Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin “Kayseri’de Gerçekleştirilen Terör Saldırısıyla” ilgili yaptıkları yazılı basın açıklaması. 17 Aralık 2016
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin
“Kayseri’de Gerçekleştirilen Terör Saldırısıyla” ilgili yaptıkları yazılı basın açıklaması.
17 Aralık 2016

 

Türk milleti felaket üstüne felaket yaşamaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti korkunç ve kanlı nitelikli kolektif bir terör kuşatması altındadır.

Her Türk vatandaşımız, vicdan ve vatan sevgisine sahip her insanımız terörizmin hain saldırılarına karşı nefret ve öfke doludur.

Artık bıçak kemiği delmiş, sabır taşı çatlamış, tahammül eşiği geçilmiştir.

Bugün Kayseri’de, acımasız terörist eylem serisine bir yenisi daha eklenmiştir.

Sabah saatlerinde, Kayseri Komando Tugay Komutanlığı’ndan izne çıkan er ve erbaşlarımızı taşıyan araca canlı bomba saldırısı düzenlenmiştir.

Ne acıdır ki, 13 evladımız şehit, 6’sı ağır olmak üzere 55 evladımız da yaralanmıştır.

Geçen hafta Beşiktaş’ta vuku bulan menfur saldırının acıları henüz sarılmamışken, 44 şehidimizin hüznü henüz çok yeniyken, bu defa da Kayseri’de ortaya çıkan teröristler milletimizi bir kez daha can evinden vurmuşlardır.

Kayseri’de yerleşik 1.Komando Tugayı’nın terörle mücadelede aktif ve yüksek bir payı olduğu göz önüne alındığında, saldırının hedef ve stratejisinin muhtevası net bir şekilde anlaşılacaktır.

Terör her yerde, teröristler her taraftadır.

Bundan böyle teröre karşı mücadele tüm vatan sathında, devletin bütün imkan ve kuvvetinin öncülüğünde, milli dayanışma ruh ve fedakarlığıyla yerine getirilmelidir.

Türkiye’nin beka ve birliğine yönelmiş ağır tehditlerin yok edilmesi ve odağında imhası muhakkak sağlanmalıdır.

Bomba yüklü araçları, bedenlerine bomba sarmış alçakları milletimizin üzerine gönderen iç ve dış mihraklarla çok etkin, çok çetin ve acımasız bir mücadele süratle devreye alınmalıdır.

Gerek vatan topraklarında, gerekse de sınır ötesinde, terörün ürediği kaynakları tamamen kurutmak amacıyla olağanüstü bir irade ve kararlılık sergilenmelidir.

Karşımıza kim çıkarsa çıksın tesirsiz hale getirmek şarttır.

Elbette Türkiye, terörle mücadelesinde haklı ve meşrudur.

Bilinsin ki, demokrasi, özgürlük ve insan hakları iddialarının ardına saklanarak terörle mücadeleyi sekteye uğratmaya çabalayan bölücü ve yıkıcı çevrelerin gerçek kirli yüz ve niyetleri gün gibi meydandadır.

Açıktır ki, ülkemizin Suriye ve Irak’a dönüştürülmesi konusunda rekabet halinde olan dış güçlere, derin bağlantılara, kiralık çetelere, işbirlikçi oluşumlara merhamet gösterilmesi, boyun eğilmesi zulme ortak olmak anlamına gelecektir.

Türk milletinin böyle bir acizliği ve teslimiyeti kabul etmesi düşünülemeyecektir.

Terörizm varlığımıza kast etmek için yarıştadır.

Terörizm bin yıllık kardeşlik hukukunu bozmak, fitili tutuşturulmak istenen etnik ve mezhep kaosunu tırmandırmak için çırpınmaktadır.

Ortadoğu’nun haritasını yeni baştan çizmek için masaya kurulan, iş başı yapan zalim güçlerin en temel gayesi Türkiye’yi çözmek ve çöküşünü sağlamaktır.

Nihai gaye Kürdistan’dır.

Oynanan oyun hiç kuşku yok ki vahşidir.

Türk milleti tamamıyla terör namlusunun karşısındadır.

Her hafta patlayan bombalar, devletin inandırıcılığını sorgulatmakla kalmayıp provokasyon ihtimalini de arttırmaktadır.

İç savaş şartlarını oluşturmak için yoğun ve şeytani planlar yapanlara karşı her zamankinden daha fazla bir ve beraber olmak kaçınılmaz bir ihtiyaçtır.

Düşmanları sevindirmemek lazımdır.

Türkiye’ye tuzak kurmak için her fırsatı değerlendirenlere koz vermemek için Türk milleti yediden yetmişe, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine milli bir uyanışla kenetlenmeli, hıyaneti emelleriyle birlikte def etmelidir.

Terörün panzehri milli birlik ve kucaklaşma halini güçlendirmektir.

Siyasi ve ideolojik farklılıkların ikinci plana atılması, suni anlaşmazlıkların geride bırakılması acilen sağlanmalı; Türk milleti ortak mukadderatını, tarihsel miras ve emanetlerini cansiperane savunmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’ni terörle alt ve tasfiye etmek için pusuda bekleyenlere milletin kudret ve azameti gösterilmelidir.

Aksi halde yıkım ve parçalanma tufanı kapımıza dayanmıştır.

Teröre destek veren, terörün büyümesi ve kök salması için açık veya gizli mücadele yürüten siyasetçisinden sanatçısına kadar kim olursa olsun yakasından tutmak, hak ettikleri cezayı kesmek devletin tarihi görevidir.

Kayseri’de hepimizi kedere boğan saldırının asıl faillerinin deşifre edilmesinin yanı sıra, askerlerimizi tedbirsiz şekilde izne çıkartan, lazım gelen güvenlik önlemlerini sırasıyla almayan sorumlular hakkında da adli ve idari işlemler yapılmalıdır.

İstihbarat ve güvenlik zaaflarından doğan boşluğu kullanarak bombacıların ülkemizde cirit attığı, bu itibarla ilgililerden hesap sorulması gerektiği tartışmasız ortadadır.

Milletimizin daha fazla kaybıyla birlikte, otomatiğe bağlanan cinayetlere milli ruhun daha fazla katlanmasını hiç kimse beklememelidir.

Çünkü hiçbir millet, hiçbir toplum bu kadar ağır bir yükü uzun süre kaldıramayacaktır.

Bu düşüncelerle, Kayseri’de şehit olan kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.

Acılı ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize başsağlığı niyaz ediyorum.

Yaralı kardeşlerimize şifalar temenni ediyorum.

Tekrar vurguluyor, tekrar haykırıyorum ki, Türkiye’yi bölmeye, milleti birbirine düşürmeye hiçbir alçak ve namert hevesin gücü yetmeyecektir.

 Şanlı tarihimizde görüldüğü üzere, bir öldüysek bin doğacağımızı, şehit ve şühedanın hatırasına yüz çevirmeyeceğimizi, vatan ve bayrağa yan gözle bakan eşkıya ve ortaklarını perişan edeceğimizi herkesin bilmesinde fayda görüyorum.