Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, “Mersin Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma. 17 Mayıs 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
“Mersin Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma.
17 Mayıs 2015

 

Aziz Vatandaşlarım,

Muhterem Mersinliler,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,

7 Haziran 2015 Pazar günü gerçekleşecek 25. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri’ne 22 gün kala, 22’nci açık hava toplantımızı Mersin’de yapmanın heyecanını yaşıyorum.

Maşallah, bugün Mersin sanki ayağa kalkmıştır.

Allah eksikliğinizi göstermesin, bugün Mersin vatana, millete ve şanlı bayrağımıza göğsünü siper etmiştir.

Ve bugün Mersin umut saçmakta, bu muhteşem coşkuyla düşman çatlatmaktadır.

Sizlerle övünüyorum, sizlere güveniyorum, sizleri kutluyorum.

Hepinizi en içten duygularımla selamlıyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Akdeniz’i, Anamur’u, Aydıncık’ı, Bozyazı’yı, Çamlıyayla’yı, Erdemli’yi, Gülnar’ı, Mezitli’yi, Mut’u, Silifke’yi, Tarsus’u, Toroslar’ı, Yenişehir’i canı gönülden selamlıyorum.

Mersin’de yaşayan; kökeni, mezhebi, inancı ne olursa olsun her vatandaşımı bağrıma basıyorum.

Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen, katkısı bulunan her dava arkadaşımı yürekten tebrik ediyorum.

22 gün sonra yapılacak Genel Seçimlerin ülkemizin birliğine, milletimizin dirliğine, insanımızın refahına en üst düzeyde katkılar sağlamasını Rabbim’den niyaz ediyorum.

Seçimlerin barış, huzur, olgunluk, güvenli ve demokratik yarış içinde geçmesini ümit ediyor, siyasi partilere ve milletvekili adaylarımıza başarılar diliyorum.

Hepinize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.

 

Aziz Mersinliler,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Bugün sizlerle paylaşmak istediğim ülke tablosu umut verici değildir.

Gönül isterdi ki, iyi şeylerden bahsedelim, güzel gelişmeleri anlatalım.

Fakat ne mümkün?

Türkiye 13 yıla yakın süredir karanlık bir dehlizdedir.

Türkiye 13 yıla yakın süredir iç çekişmelere, dış tahriklere maruzdur.

Türkiye’miz altımızdan kayıp gitmektedir.

Önümüz sisli, arkamız güvensiz, sağımız sorun, solumuz soru işaretleriyle doludur.

Ve bu ağır ülke gündeminden Mersin şikayetçi ve muzdariptir.

Gelişmeden ortada iz ve eser yoktur.

Kalkınmanın adını ve adımını duyan yoktur.

Zenginleşmeyi gören ve yaşayan görülmemektedir.

Büyümeyi, refahı ve ekonomik iyileşmeyi hisseden bulunmamaktadır.

Davutoğlu dün Balıkesir’den yine yalan rüzgarı estirmiş, yine hayal aleminde gezmiştir.

12 yılda milli gelirin 230 milyar dolardan 830 milyar dolara çıktığına değinmiştir.

Milletimiz, bu bayatlamış söz ve ham açıklamayı yıllardır dinlemiştir.

12 yılda milli gelir 600 milyar dolar arttığına göre Mersinli’nin bundan payını almış olması lazımdır.

Peki arttığı iddia edilen milli gelirden hakkınızı aldınız mı?

Talih kuşu başınıza kondu mu?

Geliriniz arttı mı?

Hayırsa, bu milli gelir kimlerin cebinde, kimlerin kesesindedir?

Zenginleşen kimlerdir?

İşini yürüten, parayı götüren, saltanatını sürdüren hangi haramzadelerdir?

Kalkınmışız, doymuşuz, giyinmişiz.

Davutoğlu öyle diyor.

Büyümüşüz, uçmuşuz, devleşmişiz.

Erdoğan böyle söylüyor.

Gelişmişiz, başarmışız, mutluymuşuz.

Davutoğlu böyle anlatıyor.

Kazanmışız, ilerlemişiz, zenginleşmişiz.

AKP’liler bu şekilde konuşuyor.

Mersinli kardeşlerim bu sözlere inanıyor musunuz?

Bu aldatmaya eyvallah diyor musunuz?

Kazanan siz değilsiniz, biliyorum.

Geliri ve zenginliği katlanan sizler değilsiniz, görüyorum.

Peki siz değilseniz, bu palazlanan, parasına para ekleyen hangi menfaat odaklarıdır?

Hakkınız olan, fakat siz de olmayan milli servet nerelerdedir?

Ben söyleyeyim; işbirlikçi yandaşların kursaklarındadır.

Ayakkabı kutularında, havuzlarda, yatak odalarında, vakıf kasalarında, villalarda, yabancı banka hesaplarında Mersinli esnafın, emeklinin, çiftçinin, işçinin, memurun helali, emeği, göz nuru ahlaksızca gizlenmiştir.

Soyguncular sizin üzerinizden geçinmiştir.

Hırsızlar cüzdanınızı yürütmüş, alın terinizi gasp etmiştir.

Rüşvetçiler milli iradenin bağrını delmiş, haram tünelleri inşa etmişlerdir.

AKP, eşi benzeri görülmemiş bir yolsuzluk ve hırsızlık düzeni kurmuştur.

Organize vurgun çeteleri Türkiye’yi dört koldan sarmıştır.

Yağma ve talan korkunç boyutlara ulaşmıştır.

İhale ve imar mafyaları, milletin anasına küfretmeye yeltenen havuzcu iş adamları köşeyi dönmüştür.

Kaybeden Mersin, kazanan onlardır.

Yoksullaşan Mersinli, küpünü dolduran 17-25 Aralık çetesidir.

AKP baştan ayağa yolsuzluğa gömülmüştür.

Ağızlarından Kudüs, Kabe, başörtüsü, Kuran ve iman sözcükleri düşmeyen haram kadroları yemiş, içmiş, yükünü tutmuştur.

İslam ahlakından nasibini almayan, ar ve haya duygusu tanımayan ne kadar süfli varsa günahkarlıkta zirveye çıkmıştır.

Hatırlarsanız Erdoğan yolsuzluk denilince, “Devletin kasası soyuluyor mu soyulmuyor mu? Ona bakarım” dedi.

İranlı kaçakçıyı hayırsever ilan etti.

AKP’li bir milletvekili çıktı, “17 Aralık insanların günah işleme özgürlüğüne müdahaledir” dedi.

Bir başka AKP’li milletvekili, “internetteki ses kayıtları doğru olsa bile, inanan yok” açıklamasında bulundu.

Yine bir başka milletvekili, “Para dolu ayakkabı kutularını oraya polisler koydu” iftirasından medet umdu.

AKP’li meşhur bir danışman, “İnsan yolsuzluk yapabilir, hepimiz insanız” diyebilecek kadar çürüdü.

Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı, “Ne yaptıysam, Başbakan’ın talimatıyla yaptım, onun istafa etmesi lazım” diyerek Erdoğan’ı ele verdi.

Mersin’in iyi tanıdığı ve koluna 700 bin lira rüşvet saatini takan eski bakan, “Uzay gemisi yapmamızı engelliyorlar” sözünü yüzü kızarmadan ileri sürdü.

Sahte bir fetvacı, “Yolsuzluk başka, hırsızlık başkadır” diyebilecek kadar küçüldü, haysiyet ve hidayetini üç kuruşa sattı.

AKP mahzeninde pışpışlanan bir ilahiyatçı “Tapeleri dinleyen dinimize göre yoldan çıkmıştır” sözleriyle helale haram hançerini sapladı.

Bütün bu rezaletler, din ve inanç sömürücüsü AKP döneminde yaşandı.

17-25 Aralık; AKP’nin aile boyu rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlık bataklığına saplandığını gösteren bir milattır.

Türk milleti bu dönemde ibret verici rezaletlere şahit olmuştur.

Mersinli, evinde rüşvet paralarını çocuklarıyla sıfırlayan, kupon arazi takipçisi bir Başbakan’ı ilk kez görmüştür.

Milletimiz, 29 yaşında bir kara paracıya, “senin önünde ben yatarım diyen” bakanları ilk defa tanımıştır.

Çikolata kutularında aldığı rüşvet paralarını hediyeleşme geleneği olarak açıklayan ve cumaları ayet salladığını hayasızca söyleyen bakanlar ilk defa siyasette boy göstermiştir.

Sorarım sizlere;

√       Bu pislikler unutulur mu? (Hayır)

       Bu kepazelikler akıllardan çıkar mı? (Hayır)

√       Organize siyasi soygun ve talan operasyonu hafızalardan silinir mi? (Hayır)

Beştepe’deki kaçak ve karanlık sarayın mimarı, Türk siyasi hayatının bugüne kadar hiç görmediği bir haram saltanatı kurmuştur.

AKP yöneticilerinin eşi ve benzeri görülmemiş kirli çamaşırları bu vesileyle ortalığa saçılmıştır.

Dönemin Başbakanı’nın bu pisliklerin üstünü örtmek telaşıyla çırpınışları nafiledir.

Darbeci, şaklaban, haşhaşi, paralel, virüs, tuzluk, hain, düşman diyerek birilerini suçlamaya çalışması kendisini kurtarmaya yetmeyecektir.

Tapelere dublaj, montaj, piyes demek işe yaramayacaktır.

Adaleti karartma girişimi ters tepecektir.

Hukuka saldırı bumerang gibi dönecektir.

Hakim, savcı, polislerin zindana mahkum edilmesi, mesleklerinden atılması, mağdur edilmesi hırsızlık gerçeğini örtemeyecektir.

Ankara’da hırsız vardır, hırsız iktidardadır.

17-25 Aralık soruşturmaları ayarlanmış hakim ve savcılar tarafından kapansa da,  Mersinli’nin vicdanında hala açıktır.

Yüce Divan’dan kaçırılan AKP’li dört eski bakan, eninde sonunda yargının önüne çıkarılacaktır.

Bu devran 7 Haziran’da dönecektir.

Mersin 7 Haziran’da helale yürüyecektir.

Mersin 7 Haziran’da hesaplaşmak için yürüyüşe geçecektir.

Bizim yürüyüşümüz, hainlere karşı milli şuur ve milliyetçi ruhun yükselişidir.

Bizim yürüyüşümüz, hırsızların,  rüşvetçilerin kökünü kurutacak cesaretin dik duruşudur.

Bizim yürüyüşümüz, kardeşliğimiz üzerinde oyun oynayan işbirlikçilerin hezimeti olacaktır.

Yürüyüşümüz huzurlu ve mutlu bir geleceğe yöneliktir.

Yürüyüşümüz ahlaklı ve adaletli bir toplum yapısına doğrudur.

Yürüyüşümüz milli birlik ve kardeşliğin yüceldiği bir Türkiye’ye sabitlenmiştir.

Bizimle yürümeye var mısınız?

Biz yürüdükçe haramzadeler saklanacak delik arayacaktır.

Biz yürüdükçe vatan ve millet düşmanları gizlenecek kovuk arayacaktır.

Biz yürüdükçe Erdoğan pısacak, Davutoğlu sinecek, teröristler saklanacak, Türklük hasımları bozguna uğrayacaktır.

Bizimle yürümeye hazır mısınız?

Biz inançlı kadrolarımızla yürümeye başladık.

Bunun için Bizimle Yürü Mersin diyoruz.

Bu yürüyüş korkaklara karşı cesurların yürüyüşüdür.

Bu yürüyüş ahlaksızlığa karşı namus timsallerinin yürüyüşüdür.

Bu yürüyüş talana ve yalana karşı erdemin yürüyüşüdür.

Bu yürüyüş, hainlere, eli kanlı teröriste, onunla müzakere edenlere karşı korkusuz bir yürüyüştür.

Bu yürüyüş, en samimi ve saf duygularla mukaddesatımıza sahip çıkanların irfanlı ve inançlı bir yürüyüşüdür.

Gelin bu şerefe siz de dahil olun.

Gelin bu tarihe siz de damga vurun.

Hırsıza, arsıza, namussuza,

Yağmacıya, düzenbaza, istismarcıya,

İşbirlikçiye, soyguncuya, israfa karşı

Bizimle yürü Mersin.

Birlikte atacağımız her adım;

Daha mutlu ve huzurlu bir Türkiye’ye doğru yol alıştır.

Daha müreffeh, daha zengin, daha kaygısız bir hayata yöneliştir.

Daha adil, daha hakkaniyetli bir döneme başlangıçtır.

Siz de bize katılın siz de bizimle yürüyün.

Mersin’de yaşayan Kürt kökenli kardeşlerim, gelin bizimle aynı safa girin.

AKP, PKK ve HDP’nin oyunlarına aldanmayın.

Geleceğinizi Türkiye’den başka yerde aramayın.

Teröristler sizleri temsil edemez, kanınızı döken caniler size kılavuzluk yapamaz.

AKP’ye oy veren vatandaşlarım, ülkemiz kötüye gidiyor.

Ülkeniz için, milletiniz için, vatanınız için, istikbaliniz için bu defa birlikte yürüyelim.

MHP varken çareyi başka yerde gözlemeyin.

CHP’ye oy veren vatandaşlarım, çağrım sizleredir, buyurun, bu defa bizimle yürüyün.

Kararsız duran, henüz tercihini yapmamış kardeşlerim; boşuna zaman kaybetmeyin, MHP bil ki sizinledir, sizlerin yanındadır.

Mersin’e soruyorum, bizimle yürümek, MHP’yi iktidara taşımak için oy verecek misiniz? (Evet)

7 Haziran’da mührünüzü üç hilale heyecanla vuracak mısınız? (Evet)

Mersin’in kiminle yürüyeceği çok şükür berraklaşmıştır.

Mersin’in önü açılmış, umutları tazelenmiştir.

Allah hepinizden razı olsun, biliniz ki, Milliyetçi Hareket Mersin’in teveccühüne layık olacak, Mersin’in güvenine leke düşürmeyecektir.

 

Aziz Vatandaşlarım,

Davutoğlu dünkü Balıkesir konuşmasında, AKP’yi Kuvay-i Milliye olarak tanımlamıştır.

Sanıyorum kendisi yanlış bilgilendirilmiş veya bile bile Balıkesirlileri yanıltmıştır.

Çünkü AKP Kuvay-i Milliye değil, Kuvay-i İnzibatiye’dir.

AKP milli birlik değil, BOP’un kiralık zihniyetidir.

AKP milletin birliğine değil, parçalanmasına hizmet eden Kandil yedeği, İmralı vagonu, Mondros artığı, Sevr kanalıdır.

13 yıldır, Türkiye’de bozulmadık denge, kırılmadık gönül, oynanmadık değer bırakılmamıştır.

AKP yalandır, yozlaşmadır, yolsuzluktur, kanunsuzluktur, yabancılaşmadır.

Türkiye 3 Kasım 2002’den beri esaret altındadır.

Ne insanımız mutlu, ne geleceğimiz huzurludur.

Ne itibarımız kalmış, ne saygınlığımız bırakılmıştır.

Mersinli kardeşlerim, şimdi söz sırası sizdedir:

AKP’nin iktidar yıllarında;

       Yüzünüz güldü mü? (Hayır)

       Sorunlarınız bitti mi? (Hayır)

       Huzurunuz arttı mı? (Hayır)

       Cebiniz para gördü mü? (Hayır)

       Milli ve manevi değerlerimiz savunuldu mu? (Hayır)

Unutuduldu sanılmasın, zira Mersinli unutmaz;

Başbakan, vatan topraklarından kaçmanın ismine başarı dedi.

Korkaklıkla kahramanlık yer değiştirdi.

Zaferle hezimet birbirine karıştırıldı.

Ürkeklik erkekliğin önüne geçirildi.

Melanet mertliğe üstünlük kurdu.

Aziz ceddimiz Süleyman Şah’ın türbesinin kamyona yüklenmesini Erdoğan kutladı, geri çekilme yok yalanından medet umdu.

Hatırlarsanız,

Diyarbakır’da bayrak indirildi, provokasyona sığındılar.

Şehitler arka arkaya geldi, mücadelenin doğasında var dediler.

Gezi olayları başgösterdi, dış güçleri suçladılar.

17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu yapıldı, darbeye bağladılar.

Mısır’da darbe oldu, Rabia işaretindan aylarca nemalandılar.

Sisi adaleti Mursi’yi idama mahkum etti, hala bağırmakla, eften püften çağırmakla oyalandılar.

Erdoğan dünyaya seslendi, sandığa idam cezası verildi sözleriyle sızlandı; ama hiçbir yaptırım ve engellemesi görülemedi.

Suriye uçaklarımızı düşürdü, pilotlarımız şehit düştü; desteksiz attılar.

Reyhanlı’da 53 vatandaşımız katledildi, mezhepçilik yaptılar, Esad’a fatura kestiler.

Mavi Marmara Gemisi’ne baskın düzenlendi, hesap sorulacak masalı anlattılar.

Libya Türk gemisine havadan ve karadan saldırdı, kınamakla geçiştirdiler, Türk Bayrağı olsaydı farklı olurdu dediler.

Sürekli çark ettiler.

Sürekli mirastan yediler.

Sürekli alttan aldılar.

Bildiğiniz gibi, dün Suriye’ye ait bir hava aracının Türk Hava sahasını ihlal etmesi üzerine düşürüldüğü açıklandı.

Davutoğlu bunun helikopter, Genelkurmay hava aracı, Suriye ise insansız hava aracı olduğunu söyledi.

Davutoğlu, bir daha sınırlarımızı ihlal etme cüretini kimsenin gösteremeyeceğini ekranlardan açıkladı.

Bunca yıldır sınırlarımız yol geçen hanına dönüyorken, Davutoğlu nerelerde geziyordu?

Bunca yıldır terörist geçiş güzergahına dönen sınırlarımız kana ve bombaya havale edilmişken, Davutoğlu ne yapıyordu?

Silahı eline alan, bombayı vücuduna saran yüzlerce katil sınırlarımızdan girip çıkarken, bu müflis zihniyet hangi tezgahın içindeydi?

Barzani ve PKK militanları sınırlarımızdan Kobani’ye geçerken ihlal ve ihanet olmamış mıydı?

Davutoğlu ve hükümetinin gizli gündeminde; Suriye’ye yönelik Suudi Arabistan ve Katar takviyeli bir operasyon varsa, bunun altından ne Erdoğan ne de Serok Ahmet asla kalkamayacaktır.

7 Haziran seçimlerini gölgeleme kumpası tutmayacaktır.

Savaş çıkarmak için bahane arayışı varsa, bu hesap Davutoğlu ve Erdoğan’ın başında patlayacaktır.

Hükümet aklını başına almalıdır.

Sınırlarımızı savunmak milli şereftir.

Türkiye’nin milli bekasını muhafaza etmek milli onurdur.

Fakat Davutoğlu ve Erdoğan’ın hedefi Türkiye’nin çıkarlarını müdafaa değil, başkanlık sistemine geçmek için milli duygularla oynamak, milli iradeyi oldu bittiye getirmektir.

Bunların yürüdüğü yol istikrarsız ve istismardır.

Bunların yürüdüğü yol kin, ihanet ve husumettir.

Bunların yürüdüğü yol kumpas, tuzak ve yenilgidir.

Bunların yolu yol değildir.

Bunlar yolsuzdur, yoldan çıkmış ve yolunu kaybetmiştir.

Bu itibarla, Mersinli kardeşim, gelin bizimle yürüyün.

Avrupa’da pısırık, ama çiftçi karşısında ceberut olanlara karşı bizimle yürüyün.

Barzani’ye teslim, ama Mersin’e duyarsız olanlara karşı bizimle yürüyün.

Bölücüyle kolkola, ama üreticiye düşman olanlara karşı bizimle yürüyün.

Hak arayana, ses çıkarana, biraz sızlanana karşı zalim olanlara sırtınızı dönün ve bizimle yürüyün.

Şer cephesine, nifak yuvasına, hain oluşumuna karşı bizimle misin Mersin?

Sizlere güvendik. Sizlere inandık.

Küresel gelişmeleri öngördük.

Türkiye’nin gelişmelerini okuduk.

Hedefimizi her zaman yüksek tuttuk.

Ve her yerde, her zaman, her ortamda ittifakımızın, sandık önünde milletimizle olacağını söyledik.

Hiçbir kişi ile, kurum ile, parti ile pazarlık yapmadık.

Transfer, gizli kapaklı görüşmelerde bulunmadık.

Hilelerden, tuzaklardan ve entrikadan uzak milli, sağduyulu, temiz, ölçülü ve demokratik bir duruş gösterdik.

Herşey milletimizin önünde ve hakemliğinde gerçekleşti.

Milletimizden hep tek başına iktidar talep ettik.

Mersin’den bizimle yürümesini istedik.

Ve inanıyorum ki, Mersin Milliyetçi Hareket’in iktidarına omuz verecek, Türkiye’nin kurtuluşuna destek olacaktır.

 

Değerli Vatandaşlarım,

3 Mayıs’ta, Seçim Beyannamemizi Toplumsal Onarım ve Huzurlu Gelecek adıyla ilan ettik.

Ne mutlu bizlere ki, Türk milleti söz ve hedeflerimizi heyecanla karşılamıştır.

Beş ana projemizle milletimizin tüm sıkıntılarını çözmek için yola koyulduk.

Yoksullukla savaşacağız, yolsuzlukla ve terörle mücadele edeceğiz.

Devlet ve yönetim reformuyla çürümenin önüne geçeceğiz.

Ahlak ve kalitenin tesisiyle çöküşü engelleyeceğiz.

Üreten Ekonomi Programımızla aç ve açıkta kalan milyonlarca masum vatandaşımızın sorunlarını gidereceğiz.

Ekonomi büyüyecek, insanımız refah ve zenginliğe ulaşacaktır.

Türkiye, MHP iktidarıyla, milli varlığına, tarihi misyonuna sahip çıkarak bugün içinde bulunduğu ataletten kurtulacaktır.

Emekli kardeşim biliyorum, sıkıntıdasın, geçinemiyorsun.

Emeklilerimize sesleniyorum, Mart ayında 1400, Eylül ayında 1400 lira olmak üzere yılda toplam 2800 lira Emekli Destek Ödeneği almak için bizimle yürüyün.

Emeklilerimizin banka promosyonu alabilmeleri için, esnafın emekli aylığından kesilen sosyal güvenlik destek priminin kaldırılması için kararlı adımlarla yürüyoruz.

Şahit olun, takip edin, sözümüz sözdür:

Emekli aylıkları arasındaki eşitsizliği gidereceğiz, emekli aylığı hesabındaki refah payını mutlaka yükselteceğiz.

Kamu çalışanlarımıza çeşitli isimler altında ödenen tüm ek ödenekleri emekli aylıklarına aynen yansıtacağız.

Emeklilikte yaşa ve prim gün sayısına takılan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini kökten gidereceğiz.

Asgari ücreti net 1400 liraya çıkarmak, büyükşehirlerde her ay 100 lira şehir içi ulaşım desteği vermek, evi olmayan muhtaç ailelere 250 lira kira yardımı yapmak için hevesle yürüyoruz, bize katılmaya hazır mısınız?

Asgari ücretten vergi almayacağız, ücretlilerin asgari ücret kadar gelirini vergi dışı bırakacağız.

İmamsız ve müezzinsiz cami bırakmayacağız.

Cemevi gerçeğini siyasi kaygılardan uzak bir şekilde kabul edecek ve devlet yardımının önünü açacağız.

Alevi inanç önderlerinin akademik seviyede eğitilmesi için İlahiyat Fakültelerinde “Tasavvuf İlimleri Bölümü” kuracağız.

Köy ve mahalle muhtar maaşlarının en az asgari ücret kadar yükselmesi, yani en az 1400 lira olması için gereğini yapacağız.

Alın teriyle toprağı sulayan çiftçi kardeşim, Allah’ın izniyle yüzünü güldüreceğiz. Başta mazot, gübre ve yem olmak üzere temel girdileri ucuzlatacağız.

Sulamada ve tarım işletmelerinde kullanılan elektrikten KDV almayacağız.

Mersin’in desteğiyle; mazotta, gübrede, ilaçta, tohumda, yemde, fidede, ÖTV ve KDV’yi tamamen kaldırmak için yürüyoruz, bize katılmaya var mısınız?

Çiftçilerimizin belini büken mazotu 1 lira 75 kuruşa indireceğiz.

Tarımı canlandırmak, çiftçimizi, hayvan üreticimizi borçtan dertten kurtarmak için bizimle yürüyecek misiniz?

Hayvan üreticilerimizin yem ve kepek başta olmak üzere, kullandıkları girdilerdeki KDV’yi yüzde 1’e düşürmek için yürüyüşümüzü hızlandıracağız, bizimle yürüyecek misiniz?

Orman köylüsünün mağduriyetini gidermek için, 2/B sorununu adil bir şekilde çözmek için hazırlıklıyız.

Canlı hayvan kaçakçılığını önlemek, et ve sütte garanti fiyat uygulamak için heyecanlıyız.

Esnaf ve sanatkâr kardeşim, yeni işyeri açtıysan, meraklanma beş yıl süreyle gelir vergisinden seni muaf tutacağız.

İlave olarak, kendi adına ödediğin sigorta primlerinin yarısı beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacaktır.

Şoför esnafımız aklımızdan çıkarmadık, aldığın yeni ticari araçtan 10 yıl kullanmak kaydıyla KDV ve ÖTV almayacağız. Hayırlı olsun.

Kamyon, otobüs, dolmuş ve taksi şoförlerimiz; çalışma sürelerinizin her 4 yılı için bir yıl fiili hizmet zammı alacaksınız. Kutlu olsun.

Esnaf, Bağ-Kur emeklilerimizin aylıklarını iyileştireceğiz. Gerçek manada intibak düzenlemesi yapacağız. Emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri gidereceğiz. Herkesin gözü aydın olsun.

İşsiz kardeşlerim üzülmeyin, Üreten Ekonomi Programımızla her yıl 700 bin insanımıza iş sağlayacağız, sorunlarınızı bitireceğiz.

Yoksul kardeşim, 22 gün daha sabret, senin sorunlarını tamamen bitireceğiz.

Bugüne kadar kim, hangi ad altında, hangi tutar ve miktarda yardım alırsa alsın, anasının ak sütü gibi helali olan sosyal yardım ve desteklerden kesinlikle mahrum bırakılmayacaktır.

Ve de bu yardımları refah artışı kapsamında artırıp yüzleri güldüreceğiz.

Muhtaç durumda olan ailelerimizin en az bir ferdine iş vereceğiz. Uğurlu olsun.

İş sağlanana kadar, asgari ücretin yarısı kadar, yani 700 lira “Aile Desteği” adı altında ödeme yapacağız.

Kamuya ait atıl arazileri yoksullarımıza tahsis etmekle kalmayacak, istihdam oluşturmak amacıyla, büyük ya da küçükbaş hayvanları bedelsiz dağıtacağız.

Aylık 200 kilowatsaatin altında elektrik tüketen ve ödeme gücü olmayan vatandaşlarımıza yüzde 75 indirim yapacağız. Hayırlı olmasını diliyorum.

Engelli kardeşim seni asla unutmayız.

18 yaşını doldurmuş ve başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyen engellilerimizin aylıklarını 600 liraya, 18 yaş altı engelli aylığını ise 400 liraya çıkaracağız.

Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Hilalkart uygulamasına geçeceğiz. Güle güle harcayınız.

Öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeden istifade etmelerinin önünü açacağız.

Kadrosu olmadan çalışan öğretmenlerimizi kadroya almanın yanında, atanamayan öğretmen çilesine son vereceğiz.

Her öğrencimize, başarılı olmak kaydıyla, 10 bin liraya kadar yükseköğretim kuponu vereceğiz.

Üniversite sınavlarını kaldıracağız.

Yuva kuracak gençlerimize 10 bin lira tutarında, iki yıl vadeli, faizsiz kredi imkânı sağlayacağız.

Emniyet mensuplarımızın çalışma şartlarını ve özlük haklarını iyileştirecek, bu kapsamda polislerimizin ek göstergesini 3600’e çıkaracağız. Hayırlı, uğurlu olsun.

Astsubaylarımızın intibaklarını yapacak, haklarını verecek, uzman jandarma ve uzman erbaşların tüm mağduriyetlerini gidereceğiz.

Devletin asli ve sürekli hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçilere kadro vereceğiz. Köleliği andıran işçi çalıştırma düzenine son vereceğiz.

Kapatılan belde belediyeleri, özel idareleri ve köyleri yeniden kuracağız.

Kamuda sözleşmeli, geçici, 4/B’li, 4/C’li, vekil ve benzeri şekilde istihdam edilenlerin alayını kadrolu yapacağız.

Bölücülüğün ve terörün kökünü kazıyacak, milli birliğimizi ve kardeşliğimizi güçlendirecek yeni bir anayasayı inşallah hazırlayacağız.

Temiz siyaset, dürüst yönetim için Bizimle Yürü Mersin.

Dik baş, tok karın, mutlu yarın için Bizimle Yürü Mersin.

7 Haziran’da MHP’ye oy verecek misiniz? (Evet)

7 Haziran’da vatana, millete ve geleceğinize sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Genel seçimler, büyük milletimizi tıpkı asırlar öncesinde olduğu gibi lider ülke Türkiye ülküsüne götürecek yolun başlangıcı olacaktır.

Tek başına iktidarımız, Türkiye’nin yeniden ayağa kalkmasını sağlayacaktır.

Rabbim hepinizden razı olsun.

Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Sağ olun, var olun.

Bizimle Yürü Mersin.

Bizimle Yürü Türkiye.

Ne mutlu Türküm Diyene.