Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Gaziantep Milletvekili Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “MHP Nevşehir İl Kongresinde” yapmış olduğu açıklama. 17 Ocak 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

EDİP SEMİH YALÇIN

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Gaziantep Milletvekili
Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “MHP Nevşehir İl Kongresinde”
yapmış olduğu açıklama.
17 Ocak 2015

 

Yoğun gündemin toz ve dumanında Türkiye 2015 seçimlerine doğru doludizgin ilerlerken hükûmet bölücü örgütün temsilcilerinden de ketum davranıp kazı koz olarak göstermeye devam etmektedir. Zira seçimlerde AKP’nin yiyeceği golün, ucu babalardan oğullara kadar varacak çorap söküğünü başlatacağı bilinmektedir. Bu yüzden “Analar ağlamasın.” edebiyatının arkasına sanılandan daha fazla taviz kamufle edilmektedir. Bu işin kapalı kapılar ardında yürütülmesi ve kamuoyunun pembe yalanlarla avutulması, tepki alabilecek bazı tavizlerin verildiğinin delilidir.

Bilinmelidir ki bundan ötesi tufandır. Daha fazla taviz, özerkliğin ötesine geçen ve bağımsızlığı kolaylaştıran adımlar olacaktır. Bu itibarla, bir milat olarak gördüğümüz 2015 seçimleri öncesinde partimizin yoğun seçim çalışmaları devam etmektedir.

MHP seçim çalışmalarında; kamuoyundan gerçekleri gizleyen, hırsızlıkları hasıraltı eden ve bölücü terör örgütüyle işbirliğini bütün uyarılarımıza rağmen Anayasa ve yasaları çiğneyerek ısrarla sürdüren AKP iktidarının icraatını anlatmaya devam edecektir. 

MHP, ucu nereye varırsa varsın yolsuzluk ve hırsızlıkların üzerine gidilmesine, suçlular yargı önüne çıkarılıncaya kadar iktidarın peşinin bırakılmamasına karar verilmiştir. Sadece hırsızlık ve yolsuzlukları yapanların değil, onları Meclis zemininde yıkayıp paklayarak suça iştirak edenlerin de mutlaka milletin şaşmaz adaletine teslim edilmesi noktasında her türlü meşru yola başvurulması kararı alınmıştır.

Evvelce de duyurduğumuz üzere kongrelerimizin seçim sathımailine girilen bir dönemde yapılmasının maksadı, teşkilatımızı ve mensuplarımızı fikren ve ruhen seçim atmosferine hazır hâle getirmek, camiamızın sahip olduğu dinamizmi seçim faaliyetleriyle birleştirerek sinerji yaratmaktır. Nitekim kongrelerimizden camiamıza yansıyan heyecan ve coşku, iktidar alternatifi bir siyasi parti olarak amacımıza ulaşma yolunda gereken sinerjiyi yakaladığımızı göstermektedir. Şimdiye kadar 750 ilçe ve 8 ilde tamamlanan kongrelerimizin başarılı ve maksada hizmet edecek şekilde devam ettiği anlaşılmıştır. Bundan sonraki süreçte de kongrelerimizin aynı minval üzere devam edebilmesi hususunda teşkilatlarımızın ve camiamızın gerekli gayret ve hamiyeti göstereceğine şüphemiz yoktur.

Genel seçimlere yönelik propaganda ve tanıtım faaliyetleri sırasında bu sinerjiye fazlasıyla ihtiyaç duyulacaktır. Zira AKP gelenekselleştirdiği hırsızlık ve kapkaççılığı evvelki seçimlerde olduğu gibi 2015 Haziranındaki genel seçimler zemininde de uygulayacaktır. Bu konuda mahir, “eli uzun” ve “parmağı kesik” bir parti olduğu, son yapılan yerel seçimlerde müteaddit defalar görülmüştür.

Geçenlerde bir gazetede yer alan haberde, AKP’nin seçim koordinasyon bürosunda çalışan birinin itirafları yayımlanmıştır. Büroda görev yapan şahsın söyledikleri çok da bilinmeyen şeyler değildir. Çünkü bunların hemen hepsi partimizce defalarca kez dile getirilmiş ancak AKP hukuku vesayet altına aldığı ve adalet sistemini iğdiş ettiği için hiçbir yasal girişimde bulunulmamıştır. İtirafçının söylediklerine göre AKP’nin oyları anlaşmalı kamuoyu araştırma şirketlerince daima olduğundan çok yüksek gösterilerek algı operasyonu yapılmıştır.

İlçe seçim kurulu başkanlıklarına AKP’ye yakın kişilerin atanması sağlanmıştır. Seçim sonuçları AKP lehine ilçelerden merkeze AKP oyları fazla gösterilerek bildirilmiş, itiraz eden olmazsa böyle kayda geçmiştir. İtiraz edenler olur, haklı çıkarlarsa da sahte bir “Pardon!”la iş geçiştirilmiştir.

AKP’nin açık farkla kazandığı söylentileri yayılarak diğer parti görevlilerinin sandık başını terk etmeleri sağlanmıştır. Buna rağmen dönenlerin olduğu yerlerde de kavga ve gürültüyle sandık başları boşaltılmıştır.

İlçelerdeki yanlış sayımlara itiraz edildiğinde yeniden sayıma karar veren hâkimlerin kararı ilden gelen tehdit telefonlarıyla durdurulmuştur.

Bazı yerlerde bilerek elektrikler kesilmiş ve sonuçlarla oynanmıştır.

AKP genel seçmen sayısıyla oynayarak seçmenleri olduğundan birkaç milyon fazla göstermiş ve bunları da seçimlerde hile ile kullanmıştır.

Hayali seçmenlere oy kullandırılmıştır. Bir AKP’linin evine veya iş yerine onlarca farklı seçmenin ismi yazılarak çok sayıda mükerrer oy kullanılmıştır.

Her sandık başkanına bolca kontör yüklenerek seçim koordinasyon merkezi ile irtibatlandırılmıştır. Müsait hâle getirilen sandıklarda da operasyon yapılmıştır.

Böylelikle AKP seçimi kazanamayacağı bazı il ve ilçelere müdahale etmek suretiyle olumsuz gidişi hile ve entrika ile lehine çevirmiştir. Kısacası bazı belediye başkanlıkları hırsızlık ürünüdür. Bunların oturdukları makamlar da haramdır. Haramın illa boğazdan geçmesi veya cebe veya ayakkabı kutularına girmesi gerekmez. Bazıları da üzerine oturulacak ve nimetlerinden faydalanılacak cinstendir.

Hâl böyle olduğu için şimdiden kamuoyuna ve bilhassa AKP çevrelerine duyuruyoruz. Bu defa 2015 genel seçimlerinde hile yapılmaması için her yerde sandıkların başında olacağız ve enselerinde boza pişireceğiz.

Hırsızlığı sanat ve siyaset yöntemi hâlen getiren iktidar partisinin yine sandıklar dolusu oy çalmasına izin vermeyeceğiz.

AKP’yi iktidarda tutmak için her yolu kullanmaya amade olanları, şimdiden ayaklarını denk almaları konusunda uyarıyoruz.

Bilindiği gibi kısa bir süre önce Fransa’da bir mizah gazetesine silahlı bir saldırı düzenlenmiş ve gazete çalışanları öldürülmüştür. Bu kanlı saldırıyı başka terör saldırıları takip etmiş ve Fransa bir anda uluslararası boyuttaki terörün sarmalına düşmüştür.

Elbette terör bir insanlık suçudur. Ancak senin terörün kötü benim terörüm ve teröristim iyi diye bir mantık yoktur. Son yıllarda terör yüzünden en çok insan kanının aktığı coğrafya, Müslümanların yaşadığı topraklardır. Doğu Türkistan’da, Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, Lübnan’da, Yemen’de ve Kuzey Afrika ülkelerinde milyonlarca Müslüman; terörün kurbanı olmuştur. Olmaya da devam etmektedir.

Doğu Türkistan’da Çin zulmü altındaki Müslüman Türklerden hemen her gün onlarcası devlet terörünün kurbanı olmaktadır. Filistin’de İsrail’in devlet terörü yüzünden şimdiyle kadar çoğu kadın ve çocuklardan oluşan yüzbinlerce Müslüman hayatını kaybetmiştir.

Türkiye’de de PKK terörü yüzünden on binlerce vatandaşımız, yüzlerce askerimiz hayatını kaybetmiştir. Ama Batı dünyası bunları lanetleyip “Hepimiz Mehmetçiğiz.” diyecek erdemi gösteremediği gibi şehitlerimizin kanlılarına meşruiyet yolunun açılması için Türkiye’ye sözde “barış ve demokrasi” dayatmaya kalkışmaktadır.

Hatırlanacağı üzere 2013 yılının Mayıs ayında Reyhanlı saldırıları sırasında 52 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bu kanlı saldırılar, Türkiye’nin uğradığı en büyük terör saldırısı olarak tarihe geçmiştir.

Soruyoruz: Paris’te bütün dünya liderlerini “Hepimiz Şarliyiz(Nous sommes tous Charlie!)” pankartının altında buluşturan Batı dünyasının önde gelen isimleri, o zaman neden “Hepimiz Ahmet’iz. Hepimiz Fatma’yız!” demek zahmetinde bile bulunmamışlardır?

Evet. Paris’te öldürülen gazetecilere yapılan saldırı bir insanlık suçudur ama bu konuda çifte standart da olmamalıdır. Burada gösterilen hassasiyet; Türkiye’de, Doğu Türkistan’da, Suriye’de, Irak’ta ve Libya’da ölenler için de gösterilmelidir.

Bu tablonun ortayla çıkmasında AKP hükûmetinin Selefi ve saldırgan İslam anlayışından beslenmesinin payı büyüktür. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ve gerekse Başbakan Davutoğlu sorumsuzca açıklamalarıyla Batı’daki İslamofobiyi tahrik etmektedirler. Çünkü AKP iktidarı İslamofobiyi de mağduriyet edebiyatı için önemli bir vasıta ve malzeme olarak görmektedir. Batı’nın yüzyıllara dayanan ön yargılarının 21. Yüzyıla taşan son versiyonu, böylece AKP iktidarı tarafından kendi tabanlarını bir arada tutmak için kullanılmaktadır. Ancak bu çok tehlikeli bir tutumdur. Bundan en büyük zararı Batı ülkelerinde yaşan vatandaşlarımız görecektir. İktidara Nasrettin Hoca’nın testi hikâyesini hatırlatıyoruz Testi kırılmadan önce “Kaç-Ak Saray mukimi”ni ve AKP kurmaylarını ikaz etmeyi görev sayıyor, akıllarını başlarına almalarını tavsiye ediyoruz.

MHP 2015 genel seçimlerini bir milat, bir keskin dönemeç, bir karar anı ve bir hesaplaşma günü olarak görmektedir. Bu seçimler aynı zamanda ülkenin bölünüp bölünmeyeceğinin oylanacağı bir sandık imtihanı olacaktır.

MHP bu bağlamda üzerine yüklenen hayati görevin bilincindedir. MHP kendisini yok farz eden iktidarın karşısında mazlum milletimizin sesi olacaktır. Yolsuzlukların, hırsızlıkların ve bölücülerle al takke ver külah yapılan pazarlıkların halka anlatılması hususunda meşru olan her vasıtanın kullanılmasından geri durulmayacaktır.

İktidarın milletin hukukunu çiğnemesine, birlik ve bütünlüğünü ortadan kaldırma girişimlerine daha fazla müsaade edilmeyecektir.

Kamuoyuna güzide ilimiz Nevşehir’den saygı ile duyurulur.