Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yayınladıkları kutlama mesajı. 29 Ekim 2014
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yayınladıkları kutlama mesajı.
29 Ekim 2014

 

Buhranlı bir dönemin tüm sancı ve olumsuzluklarına maruz kalsak da, Türkiye Cumhuriyeti’nin 91. yıldönümünü milletçe yâd ve idrak ediyoruz.

Cumhuriyetimiz; istiklali uğruna fedakârca çırpınan millet ruhunun görkemli bir mükâfatı, milli iradenin muhteşem bir eseridir.

Türkiye Cumhuriyeti, zulme meydan okuyan, zalime rest çeken, batıl inanç ve hain hesaplara namus mücadelesinin rehberliğiyle karşı koyan kahraman bir neslin emanetidir.

Türk milleti dünyanın şaşkın bakışları altında, esaret zincirlerini parçalayarak, tuzakları bozarak, işgal ve işgalcileri vatan topraklarından söküp atarak Cumhuriyet fikrinde buluşmuştur.

1919 Samsun’undan 1923 Ankara’sına kadar adım adım büyüyen, emek emek yükselen bağımsız yaşama ve var olma azmi Cumhuriyet’in ilanıyla taçlanmıştır.

Türk kültürü ve Türk kahramanlığı bir mucizeye, imkânsız gibi görünen kutlu bir zafere imza atarak tasallut ve tahakkümün çemberini kırmıştır.

Mandacı ve mütarekeci zihniyet 91 yıl önce mağlup edilmiş, teslimiyetçi ve tavizci emeller 91 yıl önce tarihin karanlığına savrulmuştur.

Tarih boyunca, devlet olmanın onuruna, millet olmanın haysiyetine sahip olmuş büyük Türk milleti, kaderinin ve kardeşliğinin önüne geçmeye, geleceğini ve geçmişini karartmaya teşebbüs eden tüm planları, tüm projeleri hezimete uğratmıştır.

Tıpkı bugünkü gibi çıkarlarını mukaddesatı olarak gören yabancı hayranları, dış destek ve icazetli hamakat kadroları milletin kararlılığı karşısında duramamış, bağımsızlık ateşini söndürememiştir.

Cumhuriyet askeri zaferler kadar, kavrayıcı ve akılcı bir siyasetin, kapsayıcı ve dinamik bir diplomasinin, her safhası düşünülmüş, her aşaması planlanmış, her yönüyle millet egemenliğine odaklanmış milli stratejinin ürünüdür.

29 Ekim 1923’le birlikte imtiyazlı zümrelerin egemenliği son bulmuş, tebaadan vatandaşlığa geçiş demokratik mekanizmaların yardım ve kılavuzluğuyla vücut bulmuştur.

Cumhuriyet’in kuruluş ruhu aziz milletimizin tercih ve iradesine dayanmış, böylelikle milli arzu ve hedefler öne çıkmıştır.

Şüphesiz ki Türkiye Cumhuriyeti’ni; herhangi bir farklılık ve yapay ayrım kabul etmeyen Türk milletinin tamamı kurmuş, külfet ve çilelere herkes katlanmış, herkes ortak olmuştur.

Cepheden cepheye koşan, dişinden tırnağından arttırdığı ne varsa vatanın selameti için feda eden herkes Cumhuriyet’in birleştirici şemsiyesinin altında toplanmıştır.

Mazlum milletlere örnek olan ve geçtiğimiz yüzyılın en haklı, en meşru, en insani ve en ahlaklı kurtuluş mücadelesi Türk milletinin muazzam dirilişiyle sağlanmıştır.

Türk milleti Anadolu’yu zindana çevirmeye kalkışan dalalet yuvalarını, milli ziynetine el uzatan ilkel ve acımasız dürtüleri cesaretle püskürtmüş, biçilen kefeni yırtmış atmıştır.

Cumhuriyet bağımlılığı reddeden asalet ve feraset yüklü aziz milletimizin yüreğiyle benimsediği ve üzerinde tam bir mutabakat sağladığı bir yönetim tarzı olarak belirmiştir.

Bu itibarla Cumhuriyet fikren, zihnen, kalben, vicdanen ve esasen millet kararının, millet iradesinin milliyetçi çağrısıdır.

91 yıllık Cumhuriyet çınarı etnik kökeni ve mezhebi ne olursa olsun, tüm Türk vatandaşlarının mirası, tüm Türk vatandaşlarının göz nuru, şehit ve gazilerimizin hediyesidir.

Üzerinde yaşadığımız ve ecdat kanlarıyla tescil edilmiş son yurdumuz hepimizindir.

Bu bayrak, bu devlet ve bu Cumhuriyet hepimizin şeref simgesi, varlık nişanesidir.

Mensubu olmakla övündüğümüz Türk milleti kıvancımız, gücümüz ve güvencemizdir.

91 yıllık Cumhuriyet tecrübesinde hiç kimse yabancı görülmemiş, hiç kimse ötekileştirilmemiş, hiç kimse dışlanmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin taptaze körpe dalı 624 yıllık cihan imparatorluğunun ana gövdesinde filizlenip derinlere tutunduysa, bunda en önemli pay milli birlik ve beraberlik şuuru olmuştur.

Cumhuriyet ve demokrasi milli egemenliği kurumsallaştırırken, her Türk vatandaşının eşit hak ve sorumluluklara ulaşmasının yolunu açmıştır.

Türk milleti asırlar içinde kaynaşarak, tarih ve kültür havzasında yoğrularak, anı ve acıda kucaklaşarak kimliğini bulmuş, şahsiyet ve varlığını temellendirmiştir.

Cumhuriyeti Türk milleti kurmuş, Türkiye’yi Türk milleti ihya etmiştir.

Bilinmelidir ki, bundan geriye dönüş yoktur.

29 Ekim 1923’den taviz verilmesi, geçmişten kopulması, kuruluş felsefesine ihanet edilmesi millet vicdanında onay görmeyecektir.

Alenen ortadır ki, yeni Türkiye uydurmasıyla Cumhuriyet’le hesaplaşma çabasına girenler bugünlerde her çirkin ve çirkef yolu denemektedir.

Bunlar işgal yıllarında tükenmiş ve milli haysiyetlerinden olmuş müstevli yandaşlarından farksızdır.

Geçen yüzyılda eksik ve yarım kalan küresel operasyonların hevesle emrine girenler, şimdilerde topraklarımızı parçalamak, insanımızı istismar etmek için yarış içindedir.

91 yıllık Cumhuriyet ağır bir saldırı altındadır.

Dün yabancı güçlerin oyuncağı ve kölesi olan bir avuç elit şanlı imparatorluğumuzu nasıl batırmışsa, bugün de terör örgütleriyle çözülmeyi konuşan yine bir avuç kimliksiz ve köksüz sima, milli ve üniter devlete aynı şekilde kast etmek üzeredir.

İdeolojik sicillerinde yapmak yerine yıkmak, onarmak yerine bozmak, sadakat yerine ihanet etmek bulunan malum zihniyetler saraylara doluşarak Türkiye’yi imhaya sürüklemektedir.

Türk milleti meydanlarda bağımsızlık mücadelesi verirken, yabancıların himayesinde bir gelecek tasarlayan ve işgal güçlerinin mütecaviz uygulamalarına seyirci kalmak şöyle dursun aktif şekilde katılan güruhun zamane torunları dedelerinin izinden yürümekte ısrarlıdır.

Cumhuriyet’in kazanımlarını felce uğratanları, Çankaya’dan kara saraylara inerek saltanat peşinde koşanları aziz milletimiz esefle ve ibretle izlemektedir.

Şunu bir defa önemle ifade etmek isterim ki, Çankaya Cumhuriyetle özdeşleşmiş, milletin vicdan köşkü mertebesine çıkmıştır.

Ve Çankaya yalnızca bir yerleşke ismi, binaların toplamı olmayıp; cumhurun manevi kalesi, 29 Ekim’in 91 yıllık bekçisidir.

91 yıllık engin birikim ve deneyime daha fazla gölge düşürmeden, aziz Atatürk’e bir saygının gereği olarak Çankaya’nın “Demokrasi ve Cumhuriyet Müzesi” olması milletimizin en isabetli beklenti ve temennisidir.

Unutulmamalıdır ki, Çankaya’dan, fakir fukaranın parasıyla yaptırılan kara ve kaçak saraylara inmek kimseyi yüceltmeyecek; bilakis küçültecek ve milli iradeyi hiçe saymak olacaktır.

Cumhuriyet’in hatırası 91 yıldır Çankaya’dan tütmekte, Çankaya’dan işitilmekte, milletin duygu ve kabulleriyle örtüşmektedir.

Bu hatırayı hazmedemeyen, bu hatırayı inkâr eden; üstelik BOP-PKK yapımı yeni Türkiye hıyanetine gönlünü ve aklını kaptıranların elbette hevesleri kursaklarında kalacaktır.

Millet evlatları şehit olurken, Türk ve İslam yurtları kan ve gözyaşına mahkum düşmüşken, Türkiye’nin yönetiminde bulunan bu çağın Hürriyet ve İtilafçı kadrolarının keyif sürmesi, yalnızca ikbal ve koltuklarıyla meşgul olmaları affedilecek bir husus değildir.

Türkiye Cumhuriyeti her engele, her bölücü ve art niyetli girişime rağmen baki kalacak, bekası korunacaktır.

Demokrasi Cumhuriyet’i besleyecek, Cumhuriyet de demokrasiyi derinleştirecektir.

Az zamanda çok büyük işler yapan milliyetçi kahramanların kutlu emaneti düşmeyecek; hanedancılık, zümrecilik, dar kadroculuk, partizanlık, yandaşlık, yanaşmalık, bölücülük, ayrımcılık yapanlar bir kez daha kaybedecektir.

Türkiye Cumhuriyeti, tarihte kurulan Türk devletlerinin bir devamı olarak Allah’ın izniyle varlığını sürdürecektir.

Bu, sürekli yenilenen, sürekli oluş halinde olan, zengin ve bereketli bir geçmişten, parlak ve tertemiz bir istikbale kanat açan büyük Türk milletinin son kararıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizi kuran kadronun liderliğini üstlenen ve ilk Cumhurbaşkanlığımızı yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, ülkü ve silah arkadaşlarına, bağımsızlığımızın mimarı aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.

Hepsini şükran ve tazimle anıyorum.

Büyük milletimin her ferdinin Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyor, en içten muhabbetlerimle birlikte saygılarımı sunuyor, bütün vatandaşlarımı Allah’a emanet ediyorum.