neyi onaracağız?

Zedelenen kardeşliği onaracağız, milletimizle bütünleşeceğiz.

İncinen kalpleri onaracağız, yüce gönüllerle bütünleşeceğiz.

Öfkeyi, kırgınlığı onaracağız, toplumsal huzurla bütünleşeceğiz.

Artan yoksulluğu onaracağız, refahla bütünleşeceğiz.

Dış politikayı onaracağız, lider ülke Türkiye ile bütünleşeceğiz.

Sarsılan güveni onaracağız, kucaklayıcı siyasetle bütünleşeceğiz.

Çözülen adaleti onaracağız, gerçek hakkaniyetle bütünleşeceğiz.

Bozulan dengeleri onaracağız, hizmet, yönetim, kalkınma ve adaletle bütünleşeceğiz.

Sarsılan kurumları onaracağız, milli ve üniter devletle bütünleşeceğiz.

Çürüyen ahlakı onaracağız, milli ahlak ve namusla bütünleşeceğiz.

Milli kimliği onaracağız, Türk milletinde bütünleşeceğiz.

Emekli kardeşim biliyorum, sıkıntıdasın, geçinemiyorsun. Zor hayat şartlarına mahkûmsun. Hatta karnını doyurmakta güçlük çekiyorsun.

Emeklilerimize sesleniyorum, Mart ayında 1400, Eylül ayında 1400 lira olmak üzere yılda toplam 2800 lira Emekli Destek Ödeneği almak için bizimle yürüyün.

Esnaflarımızın emekli aylığından kesilen sosyal güvenlik destek priminin kaldırılması için kararlı adımlarla yürüyoruz.

Şahit olun, takip edin, sözümüz sözdür:

Emekli aylıkları arasındaki eşitsizliği gidereceğiz, emekli aylığı hesabındaki refah payını mutlaka yükselteceğiz.

Emeklilikte yaşa ve prim gün sayısına takılan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini kökten gidereceğiz.

Asgari ücretle çalışan kardeşlerim, bunalımdasınız, sorun yaşıyorsunuz, zor hayat şartlarına direniyorsunuz. Bunun farkındayım.

Asgari ücreti net 1400 liraya çıkarmak, büyük şehirlerde her ay 100 lira şehir içi ulaşım desteği vermek, evi olmayan muhtaç ailelere 250 lira kira yardımı yapmak için hevesle yürüyoruz, siz de bize katılmaya hazır mısınız?

İmamsız ve müezzinsiz cami kalmaması için çalışacağız.

Cemevi gerçeğini siyasi kaygılardan uzak bir şekilde kabul edecek ve devlet yardımının önünü açacağız.

Köy ve mahalle muhtarları maaşlarının en az asgari ücret kadar yükselmesi, yani en az 1400 lira olması için gereğini yapacağız.

Köy ve mahalle ihtiyar heyetinde görev alan kardeşlerimin her ay 150 lira huzur hakkı alması için lazım gelen tedbirleri alacağız.

Elleri toprak kokan çiftçi kardeşim, Allah’ın izniyle yüzünü güldüreceğiz. Başta mazot, gübre ve yem olmak üzere temel girdileri ucuzlatacağız.

Allah’ın izniyle, Amasya’nın desteğiyle; mazotta, gübrede, ilaçta, tohumda, yemde, fidede, ÖTV ve KDV’yi tamamen kaldırmak için biz yürüyoruz, bize katılmaya var mısınız?

Çiftçilerimiz, belinizi büken mazotu 1 lira 75 kuruşa indireceğiz.

Tarımı canlandırmak, çiftçimizi, hayvan üreticimizi borçtan dertten kurtarmak için bizimle yürüyecek misiniz?

Hayvan üreticilerimizin yem ve kepek başta olmak üzere, kullandıkları girdilerdeki KDV’yi yüzde 1’e düşürmek için yürüyüşümüzü hızlandıracağız, bizimle olmaya var mısınız?

Orman köylüsünün mağduriyetini gidermek için, 2/B sorununu adil bir şekilde çözmek için hazırlıklıyız.

Canlı hayvan kaçakçılığını önlemek, et ve sütte garanti fiyat uygulamak için heyecanlıyız.

Esnaf ve sanatkâr kardeşim, yeni işyeri açtıysan, meraklanma beş yıl süreyle gelir vergisinden seni muaf tutacağız.

İlave olarak, kendi adına ödediğin sigorta primlerinin yarısı beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacaktır.

Şoför esnafımız seni ihmal etmedik, aldığın yeni ticari araçtan 10 yıl kullanmak kaydıyla KDV ve ÖTV almayacağız. Hayırlı olsun.

Kamyon, otobüs, dolmuş ve taksi şoförlerimiz çalışma sürelerinizin her 4 yılı için bir yıl fiili hizmet zammı alacaksınız. Kutlu olsun.

Esnaf, Bağ-Kur emeklilerimizin aylıklarını iyileştireceğiz. Gerçek manada intibak düzenlemesini yapacağız. Emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri gidereceğiz. Herkesin gözü aydın olsun.

Esnaf ve sanatkarımızın emekli aylığından sosyal güvenlik destek primi kesilmesine son vereceğiz.

İşsiz kardeşlerim üzülmeyin, Üreten Ekonomi Programımızla her yıl 700 bin insanımıza iş sağlayacağız, sorunlarınızı bitireceğiz.

Yoksul kardeşim, 26 gün daha dayan, senin sorunlarını hepten bitireceğiz.

Bugüne kadar kim hangi ad altında, hangi tutar ve miktarda yardım alırsa alsın, anasının ak sütü gibi helali olan sosyal yardım ve desteklerden kesinlikle mahrum bırakılmayacaktır.

Ve de bu yardımlar refah artışı kapsamında artırılıp yüzleri güldüreceğiz.

Muhtaç durumda olan ailelerimizin en az bir ferdine iş vereceğiz. Uğurlu olsun.

İş sağlanana kadar, asgari ücretin yarısı kadar, yani 700 lira “Aile Desteği” adı altında ödeme yapacağız.

65 yaşını doldurmuş kardeşlerim, rahat olun, size ödenen aylığı 300 liraya çıkaracağız.

Kamuya ait atıl arazileri yoksullarımıza tahsis etmekle kalmayacak, istihdam oluşturmak amacıyla, büyük ya da küçükbaş hayvanları bedelsiz dağıtacağız.

Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz?

Evi olmayan muhtaç ailelerimize sosyal konut sağlayacağız.

Veya 250 lira kira yardımı yapacağız.

200 kilowatsaat elektrik tüketen ve ödeme gücü olmayan vatandaşlarımıza yüzde 75 indirim yapacağız. Hayırlı olmasını diliyorum.

Engelli kardeşim, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası’nı buruk geçiriyorsun ve şunu bilesin ki seni asla unutmadık.

18 yaşını doldurmuş ve başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyen engellilerimize 600 lira, 18 yaş altı engelli aylığını 400 liraya çıkaracağız.

Kent içi ulaşım altyapısının sadece araç odaklı olmaktan çıkartarak insan merkezli olmasını temin edeceğiz.

Engelli vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracağız.

Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Harcama Kartları, yani Hilalkart uygulamasına geçeceğiz. Güle güle harcayanız.

Kadrosu olmadan çalışan öğretmenlerimizi kadroya almanın yanında, atanamayan öğretmen çilesine son vereceğiz.

Her öğrencimize, başarılı olmak kaydıyla, 10 bin liraya kadar yükseköğretim kuponu vereceğiz.

Üniversite sınavlarını kaldıracağız.

Yuva kuracak gençlerimize 10 bin lira tutarında, iki yıl vadeli, faizsiz kredi imkânı sağlayacağız.

Devletin asli ve sürekli hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçilere kadro vereceğiz.

Kapatılan belde belediyeleri, özel idareleri ve köyleri yeniden kuracağız.

Kamuda sözleşmeli, geçici, 4/B’li, 4/C’li, vekil ve benzeri şekilde istihdam edilenlerin alayını kadrolu yapacağız.

Bölücülüğün ve terörün kökünü kazıyacak, milli birliğimizi ve kardeşliğimizi güçlendirecek yeni bir anayasayı milletimize hediye edeceğiz.

Temiz siyaset, dürüst yönetim için Bizimle Yürü Amasya.

Dik baş, tok karın, mutlu yarın için Bizimle Yürü Amasya.

7 Haziran’da MHP’ye oy verecek misiniz? (Evet)

7 Haziran’da vatana, millete ve geleceğinize sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Genel seçimler, büyük milletimizi tıpkı asırlar öncesinde olduğu gibi lider ülke Türkiye ülküsüne götürecek yolun başlangıcı olacaktır.

Rabbim hepinizden razı olsun.

Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Sağ olun, var olun.

Bizimle Yürü Amasya.

Bizimle Yürü Türkiye.

Ne mutlu Türküm Diyene.