Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan TANRIKULU’nun “Esnaf ve Sanatkâr Borç İçinde Kan Ağlarken, Bu Duruma Seyirci Kalan İktidar Ne Zaman Harekete Geçecek?” başlığıyla yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 16 Eylül 2014
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan TANRIKULU’nun “Esnaf ve Sanatkâr Borç İçinde Kan Ağlarken,
Bu Duruma Seyirci Kalan İktidar Ne Zaman Harekete Geçecek?” başlığıyla
yapmış olduğu yazılı basın açıklaması.
16 Eylül 2014

ESNAF VE SANATKÂR BORÇ İÇİNDE KAN AĞLARKEN,
BU DURUMA SEYİRCİ KALAN İKTİDAR NE ZAMAN HAREKETE GEÇECEK?

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu; esnaf ve sanatkârların uzun zamandır içinde bulunduğu ekonomik açmazı eleştirerek, iktidarın bu konuda artık harekete geçmesini istedi.

Tanrıkulu; “Gerek Milliyetçi Hareket Partisi’nin tespitleri, gerekse esnaf ve sanatkâr odalarının açıklamaları göstermektedir ki; uzun zamandır piyasada giderek artan bir durgunluk bulunmakta ve nakit sıkıntısı yaşanmaktadır.

Bu durumun başlıca sebebi ise 12 yıldır yürütülmekte olan başarısız ekonomi politikaları neticesinde hanehalkı aşırı borçlandırılmış Türkiye artık borçlular ülkesi haline dönüştürülmüştür. Girişimciden memura, köylüden esnafa, KOBİ’sine kadar tüm kesim aşırı borçlanmış artık bir bankadan çektiği krediyi diğer bankaya yatırarak, piyasaya taze para girmesi durmuştur.

Bir borcun zamanında ödenmesi borçlunun gelirinin artmasına bağlıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz kesimler gelirini borcu kadar büyütemediği için bugün yaşanmakta olduğu gibi ödeme sıkıntısı yaşanması kaçınılmazdır. Büyümeyen ekonomilerde görülen bu tablo 12 yılda ülkemizin kaderi haline getirilmiştir. 

Bunun yanı sıra kredi kartlarındaki taksit sınırlaması da esnaf ve sanatkârımızın satışlarını olumsuz etkilemiş, zaten rekabet eşitsizliği ile karşı karşıya olan esnaf ve sanatkârımızın senet ve çeklerin ödenmediği bu süreçte satış ve ciroları da gün geçtikçe gerilemiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in son açıkladığı verilere göre; takvim etkilerinden arındırılmış perakende satış hacmi endeksi 2010 yılından 2013 yılı sonuna kadar ancak yüzde 19 artarken, 2014 yılının Temmuz ayında ise 2013 yılı Temmuz ayına göre yüzde 2,3 artabilmiştir. Bu endekste gıda ve içecek sektörü perakende satış hacmi ise 2013 yılı Temmuz ayından 2014 Temmuz ayına kadar ancak yüzde 3,2 artmıştır. Ses ve görüntü cihazları, hırdavat, boya ve cam, elektrikli ev aletleri, mobilya v.b. sektörlerde ise bir önceki yıla göre satış hacimleri endekslerinde artış söz konusu değildir. Rakamlarda göstermektedir ki; esnaf ve sanatkârımızın satışları önceki yıla göre düşmüş ve içinde bulundukları girdabın göstergesi haline gelmiştir.

TÜİK’in bir başka göstergesi olan sektörel güven endekslerinden; perakende sektörü Ağustos ayı sonuçlarına göre gelecek üç aylık dönemde iş hacmi ve satışların artacağını bekleyen girişimci sayısı azalmıştır.

Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu istatistiklerine göre ise, 2005 ile 2014'ün ilk 6 ayı arasında toplam 1 milyon 220 binin üzerinde esnaf ve sanatkâr konfederasyondan kaydını sildirmiş durumdadır. Bunların başında ise bakkallık, bayilik, lokantacılık, pazarcılık gibi esnaf grupları gelmektedir. Ayrıca maddî durumu iyi olmadığı için kaydını sildiremeyen binlerce esnafımız bulunmaktadır.

Esnaf ve sanatkârımızın ekonomik durumunu gözler önüne seren bir başka gösterge ise protestolu senet sayısıdır. Türkiye genelinde 2014 yılının ilk 7 ayında protesto edilen senet sayısı daha şimdiden 563 bini geçmiş, tutar olarak ise 4,2 milyar TL’ye ulaşmıştır.

Bu noktada karşılıksız çek sayısındaki artış da dikkat çekmekte, bu bağlamda karşılıksız çek sayısının 2014 yılının ilk 7 ayında 367 bin 440’a yükseldiği görülmektedir.

Döviz kurlarındaki oynaklık ve son zamanlardaki artış esnaf ve sanatkârımızı mağdur etmeye devam etmekte, söz konusu maliyet artışlarını satış fiyatlarına yansıtamayan esnafımız, her geçen gün zarar etmektedir.

Piyasalardaki durgunluk ve ekonomi yönetimindeki başarısızlık yüzünden Tür­ki­ye ge­ne­lin­de 2003 yı­lın­da 9 mil­yon 305 bin olan ic­ra dos­ya sa­yı­sı, 2013 yı­lın­da 21 mil­yon 838 bi­ne yükselmiştir.

Esnaf ve sanatkârımız borç içinde bankaların eline ve vicdanına terk edilmiş, birçoğunun bankalara olan borcundan dolayı malına el koyulmuş ve icradan satışa çıkarılmıştır.

Esnaf ve sanatkârların da ağırlıklı olarak içinde yer aldığı KOBİ’ler, bir yandan da uzun zamandır yükselen finansman maliyetleri yüzünden banka borçlarını çevirmekte zorlanmakta, icralık olan KOBİ sayısı artış göstermektedir.

Bankaya borcunu vadesinde ödeyemediği için icra takibine düşen esnaf ve KOBİ sayısı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’nın Mayıs 2014 raporuna göre 210 bin 203’e ulaşmış, takipteki borç miktarı ise 10 milyar TL’ye yaklaşmıştır.

İcra kıskacındaki işletmelerin büyük bölümünü, 10’dan az kişi çalıştıran; yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosu 1 milyon TL’yi aşmayan mikro işletmeler oluşturmaktadır. Mayıs sonu itibariyle 169 bin 310 mikro işletmenin takibe düşmüş 3,5 milyar TL borcu bulunmaktadır. 10-50 arasında işçi çalıştıran ve net satış hasılatı-mali bilançosu 8 milyonu aşmayan 133 bin 56 küçük işletme de toplam 2,9 milyar TL’lik borç nedeniyle icra takibindedir. 50-250 işçi çalıştıran ve mali bilançosu 8-40 milyon lira arasında olan orta büyüklükteki 7 bin 837 işletmenin de toplam 3,2 milyar TL borcu bulunmaktadır.

Takipteki ortalama borç miktarı; mikro işletmelerde 21 bin TL, küçük işletmelerde 88 bin TL, orta ölçeklilerde ise 411 bin TL düzeyindedir.

Kiralık işyeri sayısındaki artışın hemen hemen her kesim tarafından gözlendiği ülkemizde, geçen yıl 73 fabrika icradan satışa çıkarken, bu yılın ilk yarısında sayı 95’e yükselmiştir. Satışa çıkarılan fabrikaların 10 tanesi İzmir, 6 tanesi Karaman, 5’er tanesi Düzce ve Manisa, 4’er tanesi ise Balıkesir, Bursa, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya’da bulunmaktadır. Yine geçtiğimiz yıl 685 işyeri icradan satılıkken, bu yılın ilk yarısında bu rakam yüzde 32 artışla 906’ya yükselmiştir. Kısacası bankalar gayrimenkul zengini olurken, esnaf ve sanatkârımız her geçen gün daha da zor günler yaşamaktadır.

Esnaf ve sanatkârımız yıllardır yürüttüğü mesleğini bırakmak zorunda kalırken, 12 yıldır bu kesime ağır darbe vuran Alışveriş Merkezleri (AVM) ve Hipermarketler adeta yabani bir bitki gibi çoğalmaya devam etmektedir. AVM ve büyük mağazalar zincirleri konusunda 12 yıldır adım atmayan iktidar, bizlerin gerek 23, gerekse 24’üncü dönemde esnaf ve sanatkâr camiasından büyük destek almış Perakende Ticaret, Alışveriş Merkezleri ve Büyük Mağazalar İle Esnaf ve Sanatkârlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifimizin de TBMM’de yasalaşmasını engellemektedirler. Son günlerde kamuoyuna yansıyan bu konudaki hükûmet tasarısı taslağı ise esnaf ve sanatkârımız için ‘dağın fare doğurmayacağını’ bugünden belli etmektedir.

Türkiye’de istihdamın büyük bölümünü gerçekleştiren esnaf ve KOBİ’lerin malî yapılarındaki bozulma, sadece girişimciyi değil, buralarda çalışıp ekmek kazanan milyonlarca vatandaşımızı da doğrudan ilgilendirmektedir.

Yıllardır ciddî boyutlarda öz kaynak, kredi, tedarik, nitelikli işgücü, pazarlama, Bağkur ve SGK primleri, vergi sorunlarıyla boğuşan esnaf ve sanatkârımız ile KOBİ’lerimiz günümüzde üretim ve istihdama katkıları oranında halen kredi ve teşviklerden yararlanamamaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak inancımız ve görüşümüz; ekonomimizin can damarı olan esnaf ve KOBİ’ler canlandırılmadan ekonomi büyütülemez, ülkenin kalkınma ve refahı da sağlanamaz. Bu yüzden Parti olarak esnaf ve sanatkârımız ile KOBİ’lerimizin her daim olduğu gibi yanında olmaya devam edeceğiz ve onların lehine TBMM’de getirilecek her yasal düzenlemeye destek vereceğimizi belirtmek istiyorum” diyerek, esnaf ve sanatkârımızın içinde bulunduğu ekonomik şartların neden olduğu istenmeyen olaylar daha fazla artmadan, bu kesim için iktidarın ivedilikle adım atmasını istemiştir.