Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Gaziantep Milletvekili Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “21 Mart 2015 – Cumartesi günü yapılacak olan MHP Büyük Kurultayı” hakkında yapmış olduğu basın açıklaması. 13 Mart 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Gaziantep Milletvekili
Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “21 Mart 2015 – Cumartesi günü yapılacak
olan MHP Büyük Kurultayı” hakkında yapmış olduğu basın açıklaması.
13 Mart 2015

 

MHP; üç ayı geçen kongreler sürecinde alınan karar gereğince 21 Mart Cumartesi günü 11. Olağan Büyük Kurultayını gerçekleştirecektir. Türk töresinin millî kültürümüze ve siyaset hayatımıza kazandırdığı birikimin ışığında toplanan kurultaylarımız; birer halk meclisi, toy veya kengeş meclisi niteliğindedir. Milletimizin varlık bilinci, bağımsızlık ve egemenliğine sahip çıkma azmi kurultaylarımızda ifadesini bulmakta, bu sayede ortaya çıkan sinerji MHP’nin gücüne güç katmaktadır.

Kongre sürecini tamamlanmasıyla büyük kurultayını toplayacak olan MHP, Türkiye’nin kötü gidişini durdurmak ve şer cephesini iş başından uzaklaştırmak için iktidar yürüyüşü başlatmış, gönül seferberliği kervanını yola çıkarmıştır. Kurultayla aynı güne denk gelen Nevruz Bayramı da  2015 Genel Seçimlerinde MHP’yi iktidara taşıyacak olan bu kervanın müjdecisi olacaktır.

11. Büyük Kurultayımızın Nevruz Bayramıyla aynı güne getirilmesi tesadüfi değildir. Bu tercihin, MHP ve milletimiz açısından anlamı ve verdiği mesaj büyüktür. Nevruz nasıl baharın habercisiyse 11. Büyük Kurultay da Türkiye’nin sırtına asalak gibi yapışan ve kanını emen bu iktidardan onu kurtaracak millet sevdalısı kadroların habercisi olacaktır.

MHP kurultayı; Türk tarihindeki kengeş meclislerinin ruhuyla toplanacaktır. Kurultayımız, iş birlikçi AKP iktidarını kurup millete ihanet edenleri yargı önüne çıkarma kararındaki milliyetçi-ülkücü kadroların hazırlık toplantısı ve irade beyanı mahiyetinde olacaktır.

Nevruz, tabiatın insanlara ve diğer canlılara en adaletli davrandığı bir dönemdir. Bunun içindir ki milletimiz nevruzu büyük şenliklerle kutlamaktadır. Nevruz ateşi, demir dağları eriterek yeniden şahlanan, dirilen atalarımızın aziz ruhlarıyla yaktıkları bir ateştir. Bu  ateş hiç sönmeden binlerce yıl boyunca yanmıştır ve yanmaya da devam edecektir. Onun kıvılcımları milyonlarca gönlü tutuşturarak ortak kültür ocağında birleştirecektir. Eski Türk takvimine göre yeni bir yılın başlangıcı olan nevruzla birlikte kurultayımızda yakılan birlik ve beraberlik ateşi, yeni bir dönemin başlayacağının muştucusu olacaktır.

Nevruz; Türk kültüründe “yeniden doğuş, yeniden diriliş, yeni hayat, yeni gün” anlamlarına gelmektedir. Nevruz doğanın uyanmasıdır. Yeni bir güne; yeni, mutlu ve müreffeh sabahlara uyanmaktır. Nevruzla beraber tabiat uyanırken Kurultayımız da aziz milletimizin yeniden diriliş ve uyanışına vesile olacaktır. Baharın müjdelendiği, güneş ışıklarının yeryüzünü ısıtmaya başladığı bir zamanda MHP’nin saçtığı huzur verici aydınlık, yürekleri ısıtacaktır.

Bugün milletimizin egemenlik haklarını muhafaza etmek ve varlığını ortaya koymak için yeniden silkinmeye, yeniden dirilmeye ihtiyacı vardır.Türkiye kötü yönetilmektedir. Kartal yuvasına kargalar üşüşmüş, aslan yatağına sırtlanlar dadanmıştır. Türk insanını birbirine kenetleyen, ruhları ısıtan nevruz ateşini söndürmeye çalışan bir iktidar iş başındadır. Mevcut iktidar; Türk’e has, Türk’e dair ne varsa düşman kesilmiştir. Türk milletinin binlerce yıllık tarihî birikiminin eseri olan Cumhuriyet’in bütün kurumları yıkılmış, bütün kalelerine girilmiş, maddi ve manevi hazineleri talan edilmiştir. Türk devlet geleneği tamamen terk edilmiş, yerine Batı’nın teşvikiyle hukuksuz bir çadır devleti oluşturulmuştur. Türklere özgü yönetim anlayışın yerini sefahat, şaşaa, israf, bencillik, zorbalık ve adaletsizlik almıştır. Tarihte kurulan Türk devletlerinin ortak hususiyeti olan cihana hâkim olma ve insanlığı adaletle yönetme düşüncesi terk edilmiştir. 

“İmperium” kelimesinde anlamını bulan Batılı yönetim anlayışı, sömürüye dayalıdır. Buna karşılık Türklerde devlet anlayışının temelini “Tanrı kut” oluşturur. Türk kağanları, aldıkları ilahi yetkiye dayanarak dünyayı ve ülkelerini yönetirken insanoğlunun huzur ve refahını, birlik ve bütünlüğünü ön planda tutmak zorundadırlar. Batı’da hükümdarlar ceberut ve mütehakkim, Türklerde ise müşfik, fedakâr ve adildir. Türk hakanları lüks ve ihtişamdan daima uzak durmuşlardır. Genellikle sade bir hayatı tercih etmişler, kendi rahatları yerine halkın rahat ve selametini, huzur ve saadetini yeğlemişlerdir.

Türk devlet anlayışında almak değil, vermek esastır. Atalarımızdan kalan “Veren el alan elden üstündür.” sözü de bu yüksek telakkinin bir başka açıdan ifadesidir.

Bugünkü AKP iktidarı ise aç gözlüler, hırsızlar ve tufeyliler üretmiştir. Kaçak Saray mukimi, halkın açlığı ve tokluğu yerine kendi rahat ve huzurunu düşünmektedir. Bir bizans Kayseri, bir Hitler veya bir Stalin olmaya heveslenmektedir. Onun emrindeki AKP iktidarında toklar aç, evliler evsiz, örtünenler çıplak kalmaya başlamıştır. Çünkü o, halkın malını kendi şahsi çıkarları için ihtişamlı saraylar yapmaya harcamıştır.

Başkanlık sistemini getirebilmek için utanıp sıkılmadan “Türk tipi başkanlık” diyen Tayyip Erdoğan, Türk’ün idare tarihinden insan ve yönetim anlayışından bihaberdir.

İş başında olan kişi, Türk devlet geleneğine göre yüksek ve tek otorite olmakla birlikte kanunlara uymak zorundadır. Tarihimizin her döneminde ister din kaynaklı ister örfi olsun, hukuk; hayatın her alanında titizlikle tatbik edilmiştir. Meşruiyetin birinci şartı halk tarafından seçilmek değil, töreye yani yasalara uymaktır. Töreye, yasalara uymayan yöneticiler meşruiyetlerini yitirirler. Bu açıdan bakıldığında Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı meşruiyetini çoktan yitirmiştir. Hem Erdoğan’ın hem de AKP hükûmetinin icraatında bu açıkça görülmektedir.

Gerek Selçuklular gerek beylikler ve gerekse Osmanlı döneminde millete baş olanlar, bir iki istisna dışında genellikle hakkaniyetten uzaklaşmamışlardır. Osmanlı Devleti’nden Cumhuriyet’e intikal eden adalet anlayışı ve temel hukuk prensipleri, devlet adamlarımız tarafından daima el üstünde tutulmuştur. Ancak Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi hukuk devleti gibi değil, parti  devleti gibi yönetmektedir. Erdoğan’ın sevk ve idaresindeki AKP iktidarı, Cumhuriyet’e intikal eden Türk devlet geleneği ve insan anlayışını adım adım yok etmek için 12 yılı geçen sürede sabırla çalışmıştır. Bunun sonucunda Türkiye; yasaları kaale almayan, Anayasa’yı tanımayan bir cumhurbaşkanı ile “Ben bu Anayasa’yı tanımıyorum.” diyebilen bakanlar tarafından yönetilen bir ülke durumuna düşürülmüştür. AKP iktidarı halkın şenliğini kâbusa, yasasını yasa çevirmiştir. Dün asgari müşterekte buluşabilen çeşitli kesimler; bugün birbirine diş biler, birbirine buğz eder olmuştur.  

Bununla birlikte ümitsiz olmak için hiçbir sebep yoktur. Türk milleti karanlığa sevk edildiği dönemlerde, bir yolunu bulup başına geçen ve yönetim erklerini ele geçiren içerideki ve dışarıdaki düşmanlarını bertaraf etmeyi bilmiştir. Milletimiz nevruzları yeniden gönül huzuruyla kutlamak için bu iktidardan kurtulacaktır. 

11. Büyük Kurultayda oluşacak sinerji, bütün vatan sathına yayılacak ve MHP’nin MHP kadrolarının milletin mukadderatını eline almaya kararlılığı, millî uyanışa vesile olacaktır. 

Milletimiz, asıl Nevruz Bayramını bu iş birlikçi iktidardan kurtulduğu zaman kutlayacaktır.

İktidar hazırlığındaki MHP, AKP’nin serptiği düşmanlık, ayrılık ve fitne tohumlarını kurutmak; adaletsizliğin, yolsuzlukların kökünü kazımak üzere görev ve yetki almayı beklemektedir. İnanıyoruz ki 2015 Genel Seçimlerinde milletimiz bize bu yetkiyi verecek, MHP’ye teveccüh gösterecektir.

Çünkü MHP Türk devlet geleneğini, töreye dayanan siyasi terbiyeyi temsil eden partidir.

İktidar ve yaranın MHP’ye husumet beslemelerinin sebebi de onların panzehri oluşumuzdandır. AKP iktidarının sinsi oyunlarını bozabilecek imanlı, cesur, donanımlı ve tecrübeli kadroların MHP’de oluşundandır.

MHP, gümbür gümbür gelmektedir. 2015 Genel Seçimlerinde AKP iktidarı, geldiği gibi gönderilecektir.

MHP iktidarında AKP’nin yerinden oynattığı bütün temel taşları birer birer yerlerine konacak, yıktığı her değer yeniden bir bayrak gibi gönül burçlarına dikilecektir.

Bütün milletimizi, MHP’nin yeni bir uyanış için yola çıkardığı kervana katılmaya davet ediyoruz.

“Bizimle Yürü Türkiye” diyoruz.