Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, “Kırşehir Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma. 23 Mayıs 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
“Kırşehir Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma.
23 Mayıs 2015

 

 

 

Aziz Kırşehirliler,

Değerli Vatandaşlarım,

Aziz Dava Arkadaşlarım

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Türkiye’nin kurtuluşuna 16 gün kala Kırşehir Caca Bey Meydanı’nda sizlerle birlikte olmanın haz ve kıvancını yaşıyorum.

Burayı şereflendiren her kardeşimi, her dava arkadaşımı yürekten selamlıyorum.

Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Saza ruh veren, söze yön çizen, kalbe huzur katan, türkülerde yaşayan, gönüllere taht kuran bozkırın tezenesi, merhum ozanımız Neşet Ertaş Kırşehir’i ne güzel de anlatmıştır:

“Ana vatanımsın, baba yurdumsun, ozanlar diyarı şirin Kırşehir.

Uzak kaldım gurbet elde derdimsin, hasretin bağrımda derin Kırşehir.”

Kırşehir, özlemimizi dindirmek için sana geldik.

Sözleşmek, kucaklaşmak, el ele vermek için buraya yürüdük.

Buradan Akçakent’e, Boztepe’ye, Çiçekdağı’na, Kaman’a, Mucur’a, Akpınar’a selam ve hürmetlerimi iletiyorum.

Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen, katkısı bulunan her dava arkadaşımı tebrik ediyorum.

7 Haziran 2015 Pazar günü yapılacak 25’nci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri’nin ülkemizin birliğine, milletimizin dirliğine, insanımızın refahına en üst düzeyde katkılar sağlamasını Rabbim’den  niyaz ediyorum.

Seçimlerin barış, huzur, güven ve demokratik yarış içinde geçmesini temenni ediyor, siyasi partilere ve milletvekili adaylarımıza başarılar diliyorum.

Ve hepinize hoş geldiniz diyorum.

Değerli Vatandaşlarım,

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Kırşehir idrak edilmesi gereken bir şuur, yaşanması gereken bir gururdur.

Ahiler diyarı Kırşehir; ahlaklı, adalet yanlısı, hoşgörü taraflısı ve kardeşlik sevdalısıdır.

Bozkırın ruhunda Türk-İslam asırlarının zafer naraları hala çınlamaktadır.

Kırşehir geçmişine yüz çevirmeden geleceğe yürümektedir.

Kırşehir değerleriyle çelişmeden huzuru, refahı ve bolluğu aramaktadır.

Bu da Kırşehir’in en tabii hakkıdır.

Fütüvvet mirası Kırşehir’dedir.

Caca Bey’in emanetleri Kırşehir’dedir.

Öyle diyor merhum ozanımız Neşet Ertaş;

“Garibim gönül sarar, gönül bileni sorar. Bu gönül yarasını, gönlü bilen sarar.”

Biz, hatır bildiğimiz gibi gönül de biliriz; bunun için de Kırşehir’in gönül yarasını sarmaya talibiz, sorunlarına çare olmaya hazırız; bu nedenle yemin ettik, iktidara yürüyoruz.

Feyzimizi Ahi Evran’dan alarak yürüyoruz.

Heyecanımızı Baba İlyas’tan alarak yürüyoruz.

Yönümüzü Hakk’a dönerek, yüzümüzü iman ve ihlaslı vicdanlara çevirerek yürüyoruz.

Elimizi, soframızı, kapımızı açmak için yürüyor, Ahilikte buluşuyoruz.

Gözümüzü, dilimizi, belimizi bağlı tutmak için yürüyor, Ahilikle birleşiyoruz.

Yürüyoruz esenliğe, yürüyoruz selamete; bize katılır mısınız? (Evet)

Yürüyoruz kardeşliğe, yürüyoruz milli birliğe; bize destek verir misiniz? (Evet)

Bizimle Yürü Kırşehir.

Bizim yürüyüşümüz asaletin sesidir.

Bizim yürüyüşümüz milli kimliğin nefesidir.

Bizim yürüyüşümüz Türk vatanının özlemle beklediği milliyetçi iradedir.

Yürürken destek Kırşehir’den, yardım ve himaye Cenab-ı Haktan’dır.

Türkiye’yi uçurumun kenarına getiren AKP’ye karşı yürümek vaktidir.

Hırsıza karşı yürümenin zamanıdır.

Rüşvetçilere, kalpazanlara, kaçakçılara, bölücülere, kul hakkını midesine indiren haramzadelere karşı yürümekten başka seçenek kalmamıştır.

Yürümezsek akıbet korkunçtur.

Yürümezsek gelecek karanlıktır.

Yürümezsek Türkiye’nin ufku kapanacaktır.

Kırşehirli esnaf için yürüyoruz.

Kırşehirli işçi için yürüyoruz.

Kırşehirli emekli için yürüyoruz.

Kırşehirli yetim, öksüz, dul, garip, mazlum, işsiz, yoksul için yürüyoruz.

Soruyorum sizlere;

 Bizimle yürümeye var mısınız? (Evet)

Bizimle yürümeye kararlı mısınız? (Evet)

 Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz? (Evet)

Bizimle yürüyeceğinize göre; 7 Haziran gelip çattığında;

MHP’ye oy verecek misiniz? (Evet)

Eşinizden dostunuzdan, hısımınızdan akrabanızdan, iş ve okul arkadaşlarınızdan, hatta kırgın ve küskün olduklarınızdan MHP’ye oy isteyecek misiniz? (Evet)

Allah hepinizden razı olsun, Kırşehir’e hep güvendim, hep inandım.

Çünkü sizlerin sözü bir, özü bir, karakteri sağlamdır.

Sizin bu duruşunuz yalancılara, yandan çarklılara ve yardakçılıkta sınıf atlayanlara en iyi cevaptır.

Bozkırın ufku hamd olsun açılmıştır.

Umutlar yeşermiş, güzel günlerin müjdesi bugün bu meydandan verilmiştir.

Sizler burada dik durdukça, birilerinin uykusu kaçmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi Kırşehir’in teveccühünü kazandıkça, birilerinin yüzü asılmaktadır.

Türk milleti Milliyetçi Hareketle yürüyeceğinin işaret ve sözünü verdikçe, birileri şok geçirmekte, bunalıma girmektedir.

Fakat ne yapsalar boştur.

Hangi tuzak ve tezgahı kursalar işe yaramayacaktır.

Zira Milliyetçi Hareket Partisi gümbür gümbür iktidara yürümektedir.

Korkuları budur.

Hırçınlıkları, hasislikleri, hayasızlıkları ve hezeyanları bundandır.

Başbakan iyice çirkefleşmiş, çamura yatmıştır.

AKP’deki inişin farkındadır.

AKP’deki yıpranma ve yozlaşmanın bilincindedir.

AKP’nin kayıp gittiğini, iktidardan paldır küldür düştüğünü görmektedir.

AKP’nin haram saltanatının artık sonu görünmüştür.

17-25 Erdoğan’ın zorba ve kanun tanımaz tavrı Kırşehir’in hisarlarına çarpacaktır.

Davutoğlu ve Erdoğan sonunda müştereken meydanlara da çıkmıştır.

Dün Ordu-Giresun Havalimanı açılışı bahanesiyle beraberce poz vermişlerdir.

Türk milleti her şeye ayan beyan şahit olmuştur.

Erdoğan tüm kozlarını oynamakta, elindeki bütün imkan ve güçleri genel seçimler için seferber etmektedir.

Sonunda, Adıyaman’da söylediği gibi, 7 Haziran’a kadar kapı kapı dolaşmayı kendisini dinleyenlerden istemiştir.

Yani Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden bu şahıs, AKP için açık açık oy talep etmiştir.

Bu olacak şey değildir.

Bunun hukuk ve ahlakta hiçbir yeri yoktur.

Erdoğan partili Cumhurbaşkanı sistemini fiilen uygulamaya geçirmiştir.

Bu bir deneme safhasıdır.

Ya kazanacak, şehitlerin emaneti Türkiye Cumhuriyeti’ni ve üniter devlet sistemini yıkacaktır.

Ya da kaybedecek, hem sabık, hem de sanık bir Cumhurbaşkanı olarak öfkeyle hatırlanacak, tarihin karanlık sayfalarına adını yazdıracaktır.

Erdoğan için orta yol kalmamıştır.

 

Değerli Vatandaşlarım,

Recep Tayyip Erdoğan düzmece de olsa, açılıştan açılışa koşmaktadır.

Fakat zarf başka, mazruf, yani içerik bambaşkadır.

Erdoğan’ın derdi temel atma, tesis kazandırma, milletimize hizmet değildir.

Onun için hedef başkan olabilmek, değilse bile fiilen uygulamaya çalıştığı partili Cumhurbaşkanlığı sistemine geçebilmektir.

Erdoğan Anayasa’ya darbe yapmaktadır.

Devamlı Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yi eleştiren ve tanımadığını söyleyen Erdoğan, tam manasıyla Sisi’nin metotlarını takip etmektedir.

Erdoğan haksız rekabette sınırları aşmıştır.

Erdoğan yasa dışı davranışta sabır ve sinirleri çatlatmıştır.

Dün Ordu-Giresun Havalimanı Açılış Töreni’nde 7 Haziran’ın kırılma noktası olduğunu, Karadeniz’in bugüne kadar kendilerini yanıltmadığını söylemiştir.

Erdoğan 7 Haziran için artık gizli kapaklı ve şifreli konuşmaktan vazgeçmelidir.

Nasılda her şey meydandadır.

Gönlünde yatan aslan veya her neyse artık ortaya çıkarmalıdır.

Türk milleti böylesi bir kanun tanımaz Cumhurbaşkanı’nı ilk kez görmüştür.

Kırşehirli, adalet kaçkını bir Cumhurbaşkanı’na ilk defa tanıklık etmektedir.

Erdoğan durmak yok demektedir.

Erdoğan 7 Haziran’da eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında seçim yapılacağından bahsetmektedir.

Erdoğan ve havarileri Türkiye’nin boğazına çöreklenmiştir.

Bunlar aziz milletimizin ve Kırşehir’in nefes borusunu kesmek için mücadele vermektedir.

Buna izin veremeyiz, buna göz yumamayız, bunu normal göremeyiz.

Soruyorum sizlere;

√  Erdoğan ‘PKK’yla anlaştı, İmralı canisinden vize aldı’ diye başkanlık sistemine sıcak bakacak mısınız? (Hayır)

√  Ne olmuş, ABD’de var, Türkiye’de de olsun diyecek misiniz? (Hayır)

Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan adamın partizanlık yapmasına, siyasi taraf tutmasına hoşgörü gösterecek misiniz? (Hayır)

Sizler hayır diyorsunuz, çok haklısınız.

Ancak bir de Erdoğan’a bakınız; ne söylerseniz söyleyin yine durmuyor, yine ıslah ve terbiye hali göstermiyor.

17-25 Erdoğan, Kahramanmaraş’ta 40 yıllık siyasi hayatında millete karşı dürüst ve samimi olmayı öğrendiğini söylemiş.

Edelerin huzurunda kalple dil arasına perde koymamayı tavsiye etmiş.

Elinde Kur’an dilinde yalan olan bir adamın dürüstlüğüne inanır mısınız?

Telefonda oğluyla fısıldayarak haram para sıfırlama telaşına kapılıp, sıra meydanlara gelince manevi istismara kapılan birisinin samimiyetine aldanır mısınız?

Kırşehirli aç ve açıktayken, işsiz ve yoksul haldeyken, Diyanet İşleri Başkanlığı’na sanki kendi malıymış gibi, yüzbinlerce liralık Mercedes bahşeden birisine kanar mısınız?

Bir yanda Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın sade, gösterişten uzak ve mütevazı hayatına bakınız; bir de bugünkü israf ve lükse batmış din bezirgânlarının hallerini düşününüz.

Bir yanda Kusva isimli devesinden çektiği kılı müminlere göstererek “bundan başka bir şeyim yok” diyen ahlak abidesine bakınız, diğer yanda beytülmal-ı yağmalayan kokuşmuş yüzleri hesap ediniz.

Erdoğan “İbret-i alem için lüks aracını iade” ettiğini söyleyen Diyanet İşleri Başkanı’na yeni bir araç lütfetmiş.

Biz Diyanet İşleri’nin Sayın Başkanı’nın neye binip nerede gezdiğiyle elbette ilgilenmiyoruz.

Sadece milletimizin hakkını arıyoruz, sadece mazlumların ahını alanlara, müsrif ve melanet yüzlere yüreklice itiraz ediyoruz.

Peki, Kırşehirli çiftçi traktör istiyor, bunu kim verecektir?

Kırşehirli memur, esnaf, işçi, emekli; ayaklarını yerden kesecek iyi kötü bir otomobil istiyor, bunu kim alacaktır?

Kırşehirli fukara bırakınız otomobili; ekmek istiyor, aş diyor, ekmeğine katık bekliyor, kiradan kurtulmak için çırpınıyor, bunları kim sağlayacaktır?

Erdoğan bazılarının çocuklarında lüks otomobil olduğunu söylüyor.

Alın teri ve helal kazancın eseri ise, kimin neye bineceği kendi meseleleridir. Biz karışamayız, söz söyleyemeyiz.

Ama Erdoğan bunlardan önce evlatlarına aldığı gemicikleri bir anlatsın da dinleyelim.

17-25 Aralık’ta deşifre edilen rüşvet ve yolsuzluk iddialarını aydınlığa kavuştursun da bilelim.

Dahası, Kırşehirliden alınan vergilerle Ankara’ya 1 milyar 370 milyon liraya dikilen bin yüz elli odalı kaçak ve karanlık saraydan bahsetsin de öğrenelim.

Biliniz ki, sizler çalıştınız, kazancınız havuzcuların kasasına gitti.

Sizler emek verdiniz, geliriniz ayakkabı kutularından çıktı, yatak odalarında bulundu.

Sizler yıllar içinde yoksullaştınız, yandaşlar köşeyi döndü.

Dışlanan sizler, çile çeken sizler, sefalete katlanan sizler; şu işe bakınız ki zenginleşen, küpünü dolduran, sefahat yaşayan onlardır.

Onlar ki, haram yiyen asalaklardır.

Onlar ki, Kırşehir’i sömüren günahkârlardır.

Onlar ki, kanınızı emen kenelerdir.

Allah için söyleyiniz;

√  Bu adaletsizliği sineye çekiyor musunuz? (Hayır)

√  Bu ahlaksızlığa tamam diyor musunuz? (Hayır)

√  Bu vebale ortak oluyor musunuz?  (Hayır)

Millete sövdüler, ihaleleri kaptılar.

Devleti suçladılar, rahata kavuştular.

Tarihe hakaret ettiler, servetlerine servet kattılar.

Oslo’dan İmralı’ya kadar PKK’ya ne istediyse verdiler, bölücülükte ustalaştılar.

Bunlarda ne utanma vardır, ne de Allah korkusu kalmıştır.

Bunlarda ne merhamet vardır, ne de vicdan ve insanlık kalmıştır.

İşte Erdoğan, işte Davutoğlu her şeyin canlı şahididir.

 

Aziz Vatandaşlarım,

Defolu Başbakan dün Trabzon’da diyor ki; “HDP bir pas attı, MHP’de göğsünde topu indirdi.”

Davutoğlu futbola fazla merak salmıştır. Attığı uyduruk ve mizansen 3 golden de anladığımız budur.

Fakat Başbakan’ın bonservisi çoktandır HDP ve PKK’nın elindedir.

Davutoğlu ne kadar saklasa da faydasızdır; çünkü PKK’ya ruhen ve fikren uzun zaman önce transfer olmuştur.

Davutoğlu, 17-25 Erdoğan’ın yolsuzluk liginde parlamış, PKK’nın kanlı elinde sivrilmiştir.

Ve bölücülüğün yıldız oyuncusu olmak için ter dökmekte, küresel menajerlerini devreye koymaktadır.

HDP’yle partner olduklarını söyleyenler 7 Haziran yaklaştıkça iftiralarını hızlandırmışlardır.

PKK’yla gece gündüz ihanet idmanı yapanlar 7 Haziran yaklaştıkça bilye dağıtmaya başlamışlardır.

Davutoğlu’nun, HDP’yle MHP’yi rüyada bile yana yana getirmesi iblisin kendisine bir oyunu, küresel simsarların kabus planıdır.

Molotofcu olan, molotofçulara, kan döken vampirlere fidanlar diyen Davutoğlu’dur.

Siyasi bombacı, siyasi suikastçı, siyasi sabotajcı da aynı kişidir.

Allah’a çok şükür; MHP, İmralı canisinden emir almadı, asla almaz.

MHP, Kandil’deki terör çetesine ricacı olmadı, asla böyle bir zillete düşmez.

MHP, ihanet sürecine katılmadı, asla katılmaz.

MHP terörle müzakere etmedi, asla etmez.

MHP Türk milletini bölmeye, 36’ya ayırmaya çalışmadı, asla aklından geçirmez.

Davutoğlu, Kırşehir’den sana sesleniyorum: Milletimizin gözünden kaçırmaya çalışsan da siz çeteyi uzun zaman önce kurdunuz.

AKP-HDP-PKK, İmralı canisi, Barzani ve Türk düşmanlarından oluşan kanlı ve vahşi bölücü çeteyle Türkiye’nin tarihi yürüyüşünü engellemeye teşebbüs ettiniz.

PKK’ya tavizler veren Davutoğlu ve hükümetidir.

PKK’yla onursuzca masaya oturan Davutoğlu ve hükümetidir.

Türklüğü Anayasa’dan çıkarmak, Kürdistan’ı kurmak için vade ve umut veren Davutoğlu ve hükümetidir.

HDP ve PKK’yla can ciğer kuzu sarması olanlar, ayıplarını ve kirlerini örtmek için müfteriliği silah gibi kullanmaktadır.

Bu Davutoğlu dün, bizim için, İç Anadolu’da milliyetçilik oynar, diyor.

Davutoğlu bil ki; milliyetçilik oyun değildir, oynanmaz.

Milliyetçilik haram değildir, yenmez.

Milliyetçilik yalan değildir, söylenmez.

Milliyetçilik kilim değildir, çiğnenmez.

Milliyetçilik fındık değildir, fındık kurtları hiç bilmez.

Nedir peki?

Milliyetçilik bir inanç, irfan ve iddiadır.

Milliyetçilik bir ülkü, fazilet ve sadakattir.

Milliyetçilik kimlik, kişilik ve özgüvendir.

Milliyetçilik, milletine kara sevdalı ve mensubiyet aşkıyla dolmuş kutlu yüreklerin manevi mükafatıdır.

Milliyetçilik Türk ve İslam’ın zafer sancağıdır.

Türküm diyenlerin nişanesidir milliyetçilik.

Müslümanım diyenlerin divanesidir milliyetçilik.

Vatan diyenlerin dimağıdır milliyetçilik.

Bayrak diyenlerin direncidir milliyetçilik.

Şimdi siz söyleyiniz;

PKK’yla ortaklık kuranların milliyetçi olması mümkün müdür? (Hayır)

Müslüman cinayetlerine kapı açanların milliyetçi olması mümkün müdür? (Hayır)

Türküm demekten köşe bucak kaçan milliyetsizlerin milliyetçi olması olacak şey midir? (Hayır)

Ey Davutoğlu, sen git PKK’yla ve HDP’yle orta oyunu oyna.

Yetmezse sarayda rüşvet oyunu oyna, yolsuzluk alıştırması yapmayı dene.

PKK konuşur, AKP yapar demeyi sürdür.

Küresel efendilerine figüranlık yap, BOP’a tayfalıkla vakit geçir.

Sakın ola etrafımızda gezme.

Sakın ola Türk milletine düşmanlık yapanları öven diline milliyetçiliği alma.

Davutoğlu, Ordu-Giresun Havalimanı'nın açılış töreninde; “Tarık bin Ziyad gibi bütün gemileri yakmış  çıkmışız” diyor.

Sayın Davutoğlu, haberi yok galiba; gemiler yakılmadı, yenileri yapıldı, yenileri alındı, haram limanlarında sizi bekliyor.

Mahdumlar İsrail’e yük taşıyor, Mescidi Aksa’yı çiğneyen Siyonist emellerle ticaret yapıyor.

Ya bu gemilere binip kaçmaya fırsatınız olmadan hesap vereceksiniz, ya da Türkiye’yi paketleyip toptan imha edeceksiniz.

Fakat bunu size yaptırmayız.

Bu ülkeyi size böldürmeyiz.

Bu fırsatı size vermeyiz.

Sayın Davutoğlu, her ne kadar milletin oğlu olduğunuzu söylesen de, biz büyük Türk milletiyiz ve sizin gibi bir evladı da tanımıyoruz.

 

Muhterem Vatandaşlarım,

Türk milleti 4 bin 570 gün önce AKP’ye tek başına iktidar imkanı vermiştir.

AKP’ye oy veren kardeşim, ülkemiz kötüye gidiyor.

AKP, aldığı oyları kötüye kullanmış, Türkiye’yi enkaza çevirmiştir.

AKP’ye destek veren kardeşim; ülken için, milletin için, vatanın için, geleceğin için bu defa birlikte yürüyelim.

CHP’ye oy veren vatandaşlarım, çağrım sizleredir; bu defa bizimle yürüyün.

Kararsız duran, tercihini henüz yapmamış kardeşim; boşuna zaman kaybetme, MHP bil ki seninle, senin yanındadır.

Artık AKP külfeti Türk milletine çok ağır gelmektedir.

Şimdi sizlere bir kez daha soruyor ve yüksek sesle cevap vermenizi bekliyorum:

İktidarın yaptıklarına daha fazla dayanacak mısınız? (Hayır)

Bu yağmacı zihniyete geçit verecek misiniz? (Hayır)

Hamd olsun, Kırşehirli kararını vermiş ve tertemiz bir sayfa açmak için Milliyetçi Hareket’i seçmiştir.

AKP İktidarıyla birlikte sıkıntılarınız arttı. Görüyorum.

Yoksulluğunuz dayanılmaz bir noktaya geldi. Biliyorum.

Bağlarınızda üzümünüz kalmadı.

Pekmez üretemez hale geldiniz.

Kaman ceviziniz tükenme sınırındadır.

Çiçekdağlı çiftçimizin hasadı, borçlarını karşılayamaz bir durumdadır.

Bilesiniz ki, bizim iktidarımız çiftçinin, işsizin, memurun, fakirin iktidarı olacaktır.

Bizim iktidarımız yolda kalmışın, garibin iktidarı olacaktır.

Bizim iktidarımız emeklinin iktidarı olacaktır.

Hedeflediğimiz toplumsal onarım döneminin ilk etabında emeklilerimize; Mart ayında 1400 ve Eylül ayında 1400 lira olmak üzere yılda toplam 2800 lira Emekli Destek Ödeneği vereceğiz. Ve bunda kararlıyız.

Ayrıca emeklilerimizin banka promosyonu alabilmeleri, esnaflarımızın emekli aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek priminin kaldırılması için ne gerekiyorsa yapacağız.

Emekli aylıkları arasındaki eşitsizliği gidereceğiz, emekli aylığı hesabındaki refah payını yükselteceğiz.

Kamu çalışanlarımızın çeşitli isimler altında ödenen tüm ek ödenekleri emekli aylığına yansıtacağız.

Emeklilikte yaşa ve prim gün sayısına takılan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini çözeceğiz.

Çiftçilerimiz feryat etmektedir. Tarımda sorun büyüktür. Girdi maliyetleri dayanılmaz seviyelerdedir.

Bu nedenle Hızır gibi yetişerek; mazotta, gübrede, ilaçta, tohumda, yemde, fidede, ÖTV ve KDV’yi tamamen kaldıracağız, çiftçilerimizin belini büken mazotu 1 lira 75 kuruşa indireceğiz.

Tarımı canlandırmak, çiftçimizi, hayvan üreticimizi borçtan dertten kurtarmak için bizimle yürüyecek misiniz?

Canlı hayvan kaçakçılığını önlemek, et ve sütte garanti fiyat uygulamak için tedbir alacağız.

Asgari ücretle geçinen kardeşlerimin ne denli yoksul ve vahim durumda olduğunu yakından takip ediyorum.

Buna son vermek zorundayız.

Erdoğan karşı çıksa da, Davutoğlu itiraz etse de, Maliye Bakanı bütçe dengelerini hatırlatsa da, Suriyeli sığınmacılara 5 milyar dolar civarında harcama yapanlara asgari ücretlilerimizi ezdirmeyeceğiz.

Ve asgari ücreti net 1400 liraya çıkaracağız. Hayırlı olsun.

Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden ucuz siyaset yapan müflis ve maneviyat tüccarlarının yapamadığını yapacağız ve imamsız, müezzinsiz cami bırakmayacağız.

Cemevi gerçeğini siyasi kaygılardan uzak bir şekilde kabul edecek ve devlet yardımının önünü açacağız.

Köy ve mahalle muhtar maaşlarının en az asgari ücret kadar yükselmesi, yani en az 1400 lira olması için gereğini yapacağız.

Ahiliğin yurdu Kırşehir’de, esnaf ve sanatkarlarımıza da müjdelerimiz vardır.

Esnaf ve sanatkârlarımız yeni işyeri açtılarsa, onları beş yıl süreyle gelir vergisinden muaf tutacağız.

İlave olarak, kendi nam ve hesaplarına ödedikleri sigorta primlerinin yarısı beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacaktır.

Şoför esnafımızın aldığı yeni ticari araçtan 10 yıl kullanmak kaydıyla KDV ve ÖTV almayacağız. Kutlu olsun.

Esnaf, Bağ-Kur emeklilerimizin aylıklarını iyileştireceğiz. Gerçek manada intibak düzenlemesi yapacağız. Herkesin gözü aydın olsun.

Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz?

İşsiz kardeşlerim üzülmeyin, Üreten Ekonomi Programımızla her yıl 700 bin insanımıza iş sağlayacağız, sorunlarınızı bitireceğiz.

Bugüne kadar kim, hangi ad altında, hangi tutar ve miktarda yardım alırsa alsın, anasının ak sütü gibi helali olan sosyal yardım ve desteklerden kesinlikle mahrum bırakılmayacaktır.

Ve de bu yardımları refah artışı kapsamında yükseltip yüzleri güldüreceğiz.

Muhtaç durumda olan ailelerimizin en az bir ferdine iş vereceğiz. Uğurlu olsun.

İş sağlanana kadar, asgari ücretin yarısı kadar, yani 700 lira “Aile Desteği” adı altında ödeme yapacağız.

65 yaşını doldurmuş kardeşlerim, rahat olun, size ödenen aylığı 300 liraya çıkaracağız.

Yaşlısına bakmakla yükümlü ailelerimize sosyal bakım yardımını helalinden vereceğiz.

Kamuya ait atıl arazileri yoksullarımıza tahsis etmekle kalmayacak, istihdam oluşturmak amacıyla, büyük ya da küçükbaş hayvanları bedelsiz dağıtacağız.

Evi olmayan muhtaç ailelerimize sosyal konut sağlayacağız. Veya 250 lira kira yardımı yapacağız.

İlköğretime ve ortaöğretime devam eden evlatlarımızın annelerine muhtaçlık durumlarını dikkate alarak en az 50 lira vereceğiz.

Aylık 200 kilowatsaatin altında elektrik tüketen ve ödeme gücü olmayan vatandaşlarımıza yüzde 75 indirim yapacağız. Hayırlı olmasını diliyorum.

Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Hilalkart uygulamasına geçeceğiz. Güle güle harcayınız.

Gelecek nesillerimizin teminatı öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeden yararlanmalarının önünü açacağız. Atanamayan öğretmen bırakmayacağız.

Yuva kuracak gençlerimize 10 bin lira tutarında, iki yıl vadeli, faizsiz kredi imkânı sağlayacağız.

Devletin asli ve sürekli hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçilere kadro vereceğiz.

Kamuda sözleşmeli, geçici, 4/B’li, 4/C’li, vekil ve benzeri şekilde istihdam edilenlerin alayını kadrolu yapacağız.

Ve şüphesiz bölücülüğün ve terörün kökünü kazıyacağız.

Temiz siyaset, dürüst yönetim için Bizimle Yürü Kırşehir.

Dik baş, tok karın, mutlu yarın için Bizimle Yürü Kırşehir.

7 Haziran’da MHP’ye oy verecek misiniz? (Evet)

7 Haziran’da vatana, millete ve geleceğinize sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Bu evetler sayesinde, Genel Seçimler, büyük milletimizi tıpkı asırlar öncesinde olduğu gibi lider ülke Türkiye ülküsüne götürecek yolun başlangıcı olacaktır.

Sizleri bir kez daha sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Yolunuz, bahtınız, alnınız açık olsun diyorum.

Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Sağ olun, var olun.

Bizimle Yürü Kırşehir.

Bizimle Yürü Türkiye.

Ne mutlu Türküm Diyene.