Milliyetçi Hareket Partisi Genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin İzmir Cumhur İttifakı Ortak Açık Hava Toplantısında Yapmış Oldukları Konuşma. 17 Mart 2019
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
İzmir Cumhur İttifakı Ortak Açık Hava Toplantısında
Yapmış Oldukları Konuşma.
17 Mart 2019

 




Sayın Cumhurbaşkanım,

Değerli Kardeşlerim,

Aziz Vatandaşlarım,

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Hepinizi muhabbetle, hürmetle selamlıyorum.

31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerine iki haftalık bir süre kala Cumhur İttifakı’nın Gündoğdu Meydanı’nda düzenlenen İzmir Açık Hava Toplantısı’na katılmaktan onur duyuyorum.

Şükürler olsun ki; İzmir’deyiz, İzmirli kardeşlerimizle hasret gideriyoruz.

Bu seçimlerin ülkemize, milletimize, İzmir’imize, milli beka ve milli birliğimize hayırlı olmasını, kutlu ve nurlu bir dirilişe kaynaklık etmesini Rabbim’den niyaz ediyorum.

Ayrıca bu Açık Hava Toplantımızın tertip ve temininde emeği geçen, katkısı bulunan her kardeşimi kutluyor, hepinize hoş geldiniz diyorum.

Günümüz kutlu olsun.

Geleceğimiz aydınlık olsun.

Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun.

Aziz İzmirliler,

Çok Değerli Kardeşlerim,

Tarihin hiçbir döneminde rahat bırakılmadık.

Tarihin hiçbir döneminde tehlike ve tehditlerden mahrum yaşayamadık.

Devamlı üzerimize geldiler.

Sürekli çevremizde dolaştılar.

Su uyudu, düşman uyumadı.

Yıllar yılları kovaladı, asırlar birbirine eklemlendi, ancak ne husumet bitti, ne hain tükendi.

Anadolu’yu fethedişimizin üzerinden 948 yıl geçti, ama yankısı hala geçmedi, hesabı hala bitmedi.

Bu hesap, Müslüman Türk milletiyle Haçlı emellerinin hesaplaşmasıdır.

Bu hesap, mukaddesatımızın münkir, müşrik ve müptezel hedeflerle hesaplaşmasıdır.

Bu hesap yüzünü Hakk’a dönenlerle, yolunu batıla çevirenlerin çetin hesaplaşmasıdır.

Bu hesap İlay-ı Kelimetullah aşkıyla yanıp tutuşanların ihanet ve melanetle tutuşup kavrulmuşların ezeli ve ebedi hesaplaşmasıdır.

Bu hesap 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal edenlerle, 9 Eylül 1922’de müstevlileri denize süpüren milliyetçi iradenin hala bitmemiş hesaplaşmasıdır.

Bu hesabın bir tarafında Türk-İslam medeniyeti ve büyük Türk milleti vardır; diğer tarafında zalimler, hainler, emperyalistler ve maalesef içimize kadar sızmış yerli işbirlikçileri vardır ve bütün niyetleriyle karşımızdadır.

Biz var olmak için tarihten feyzimizi aldık.

Biz bekamız için ecdadımızdan gücümüzü aldık.

Biz bağımsız yaşamak için şehidimizden şühedamızdan duamızı aldık.

Elbette Milli Mücadele’nin duruşuyla, Cumhuriyet’in duyuşuyla cumhurun ittifakına ruh verdik.

Milli bekamız için bir araya geldik, Türk ve İslam düşmanlarının yeni komplolarına, yeni saldırı ve imha girişimlerine karşı göğsümüzü siper ettik.

Cumhur İttifakı, İzmir’in sinesinden çıkıp işgalcilere ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin’in gelecek umududur.

Cumhur İttifakı, Konak Hükümet Meydanı’na al bayrağımızı gururla çeken Yüzbaşı Şerafettin’in özlemidir.

Cumhur İttifakı, Kudüs’te, Mescid-i Aksa’nın kapısında on yıllar boyunca nöbet bekleyen Iğdırlı Hasan Onbaşı’nın engin feragati, büyük ferasetidir.

Cumhur İttifakı tam bağımsızlık hamuru, fedakârlık numunesidir.

Cumhur İttifakı, 104 yıl önce düşman gemilerini Çanakkale’nin derin sularına sırtındaki 215 okkalık mermiyle gömen Seyit Onbaşı’nı dileğidir.

Cumhur İttifakı, Cumhurla Cumhuriyet’i en üst ve müstesna düzeyde kucaklaştıran iradenin simgesidir.

Cumhur İttifakı Mete Han’dan Atilla’ya, Bilge Kağan’dan Osman Gazi’ye, Fatih’ten Abdülhamid Han’a, Mustafa Kemal’den bugüne ve nice gelecek asırlara kadar çarpan yürek, devleşen cesaret, yükselen bayraktır.

Niyetimiz halis, himaye edenimiz Allah, destekçimiz ise aziz Türk milleti, cumhurun bizzat kendisidir.

Gündoğdu Meydanı’nda ki muazzam heyecan ve coşku sahibi kardeşlerim sayesinde;

İzmir’in dağlarında çiçekler açacak.

Altın güneş orda sırmalar saçacak.

Bozulmuş düşmanlar sel gibi kaçacak.

İzmir’i hiç kimse çantada keklik görmesin.

İzmir’i hiç kimse arka bahçesi zannetmesin.

Güzel İzmir’de bir şey değişecek, bu surette her şey değişecektir.

Şımaranlara, yolunu şaşıranlara, 12 Eylül zulmünün mirasçılarına İzmir sırtını dönmeli, daha müreffeh bir geleceğe, daha müşfik bir yönetime, daha iyisini ve daha fazlasını yapacak bir iradeye kucağını açmalıdır.

Bu irade Cumhur İttifakı’dır.

Cumhur İttifakı’nın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı da tecrübe ve birikimiyle öne çıkan Sayın Nihat Zeybekçi’dir.

Büyükşehir belediye başkan adayımızla birlikte, Cumhur İttifakı’nın bütün ilçe belediye başkan adaylarına başarılar diliyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi bütün gücüyle, bütün imkânlarıyla, bütün teşkilat mensuplarıyla Cumhur İttifakı’nın başarısı için çalışacak, inşallah birlikte başaracağız, inşallah İzmir ağırlıklarından kurtulacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Değerli Kardeşlerim,

Yeni Zelanda’da geçtiğimiz Cuma günü vuku bulan vahşet verici katliam, hiçbir Türk ve İslam düşmanında tarihi hezimetlerin unutulmadığını teyit etmiştir.

Bir vandal, bir barbar, din kardeşlerimizin Cuma Namazı kıldıkları bir esnada iki camiyi hedef alıp kurşun yağmuruna tutmuş, sonuçta 49 kişi hayatını kaybetmiştir.

Bu kanlı olayda pek çok kardeşimiz de yaralanmıştır.

Bir kez daha hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor, yaralılara şifalar temenni ediyorum.

Bu şerefsiz teröristin katliam silahının üzerinde, dikkat buyurunuz, “Türk Yiyici” ifadesi gözlerden kaçmamıştır.

Ayrıca 2. Viyana Kuşatmasına atıf yapılmış, Kosova’da 1.Murat’ı şehit eden caninin yanı sıra bazı Türk ve İslam düşmanlarının isimlerine yer verilmiştir.

Haçlı seferleri sırasında kullanılan “Tanrı bunu istedi” sözü bir kez daha gündeme getirilmiştir.

Karşımızda bir manyaktan, bir sapıktan, bir teröristten daha ötesi, daha fazlası vardır.

Şahsi sosyal medya hesabından 70 sayfalık kirli bir manifesto yayımlayan bu Haçlı kalıntısı Türk milletine tehdit dolu mesajlar yazmıştır.

Boğaz’ın batı yakasında bir yerde yaşamayı deneyip Avrupa’ya gidersek bizi öldüreceklermiş.

İstanbul’a Konstantinopolis diyen bu alçak, tüm cami ve minareleri yıkacaklarını, Ayasofya’nın minarelerinden kurtulacağını, İstanbul’un bir Hıristiyan kenti olacağını şerefsizce iddia etmiş.

Ey Haçlılar, biz buradayız, hadi gelin de görelim.

Ey Haçlılar bekliyoruz sizi, hadi gelin de kanınızda boğulun.

Beka sorununa inanmayan çulsuzlar, beka sorununu görmeyen çapulcular nasılsınız, iyi misiniz?

Türk ve İslam düşmanlarının emellerini hala fark edemediniz mi?

Beka düzeyindeki tehlikeleri ve kaynağı yüzlerce yol geriye giden husumetleri hala idrak ve ifade etmeyecek misiniz?

Hiç kimse beka sorunu yok demesin, Yeni Zelanda’da bir cani tarafından sıkılan kurşunlar hepimize isabet etmiştir.

Kanı dökülen sadece masum ve mazlum kardeşlerimiz değil, hepimiziz.

Şimdi anlaşıldı mı beka niye önemli?

Şimdi yerine oturdu mu 31 Mart seçimlerinin niçin beka seçimi olduğu?

Biliniz ki, yedi düvel, işbirlikçileriyle düşmemizi bekliyor.

Biliniz ki, zillet İzmir’i her gün zehirliyor.

Çanakkale’de yendiklerimiz, İzmir’e kadar kovaladıklarımız tekrar karşımızdalar.

Bu nedenle yegâne güvence Cumhur İttifakı’dır.

Tek çözüm Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir.

Mahalli idareler yönetimleri de yeni hükümet sistemine uygun olmalıdır.

Bir olursak, Çanakkale’de olduğu gibi, bu milleti geçemezler.

El ele verirsek, güç birliği içinde olursak Türkiye’yi yenemezler.

Cumhur İttifakı’nda kucaklaşırsak Cumhuriyet’i asla yıkamazlar.

Değerli Kardeşlerim,

Muhterem Vatandaşlarım,

Ülkemizin geleceğinin, milletimizin bekasının çok yüksek risk ve tehditlerle karşı karşıya kaldığı bir dönemi hep birlikte yaşıyoruz.

Türkiye’miz, tıpkı Çanakkale Savaşlarında olduğu gibi, derin ve sinsi bir kuşatma ve manevi bir abluka ile karşı karşıyadır.

Çanakkale’de tarih yazarak düşmanlara geçit vermeyen, Milli Mücadelede yüksek irade göstererek ihanete fırsat tanımayan kutlu ceddimiz gibi bugün de, Cumhur İttifakı halinde benzer tehditlerle mücadele ediyoruz.

Ancak bu kez maruz kaldığımız yüksek tehdit ve ileri tehlikeler daha sinsi, daha kapsamlı, daha zorludur.

Çünkü kökü dışarıda, ucu ve uzantıları içeridedir.

Bu nedenle bugünkü tehdit ve tehlikeleri iyi analiz edebilmenin en önemli yolu tarihten ders çıkarmak, yaşanması muhtemel gelişmeleri tahmin ederek tedbir almaktır.

Türk tarihi, tekerrür eden bir vakıalar zinciridir.

Karşılaşılan yer ve zaman, çatışan unsur ve düşmanlar değişse bile emeller aynı, yöntemler benzer, işbirlikçiler tanıdıktır.

Cumhur İttifakı olarak, bir tarihi gerçeği vurgulamaktan öte, gelecek nesilleri teyakkuz halinde bulunmaları için samimiyetle uyarıyoruz.

Bin yıldır yaşadığımız Anadolu coğrafyası üzerindeki doğal ve stratejik tehditleri bilmek, bu topraklarda binlerce yıl daha var olabilmenin sırrını da yakalamış olmak demektir.

Tarihi bilmeden bugünü anlamaya ve gelecek üzerinde isabetle düşünmeye imkân yoktur.

Bugünü anlamak için Çanakkale’ye, Çanakkale’yi yorumlamak için bugüne bakmak gerekmektedir.

Yarın Çanakkale Deniz Zaferi’nin 104’üncü yıldönümüdür.

Çanakkale Zaferi; Türk milletini, yurt edindiği Anadolu’dan atmak ve yok etmek üzere yola çıkmış zalimlerin hüsran ve kesin bir yenilgi ile def edilmesinin adıdır.

Türklerin son direnme noktasıdır Çanakkale.

Çanakkale, dönemin küresel güçlerinin, milletimizi en zayıf olduğunu zannettikleri bir dönemde başlattıkları büyük saldırının, yüksek bir iman ile püskürtülmesi demektir.

Bu gün karşımıza tekrar çıkanlar, dün Çanakkale’den püskürtülenlerdir.

Bugün karşımıza yeniden çıkanlar, dün İzmir’den denize dökülenlerdir.

Biz, bunlara asla müsaade edemeyiz.

Biz, bu zillete asla izin veremeyiz.

Rengini şehitlerimizin kanından almış al bayrağımızın düşmesini,

Bağımsızlığımızın haykırışı olan İstiklal Marşımızın susmasını,

İnancımızın mukaddes çağrısı olan  ezanımızın kesilmesini,

Nifak ile bin yıllık kardeşliğimizin bozulmasını, asla sineye çekemeyiz.

Çünkü biz Cumhur İttifakı’yız, biz Türk milletiyiz, biz Türkiye’yiz.

Dün ecdadımız reddetmişti. Bugün Cumhur İttifakı.

Dün 57. Alay şehadete hazırdı. Bugün Cumhur İttifakı.

Biz, zilletin dayatmalarını bozmak için varız.

Var olmaya da devam edeceğiz.

Ne büyük bir gurur kaynağıdır ki, Türk milleti bağrından kahramanlar yetiştirmekte ve tarihe damgasını vurmakta en önde yer almıştır.

Cesaret, yaradılışla beslenen bir erdemdir.

Oysaki kahramanlık olağanüstü erdem ve cesaretin, şuur ve fedakârlıkla beslenerek, ölüme meydan okuma halidir.

Tarih Çanakkale’ye kadar topyekûn kahramanlık yapmış millete hiç rast gelmemiştir.

Biz Çanakkale ile milletçe kahraman olduk ve kahraman millet unvanına kavuştuk.

Tıpkı 15 Temmuz gecesinde topyekûn Gazi olduğumuz gibi.

Bu nedenle, Çanakkale, bizim için bir coğrafi bölgenin adından önce, her karış toprağına bir yiğidin uzandığı dünyanın en büyük şehitliğidir.

Çanakkale, binlerce yılda yoğrulmuş asil Türk milletinin, maddi ve manevi bütün güçleri ile gerçekleştirdiği bir var oluş savaşıdır.

Çanakkale, dönemin en büyük küresel gücüne karşı, kanı ve canı ile vatan topraklarını mühürleyen Türk milletinin asalet mücadelesidir.

Çanakkale, ruhun maddeye, imanın insan iradesine, vatan sevgisinin işgal zihniyetine üstünlüğünü haykıran ve ilelebet haykıracak olan bir menkıbenin  adıdır.

Çanakkale  barutun inanç; çeliğin itaat; silahın millet; topun cesaret karşısındaki iflasının ilanıdır.

Manevi huzurlarında, bütün kahramanlarımızın, bütün şehitlerimizin mukaddes hatıralarını yâd ediyor, en derin hürmet, hayranlık ve sadakat hislerimle Cenab-ı Allahtan rahmet diliyorum.

Onlara ve emanetlerine layık olmak gayretiyle Cumhur İttifakı diyoruz.

Bu ihtişamlı ve inanılmaz zaferin yaşaması için Cumhur İttifakı diyoruz.

Buradan, Türk milleti için hasmane duygular besleyenlere sesleniyorum.

Buradan 104 yıl sonra Türk milletine kefen biçmeye hazırlananları uyarıyorum:

Sakın aldanmayın. Sakın yanlış hesap yapmayın.

104 yıl önce bu hatanın bedelini Çanakkale’de ödediniz.

İşbirlikçilerinize bakarak, Türk milletini çaresiz sanmayın.

İşte, Cumhur İttifakı, işte Türkiye, işte kahraman İzmir. Dimdik ayaktalar.

Bu burçları asla geçemezsiniz. Türk milletinin hisarlarını kesinlikle aşamazsanız.

Zillete düşenler, teröristlerle yol yürüyenler, PKK’ya, FETÖ’ye tutunanlar bilsinler ki;

Son siper Cumhur İttifakı’dır. Son kale Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar.

Beka İçin Milli Karar, İzmir İçin İstikrar.

İzmir Ehline Emanet.

Sizlere güveniyorum, İzmir’e inanıyorum.

Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun diyorum.

Ne Mutlu Türküm Diyene.