Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin Manisa Turgutlu’da Düzenlenen Toplu Açılış Töreninde yapmış oldukları konuşma. 23 Kasım 2017
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin
Manisa Turgutlu’da Düzenlenen Toplu Açılış Töreninde
yapmış oldukları konuşma.
23 Kasım 2017

  

 

Aziz Turgutlulular,

Muhterem Vatandaşlarım,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Toplu açılış ve temel atma törenlerinin Selendi, Alaşehir ve Salihli’den sonraki son durağı olan Turgutlu’dayız.

Her ilçemizde giderek artan heyecan dalgasının Turgutlu’da zirve yaptığını görüyorum.

Heyecanlarıyla Demokrasi ve Şehitler Meydanına akın eden siz değerli kardeşlerimi sevgi ve saygı ile selamlıyor, heyecanınızı paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.

Bundan 50 gün önce Manisa Büyükşehir Belediyesi Toplu Açılış törenleri vesilesiyle bir araya gelmiştik.

Rabbime şükürler olsun ki bugün aynı gündemle yine bir aradayız.

Milli Mücadele kahramanlarının abideleştiği Turgutlu’da bulunmak ve sizlerle yeniden buluşmuş olmaktan dolayı bahtiyarım.

248 eserin toplu açılış ve temel atma törenlerini gerçekleştirdiğimiz Manisa ilimizin bu güzide ilçesinde hayata geçecek olan projelerin Turgutlulara hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Bu törenin gerçekleşmesinde emeği olan Başta Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız Cengiz Ergün ve Turgutlu Belediye Başkanımız Turgay Şirin Bey’e teşekkür ediyor, tüm belediye personelimize ve dava arkadaşlarıma sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

Allah her birinizden ayrı ayrı razı olsun.

Turgutlu hoşgörünün mihmandarlığını yapmış ve yapmaya devam etmektedir.

Aynı zamanda birliğin, beraberliğin, dayanışmanın, kardeşçe yaşamanın sembolüdür.

Bu ilçemiz ekmeğini paylaşanların diyarıdır.

Yaşamanın ve yaşatmanın anlam bulduğu kahramanlık diyarıdır.

7 Eylül 1922 tarihi bu iradenin ispat ve beyanıdır.

Turgutlu Milli Mücadele döneminin tarifi imkânsız mukavemetini göstermiş, işgal kuvvetlerinin mezalimine karşı ateş çemberini yarıp devleşmiştir.

Turgutlu diri diri yakılmak istenmiştir.

Ancak Turgutlu küllerinden yeniden doğmuş, bu eşsiz vatan coğrafyasını gül bahçesine çevirmiştir.

Bu bakımdan Turgutlu Milli Mücadele döneminin ateşte açan gülüdür.

7 Eylül 1922 tarihinde bu ilçemizi ateşe verip kaçan işgal kuvvetlerinin açtığı yaralara, verdiği acılara rağmen Turgutlu’nun kahramanları asaletinden ödün vermemişlerdir.

O yıllarda buraya gelen İstiklal Mücadelemizin önemli isimlerinden olan Falih Rıfkı Atay'a halkın verdiği cevap ibretlik ve ders niteliktedir.

Turgutlu’nun ateşe verilmesiyle evi barkı kalmayan kahraman nesil; “Bu halimize de şükür, vatan kurtuldu ya” demişlerdir.

Öyle ya, yansalar da vatan kurtulmuş ve kurtarılmıştır.

Bağımsızlığımızın bedeli ağır ödenmiştir.

Azimli ve çalışkan Türk milleti bu vatanı tekrardan ayağa kaldırmaya muktedir olduğunu bir kez daha göstermiştir.

İşte bunun içindir ki Evliya Çelebi Turgutlu’dan bahsederken ona “şehr-i azim” demiştir.

Turgutluların basireti ve kahramanlığı ona destan yazdırmıştır.

Turgutlu aradan geçen 95 yıl içinde basiretinden hiçbir şey kaybetmemiştir.

Kararlılık, çalışkanlık, kahramanlık Turgutlu’nun ön adı olmuştur.

Sizlerle iftihar ediyor, hepinize güveniyorum.

Sizler fedakarlık numunesi, cesaret timsali, vatan sevdasının ete kemiğe bürünmüş halisiniz.

Turgutlu Türkiye’dir,

Türkiye ise asla düşmeyecek, düşürülemeyecek, teslim alınamayacaktır.

 

Aziz Vatandaşlarım;

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Turgutlu’nun gelişen ve değişen yüzünü gördükçe gurur duyuyorum.

MHP’li belediyelerin hizmet yarışına şahit oldukça mutlu oluyorum.

Üretken belediyecilik anlayışımızla kısa bir sürede dev eserler kazandırdıkları için hepsini canı gönülden tebrik ediyorum.

Beklentim bununla yetinilmemesi ve vatandaşlarımızın gelecekteki ihtiyaçlarını da karşılayacak daha güzel eserlerin kazandırılmasıdır.

Bekleyecek zamanımız yoktur.

Hizmet aşkı engel tanımamalı, hep daha fazlasını hedefleyen bir vizyonu yansıtmalıdır.

Çünkü milletimiz her şeyin en güzeline layıktır.

Bize düşen de bunu yerine getirmektir.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin kadroları işte bu anlayışla yoluna devam etmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi insanlarımızın huzuru, refahı, güveni, mutluluğu ve geleceğe emin adımlarla yürümesi için var gücüyle çalışmaktadır.

Hiç kuşkunuz olmasın ki, Turgutlu bu çabalardan nasibini fazlasıyla almıştır, almaya da devam edecektir.

Turgutlu bir taraftan gelişiyor ama diğer taraftan da çiftçileri emeklerinin karşılığını alamamış olmanın verdiği burukluğu yaşıyor.

Bizler bunun da farkında ve bilincindeyiz.

Selendi, Alaşehir ve Salihli ilçelerimizde yaptığım konuşmalarda özellikle üzüm üreticilerinin sorunlarına değindim ve yoğun gündemimizde yer aldığını ifade ettim.

Tütün üreticilerimizin sorunlarını da biliyoruz.

Sizlerin geçim kapısı tütünün; alın teri ve sofralarımızın bereketi olan üzümün hak ettiği değeri bulması ertelenemez bir ihtiyaçtır.

En önemlisi emeklerinizin boşa gitmemesi için tüm gücümüzle sorunlarınızı gündeme taşıyor ve bundan sonra taşımaya devam edeceğimizin sözünü veriyoruz.

Meclis çatısı altında parti olarak üzüm üreticisi çiftçilerimizin meseleleriyle ilgili kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz.

Milletvekili arkadaşlarımız bu konunun Meclis gündeminde yer alarak, peşi sıra gereken adımların atılması için gayret sarf ediyorlar.

Çünkü sorununuzun büyük, sıkıntılarınızın fazla olduğunu görüyorum.

Haklısınız; zira emeğinizin, alın terinizin karşılığını istiyorsunuz.

Sesinizi Milliyetçi Hareket Partisi duymuştur ve gereken yapılmaktadır.

Müsterih olunuz, MHP’nin müşfik duruşu, müthiş şuuru her zaman sizlerledir.

Sorunlarınızı her seviyede ifade edeceğiz, haklarınızı her zeminde savunacağız inşallah beklentilerinizi karşılayacak bir çözüme ulaşılmasını sağlamak maksadıyla da çok çalışacağız.

Allah’ın izniyle çiftçilerimizin yüzünü güldürecek, emekçilerin hanesini şenlendirecek, çocuklarımızın geleceğini müreffeh kılacağız.

Milliyetçi Hareket Partisi bunun için vardır, her daim Turgutlu’nun yanındadır.

 

Muhterem Vatandaşlarım,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Ülkemizin güney sınırları boyunca yaşanan gelişmeler kaygı verici boyuta ulaşmıştır.

Suriye’de yaşanan iç savaş ortamı hala sıcaklığını korumaktadır.

Siyasi çözüm çabaları konuşulmasına rağmen şiddet son bulmamıştır.

Dahası IŞİD’le mücadele bahanesiyle PKK/PYD terör örgütüne geniş bir alan açılmıştır.

Hali hazırda PKK/PYD, Suriye’nin dörtte birini kontrol edecek seviyeye ulaşmıştır.

Ülkenin en önemli barajları, petrol ve doğalgaz yatakları da IŞİD’ten alınıp bu terör örgütünün kontrolüne bırakılmıştır.

Yani bir terör örgütü, bir başka terör örgütünü meşru gösterecek şekilde kullanılmıştır.

Suriye’de askeri çözümün mümkün olmadığını savunanlar, ne hikmetse PKK/PYD’ye verilen binlerce tır silahtan bahsetmemektedir.

Suriye’de bundan sonraki süreçte PKK/PYD’yi meşru bir zemine taşımanın sinsi ve alçak hesabı yapılmaktadır.

Bölgemizde etnik ve mezhep temelli ayrışmalar bitmemiş, aksine daha da bilenmiştir.

Suriye’de iç savaşın şartları mümkün olan her satha yayılmak istenmektedir.

Irak, Suriye, Yemen derken bugünlerde Lübnan’da da benzeri şartların oluşması için karanlık çevreler faaliyet halindedir.

Ortadoğu’da sınırların yeniden değiştirilmesi planlanmakta, bölgeye her seviyeden nifak tohumları saçılmaktadır.

Bütün bu olan bitenlere birde Ilımlı İslam adı altında mesnetsiz bir anlayış eklenmeye çalışılmaktadır.

Haçlı heveslerinin, Siyonist hesapların kamuflajı olacak bu söylemle Müslüman’ın Müslümanı kırması hedeflenmektedir.

Yüz yıl önce sancağımız altında huzurla yaşayanlar, bugün ne yazık ki sefil haldedir.

Ortadoğu Osmanlı’dan sonra hala istikrarı aramasına rağmen bulamamıştır.

Emperyalist emeller bölgeyi kan gölüne çevirmiştir.

Beklentimiz başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’da yaşanan kargaşanın bir an önce son bulması; huzur, istikrar ve barışın hakim olmasıdır.

Türkiye’nin beklentilerinin karşılanmadığı bir yerde kimsenin hesabını tutturamayacağı iyi anlaşılmalıdır.

Sömürgeciliğin bölgesel taşeronları, bizim bin yıllık sevdamızı elbette doğru anlayamaz, doğru okuyamaz.

Biz gelişmeleri her daim Türkçe okumak, dünyaya Ankara merkezli bakmak mecburiyetindeyiz.

Öncelikli olarak ülkemize yönelen terör tehdidini yerinde yok etmeli, akabinde Misak-ı Milli bilinciyle tarihi vazifemizi yerine getirecek şartları oluşturmalıyız.

Bizim için bekleyecek zaman yoktur.

Çünkü Türkiye’nin hasımları beklememekte, İslam düşmanları bir an olsun boş durmamaktadır.

Kan tutkunları pusudadır.

Mazlumun ahı yükselmektedir.

Artık zalimin zulmüne son vermenin, terör örgütlerinin kökünü kazımanın, dost ve müttefik görünümlü uluslararası örgütlerin oyunlarını bozmanın vakti gelmiştir.

Kararlılığımızı test edebileceğini düşünenlere yanıldıklarını göstermek boynumuzun borcudur.

İşte bu amaçla terörle mücadele ve dış politika konularında devletin ve hükümetin yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Milli birlik ve beraberlik ruhunu canlı tutarak istikbalimizi teminat altına almalı, istiklalimizi güvenceye kavuşturmalı, mazlumlara kol kanat geren bir iradeyi ortaya koyabilmeliyiz.

 

Değerli Vatandaşlarım,

Kıymetli Dava Arkadaşlarım,

Değişen hükümet etme sistemiyle, barajın aslında yüzde 50 artı 1’e çıkmasından dolayı CHP’nin freni patlamış, pusulası şaşmıştır.

Şunu ifade etmeliyim ki, istikrarsızlıktan ve kaos ikliminden beslenenlerin, 15 Temmuz’dan bu yana sürdürdüğümüz ilkesel duruşumuzu bozmasına müsaade etmeyeceğiz.

Sözlerimizi çekiştirerek dedikoduya batanlar, MHP’nin duruşunu sulandırmaya yeltenenler boşa kürek çekiyorlar.

Şerefiyle siyaset yapan Milliyetçi Hareket Partisi şerefsizce yapılan itham ve iddialara aldırış etmeyecek, yeri geldiğinde muhataplarının yüzüne milli şamarı indirecektir.

Fitne ve fesat taşıyıcılığı yapanların karşısına milli iradeden aldığımız güçle çıkacağız, tek vücut halinde duracağız.

İhanete karşı tek yumruk olacağız, iftiralara karşı tek safta toplanacağız.

Mahvımızı hesap edenlerin emellerini birer birer bozguna uğratacağız.

Milletin sinesinden alamadıkları desteği PKK’nın, Haçlı ittifakının himayesiyle doldurmaya çalışanlara karşı milli birlik ve beraberlik ufkumuzu sağlam tutacağız.

NATO, Türkiye’ye parmak sallıyor.

ABD, çevremizi kuşatıyor.

AB, çehremizi karalıyor.

Türk düşmanları faaldir, ama Türk milleti de her tehdide karşı teyakkuzdadır.

NATO’nun ilk Cumhurbaşkanımızla, 12.Cumhurbaşkanımıza karşı sergilediği ahlaksız ve rezil hakaretleri ayağımızın altında çiğniyoruz.

Söylesinler, NATO ittifak mıdır, ihtilaf mıdır?

Dost mudur, düşman mıdır?

Türkiye NATO’ya mahkum değildir.

Türkiye, NATO’cu kafaların, FETÖ’cü alçakların, bölücü hesapların kurbanı da olmayacaktır.

Millet birdir, Türk milletidir.

Vatan birdir, Türk vatanıdır.

Devlet tektir, Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Bin yıllık kardeşlik yeminimizdir, bozmaya hiçbir oluşum ve örgütün gücü yetmeyecektir.

Bunun yanında, Genelkurmay Başkanımızın Kanada’da maruz kaldığı çirkin muameleyi ve itibar suikastını şiddetle kınıyorum.

Peş peşe gelen skandalların kimsenin yanına bırakılmamasını ümit ediyorum.

O yüzden diyorum ki;

İhanete karşı iman,

İhtilafa karşı irade,

İlkelliğe karşı itibar,

İftiraya karşı ihtiram sağlam tercihimiz, şaşmaz teklifimizdir.

Unutulmasın ki, Türkiye’nin demokratikleşme, normalleşme ve istikrar içinde bir yönetim yapısına kavuşabilmesi için 15 Temmuz’dan bu yana üstlendiğimiz sorumluluk aynen devam ettirilecektir.

Bu vesileyle sözlerime son verirken, Turgutlu ilçemize kazandırılan projelerin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Emeği geçen herkese teşekkür ve takdirlerimi sunuyorum.

Yarın kutlayacağımız 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla, bütün öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyor, Öğretmenler Günü’nü tebrik ediyorum.

Hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyor, sağlık, huzur ve esenlikler diliyorum.

Sağ olun, var olun.

Cenab-ı Allah’a emanet olun.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene!