Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın “MEB’de yapılan adaletsiz yönetici atamaları ve öğretmenler günü”ne ilişkin yaptıkları yazılı basın açıklaması. 21 Kasım 2014
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın
“MEB’de yapılan adaletsiz yönetici atamaları ve öğretmenler günü”ne ilişkin
yaptıkları yazılı basın açıklaması.
21 Kasım 2014

 

Eğitim, insanı insan yapan değerlerin topluma sunulmasıdır. Millî eğitim ise bireyleri millet yapmak gibi ulvî bir değere sahiptir. Bu yüzdendir ki tüm ülkeler, millî eğitim vasıtasıyla milletine bağlı, ülkelerinin çıkarlarını düşünen bireyler yetiştirir. Maalesef bunun dünyadaki tek istisnası Türkiye Cumhuriyeti’dir.

12 yıllık AKP iktidarları döneminde baskı ve zulüm her alanda kendini göstermiştir. Ancak bilhassa bürokraside Türkiye Kamu-Sen mensubu memurlarımıza yapılan baskı ve yıldırma politikaları had safhaya ulaşmıştır. Benzerlerine Baasçı yönetimlerde rastlanan ve ele geçirme saplantısıyla ilerletilen, sadece bir işgal gücünde olabilecek hınç ve intikam felsefesi ile kendi dışındakileri hasım gören iktidar zihniyeti demokratik nezaket ve hassasiyeti tamamıyla kaybetmiştir. Bu zamana kadar bürokraside yaşanan kadrolaşma, kıyım ve partizanlık bu durumun doğal bir uzantısıdır.

Okullardan Türk büyüklerinin resimlerini gayriresmî olarak kaldıran, Andımız gibi gençliğe ülkü aşılayan bir değeri yok eden, törenlere öğrencilerin katılımını zorunlu olmaktan çıkartan, okullarda yapılan millî bayram törenlerini yasaklayan, dil birliğini parçalayan bir millî eğitimin ülkemizi getirdiği durum ortadadır.

Okullarda tüm baskılara rağmen Millî Eğitim Temel Kanununda belirtildiği üzere vatansever gençler yetiştirmek isteyen idarecilerin ve öğretmenlerin varlığı şer odaklarının merkezi olan AKP’yi rahatsız etmiştir. Bu rahatsızlık sonucu okulları bir kaos ortamına sürüklemek pahasına eğitim-öğretim yılının başında yönetici kıyımı başlatılmıştır. Kıyım neticesinde bulunduğu kurumda 4 yılını dolduran idareciler görevlerinden alınmıştır.

Bu süreçte her zaman olduğu gibi kamuoyu aldatılmıştır. “Okul müdürlerini öğretmenler seçecek.” sözleri lafta kalmış, öğretmenlerin tam puan verdikleri okul müdürleri AKP-Eğitim Bir-Sen yönetmenliğinde düzenlenen çadır tiyatrosunda düşük puan verilerek öğretmenliğe geri döndürülmüştür. Gününü, gecesini, hafta sonunu özveriyle okulların idaresi için harcayan 25 yıllık idareciyi 25 yıl sonra bir teşekkür dahi etmeden öğretmenliğe geri döndüren zihniyet müdürümüze haksızlık yaptığı gibi öğrencilerimizin eğitim hayatlarını önemsemediğini de göstermiştir.

Ardından düzenlenen ikinci çadır tiyatrosu daha da vahim sonuçlar doğurmuştur. Neredeyse %80’i hükümeti hükümetten daha çok düşünen malum sarı sendikanın üyelerinden oluşan seçici kuruldaki kendini ve haddini bilmez partizanlar ömrünü Türk millî eğitimine adamış yarım asırlık çınarlara 40 puan verecek kadar bayağılaşmışlardır.

Burada tarihe not düşüyorum. Koşar adım iktidara giden MHP, bu hadsizlere haddini bildirecektir. MHP dostunu da düşmanını da asla unutmaz. Bugün çadır tiyatrosunda kendini yönetmen yerine koyanlar hiç şüphe yok ki MHP iktidarında gönüllü olarak sirkteki maymunu oynayacaklardır. Hesap günü MHP iktidarıdır. Bu zulme son vermek, mazlumun ahını zalimden alacağına dair yemin etmiş olan Ülkücü Hareket’in boynunun borcudur.

Türk Eğitim-Sen’li, Ülkücü, MHP’li” gibi ancak şeref olabilecek değerler, sarı sendika ve iktidar mensupları tarafından kötü birer özellikmiş gibi sunulmakta, müdür olmak için Türk Eğitim-Sen’den istifa edip Eğitim Bir Sen’e geçmek için söz veren kişiler ise “Karakterli, değerlendirelim.” diye övülmektedir.

Daha önce yaşanan şeref tartışmaları hatırlandığında davasını satan kişilere verilen bu değeri çok görmemek gerekmektedir. Değersizler tarafından el üstünde tutulan bu kişiler de yarınki MHP iktidarında yüzümüze nasıl bakacaktır?

Buradan öğretmenlerin her yıl rutin olarak aldığı zammı alamamasına sebep olan, dönemin başbakanı dâhil olmak üzere iktidarın öğretmenleri haddini aşarak aşağılayan, azarlayan sözlerine tepki göstermeyen, özür grubu atamalarını bir türlü layıkıyla yapamayan, yardımcı hizmetlerde çalışanları köle gibi kullanan Eğitim Bir Sen’e üye olan tüm öğretmenleri istifaya davet ediyorum. Bu vebali üzerinizden atınız. Yarın çok geç olmadan bunu bugün yapınız. Korkmayınız. Milliyetçi Hareket Partisi arkanızdadır.

Bütün bu mezalime rağmen hala AKP’nin düdüğünü çalan, farklı görüş ve fikirlere hayat hakkı tanımayan, milliyetçilerin ekmeğiyle oynayan yandaş bürokratlar iktidar değiştiği anda yaptıklarını misliyle ödeyecekler, sebep oldukları hak mahrumiyetlerinin faturasına katlanacaklardır. Bu konuda partimizin elinde oldukça muhtevalı bir envanter bulunmakta, herkesin yaptığı bir bir not edilmektedir. Günü geldiğinde bu yapılanların hesabını soracağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu çanak yalayıcılar, köle gibi emrini dinledikleri AKP belası ülkemizin başından gittiğinde bakalım ne yapacaklardır? Şunu herkes bilsin ki; doğru düşmez, hak yerde kalmaz, haklı mağdur ve mahcup olmaz, hiçbir zaman da olmayacaktır.

Gelecek nesillerin yetişmesinde, olgunlaşmasında, fikir ve kanaat sahibi olmalarında hayati bir rolü olan öğretmenlerimizin, aziz millet varlığı açısından taşıdığı önem hiçbir şeyle kıyaslanamayacaktır.

Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin “Öğretmenler Günü’nü” kutluyor; mutlu, başarılı ve huzur içinde bir hayat geçirmelerini diliyorum. Ayrıca görevi başında hain saldırılar sonucunda şehit düşen ve ebediyete intikal etmiş bütün öğretmen ve eğitimcilerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyor, hepsini minnet ve şükranla yâd ediyorum.