Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin, “13. Olağan Büyük Kurultay kapanışında yapmış oldukları teşekkür konuşması metni” . 18 Mart 2021
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin,
“13. Olağan Büyük Kurultay kapanışında yapmış oldukları
teşekkür konuşması metni”.
18 Mart 2021

 

 

 

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Aziz Vatandaşlarım,

Muhterem Ülküdaşlarım,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Medyamızın Değerli Temsilcileri

Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

KOVİD-19 salgının devam ettiği ve sosyal mesafeye dikkatin şart olduğu bir zaman diliminde, çok şükür 13’üncü Olağan Büyük Kurultayımızı azimle, sabırla, sağduyuyla ve huzur içinde gerçekleştirmenin kıvancını yaşıyoruz.

Biliniz ki, sizlerle iftihar ediyor, hepinize güveniyorum.

Partimiz üzerinde oyun kuranları bir kez daha mahcup ettiniz.

Kulisleri, lobileri, spekülasyonları, algı oyunlarını buruşturup attınız.

Kuşatmayı kırdınız, davanıza ve iradenize sahip çıktınız.

Milliyetçi- Ülkücü Hareket buradan haykırmakta ve uyarmaktadır:

Bu cennet vatan sahipsiz değildir.

Ay yıldızlı al bayrak rüzgarsız değildir.

Aziz millet varlığı yalnız ve çaresiz değildir.

Milliyetçi Hareket Partisi ayaktadır.

Cumhur İttifakı vatan nöbetindedir.

Davamız, Hakk’ın davası, halkın davası, hakikatin tarafı, hakkı yenmiş gariplerin ilanihaye davacısıdır.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket; vatan için gözyaşı dökmüşlerin başını yasladığı müşfik bir omuz, gölgesine sığındığı güvenli bir korunak, teselli bulduğu manevi bir kaynaktır.

"Vatan sağ olsun" diyerek gözyaşını içine akıtmışların dinmeyecek duası, bitmeyecek sevdası, kesilmeyecek sedasıdır.

52 yıllık siyaset mücadelemizin harcı; akılla, şuurla, dengeyle, ihtiyatla, ilkeyle, ülküyle ve imanla karılmıştır.

Bizi biz yapan, bizi bir millet yapan her değer, her emanet, her kazanım siyasi varlığımızın kemer taşıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi gücünü milletinden, cesaretini tarihinden, ilhamını da ecdadından almıştır.

Başkaları gibi, zihinlerimiz ipotekli, heyecanlarımız rehinli, kalplerimiz mühürlü değildir.

52 yıldır, neye inanmışsak onu söyledik.

Neyi görmüşsek onu anlattık.

İaşemizin değil, istiklalimizin destekçisiyiz.

İkbalimizin değil, istikbalimizin derdindeyiz.

Milliyetçi Hareket Partisi; Kerkük’te Gökbayrak, Karabağ’da zafer, Kıbrıs’ta milli dava, Kaşgar’da hüzün, Kırım’da umut, Turan coğrafyasında sönmeyecek meşale, silinmeyecek menkıbedir.

Bugüne kadar hamd olsun çizgimizde bir kırıklık olmadı.

İnançlarımızda herhangi bir gevşeme yaşanmadı, irademize gem vurulamadı.

Toplumsal huzur, ekonomik refah, siyasal istikrar için çalıştık.

13 asır önce Ötüken'den Kutlu Hakanların buyruğu olarak yükselen çağlar üstü mesajların devamlılığı bugünkü zaman diliminde bizlere düşen bir görevdir.

Bu görevin gereği harfiyen yerine getirilmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi dibi görünmeyen kuyudan su içmez, içmek için eğilenlerin maksadını ve muradını da görmezlikten gelemez.

Önce ülkem ve milletim diyen partimiz, milli devlet güçlü iktidar hedefinden taviz vermez, vermeyecektir.

Biz dersimizi tarihten aldık.

Önümüze kılavuz olarak tarihi koyduk.

Bugüne kadar devam eden siyasal hayatında partimiz, günlük siyasetin dar kalıplarına hiç girmedi.

Kalıcı hamleleri, sağlam ve sürekli hedefleri savunarak popülist siyasetin kirliliğinden hep uzak durmaya çalıştı.

Zira ülkülerimiz büyüktür, milli varlığımızı korumak için olanla yetinmeye, yerimizde saymaya hiç hakkımız ve zamanımız da yoktur.

Bilinmelidir ki, milli varlığımızın halkaları bir kez kopar ve bir kere olsun birbirinden ayrılırsa yeniden birleştirmek, yüzlerce yılda oluşmuş muhteşem beşeri ve kültürel hazineyi yeniden tesis etmek imkânsız hale gelecektir.

Üzerine titrediğimiz konu işte budur.

Kaygılarımız bunun içindir.

Aksini düşünen varsa elbette alnını karışlarız.

Bunun hilafına hizmet eden çıkarsa kuşkusuz haddini bildiririz.

Kimin ne tercihi olur bilemeyiz, ama Müslüman Türk milletine ölümü gösterip sıtmaya razı edecek bir meczup henüz anasının karnından doğmamıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin şerefli mücadele tarihini;

Türkiye’nin milli birliğini ve kardeşliğini canından aziz bilen,

Türk milletinin bekasını yaşatmaya baş koyan,

Beka tehlikeye düşerse; baş almaya, baş vermeye hazır olan,

Vatanı ve mukaddes değerleri canı pahasına korumaya yeminli Ülkücü ömürler yazmıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi, birliğin ve dirliğin adıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi haysiyet ve huzurun adresidir.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türkiye’dir, Türk milletidir, istiklal ve istikbal ahlakıdır.

 

Değerli Dava Arkadaşlarım,

18 Mart 1915’te Çanakkale Deniz Zaferi, aynı zamanda tarihin akışını değiştiren bir diriliş destanıdır.

Bu vesileyle bütün şehitlerimizi hürmetle, rahmetle anıyor, Allah hepsinden razı olsun diyorum.

Çanakkale destanının feyziyle, 21 Mart’ta karşılayacağımız Türk’ün Bahar Bayramı’nın kıvancıyla yolumuza devam edeceğiz, önümüze çıkarılan korkulukları birer birer devireceğiz.

Türkiye’nin yükselen gücünden gözleri korkan Bizans ve Haçlı kalıntıları Sevr’i tekrar tedavüle sokma hayali taşısalar da, buna cumhurun ittifak ve irade ruhunun gücüyle karşı duracağız.

Suriye ve Irak’ın kanlı ve kaotik şartlarını ülkemize ihraç etmek için fırsat kollayanlara müsaade etmeyeceğiz.

Terörizme karşı, Çanakkale’de arşa tutunan imanla mücadele edeceğiz.

Yılmayacağız, yorulmayacağız, teslim olmayacağız.

Bu devleti yıktırmayacağız, bu vatanı parçalatmayacağız, bu milleti böldürmeyeceğiz.

Cansa can vereceğiz, kansa kan dökeceğiz, Türklüğün bekasını lekeletmeyeceğiz.

FETÖ’nün, PKK’nın, küresel emperyalizmin komplolarına göz yummayacağız.

Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz.

Biz Cumhur İttifakı’yız.

 

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Hem ülkemizin hem de dünyanın çetin sorunlarla boğuştuğu bir dönemde, iradenizi gösterdiniz, şahsımı bir kez daha Genel Başkanlığa layık gördünüz.

Saygıdeğer delegelerimize ve büyük kurultayımızın kutlu iradesine teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum.

Üstlendiğim tarihi ve zor görevi onurla, gururla, heyecanla ve inançla yerine getirmeye devam edeceğim.

Emin olunuz, muhannete muhtaç olmayacağız, davamıza asla gölge düşürmeyeceğiz.

Ülkülerimizi, ilkelerimizi, ülkemizin haklarını, davamızın emanetlerini, şehitlerimizin hatıralarını, ecdadımızın haysiyetini büyük bir sorumluluk duygusuyla, adanmış bir yürek eşliğinde temsil etmeyi ant olsun sürdüreceğim.

Sözlerime son vermeden;

Bütün misafirlerimize,

Saygıdeğer delegelerimize,

Ülkemizin her köşesinden gelen vefakâr ülküdaşlarıma,

İradenin gerçek sahibi aziz dava arkadaşlarıma,

Fedakârca çalışan medya mensuplarına,

Şüphesiz ki büyük Türk milletine,

Kurultayın düzenlenmesinde emeği geçen herkese, gösterdikleri ilgiden, katkıdan, destekten dolayı teşekkür ediyorum.

Milliyetçi Hareket’in sevdalılarına daha nice kurultayları aynı şevk, aynı heyecan, aynı coşkuyla gerçekleştirmelerini temenni ediyorum.

İnanıyorum ki, Cenab-ı Allah Türkiye'nin geleceğine sahip çıkma mücadelesinde heyecanımızı ve azmimizi karşılıksız bırakmayacaktır.

Kurultayımızda tecelli eden sonuçların kutlu davamıza, partimize, demokrasimize, milletimize hayırlar getirmesini diliyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygılarımla selamlıyor, Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

İstiklal için birlik, istikbal için dirlik, kazanan Türkiye olacak.

 

Konuşmamı Merhum Arif Nihat Asya’dan esinlendiğim şu seslenişle bitiriyorum:

Siz büyük Türkiye'yi gerçekleştirecek olan Ülkücüler!

Siz Oğuzların, Kürşadların, Alparslanların, Fatihlerin, Yavuzların, Abdülhamidlerin, Mustafa Kemallerin, Yunus Emrelerin, Mevlanaların, Hacı Bektaşların, Sütçü İmamların, Dilşad Sultanların, Nene Hatunların, Gevher Nesibelerin, Malhun Hatunların torunları olan Ülkücüler;

'Gafillerin ardında Allah'ı anan; kaçanların ardında vuruşan, ölüler arasında diri olan gibidir.' Kutlu Peygamber sözünün muhatabı olmak için çalışın.

Yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun.

Cenab-ı Allah, taşıyamayacağımız yükü omuzlarımıza yüklemesin.

Hepiniz Cenab-ı Allah’a emanet olun.

Sağ olun var olun.

Ne mutlu Türküm diyene.