Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Gaziantep Milletvekili Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “AKP tarafından topluma dönük algı operasyonlarına hız verilmesi” hakkında yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 21 Kasım 2014
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Gaziantep Milletvekili
Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “AKP tarafından topluma dönük algı
operasyonlarına hız verilmesi” hakkında yapmış olduğu yazılı basın açıklaması.
21 Kasım 2014

 

Yandaş medya ile burada yuvalanan beslemeler ve kamuoyu araştırma şirketleri, öteden beri iktidar hakkında kamuoyunda pozitif algı yaratma çabasındadırlar. Bunların, 2015’te yapılacak genel seçimlerle ilgili son günlerde hummalı bir iş birliği içinde oldukları gözlenmektedir. Çünkü son kamuoyu yoklamaları, iktidar partisinin oylarının erimeye başladığını ve kararsız seçmenlerin oranında belirgin bir artış olduğunu ortaya koymuştur.

AKP’nin oy kaybedeceğini gören yandaş anket firmaları kararsız oyları mevcut muhalefet partilerinin dışındaki siyasi oluşum ve kanallara yönlendirme gayretine girmiştir. Bu ilginç siyasi cinlikten yararlanan yandaş medya da anket verilerini nalıncı keseri gibi AKP’ye yontmaktadır. Temel hedef; kararsız seçmen eğiliminin, bilhassa iktidar icraatıyla ilgili hemen her konuda haklılığı ortaya çıkan ve yükselişte olduğu bilinen MHP’ye akmasını engellemektir. Başıboş oyları en azından başka adreslere sevk etmek için partimizin oylarının yerinde saydığı, halka ümit vermediği intibaı yerleştirilmeye çalışılmaktadır.

Bu arada Türkiye’de yeni muhalefet partilerinin kurulmasına ihtiyaç varmış, seçmenin temayülü bu yöndeymiş gibi gösterilerek dolaylı yoldan yine muhalefetin parçalanması ve bir taşla iki kuş vurulması hedeflenmektedir. Bunun sebebi, AKP karşıtı yeni siyasi partilerin ortaya çıkmasının, seçmenin ihtiyacından çok iktidar partisinin çıkarlarına hizmet edeceği ve genel seçimlerde oy kaybına uğrasa da AKP’nin yine aradan sıyrılacağı varsayımıdır. 

Ayrıca algı operasyonlarını takviye için yeni politik astrolog ve kâhinler devreye sokulmaktadır. Böylelikle AKP genel merkezinde “liderin yalancısı”  sıfatıyla falcı bacılık yaparken işten el çektirilenlerin doğurduğu açık kapatılmaya çalışılmaktadır.

Yandaş anket şirketlerinin çoğunun, özellikle cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerinde dramatik sonuçlar sunmak suretiyle halkın algısını yönlendirdiği bilinmektedir. Anket şirketleri tarafından cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili araştırma sonuçlarının yüzde 5-6 civarında abartılı olarak takdim edildiği hâlâ hatırlardadır. Manipülatif ve gerçek dışı birtakım rakamların masa başında belirlenerek kamuoyuna sunulduğu, seçim sonrasında ortaya çıkmıştır. Zaten kimi araştırma şirketlerinin yöneticileri, cumhurbaşkanlığı seçiminde adalet ve hakkaniyetten yoksun algı operasyonu yapıldığını itiraf etmişlerdir. Bazıları kesin neticelerden ciddi şekilde sapan tahminleri yansıttıkları için özür bile diledikleri hâlde yine aynı şaibeli yöntemlere başvurmakta beis görmemektedirler. Zaten özür dilemeleri kusurlarını, kötü niyetlerini ve çıkarcılıklarını örtmemektedir. Çünkü demokrasinin en önemli nimetlerinden biri olan seçmen iradesinin yani sandığa akseden millî iradenin yönünü suni ve ahlak dışı metotlarla değiştirmişlerdir. Bu durum, komşusunun tarlasından geçen suyun önüne bent çekerek kendi arazisine kanal açan zorbanın yaptığına benzemektedir. Bu, bir tür algı ve temayül zorbalığıdır.

Her ağzını açtığında millî iradeden dem vuran ve kendisini eleştiren muhalefete sandığı işaret eden Erdoğan, sandığın rengini belirleyen sembolleri alabildiğine istismar etmiştir. Yandaş medya ve kamuoyu araştırma şirketleri de seçmenin bilinçaltını etki altında bırakan rakamların sandığa istikamet vermesini sağlamışlardır. Yani seçmenlerin önemli bir kısmı sandığa gitmelerinin seçim sonuçlarını Tayyip Erdoğan’ın aleyhine değiştiremeyeceğine inandırılarak hür iradeleri ipotek altına alınmıştır. Kamuoyuna pompalanan rakamlar, özellikle Tayyip Erdoğan’a muhalif kesimlerin azımsanmayacak bir kısmının hayal kırıklığına uğramasına yol açmıştır. Bu kesimlerdeki seçmenin azımsanmayacak bir kısmı ümitsizliğe düşerek sandığa gitmekten vaz geçmiştir. Önceki seçimlerin katılım oranlarına nazaran cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gözlenen katılım yüzdesinin düşüklüğü, bu hakikatin en bariz göstergesidir.

Ortaya da seçmenin serbestçe verdiği karardan çok vehim ve ümitsizliklerinden doğan gayri tabii bir seçim sonucu çıkmıştır. 

Muhalefeti yok sayarak yürütülen toplumsal algı operasyonları, iktidarların kendi yanlış ve veballerini örtmesinin bir başka yoludur. Onun içindir ki AKP iktidarı eline geçirdiği medyayı ve devlet erklerini kamuoyunda muhalefetin çok zayıf ve yetersiz olduğu, buna karşılık kendi yanlışlarının olmadığı kanaatini yerleştirmek için kullanmaktadır. Bu nedenle muhalefetteki siyasi liderler ve partileri hakkında ahlaksız ve aşağılayıcı ifadeler kullanılarak itibardan düşürülmeleri sağlanmaya çalışılmaktadır.

Algı operasyonlarının bir başka boyutu da muhalif seçmenleri kendi niyet ve fikirlerinden şüpheye düşürerek onları derin bir hayal kırıklığına, özgüven eksikliği ve değersizlik duygusuna uğratma çabasıdır. Böylelikle bir kısım muhalif seçmen, kendi eğilimlerine hitap eden veya kendilerini temsil eden parti ve teşekküllere karşı örgütlenerek klik ve ayrılık çıkarmaya sevk edilmektedir. Gün geçmemektedir ki iktidarın tazyiklerine mukavemet edemeyen, reddedilmesi zor çıkarlarına hayır diyemeyen, sunulan beşerî lezzetleri tatmaktan nefsini alıkoyamayan birtakım çevreler hedeflerine başta MHP olmak üzere muhalefeti koymasınlar. Gün geçmemektedir ki kendine ve yakınlarına iktidardan menfaat temin etmekten vazgeçemeyen birtakım zayıf karakterliler kusurlarını örtmek için bir araya gelerek fitne saçan teşebbüslerde bulunmasınlar. 

İşte AKP’yi iktidarda tutan ne sadece din ve maneviyat istismarı ne mezhep sembolleri üzerinden oy avcılığı ne de etnisite konusundaki bölücü ideolojik referanslarıdır. İktidarı ayakta tutan en büyük faktör, sağladığı muazzam rantı yandaşlarına ve “muhalefet muhalifleri”ne taksim etmesi, onları da haramdan istifade ettirmek suretiyle tatlı hayat bağımlılığı yaratmış olmasıdır. AKP’nin etrafında pervane olanlar; iktidarın sağladığı iç gıcıklayıcı, baştan çıkarıcı siyasi ve ekonomik menfaatlerin afyonuyla sermest vaziyettedir. Erdoğan’ın Gülen cemaatine giydirmeye çalıştığı haşhaşin gömleği aslında tam da AKP ve şakirtlerinin iktidar sarhoşu bedenlerine uymaktadır. Ülke bölünmeye giderken, İmralı canisi iktidar ortağı olurken, devletin ve milletin sınırlı imkânları israf edilirken AKP seçmeninin hesap sormak yerine iktidara daha çok yapışmasının arkasında bu sosyal psikoloji yatmaktadır.

Diğer taraftan, devlet erklerini ele geçiren iktidarın mukavemet edilmesi zor baskıları karşısında muhalif toplumsal örgütlenmelerde de parçalanmalar oluşmuştur. Neticede sosyal yapıya gözle görülür şekilde direnç zaafı, hulûl etmiş, toplumu derdinden sarsması veya ayağa kaldırması gereken olaylar karşısında vurdumduymazlık galebe çalmaya başlamıştır.

Bunun içindir ki 12 yıldır Genel Başkanından Divan üyelerine, teşkilat başkanlarından delege ve üyelerine kadar MHP camiasının halka doğruları anlatmak için gösterdiği büyük mücahede, kamuoyu nezdinde yeterince makes bulamamaktadır.

Mamafih MHP 45 yıllık mücadelesinde bundan daha zor ve badireli günler atlatmıştır. Ancak partimiz, milletimizin zor günlerinde daima ümit kaynağı ve varlık sigortası olmayı bilmiştir. Bundan sonra da böyle olacaktır. 

Haklı haksız demeden doğru yanlış ayırt etmeden sırf MHP’yi suçlamak halkın gözünden düşürmek, karalamak için hakikatleri saptıranları Allah şaşırtmaktadır, şaşırtacaktır. Her ne kadar güçlü ve hiç gitmeyecekmiş gibi görünse de aslında bu şaşkın iktidarın bir sıkımlık canı kalmıştır. Yalan, talan ve haramla bina edilen bir iktidarın sonu hüsran ve felakettir. Bu felaketi AKP’ye yaşatacak yegâne dinamik unsur, tek siyasi güç de MHP’dir.

Bu gerçekten hareketle MHP, iktidarın algı operasyonlarını boşa çıkarmak için gece gündüz gayret gösterecektir. Azmin karşısında durabilecek hiçbir beşerî kuvvet bulunmamaktadır. 

Her türlü algı operasyonlarına karşı camia olarak dikkatli, müteyakkız ve hazırlıklıyız. İktidarın siyasi hilelerine ve onun asalağı hâline gelmiş müzmin muhaliflerin küçük oyunlarına karşı tek vücut hâlindeyiz. Bu iktidarın yalan ve iftira ve hırsızlık üzerine bina edilmiş saraylarını kâşanelerini başına geçirmek için dem bu demdir.

MHP olarak AKP iktidarının yanlışlarını, yolsuzlukları, hırsızlıkları bölücülerle aynı masanın ve çıkarların paylaşılmasını halka anlatmaya devam edeceğiz. Devlet malının deniz olmadığını dile getireceğiz

Kasaba kasaba, köy köy, sokak sokak, dükkân dükkân, ev ev dolaşıp bu meşum ve uğursuz iktidarın 12 yılda Türkiye’yi hangi karanlıklara sürüklediğini birer birer anlatacağız.

Esnaf, sade vatandaş, çalışan ve emekli dâhil; her kesimden vatandaşlarımızla bire bir temas kuracak, yandaş medyanın yarattığı suni algı atmosferinin dağıtılması için ne gerekiyorsa yapacağız.

Zira 2015 genel seçimleri; Türkiye’nin geleceğinde geri dönülmez, tayin edici ve tamiri neredeyse imkânsız sonuçlara yol açabilecek tarihî bir dönüm noktasıdır.

Zorun oyunu bozacağına şüphemiz yoktur.