Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin İstanbul Cumhur İttifakı Ortak Açık Hava Toplantısında Yapmış Oldukları Konuşma.24 Mart 2019
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
İstanbul Cumhur İttifakı Ortak Açık Hava Toplantısında
Yapmış Oldukları Konuşma.
24 Mart 2019

 

 

 

 

 



Sayın Cumhurbaşkanım,

Aziz Vatandaşlarım,

Değerli Kardeşlerim,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Hepinizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Gecesi sünbül kokan İstanbul, Türkçesi bülbül kokan İstanbul bugün muhteşemsin, bugün tarih yazıyorsun.

Cumhur İttifakı’nın üçüncü ortak mitingi vesilesiyle bir kez daha Yenikapı mucizesine imza atıyorsunuz.

İstanbul’da yeniden diriliş ve yükselişin müjdesini veriyorsunuz.

Allah nazarlardan esirgesin, Yenikapı adeta uçsuz bucaksız gelincik tarlası olmuş çağlıyor, al bayrağa bürünmüş pırıl pırıl parlıyor.

7 Ağustos 2016’dan tam 960 gün sonra, 15 Temmuz hain FETÖ darbe teşebbüsünden 983 gün sonra Yenikapı’da muhteşem bir heyecan ve milli bir coşkunun bayraktarlığını yapıyorsunuz.

Ne mutlu sizlere, ne mutlu İstanbul’a, ne mutlu birim, iriyim, diriyim, Türkiye’yim diyen cesur yüreklere.

İstanbul’u fetheden mübarek irade sizler gibi şanlıydı, İstanbul’a Türk milletinin mührünü vuran kutlu ecdadımız sizler gibi korkusuz ve kahramandı.

İstanbul’da yaşayan her insanımıza, Yenikapı’yı tıklım tıklım dolduran her kardeşimize, milletimin her güzel evladına şükranlarımı sunuyor, hepinize hoş geldiniz diyorum.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin ülkemize, milletimize, İstanbul’umuza, milli birlik ve bekamıza hayırlı sonuçlara vesile olmasını Allah’tan niyaz ediyorum.

Bu muazzam toplantıyı düzenleyen herkese teşekkür ediyorum.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Değerli İstanbullu Kardeşlerim,

İstanbul sıradan bir şehrin adı değildir.

İstanbul; tarihtir, medeniyettir, kardeşliktir, fetihtir, nitekim dünyanın en büyük Türk-İslam kentidir.

Beşeriyetin gözü İstanbul’un üzerindedir.

Mazlumların kulağı İstanbul’a çevriktir.

Masumların kalbi İstanbul için çarpmaktadır.

İstanbul; Kudüs’ün kardeşidir, Kerkük’ün kaderidir, Kaşgar’ın umududur, Akmescit’ten Bişkek’e, Üsküp’ten Halep’e, Hicaz çöllerinden Asya steplerine, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar bütün Türk ve İslam yurtlarının son siperidir.

Bu siper düşerse Türkiye’miz gider, tarihimiz sükût eder, milli ümitler söner.

Bu siper, Allah muhafaza, zillete teslim olursa muzaffer asırların, muazzez ahlakın, muhteşem anıların nice miras ve emanetleri kararır ve körelir.

Hükümranlığıyla tarihin rotasını değiştiren, ana yatağını dönüştüren yüksek fazilet elbette gücünü İstanbul’dan almıştır.

Kıtalar arasında at koşturup, coğrafyaları kumaş gibi kesen, cihanı adaletle kavrayan, tarihe silinmez iz ve eserler bırakan aziz ecdadımız gelecek ülkülerini İstanbul’da bulmuştur.

İstanbul cumhurun irfanı, cumhurun istiklal meşalesidir.

Bu nedenle İstanbul Cumhur İttifakı’nın hassasiyet ve haysiyet merkezidir.

İstanbul demek Türkiye demektir.

İstanbul’da atılacak bir adımın yankısı Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’dan Amerika’ya kadar her yerden hissedilecek, her taraftan işitilecektir.

Cumhur İttifakı olarak bunun bilincindeyiz, tarihi görev ve sorumluluklarımızın fevkindeyiz.

Ne var ki zalimler boş durmuyorlar.

Hainler boşa zaman geçirmiyorlar.

Türk ve İslam düşmanları çevremizde vızır vızır geziyorlar.

15 Mart 2019 günü, Yeni Zelanda’da Cuma Namazı esnasında iki camiye hunharca saldırı düzenlendi.

Maalesef 51 din kardeşimiz şehit edildi, 47 din kardeşimiz de yaralandı.

Alçak teröristler, 630 yıl önceki Kosova Savaşı’nın kinini tutuyorlardı.

Barbar Haçlılar, 336 yıl önceki Viyana Kuşatması’nın öfkesini taşıyorlardı.

Yeni Zelanda’yı kana bulayan vandallar, Müslümanların Avrupa’da ilerleyişinin durdurulduğu bin 287 yıl önceki Puvatya Savaşı’nı hafızalarına kazımışlardı.

Karşımızdaki mukaddesat ve mukadderat düşmanları, 566 yıl önce fethedilen İstanbul’u hala akıllarından çıkaramamışlardı.

Yeni Zelanda’da camileri kundaklayıp Müslümanları şehit eden canilerden birisi Türk milletine açıkça diyor ki;

“Boğaz’ın batı yakasında herhangi bir yerde yaşamayı dener, Avrupa’ya gelirseniz sizi öldüreceğiz.

Konstantinopolis’e gelir, tüm cami ve minareleri yıkarız.

Ayasofya, minarelerden kurtulacak ve Konstantinapol tekrar Hıristiyan şehri olacak.”

Şu anda Boğaz’ın batı yakasındayız.

Avrupa Kıtası’ndayız. İşte buradayız, Yenikapı’dayız.

Ey katiller gelin de görelim, gelin de dedeleriniz gibi sizi aynen yerin dibine indirelim.

Konstantinopolis diye bir yer yoktur.

Bununla birlikte Kürdistan diye bir yer de asla olamayacaktır.

İstanbul, Müslüman Türk milletinin namus timsalidir, hilalimizin şerefidir. Hiçbir müstevli emel ve hedef bu aziz kentimize musallat olmaya cüret ve cesaret edemeyecektir.

Camilerimize, minarelerimize, ezanımıza, bayrağımıza, vatanımıza kem gözle bakan kim varsa ya o gözü oyarız, ya da o gözün bulunduğu melanet bedeni harabe bina gibi yıkarız.

Milli bekayı duyunca yüzü asılanlar, ülkemizi hedef alan vahim tehditlerin içimize kadar sızmış kalıntılarıdır.

Milli beka denildi mi keyfi kaçanlar, Türk ve İslam’ın karşısındaki çetin ve dehşet verici tehlikeleri görmezden, duymazdan, bilmezden gelen yabancı uzantılarıdır.

Zalimlerin hedefi Türkiye’dir, Türk milletidir.

Hedefteki şehir ise İstanbul’dur.

Dün böyleydi, bugünün yalın gerçeği de budur.

Zaman değişip aktörler farklılaşsa da, tehdit aynıdır, senaryo aynıdır, oyun aynıdır, hesap aynıdır, komplo aynıdır, saldırılar tıpa tıp birbirine benzemektedir.

PKK/PYD/YPG/FETÖ’nün kanlı, kahpe ve kiralık tetikçi olarak seçilmesi vahşetin küresel elebaşlarına nüfuz etmiş Türk ve İslam düşmanlığının yegâne sebeplerinden birisidir.

Türkiye’yi yıkmak istiyorlar, yıktırmayacağız.

Türk milletini bölmek istiyorlar, böldürmeyeceğiz.

Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, tek yürek, tek bilek, tek nefes halinde Türk milletinin gücünü dosta da düşmana da göstereceğiz.

Buradan huzurunuzdan şer ve zillet emellere sesleniyorum:

Sakın aldanmayın. Yanlış hesap yapmayın.

Hesap hatasının bedelini Malazgirt’te, Mohaç’ta, İstanbul’un Fetih’inde ödediniz.

Müslüman Türk’e kefen biçmenin bedelini Çanakkale’de, Anafartalar’da, İzmir’de ödediniz.

O günkü ruh ölmedi, bugün burada Yenikapı’da yaşıyor.

Hevesiniz boşuna, çabanız beyhudedir.

İhanet çemberi ve kuşatma mutlaka kırılacaktır.

Türk milleti mutlaka selamete çıkarılacaktır.

Zillet İttifakı’nın kumpasları muhakkak çürütülecektir.

İnandık, kazanacağız. Haklıyız, zafere ulaşacağız.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Değerli Kardeşlerim,

15 Temmuz’da zulüm ve zulmet dolu bir gece yaşamıştık.

15 Temmuz’da FETÖ’nün işgal teşebbüsünü, 251 kahramanımızın şehadetiyle, 2 bin 193 gazimizin fedakârlıklarıyla, milletimizin topyekûn direnişiyle engellemiştik.

Milli bekamız neredeyse imha olacaktı.

Türk milleti az kalsın birbirine düşüp devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü tasfiye edilecekti.

Hıyanetin hevesi milli haysiyetin müdahalesiyle kursağında bırakıldı.

Cumhur İttifakı 15 Temmuz gecesi fiilen kuruldu.

7 Ağustos 2016’da yapılan “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”yle Cumhur İttifakı imrenilecek ruhunu kazandı.

Bu ruh sayesinde, Türkiye’nin önü açıldı, belirsizliklerin koyu sisi dağıtıldı.

Bu ruh sayesinde, Türkiye düşmanlarına karşı müstesna ve müessir bir iradeyle çok sağlam ve aşılmaz bir cephe kuruldu.

Ekonomik teröre karşı aynı gemiye bindik.

Beka düşmanlarına karşı aynı mevziiye girdik.

Bütün siyasi dürtüleri, kısır çekişmeleri, dipsiz ve sonuçsuz polemikleri geride bıraktık.

15 Temmuz Türkiye’nin miladıydı, yeniden doğumuydu, yeni bir diriliş destanıydı, böyle inandık, bu kararla hareket ettik.

Terör örgütlerine, emperyalist odaklara, döviz çetelerine, sermaye şebekelerine, muhasım çevrelere karşı el ele verdik, güç birliği ve gaye birliği yaptık.

Suriye yanıyordu, Irak ağır sorunlara mahkûmdu, Kafkaslar buhrandaydı, Balkanlar bunalımdaydı, deniz ve kara sınırlarımız mütecaviz baskılara maruzdu.

ABD etrafımızı mayınlıyor, AB içimizi karıştırıyor, bazı Körfez ülkeleri sabrımızı test ediyordu.

Ayrı düşemezdik, hesabi davranamazdık, Türkiye’yi heba edemezdik.

Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben demeliydik.

Konu vatansa, konu milletse, konu istiklal ve bekaysa, nefsimize tutsak olamazdık, egolarımıza yenik düşemezdik, az kazandım, çok kaybettim çetelesi tutamazdık.

İman varsa imkan var dedik, iman ve irade varsa ihanet sonuç alamayacak inancıyla kenetlendik, Cumhur İttifakı’nın fikriyatıyla kucaklaştık.

Tehditleri gördük, yeni bir hükümet sistemine acilen istek ve ihtiyaç olduğuna karar verdik.

Tehlikeleri okuduk, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde uzlaştık.

Hamdolsun, 259 gün önce, yani 9 Temmuz 2018’de resmen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş sağlandı.

Cumhur İttifakı 274 gün önce yapılan 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinden başarıyla çıktı.

31 Mart’ta yeni hükümet sistemiyle çatışmayacak, çelişki yaşamayacak, uyumsuzluk göstermeyecek yerel yönetimlerin teşkil ve tezahürü beka düzeyinde önemlidir.

Türkiye’nin yaşamış olduğu kötü ve karanlık günlerin tekrar etmemesi için 31 Mart seçimleri milli iradenin tercih ve desteğiyle kazasız belasız temin edilmeli, Cumhur İttifakı’nın duruşuyla temellenmelidir.

31 Mart seçimleri bu açıdan beka seçimidir.

İstanbul için bir kader seçimidir.

Zillet şemsiyesi altında toplanıp Türkiye’nin kuyusunu kazanlara 31 Mart’ta izin ve icazet asla verilmemelidir.

İstanbul’da PKK’ya geçit yoktur.

İstanbul’da FETÖ’ye müsamaha yoktur.

İstanbul’da sözde demokrasi gücü, sözde sandık ittifakı adı altında zilletin öne çıkmasına asla müsaade verilmemelidir.

Zillet İttifakı beladır, Cumhur İttifakı bekadır.

Zillet İttifakı kavga ve dağınıklıktır, Cumhur İttifakı milli karar ve duruştur.

Zillet İttifakı çatışma, çürüme ve çözülmedir; Cumhur İttifakı birlik, dirlik ve beraberliktir.

HDP’nin bir Eşbaşkanı diyor ki, Ekrem İmamoğlu seçilmişse bilecek ki o kentte yaşayan 3 milyon Kürt'ün oyuyla seçilmiştir. Kürtlere rağmen siyaset yapamayacağını bilecektir.”

Bu beyanat alçaklıktır, bu yorum ahlaksızlıktır.

Kürt kökenli kardeşlerimizi HDP’nin bindirilmiş kıtası göstermek, PKK’yla eşitlemek tek kelimeyle vatan hainliğidir.

Hakkari neyse Yozgat odur.

Diyarbakır neyse Balıkesir aynısıdır.

Şırnak’ta uzatılan el İstanbul’da tutulur.

Bingöl’de çalan davul Edirne’de karşılık bulur.

Kürt kökenli kardeşlerimiz hiç kimsenin tasallutuna giremez, hele hele terörün yedeğindeki bir partiye katiyen teslim olamaz.

Bu bayrak benim, bu vatan benim, bu ezan benim diyen herkes büyük Türk milletinin eşit ve onurlu birer parçasıdır.

Kökeni, yöresi, mezhebi, anasının dili ne olursa olsun her Türk vatandaşı milli birliğimizin ve bin yıllık kardeşliğimizin ayrılmaz kutlu bir değeri, yeri dolmaz muazzam bir nişanesidir.

Hiç kimse İstanbul’daki 3 milyon şerefli Kürt kökenli kardeşimiz üzerinde plan yapmasın, kirli oyun kurmasın, zillete ortak olacaklarını düşünmesin.

Kürt kökenli kardeşlerimiz bu hain planları alt üst eder, zilleti reddeder, PKK’nın siyasi aparatı HDP’ye şamarı indirir, inşallah da bunu yapacaklardır.

İstanbul ehline emanet edilmelidir.

İstanbul tecrübeyle, birikimle, olgunlukla, sağduyuyla, parlak projelerle, cumhurun ruh köküyle, Cumhuriyet’in kazanımlarıyla gelecek beş yıla hazırlanmalı, 2023’e adeta kanat açmalıdır.

Bunu başaracak isim ise Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Binali Yıldırım’dır.

Soyadı gibi iş yapan, tevazu sahibi, erdem sahibi, deneyim sahibi, devlet ve siyaset hayatımızda mümtaz ve muhterem bir yeri bulunan Sayın Binali Yıldırım İstanbul’un şehremini olmaya hem namzet, hem de buna ziyadesiyle layıktır.

Kılıçdaroğlu, varsın şehir şehir gezip dedikodu yaysın, olmayan milliyetçiliğini ispata çalışsın, kötürüm siyasetinden bahsetsin.

O konuşacak, Cumhur İttifakı yapacaktır.

O yalan söyleyecek, Cumhur İttifakı hakikati konuşacaktır.

CHP’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum; bu Kılıçdaroğlu’nda hayır yoktur, ümit yoktur, gelin birlikte olalım, Cumhur İttifakı’nda buluşalım.

Helalleşme arzusu taşıdığım İP’e oy veren kardeşlerim, gelin Cumhur İttifakı’nın millet ve devlet için yapmış olduğu ahlaklı, tarihi ve milli mücadeleye destek verin.

Kürt kökenli kardeşlerim, emin olun sizleri bizim kadar seven olmaz, gelin siz de bu yürüyüşe katılın, Cumhur İttifakı’nın gücüne güç katın.

Birlikte Türkiye’yiz.

 

Birlikte Türk milletiyiz.

Hep birlikte İstanbul’uz, her birimiz İstanbul’un burçlarından ufka yükselen umut ziyasıyız.

Cumhur İttifakı olarak, ne baskılardan yılarız, ne yolumuzdan döneriz.

Ne geri adım atarız, ne dayatmalara boyun eğeriz.

Hak bildiğimiz, doğru olduğuna inandığımız yolda sonuna kadar gideriz.

Milletimizin can yoldaşı, ecdadımızın temsilcisi olmayı sürdürürüz.

Niyet sahipleri ayaklarını denk alsınlar, kuru tehditlere pabuç bırakmayız.

Ve bilinsin ki nereden gelirse gelsin her türlü saldırıyı da anında def ederiz.

Kuşatmayı yaracak, milleti esenliğe çıkaracak irade Cumhur İttifakı’dır.

Emperyalizmin biçtiği kefeni yırtacak inanmışlık Cumhur İttifakı’dır.

İstanbul’da yaşayan her kardeşimi tartışmasız ve tereddütsüz kucaklayacak müşfiklik Cumhur İttifakı’dır.

İstanbul’u daha da güzelleştirecek, daha da yükseltecek, sorunlarından kalıcı şekilde kurtaracak değerli şahsiyet Sayın Binali Yıldırım’dır ve 39 ilçemizde İstanbullu kardeşlerimizin huzuruna çıkan Cumhur İttifakı’nın belediye başkan adaylarıdır.

31 Mart’ta başarmaktan başka seçeneğimiz yoktur.

Tuzaklarla dolu engelleri aklımızla birer birer aşıp mutlaka başaracağız, Türkiye’yi Cumhuriyet’in yüzüncü yılına ant olsun ulaştıracağız.

Biliniz ki doğru yerdesiniz, doğru ittifaktasınız, doğru zamandasınız, cumhurun ta kendisi, Cumhur İttifakı’nın bizatihi nefesisiniz.

Her dava arkadaşımda, her kardeşimde Cumhur İttifakı’nın ilke ve hedeflerine ulaşma konusunda tam bir uzlaşma ve kararlılık vardır.

Son bir haftaya girdiğimiz  seçim sürecinde, 31 Mart’ın öneminin şuuruyla, imkanlarınızı sonuna kadar kullanarak sandığa gidip İstanbul’a Cumhur İttifakı’nın damgasını vuracağınıza yürekten inanıyorum.

Gösterdiğiniz gayret ve fedakarlıklar için şimdiden şükranlarımı sunuyorum.

Başta Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Binali Yıldırım olmak üzere, bütün ilçe belediye başkan adaylarımıza üstün başarılar diliyorum.

Sefer bizden zafer Allah’tan diyorum.

Gayret Cumhur İttifakı’ndan takdir ve teveccühün de İstanbullu kardeşlerimden olacağını biliyor, buna gönülden inanıyorum.

Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar.

Beka İçin Milli Karar, İstanbul İçin İstikrar.

İstanbul Ehline Emanet.

Sizlere güveniyor, İstanbul’a sonsuz muhabbet duyuyorum.

Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun diyorum.

Ne Mutlu Türküm Diyene.