18.02.2009 - Mahalli İdareler Genel Seçimleri hakkında Milliyetçi Hareket Partisi'nden seçime girecek adaylar ile il ve ilçe yöneticilerine yayımladıkları genelge
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin
Mahalli İdareler Genel Seçimleri hakkında Milliyetçi Hareket Partisi'nden seçime girecek
adaylar ile il ve ilçe yöneticilerine yayımladıkları genelge

1
8 Şubat 2009

 

 

Aziz Dava Arkadaşlarım,

29 Mart 2009 Pazar günü bütün yurtta gerçekleşecek olan Mahalli İdareler Genel Seçimlerine katılacak aday listeleri, belirlenen takvim gereğince 17 Şubat 2009 tarihi itibariyle seçim kurullarına teslim edilmiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi bütün seçim çevrelerinde, Türkiye'nin her yöresinde birbirinden değerli adaylarla bu demokratik sürece katılacaktır.

Aday adaylığı sürecinde partimize, yurdumuzun her bölgesinden yoğun bir ilgi gerçekleşmiş, aziz vatandaşlarımız milletine hizmet yolunda Milliyetçi Hareket Partisi'ni tercih etmek için birbirleri ile yarışmışlardır.

Büyük bir vakar ve ciddiyet içinde gerçekleşen adaylık süreci ve tespit çalışmaları ile partimiz siyasi olgunluğunu ispat etmiş, yaşanan yoğunluk Türkiye'nin onurlu geleceği için gösterilecek kararlılığın da haklı bir işareti olmuştur.

Bu aşamadan sonra partimize, partililerimize ve adaylarımıza düşen sorumluluk, yaklaşan seçimlere tam bir hazırlık ile bütün vatandaşlarımıza ulaşmış ve tanışmış olarak seçim gününe varmaktır.

Partimize yönelen dikkatin ve yakınlaşmanın sürekliliğini sağlayarak, bu samimi duyguları sıcak ve güncel tutacak yakın ilişkilerin tesisi ve nihayetinde seçim günü bu kucaklaşmanın gerçekleşmesi önümüzdeki sürecin yegâne hedefi olmalıdır.

Bu konuda da bundan önce olduğu gibi, tahrik ve tuzaklara, fitne ve fesada aldırmadan uyanık olmak; engellere takılmadan yerel seçim hedefinden sapmamak, millete hizmet yolunda yürümeye devam etmek dikkat edeceğimiz en önemli husustur.

Yaklaşan seçimin millet ve devlet hayatımızın geleceğindeki önem ve değerini daha iyi anlayabilmenin yolu, geçtiğimiz yılların bir kez daha hatırlanması ve tahribatın boyutlarının doğru bir tahlilinden geçmektedir.

Bugün Türkiye'miz, demokratik rejimin işleyişi, ekonomik bağımsızlığımızın geleceği, milletinin birliği ve ülkemizin bütünlüğü ile milletimizin temel hayat ihtiyaçlarının karşılanması noktasından maalesef ağır bir kriz ve buhran halini yaşamaya başlamıştır.

Hükümette altı yıl üç ayını dolduran Adalet ve Kalkınma Partisi'nin her yeni dönemi ve hükümeti bir öncekini aratmış, ülkemizin her alanında giderek büyüyen ve katmerleşen sorunlarını aşabilecek yönetim becerisini gösteremediği artık ortaya çıkmıştır.

Milletimizin kendisine sağladığı tek başına iktidar gücüne rağmen hükümet, geride kalan uzun yılları günübirlik meselelerle israf etmiş, güncel siyasete takılıp kalarak, başarısızlıklarını sanal başarılar ve sahte kahramanlıklarla örtmeye çalışmıştır.

Bugün de, kendi milletine yabancılaşmış, haslet ve haysiyetimizi korumayı gereksiz gören, tarihimizi kara dönem olarak algılayan odaklarla işbirliği yapan hükümetin açtığı tahribat bütün şiddeti ile devam etmektedir.

Bölücü tahriklerin demokratikleşme, milli hassasiyetlere sahip çıkmanın ise çağdışı ve ilkel olarak adlandırıldığı bu süreçte, milli kimliğimiz ağır bir yara almış, kardeşliğimiz sorgulanır olmuştur.

Yıllardır devam eden istismar politikalarının, toplumsal birliğimizin siyasi, sosyal ve kültürel temelleri üzerindeki ağır tahribatı yaşanan gerilim politikaları ile bir kez daha gözler önüne serilmiştir.

Bu değerler üzerinden siyaset karaborsacılığını varlık sebebi olarak kabul eden çatışmacı siyaset geleneğinin inatla sürdürülmek istendiği de bütün açıklığıyla görülmüştür.

Taraflarının netleştiği bu cepheleşmede, toplum içinde de gerginlikler artış göstermiş, sonu olmayan tartışmaların ve sürdürülen kara propagandanın etkisi ile kafası karıştırılmaya çalışılan vatandaşlarımız, birbirine karşı hasmane duygular besleme tehlikesi ile yüz yüze kalmıştır.

Geçtiğimiz altı yılı aşan sürenin en belirgin yönü AKP'nin yönetim aczini ve siyasi iflasını gizlemek ve meşruiyet sorununu aşmak için gerilim, tartışma ve çatışmaya dayalı kutuplaşma siyasetine hız vermesi, bu siyaset geleneğinin ana muhalefet tarafından da benimsenmiş olmasıdır.

Özellikle huzur ve refah arayan milletimiz için 22 Temmuz seçimlerinden sonraki süreç tam bir hayal kırıklığı olmuş, siyaset devraldığı siyasal krizleri aşma yönünde basiret gösterememiştir.

Tıkanan ve kilitlenen siyasal sistem, gelişmelerin peşinden sürüklenmiş ve bunun sonucunda başlı başına bir kriz unsuru haline gelmiştir.

Siyasi diyalog kanalları açılamamış, demokratik rejimin geleceği şahsi hesapların ve ihtirasların ipoteği altına sokulmuştur.

Özellikle iktidar partisi ile ana muhalefetin arasındaki gerilimlerin neden olduğu karşıtlıklar giderek kemikleşmiş, her gün yeni bir tartışma ve çatışma malzemesi ilkesiz siyaset temsilcilerinin eliyle gündeme taşınmıştır.

Yönetilemeyen Türkiye'nin yönetemeyen hükümeti, sorunları örtmek ve ötelemek için kontrolü altına aldığı sözde aydın, yandaş medya ve işbirlikçi çevrelerle saf tutmuş, özel hayatın gizliliği, aile hayatına saygı, haberleşme hürriyeti gibi temel hak ve özgürlüklerin ihlaline yönelik kuşkular artmıştır.

Geçtiğimiz altı yıllık süre iktidarın yolsuzlukların odağı olduğunun da tescili olmuş, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunduğu iddiasıyla iktidar olan AKP'nin, istismar ve suiistimal üzerine kurguladığı ilkel yönetim anlayışı artık belirginleşmeye başlamıştır.

Siyasi ve ahlaki çürümenin sembolü olan bu kadroların, mütedeyyin insanlarımızın tertemiz duygularını istismar ederek oluşturdukları vurgun şebekeleri ortaya çıkmış, iktidar partisinin markası haline gelmiş yolsuzluklar, yabancı mahkemeler tarafından da tescil edilmiştir.

Yağmadan beslenen çevreler ile hükümet arasında, birbirini tamamlayan ilişkiler ağının derinleştiği ve kirli siyaset, kirli ticaret, kirli kazanç şebekesinin kimlerden oluştuğu birer birer ortaya çıkmıştır.

Tartışmalar, çalkantılar, gerilimler ve komplo teorileri ile geçen günlerin ardından geldiğimiz bugünkü aşamada, Türkiye siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda tam bir bunalım yaşamaya başlamıştır.

Türkiye'yi karşıt kutupların çatıştığı sorunlu bir ülke haline getirmeyi ve düşman kamplara bölerek çökertmeyi amaçlayan bu süreçte; etnik temelde bölünme, inanç bazında cepheleşme, mezhep bağlamında ayrışma ve devletin ana ilkeleri temelindeki tahribatın bütün hızıyla devam edeceği anlaşılmaktadır.

Hükümetin altı yılı aşan icraatıyla milli kimliği ve devlet yapısı sorgulanan, milli birliğinin siyasi, sosyal ve kültürel temelleri sarsılan ve çok ciddi iç ve dış güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya bırakılan Türkiye tablosu giderek daha da kararacaktır.

Yıllardır bütün uyarılara rağmen ekonomide alınmayan tedbirlerin faturası birer birer çıkmaya başlamış, Türkiye ekonomik yönden büyük bir krizin ve yoksullaşma sürecinin içine girmiştir.

Enflasyon, cari açık, dış borçlar, işsizlik, iflaslar, işten çıkarmalar, yoksulluk, yolsuzluk ve kaygılar artmıştır. Dar gelirlimiz, emeklimiz, işçimiz, memurumuz, köylümüz ve çiftçimiz açlık ve çaresizlikle yüz yüze gelmiştir. Yaşanan yokluk ve yoksulluk artık geçici tedbirlerle ve yardımlarla kapatılamayacak boyutlara kadar yükselmiştir.

Ve Türkiye, temel sorunların ağırlaşarak sürdüğü, etnik tahriklerin tırmandığı, bölücülük temelinde siyasi hesapların yapıldığı, gerginliklerin had safhaya ulaştığı ve işsizlik ve yoksulluktan öfkenin taşma noktasına dayandığı böyle bir ortamda Mahalli İdareler Genel Seçimlerine gitmektedir.

Bu nedenle, önümüzdeki hassas dönem boyunca, partimizi temsilen seçimlere katılacak değerli adaylarımız, her seviyede görev ve sorumluluk alan yöneticilerimiz ile parti mensuplarımız şu hususlara önemle dikkat ve riayet edeceklerdir:

1.    Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye ve dünya gündemine vakıf, ülkemizin ağır sorunlarının farkında, milletimizin yaşadığı buhranın bilincindedir. Bu ağır sorunların çözümü için kapsamlı hazırlıkları ile huzur, refah ve kalkınma için projeleri vardır ve tamamdır. Bu gerçekler vatandaşlarımıza anlatılacaktır.

2.    İktidar ve muhalefet arasında kutuplaştırılan toplumun hür iradesine ipotek koyacak karalamalar ve ithamların hız kazanacağı dikkate alınarak, verilecek her oyun değeri ve yeri mutlaka vurgulanacak, partilerin birini diğeri ile korkutma oyunları ve MHP'siz siyaset arayışlarına karşı uyanık olunacaktır.

3.    Milliyetçi Hareket Partisi'ne verilecek oyun ziyan olacağına yönelik sinsi ve kara propagandaya fırsat verilmeyecek, dedikodu ve nifak ile partililerimizin mücadele heyecanını kırabilecek çabalara karşı dikkat edilecektir.

4.    Karalama kampanyalarını etkisiz kılmak için siyasetimizin milli kimlik, milli devlet ve milli dil ile inanç hürriyetine riayeti, laikliğe bağlılığı, devlet ve millet sevgisi gibi temel görüşleri en yalın ve kucaklayıcı yönüyle milletimize tanıtılacaktır.

5.    Partimize, adaylarımıza veya mensuplarımıza yönelik korku ve kaygılar uyandırmaya dönük girişimler ve kışkırtmalar mutlaka takip edilecek, bireysel müdahalelere asla fırsat vermeden hukukun gereği yapılacak, partimizin izlediği ve kamuoyunun takdir ettiği vakur çizgi ısrarla korunacaktır.

6.    Yaklaşan seçimin ve gerginleşen siyasal ortamın neden olacağı tartışma, kutuplaşma, cepheleşmeleşmelerden uzak durulacak, tahrik ve tuzaklara karşı uyanık olunacaktır.

7.    Seçim propaganda sürecinde parti binalarımız, seçim bürolarımız ve tanıtım noktalarımız ile milliyetçi-ülkücü camianın bulunduğu veya müdavim olduğu siyasi ortam ve mekânlar kontrol ve disiplin altında tutulacaktır.

8.    Vatandaşa doğrudan ulaşmamızda vazgeçilmez önemi olan medya kuruluşları ve mensupları ile seviyeli ve ölçülü ilişkiler kurulacak, partimizin temel tespitleri dışındaki gereksiz beyanatlar ve görüntüler vermekten kaçınılacaktır.

9.    Propaganda ve tanıtım için hazırlanacak yayın, ilan, afiş, pankart ve sloganlarda partimizin tüzük ve programında yer almayan, izin verilmemiş ifadeler, açıklamalar ve sloganlar kullanılmayacaktır.

10.  Milliyetçi Hareket ile özdeşleşmiş ve partimizin duyarlı olduğu milli kavram ve sembolleri kullanan veya istismar eden diğer siyaset odaklarına karşı duyarlı olunacak, yanlış yönlendirme ve kafa karışıklığını önlemek için bu konuda partililer bilgilendirilecektir.

11.  Önümüzdeki süreçte partimizin yükselişinin önüne geçmek için bir karşı kampanyaya sığınılacağı düşüncesiyle, partimizi ve adaylarımızı milletimizin gözünden düşürmeye ve mensuplarımızı zan altında bırakmaya dönük maksatlı girişimlere karşı bilinçli olunacaktır.

12.  Yerel yöneticiliğe talip olan bütün adaylarca, görevlerine ve yörelerinin sorunlarına mutlaka vakıf olunacak, adalet, ahlak, dürüstlük, hizmet, çalışkanlık ile millet ve bayrak sevgisi ekseninde tanıtım ve halkla ilişkiler faaliyetlerine ağırlık verilecektir.

13.  Çalışma ve tanıtımlarda yapıcı, bütünleştirici olunacak, ayrılıkları tahrik eden, farklılıkları kaşıyan söylemlerden uzak durulacak, milletimizi bir arada tutan ortak değerlere vurgu yapılacaktır.

14.  İnançlarımızın istismarından, yoksulluğun tahrikinden ve vicdanların yaralanmasından kesinlikle kaçınılacak, kucaklayıcı, yapıcı ve sorunlara sahip çıkan bir erdemli anlayış sergilenecektir.

15.  İnsan merkezli bir faaliyet olan yerel yöneticiliğin bu özelliği nedeniyle her eve ve her vatandaşa ulaşılacak, şikâyetleri ve görüşleri dinlenecek, duyguları paylaşılacak ve kendi siyasetimizin önerileri ve aday projeleri toplumla yüzyüze paylaşılacaktır.

16.  Yapılan her siyasi çalışmanın partimizin tanıtılmasındaki önemi ve değeri de dikkate alınarak hizmete talip olan adaylarımız, Milliyetçi Hareketin duruşunun, anlayışının, ahlakının ve düşüncesinin yerelde temsilcisi olduğunu unutmayacak, tanıtım faaliyetlerini kendisi ile partimiz arasındaki bu hassas ilişkiyi düşünerek gerçekleştirecektir.

17.  Seçimin önemi ve her oyun değeri topluma anlatılacak, bir vatandaşlık görevi, borcu ve sorumluluğu olarak iradenin tecelli etmesi için mutlaka sandığa gidilmesi ve oy kullanılması konusunda teşvik edilerek kamuoyu cesaretlendirilecektir.

18.  Milliyetçi Hareket Partisi'nin ve adaylarının önünü kesmek için düzmece anket ve yoklamalar ile yapay gündemler oluşturulması dikkate alınarak partililerimizin mücadele heyecanını kırabilecek oyunlara karşı uyanık olunacak, bu konuda vatandaşlarımız ve partililerimiz önceden bilgilendirilecektir.

19.  Seçim kampanyaları sürecinde halkla ilişkiler ve tanıtım faaliyetlerinde yararlanmak üzere ortak fikir ve kampanya oluşturmak için Genel Merkez açıklamaları hassasiyetle takip ve analiz edilecek, politik ve ideolojik söylemlerin sınırı bu görüşler çerçevesinde çizilecektir.

Milliyetçi Hareket Partisi, bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki süreçte de, hiçbir dayatma, tuzak ve senaryoya kapılmadan milletimizin bekasının korunması, kardeşliğinin sürdürülmesi, ağır ekonomik sıkıntılarının aşılması ve vatandaşımıza hizmet götürülmesi konusunda yapıcı ve uzlaşmacı siyasetini sürdürecektir.

Partimizin bugüne kadarki ilkeli siyaseti ve duruşu bundan sonra yapabileceklerinin işareti ve teminatıdır. Şimdi sıra, milletimizin başarılı kadrolarımıza yerel yönetimlerde yeniden görev vermesine ve yeni yönetimleri adaylarımıza emanet etmesine gelmiştir.

Milliyetçi Hareket, aziz milletimizden alacağı böylesi bir büyük destek ile yerelden genele, fertten millete kadar ülkemizin bütün sorunlarını aşacak, yaşanan buhrana son verecek hazırlık, kararlılık ve güçtedir.

Yaklaşan Mahalli İdareler Seçiminin aziz milletimize, demokrasimize, partimize, dava arkadaşlarımıza hayırlı sonuçlar getirmesini; ahlakı göz ardı etmeyen siyasi bir rekabet ortamında huzur ve güvenlik içinde bir seçim yaşanmasını temenni ediyorum.

Bu vesile ile seçime giden yolda bütün aday arkadaşlarıma üstün başarılar diliyor, Yüce Allah'ın, Türkiye'ye sahip çıkma mücadelesinde Milliyetçi Hareketin emeğini ve alın terini karşılıksız bırakmayacağına inanıyorum.

Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı