Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın “2014-2015 Eğitim-Öğretim Yılının başlamasına” ilişkin yaptıkları yazılı basın açıklaması. 15 Eylül 2014
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın
“2014-2015 Eğitim-Öğretim Yılının başlamasına” ilişkin yaptıkları
yazılı basın açıklaması.
15 Eylül 2014

 

Eğitim, insanı cehaletten kurtarıp kâmil bir hâle getirecek olan değerler toplamıdır. Aynı eğitim, insanların şuurlu bir birleşimi olan milletleri de köhnemiş kabile yaşantısından kurtarıp cihanşümul ülkeler kurdurabilecek değerlerle donatır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin, kurulduğu zor günlerden bugüne kadar aldığı yol oldukça takdire şayandır. Her ilçede bir okulun bulunduğu -hatta onun dahi bulunmadığı- günlerden 100 bin okula yaklaştığımız 2014 yılına dek milletçe ve devletçe pek çok fedakârlık yapmış, çokça sıkıntılar çekmiş bulunmaktayız.

Aldığımız yolun çok olduğunu bilmekle birlikte muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma ülkümüzü gerçekleştirmek için medeni ülkeler yürürken bizim koşmamız gerektiğinin de bilincindeyiz. Ülkemizin ekonomik ve teknik imkânlar bakımından çağı yakalamak konusunda oldukça istekliyken eğitim sistemimizin bu yolda olmadığını görmek hepimizi üzmektedir.

Gönül isterdi ki eğitim öğretim yılımız sorunsuz bir şekilde başlasın, çocuklarımız yürüdükleri yolun nereye varacağını bilsin, velilerimiz çocuklarını okullarında güvende hissetsin, öğretmenlerimiz atama, yer değiştirme kaygısı yaşamasın, tehditlerle karşılaşmasın.

Gönül isterdi ki; evladını kreşe gönderecek olan çalışan velilerimiz; sabah yahut öğle gruplarından birini seçmek zorunda bırakılmasın ve tam gün eğitim veren devlet kreşine çocuğunu gönderebilsin.

Gönül isterdi ki; evladını birinci sınıfa yazdırmak isteyen velilerimizin sokaklarında bulunan ilköğretim okulu, ortaokula çevrilmemiş ve velimiz servis aracına nafakasından pay ayırmamış olsun.

Gönül isterdi ki 5. sınıfa geçen öğrencimiz, sokağındaki okulundan koparılıp servis araçlarıyla uzak okullara taşınmasın. Günde 6 saat ders çok gelirken 7 saat derse girmek zorunda bırakılmasın. 7.00’de, 7-20’de başlayacak okulu için saat 6’da servise binmek için 5.30’da kalkmak zorunda kalmasın.

Gönül isterdi ki 8. sınıfa geçen öğrencimiz sene sonunda liseye nasıl yerleştirileceğinden şimdiden emin olsun. Yerleştirme puanlarının defalarca hesaplandığını, mahkemelerin yerleştirmeleri iptal ettiğini duyup bu yaşında iktidar tarafından gencecik vatan evlatlarının haklarının yendiği gerçeğiyle yüzleşmesin, “Acaba hükümetimiz beni de ağabeyim, ablam gibi evimden 200 km uzaktaki liseye kaydeder mi?” diye telaş duymasın.

Gönül isterdi ki liseye giden gençlerimiz sigara, bonzai, hap vb. zararlı alışkanlıklar yerine milletlerini, dinlerini, devletlerini yüceltecek fikirleri içlerine çeksinler. Üniversite kaygısını daha az hissedebilsinler.

Gönül isterdi ki üniversite öğrencilerimiz üniversiteyi kazandıklarında yurt kaygısı yaşamasınlar, sokakta kalmasınlar. Gencecik kızlarımız amcaları dayıları olmadığı için yersiz yurtsuz, kalacak yer kaygısı yaşamasınlar. Gittikleri üniversitelerde yasadışı örgütlerin, bölücülerin yıkıcı propagandaları yerine Türk olmanın gururunu, Müslüman olmanın güzelliğini sonuna kadar yaşabilsinler. Bu güzel değerlerin inceliklerini kavrayıp yeni nesilleri aydınlatabilsinler.

Gönül isterdi ki üniversitelerden mezun olacak yahut olan gençlerimiz uzmanı oldukları, eğitim gördükleri alanlarda iş bulabilsin; öğretmen adayları atama kaygısı yaşamasın, atama sayıları padişah özentisi bir cumhurbaşkanının iki dudağı arasında bir lütuf olmasın.

Gönül isterdi ki öğretmenlerimiz çıkarılacak olan il içi rotasyonla acaba ilin hangi bölgesine gönderileceğim kaygısı yaşamasın, sarı sendikanın “Bize geçmezsen…” ile başlayan şantaj ve tehditleriyle muhatap olmasın, öğrencilerden yahut velilerden gelecek şiddete maruz kalmasın. Hükümet tarafından çalışmayıp para istemekle itham edilmesin, inanmadığı bir eğitim sisteminde gönülsüzce görev yapmak zorunda bırakılmasın, eşiyle ayrı illerde, ilçelerde yaşayarak aile bütünlüğü bozulmasın, ay sonunu nasıl getiririm kaygısı yaşamasın, emekli olmak için ek göstergenin 3600’e çıkmasını beklemesin, emekli olduğunda maaşı %50 azalmasın.

Gönül isterdi ki okulların başladığı hafta okul müdürleri ve müdür yardımcıları koltuklarında oturuyor ve okullarını eğitim öğretim yılına hazırlamış olsun, kanun dışı bir şekilde bir gecede bütün kurum yöneticileri görevlerinden alınmış olmasın. Okulda yapılan değerlendirmede 40 tam puan alan müdürlerimiz sarı sendikanın kumpasına getirilip de düzenlenen sözlü mülakat tiyatrosunda 75 puanın altında bırakılmasın, 20 yıl idareci olarak eğitime destek sunmuş idarecilerimiz bir teşekkür sözü dahi duymadan 20. yılın sonunda öğretmenliğe geri döndürülmesin.

Gönül isterdi ki…

30 milyondan fazla çocuğumuzun, gencimizin eğitim göreceği 2014-2015 eğitim-öğretim yılının tüm bu olumsuzluklara rağmen hayırlar getirmesini temenni ediyor ve bu yükü omuzlayacak olan 1 milyondan fazla eğitimcimize bu yolda gösterecekleri karşılığı ödenemez fedakârlıklarından dolayı teşekkür ediyorum. Okullarımızda 3 kişinin görebileceği hizmeti, kadro yetersizliği sebebiyle tek başına görmek zorunda bırakılan yardımcı personele de kolaylıklar diliyorum.

Tüm bu temennilerin gerçekleşmesi için de bir sonraki eğitim öğretim döneminde okullarımızın kapılarını tüm bu sorunları çözecek olan Milliyetçi Hareket iktidarıyla açması temenni ediyor, gençlerimizin gözlerinden öpüyorum. Kendilerine başarılar diliyorum.