06.02.2007 - Başbakan Erdoğan'ın Türk Milliyetçiliği Düşmanlığı Siyaseti Hakkında Yaptığı Yazılı Basın Açıklaması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

 

Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin
Başbakan Erdoğan’ın Türk Milliyetçiliği Düşmanlığı Siyaseti Hakkında
Yaptığı Yazılı Basın Açıklaması

6 Şubat 2007

Başbakan Erdoğan’ın Türk Milliyetçiliğini hedef alan saldırıları ağırlaşarak ve seviye kaybederek sürmektedir.

Türk Milliyetçiliği düşmanlığının AKP’nin seçim kampanyasının ana teması ve taşıyıcısı olacağı anlaşılmıştır.

Başbakan’ın Türk Milliyetçiliğini ırkçılık, ayrımcılık ve kafatasçılık olarak mahkûm etmeye yeltenen son hezeyanları, bu düşmanlık stratejisinin yeni bir örneğini oluşturmuştur.

Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin varlığına, milli onuruna ve geleceğine sahip çıkılmasından, Türk milletinin birliğinin ve milli kimliğinin üzerinde titrenmesinden rahatsızdır.

Bu konuda konuştukça batan Başbakan, sözleri ve fiilleriyle hakiki hüviyetini açığa vurmaktadır.

Şuur altında artık bastıramadığı ön yargılar, kompleksler ve düşmanlık duyguları bu şekilde ortaya dökülmekte ve temsil ettiği siyasi zihniyetin anatomisi gün ışığına çıkmaktadır.

Türk Milliyetçiliğini karalamak ve aşağılamak için çok tehlikeli bir kışkırtıcılık misyonu üstlenen Başbakan’ın içinde bulunduğu ruh hali, bu anlamda çok vahim bir klinik tablo oluşturmaktadır.

Bu kangren haline gelen patolojik hastalığın yegâne tedavi yolu seçim sandığıdır.

Türk milletinin sandık başında tecelli edecek siyasi iradesi, bunun en etkili tedavi reçetesi olacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanlık koltuğunda oturan Erdoğan, Türk Milliyetçiliğine karşı husumet manifestosu niteliğindeki sözleri ve saldırılarıyla, sadece yeminli milliyetçilik düşmanlarıyla aynı safta yer almamış, daha da vahimi terör örgütü PKK ve İmralı’daki elebaşı cani ile de “teşhis ve ağız birliği” içine girmiştir.

Türk milliyetçiliğini ırkçılık, ayrımcılık ve kafatasçılıkla aynı fotoğraf karesi içinde göstermek için hayasızca beyanlarda bulunan Başbakan, bu konuda PKK ve İmralı canisi ile aynı resmin içinde yer almaktan, aynı çizgiye düşmekten rahatsızlık duymamaktadır.

PKK’nın yayın organlarını izleyenler, Başbakan’ın devleti suçlu gösterme ve Türk milliyetçiliğini karalama yarışında bu çevrelerle aynı yörünge içinde olduğunu göreceklerdir.

PKK’nın son dönemde başlattığı kampanyada Türkiye Cumhuriyeti “tetikçi devlet” olarak suçlanmakta, Türk milliyetçiliği inkârcı ve ayrımcı ırkçılıkla karalanmakta ve Türkiye’nin “kanserli bünye” olarak görülen rejiminin tasfiyesinin önündeki en büyük engel olarak gösterilmektedir.

Terör örgütünün bu söylemleriyle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın Türk Milliyetçiliğini hedef alan sözleri ve devletin organlarını yıpratmak için ürettiği senaryolar arasında özde bir fark bulunmamaktadır.

Başbakan Erdoğan ve AKP sözcülerinin asıl rahatsızlık duymalarını ve namuslu bir vicdan muhasebesi yaparak bu açıdan “nereden nereye geldiklerine” bakmalarını gerektiren husus budur.

Ancak, karanlık hedeflerine varmak için her gayri meşru yolu mübah görmede Makyavel’i bile kıskandıracak çürümüş siyaset anlayışlarının ve siyasi sabıka dosyalarının, böyle sağlıklı bir değerlendirme yapmalarına imkân vermeyeceği de bir gerçektir.

Kucaklayıcı, birleştirici, akılcı ve medeni Türk Milliyetçiliği anlayışını “mayınlanmış yasak bölge” ilan etmeye çalışan, bunun için kendi milli değerlerine karşı misyonerlik yapan ve kurumsallaşmış Türkiye düşmanlığını siyasi kariyer olarak gören çevrelerin bütün çabaları boşunadır.

Türk milliyetçiliği, Türkiye’nin milli birliğinin korunmasının en önemli sigortası ve Türkiye’nin önünü, ufkunu ve yolunu sürekli aydınlatan temel bir siyasi ve kültürel değer olarak ebediyen yaşayacaktır.

Başbakan Erdoğan’ın ve manevi fedailerinin Türk milliyetçiliğini ve Milliyetçi Hareket’i hedef alan hezeyanları, Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidar yürüyüşü kervanını etkileyemeyecektir.

Yeni bir milli birlik ruhu ve şuuruyla ayağa kalkacak olan Aziz Milletimiz, ortak paydası Türkiye düşmanlığı olan ve husumetten beslenen bu şer cephesinin Türkiye’yi maruz bırakmaya çalıştığı hain suikastı her şart altında boşa çıkaracaktır.

Siyasi, vicdani ve ahlaki yörüngesini kaybedenler bu gerçekleri unutmamalıdır.

 

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı