Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, “Kocaeli Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma. 20 Mayıs 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
“Kocaeli Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma.
20 Mayıs 2015

 

Aziz Kocaeliler,

Değerli Vatandaşlarım,

Muhterem Dava Arkadaşlarım

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Allah’a şükürler olsun ki Kocaeli bugün göz kamaştırıyor, hayranlık uyandırıyor.

Bugün Kocaeli yedisinden yetmişine ben de varım, ben de yürüyorum diyor.

Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Perşembe Pazarı Meydanı’na; içtenliğini, milli duruşunu, ihlaslı yönünü ve heyecan dolu ruhunu taşıyan her Kocaelili kardeşimi hasretle kucaklıyorum.

Başiskele’ye, Çayırova’ya, Darıca’ya, Derince’ye, Dilovası’na, Gebze’ye, Gölcük’e, İzmit’e, Kandıra’ya, Karamürsel’e, Kartepe’ye, Körfez’e en kalbi selam ve hislerimi gönderiyorum.

Kocaeli’ne nereden gelirsen gelsin, etnik kökeni ne olursa olsun; burada yaşayan, burada karnını doyuran, geleceğini burada gören bütün kardeşlerime en iyi dileklerimi sunuyorum.

Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen, katkısı bulunan her dava arkadaşımı yürekten tebrik ediyorum.

19 gün sonra yapılacak 25’nci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri’nin ülkemizin birliğine, milletimizin dirliğine, insanımızın refahına en üst düzeyde katkılar sağlamasını Allah’tan niyaz ediyorum.

Seçimlerin barış, adil, huzur, güven ve demokratik yarış içinde geçmesini ümit ediyor, siyasi partilere ve milletvekili adaylarımıza başarılar diliyorum.

Hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

 

Değerli Vatandaşlarım,

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Kocaeli çalışan, üreten, milli gelire destek veren şehirlerimizden birisidir.

Sanayi buradadır.

İhracata lokomotiflik yapan sektörler burada yaygın ve etkindir

Kocaeli üzerine düşeni her zaman yapmıştır.

Aldığı sosyal ve ekonomik sorumluluğu layıkıyla yerine getirmiştir.

Kocaeli Türkiye’nin huzuru için, Türkiye’nin gelişip güçlenmesi için görev başındadır.

Emanet ehil ellerdedir.

Kocaeli Türkiye için üretmekte, Türk milletinin rahat ve refahına hizmet etmektedir.

Bu aziz kentimizle gurur duyuyor, sizlerle övünüyor, hepinize güveniyorum.

Kocaeli’nin ufkunu, Milli Mücadele yıllarında adeta devleşen Yahya Kaptan’ın asil ruhu aydınlatmaktadır.

Karamürsel Bey’in derin vizyonu bu toprakların bahtını açmış, kilidini kırmıştır.

Kocaeli pişmaniye lezzetinin yurdudur, ama geçmişinde pişmanlık duyacağı en ufak bir leke yoktur.

Fakat Kocaeli dertlidir.

Kocaeli çıkmazdadır.

Kocaeli sosyal ve ekonomik darboğazdadır.

İhracat pazarlarımız daralmaktadır.

Otomotiv sektörünü sıkıntıya sokan eylemler devam etmektedir.

Türkiye’nin düşen imaj ve saygınlığı ekonomik faaliyetleri vurmaktadır.

Demokrasi ve hukuk konusundaki aşınma ve yıpranmalar, doğrudan doğruya güven ve yatırım iklimini karartmaktadır.

Despot ve dağılmış bir yönetim anlayışından dolayı Türkiye riskli bir ülke haline gelmiştir.

Cumhurbaşkanlığı makamını AKP’nin arka bahçesine bağlayan, başkanlık ve yeni Anayasa gayesiyle kanun dışına çıkan Erdoğan, ülkemize aşırı zarar vermektedir.

Erdoğan hukuk bırakmamıştır. Ve hiçbir hukukçudan çıt çıkmamaktadır

Erdoğan adaletin nefesini kesmiştir.

Eleştirilerimizden ürküp saray talimatlı cevaplar verenler, yazılı açıklamalar yapanlar her nedense konu Erdoğan’ın yasa dışı, ahlak dışı, edep ve haya dışı uygulamaları olunca dört maymunu oynamaktadır.

Çünkü yargının yörüngesi kaymıştır.

Objektif, tarafsız, bağımsız olması gereken mahkemeler tasallut altındadır.

Dün kahraman olarak lanse edilen savcılar, bugün haindir.

Dün el üstünde tutulan hâkimler, bugün itibarsızdır.

Dün övülen polisler bugün öğütülmekte, hepsine sövülmektedir.

Bugün Türkiye’de her şeyin çivisi çıkmış, sapla saman birbirine karışmıştır.

Türkiye, garabetler ülkesi olmuştur.

17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk skandalı AKP’nin dengesini ve kimyasını iyice bozmuştur.

Erdoğan ve AKP Tedavisi olmayan bir paralel yapı sendromu yaşamaktadır.

Bu kapsamda Milli Güvenlik Siyaset Belgesi yeni baştan tanzim edilmektedir.

Milli birliğimizi tehdit ettiği iddiasıyla paralel olarak tasvir edilenler kırmızı kitaba dahil edilmiştir.

Dahası legal görünümlü illegal terör örgütü olarak mimlenmiştir.

Erdoğanla kim ters düşüyorsa, kimler husumet yaşıyorsa; yeri ya kırmızı kitap, ya ekonomik mahrumiyet, ya da şiddet ve cezaevidir.

Eğer, paralel yapı terör örgütü olarak görülüyorsa, illegal yapı olarak sürekli vurgulanıyorsa; Erdoğan yıllarca bir ve beraber olmanın izahını nasıl yapacaktır?

O zaman Erdoğan ve AKP, 18 Kasım 2002’den 17 Aralık 2013’e kadar işlenmiş tüm suçlarda ortak değil midir?

Daha düne kadar, paralel denilen isimleri emniyete, yargıya ve bürokrasinin diğer noktalarına kim koydu, kimler yerleştirdi?

Erdoğan Başbakanlık yaptığı dönemde, aklı neredeydi?

Yönetim ve sorumluluğu altında bulunduğu devlet kadrolarına sızmalar var idiyse bunu nasıl görmedi, gördüyse niçin engellemedi?

Engellemezdi, çünkü bugün paralel diye suçlananların tamamı bizzat Erdoğan tarafından devlete konuşlandırılmıştır.

Erdoğan masum değildir.

Dün kan ve can kardeşi olduklarıyla 17-25 Aralık’tan sonra yollarını ayırmıştır.

Zira adalet, kendi kapısını çalmıştır.

Hukuk, villasını abluka altına almıştır.

Erdoğan’da işin içinden sıyrılabilmek için operasyonlara darbe demiş, paralel diye ucube bir yorum getirmiştir.

Oysaki ortada paralel değil, parabol vardır.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan, herkesi paralel yapıyla işbirliği yapmakla suçlayarak, kirli ve karanlık geçmişlerini temize çıkarma telaşına düşmüştür.

Milliyetçi Hareket’i bu yapıyla işbirliği yapmak iftirasıyla karalamaya çalışacak kadar dengelerini kaybetmişlerdir.

Bu, hastalıklı ve habis bir durumdur.

Tescilli hırsızlar, yolsuzluk bataklığından başkalarına çamur atarak kurtulmaya çalışmaktadır.

Erdoğan ve Davutoğlu’nun bizi eski Türkiye koalisyonu diye tabir ettikleri bir kategoride gösterme sinsilikleri siyasi edep ve siyasi terbiyeye sığmayan bir yorumdur.

AKP’nin kirli çamaşırları ve pislikleri ortalığa bir bir döküldükçe Erdoğan ve Davutoğlu hezeyan nöbetleri geçirmektedir.

Kirli geçmişleri ifşa oldukça, kirli ittifakları açığa çıktıkça bu ikili iftira tetiğine, yalan düğmesine basmaktadır.

Davutoğlu’nun devreleri yanmıştır.

Davutoğlu su kaynatmış, dengesini kaybetmiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi’ni dörtlü çete diye tabir ettiği bir grubun içinde göstermeye kalkışması, bunun arkasında kartel medyası var demesi, uluslararası işbirlikçilerden bahsetmesi ahlaksızlıktır.

Davutoğlu çete lideri görmek istiyorsa, emir ve icazet aldığı 17-25 Erdoğan’a bakmalıdır.

Dörtlü çeteyi görmek istiyorsa, rüşvetçi dört eski bakana odaklanmalıdır.

İşbirlikçi arıyorsa hemen en yakın aynanın karşısına geçip Serok Ahmet’i baştan ayağa süzmelidir.

Takke düşmüş, kel görünmüştür.

Paralel yapı dedikleri yapılanma kesinlikle AKP’nin eseridir.

Bu yüzden asıl tehdit kaynaklarından birisi, kırmızı kitabı kaleme alanlardır.

12 yıl birbirlerinin gölgesi ve parabolü olanların tüm yaptıkları ortadadır.

Kim hukuksuz ve kanunsuz işlere bulaştıysa, kim kirli kumpas ve tezgahlarla masum insanları mağdur ettiyse, bunun hesabını Türk adaleti önünde verecektir.

Buradan Erdoğan’a ve Davutoğlu’na sesleniyorum:

Bütün bu kanunsuzluklar ve hukuksuzluklar yapılırken, kirli tezgahlar ve kumpaslar kurulurken, siz de suç ortağıydınız.

Bunun hesabını da adalet önünde vereceksiniz.

Biz yanılmışız, aldanmışız diyerek suç ortaklığından sıyrılamazsınız.

Herkesi paralelle işbirliği yapmakla suçlayarak bundan kurtulamazsınız.

Kirli ve şaibeli geçmişinizle mutlaka yüzleşeceksiniz.

Eğer şeref ve haysiyetten bir nebze nasibinizi aldınızsa, adam gibi ortaya çıkın ve 12 yıllık karanlık dönemde ne melanetler işlediğinizi Türk milletine anlatın.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan, bizleri suçlamaya yeltenmeden önce hesap vermelidir.

Başbakan Davutoğlu, bu konuda bizimle aklının ermediği bir geometri polemiğine girmek gafletine de düştü.

Milliyetçi Hareket; ne paralelcidir, ne rüşvetçidir, ne de kumpasçıdır.

Bizim mayamızda ve meşrebimizde; yetim hakkına el uzatmak, para sıfırlamak ve rüşvet yemek zilleti yoktur.

Bizim komplo ve tezgahla işimiz olmaz, kumpas ortaklarımız da olmamıştır.

Paralel ve eğri bize yabancıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi dimdik yürümektedir.

Milliyetçi Hareket eğilmeden, bükülmeden, ilkelerini kırıp dökmeden yürümektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi milliyetçi, ahlaklı, adaletli ve vicdanlı adımlarıyla yürümektedir.

Şimdi soruyorum sizlere;

Kocaeli bizimle yürümeye var mıdır? (Evet)

Kocaeli bizimle huzura, barış ve kardeşliğe yürüyecek midir? (Evet)

Kocaeli zalime, haine, hırsıza, uğursuza, Türkiye’nin önüne takoz koyanlara karşı bizimle yan yana duracak mıdır? (Evet)

İşte bu evetler Davutoğlu’nu rahatsız etmektedir.

Bu evetler çığ gibi yükseldikçe Erdoğan soluğu meydanlarda almakta, geleceğini karanlık görmektedir.

Çünkü Davutoğlu’na güvenmemektedir.

AKP hızla düşmektedir.

Akıbet çakılmaktır.

Kocaelili kardeşlerim, emin olun AKP gitmektedir.

Erdoğan ve Davutoğlu’nda telaş ve korku bu yüzdendir.

Azrail’e; “ve aleyküm selam deriz” sözlerinin ardından derin bir kaygı hali vardır.

Davutoğlu nihayet Azrail’i de siyaset meydanlarına taşımıştır.

Erdoğan şehit olmaktan, kefen giymekten, ölümden sürekli bahsederek algılarla oynamakta, duyguları sömürmeye çabalamaktadır.

Kocaeli’nden soruyorum;

Sandığa mı gidiyoruz, savaşa mı giriyoruz?

Seçime mi gidiyoruz, savaşa mı koşuyoruz?

Bu nasıl bir dildir? Türkiye nereye sürüklenmektedir?

Cumhurbaşkanı ve Başbakan böylesi bir üsluba nasıl tevessül etmişlerdir?

Parti binalarına kargoyla ve çiçek sepetleriyle gönderilen bombalar kimlerin elinden çıkmıştır?

Birkaç gün önce, bölücü terör örgütü PKK’nın, Muş’ta, biri Jandarma Uzman Onbaşımız olmak üzere, iki kişiyi kaçırması neyin mesajıdır?

AKP-HDP-PKK arasındaki derin bağ ve sarsılmaz ittifak aslında tüm yönleriyle meydandadır.

Bölücülüğün iki hain yüzü, Türk milletinin aleyhine tezgah kurmaktadır.

Davutoğlu, bir tarafta Kandil ve İmralı’ya sırtını yaslamış, diğer tarafta laf olsun diye de atışmayı tercih etmiştir.

Erdoğan ve Davutoğlu’nu öyle bir korku sarmıştır ki, medyayla kavga etmekte, tehditler savurmaktadır.

Zira basın özgürlüğü bunlara yabancıdır.

Erdoğan yüzde 52’ye idam başlığından dolayı aşırı korkmuş, hemen harekete geçmiştir.

Örtülemeyen vehimlerle atılan manşetlerden kasıtlı sonuçlar çıkarmıştır.

Erdoğan merak buyurmasın, idam, darağacı, yağlı urgan siyasetin gündeminden tamamen ve uzun yıllar önce çıkmıştır.

Milletin getirdiğini ancak millet götürecektir.

Erdoğan’ın bu nedenle Türkiye’yi sabote etmesi, akılları bulandırmaya çalışması, duygularla oynamaya kalkışması büyük bir sorumsuzluktur.

Mursi idam cezasını Mısır’da almıştır ve bu tarihi bir hatadır.

Fakat burası Türkiye’dir, Türk milleti her şeyin farkındadır.

Erdoğan darbe diyor, oysa demokrasiyi darbeleyen kendisidir.

Erdoğan kardeşlikten bahsediyor; kardeşliğe ve huzura en büyük tahribatı veren de kendisidir.

 

Aziz Vatandaşlarım,

Buradan Türk milliyetçilerinin kararını bir kez daha vurguluyorum:

Kargaşa ve cepheleşmenin, gerilim ve kutuplaşmanın tarafı olmayan Milliyetçi Hareket, kucaklaşma, uzlaşma, beraberlik, istikrar ve huzurun adresidir.

Milliyetçi Hareket, devletle millet kaynaşmasının, milli değerlerimizin ve bin yıllık kardeşliğimizin teminatıdır.

Milliyetçi Hareket, Türkiye’nin bölünmesine, değerlerimizin yok edilmesine ve milletimizin kardeş kavgasına sürüklenmesine hiçbir şart altında izin vermeyecektir.

AKP eliyle cesaretlenen ihanet çemberi ve kuşatma mutlaka kırılacak, aziz Türk milletimiz mutlaka selamete çıkarılacaktır.

Biz Milliyetçi Hareket olarak bütün meselelerin üstesinden gelmeye hazırız ve kararlıyız.

Karşımıza çıkacak her engeli tek başımıza aşarız.

Yeter ki Kocaeli bizimle yürüsün, yeter ki bize destek versin.

Aziz Kocaelili kardeşlerim, buradan hepinize soruyorum:

Milletimize sahip çıkmaya var mısınız? (Evet)

Geleceğinize sahip çıkmaya hazır mısınız? (Evet)

Kocaeli’ye sahip çıkmaya kararlı mısınız? (Evet)

Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz? (Evet)

O halde bunun yolu, tam 19 gün sonra, tertemiz ellerinizle sandıkta üç hilale vuracağınız evet mühründen geçmektedir.

Sandık önüne gittiğinizde tarihi bir tercih yapacaksınız. Ve eminim ki;

Huzur için, emniyet için, barış için “MHP’ye evet” diyeceksiniz.

Şeref için, haysiyet için, kudret için “MHP’ye evet” diyeceksiniz.

Birlik için, kardeşlik için, kimlik için “MHP’ye evet” diyeceksiniz.

Refah için, aş için, iş için, gelecek için “MHP’ye evet” diyeceksiniz.

Pişmanlığa zaman kalmadı.

Türkiye’mizin de sabrı tükendi.

Türkiye için “Tek başına MHP’nin iktidarı lazımdır.

AKP’ye oy veren kardeşim, ülkemiz kötüye gidiyor.

Artık siyasi taassup ve tarafgirlikle hareket edecek vakit kalmamıştır.

AKP, aldığı oyları kötüye kullanmış, Türkiye’yi enkaza çevirmiştir.

AKP’ye destek veren kardeşim; ülken için, milletin için, vatanın için, geleceğin için bu defa birlikte yürüyelim.

Bunlarda hayır yoktur, bunlarda ümit yoktur, bunlarla huzur yoktur.

CHP’ye oy veren vatandaşlarım, çağrım sizleredir; bu defa bizimle yürüyün.

Kararsız duran, tercihini henüz yapmamış kardeşim; boşuna zaman kaybetme, MHP bil ki seninle, senin yanında.

Teröre karşı, bölünmeye karşı, hırsızlara karşı, rüşvetçilere karşı bizimle yürü Kocaeli.

Refah ve mutluluksa aradığınız; iş ve aşsa istediğiniz bizimle yürüyün.

Yürüyüşümüz, korkaklara karşı cesurların yürüyüşüdür.

Yürüyüşümüz, ahlaksızlığa karşı namusluların yürüyüşüdür.

Yürüyüşümüz, talana ve yalana karşı şerefin yürüyüşüdür.

Yürüyüşümüz Türkiye’nin istiklal ve istikbal yürüyüşüdür.

Bizimle yürümeye var mısınız? (Evet)

Zalime karşı beraber miyiz? Haine karşı birlikte miyiz? Başkanlık sistemi düşleyen 17-25 Aralık çetesine, PKK’yla yeni Anayasa planlayan zorbalara karşı aynı safta mıyız? (Evet)

İşte Kocaeli’nin cevabı budur.

İşte Kocaeli’nin sedası bu kadar samimi, bu kadar içtendir.

Allah hepinizden razı olsun, Allah hepinizi gözetsin, inşallah rahmetiyle bereketlendirsin.

 

Değerli Vatandaşlarım,

Milliyetçi Hareket Partisi Seçim Beyannamesini Toplumsal Onarım ve Huzurlu Gelecek adıyla 3 Mayıs günü açıklamıştır.

Türk milleti söz ve hedeflerimizi heyecanla karşılamıştır.

Beş ana projemizle milletimizin tüm sıkıntılarını çözeceğiz.

Yoksullukla savaşacağız, yolsuzlukla ve terörle mücadele edeceğiz.

Devlet ve yönetim reformuyla çürümenin önüne geçeceğiz.

Ahlak ve kalitenin tesisiyle çöküşü engelleyeceğiz.

Üreten Ekonomi Programımızla sanayinin, işadamlarımızın, aç ve açıkta kalan milyonlarca masum vatandaşımızın sorunlarını gidereceğiz.

Ekonomi büyüyecek, insanımız refah ve zenginliğe ulaşacaktır.

Türkiye, MHP iktidarıyla, milli varlığına, tarihi misyonuna sahip çıkarak bugün içinde bulunduğu ataletten kurtulacaktır.

Ülkemizi 2023’de bölgesel güç ve küresel aktör, 2053’te de küresel güç mertebesine çıkaracağız.

Hedeflerimiz büyük, ülkülerimiz berrak ve herkesi kapsamaktadır.

Türk firmaları dünyada rekabet edebilecek, “Türk Malı” markalı ürünler dünya markası haline getirilecektir.

Kaynaklarını hesaplayarak açıkladığımız plan ve projelerimiz bir yönüyle iktidar programıdır.

Emekli kardeşim biliyorum, düşük aylığınla geçinemiyorsun. Zor hayat şartlarına mahkumsun.

Emeklilerimize sesleniyorum, Mart ayında 1400 ve Eylül ayında 1400 lira olmak üzere yılda toplam 2800 lira Emekli Destek Ödeneği almak için bizimle yürüyün.

Emeklilerimizin banka promosyonu alabilmeleri, esnaflarımızın emekli aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek priminin kaldırılması için hevesle yürüyoruz.

Şahit olun, sözümüz sözdür:

Emekli aylıkları arasındaki eşitsizliği gidereceğiz, emekli aylığı hesabındaki refah payını yükselteceğiz.

Kamu çalışanlarımızın çeşitli isimler altında ödenen tüm ek ödenekleri emekli aylığına yansıtacağız.

Emeklilikte yaşa ve prim gün sayısına takılan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini çözeceğiz.

Çiftçilerimizin belini büken mazotu 1 lira 75 kuruşa indireceğiz.

Tarımı canlandırmak, çiftçimizi, hayvan üreticimizi borçtan dertten kurtarmak için bizimle yürüyecek misiniz?

Hayvan üreticilerimizin yem ve kepek başta olmak üzere, kullandıkları girdilerdeki KDV’yi yüzde 1’e düşürmek için yürüyüşümüzü hızlandıracağız, bize katılacak mısınız?

Orman köylüsünün mağduriyetini gidermek için 2/B sorununu adil bir şekilde çözeceğiz.

Canlı hayvan kaçakçılığını önlemek, et ve sütte garanti fiyat uygulamak için tedbir alacağız.

Asgari ücreti net 1400 liraya çıkaracağız.

Asgari ücretten vergi almayacağız, ücretlilerin asgari ücret kadar gelirini vergi dışı bırakacağız.

İmamsız ve müezzinsiz cami bırakmayacağız.

Cemevi gerçeğini siyasi kaygılardan uzak bir şekilde kabul edecek ve devlet yardımının önünü açacağız.

Alevi inanç önderlerinin akademik seviyede eğitilmesi için İlahiyat Fakültelerinde “Tasavvuf İlimleri Bölümü” kuracağız.

Köy ve mahalle muhtar maaşlarının en az asgari ücret kadar yükselmesi, yani en az 1400 lira olması için gereğini yapacağız.

Köy ve mahalle ihtiyar heyetinde görev alan kardeşlerimin her ay 150 lira huzur hakkı alması için lazım gelen tedbirleri alacağız.

Esnaf ve sanatkâr kardeşim, yeni işyeri açtıysan, meraklanma beş yıl süreyle gelir vergisinden seni muaf tutacağız.

İlave olarak, kendi adına ödediğin sigorta primlerinin yarısı beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacaktır.

Şoför esnafımızın aldığı yeni ticari araçtan 10 yıl kullanmak kaydıyla KDV ve ÖTV almayacağız. Hayırlı olsun.

Kamyon, otobüs, dolmuş ve taksi şoförlerimiz; çalışma sürelerinizin her 4 yılı için bir yıl fiili hizmet zammı alacaklardır. Kutlu olsun.

Esnaf, Bağ-Kur emeklilerimizin aylıklarını iyileştireceğiz. Gerçek manada intibak düzenlemesi yapacağız. Emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri gidereceğiz. Herkesin gözü aydın olsun.

Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz?

İşsiz kardeşlerim üzülmeyin, Üreten Ekonomi Programımızla her yıl 700 bin insanımıza iş sağlayacağız, sorunlarınızı bitireceğiz.

Yoksul kardeşim, 19 gün daha sabret, senin sorunlarını tamamen bitireceğiz.

Bugüne kadar kim, hangi ad altında, hangi tutar ve miktarda yardım alırsa alsın, anasının ak sütü gibi helali olan sosyal yardım ve desteklerden kesinlikle mahrum bırakılmayacaktır.

Ve de bu yardımları refah artışı kapsamında yükseltip yüzleri güldüreceğiz.

Muhtaç durumda olan ailelerimizin en az bir ferdine iş vereceğiz. Uğurlu olsun.

İş sağlanana kadar, asgari ücretin yarısı kadar, yani 700 lira “Aile Desteği” adı altında ödeme yapacağız.

65 yaşını doldurmuş kardeşlerim, rahat olun, size ödenen aylığı 300 liraya çıkaracağız.

Yaşlısına bakmakla yükümlü ailelerimize sosyal bakım yardımını helalinden vereceğiz.

Kamuya ait atıl arazileri yoksullarımıza tahsis etmekle kalmayacak, istihdam oluşturmak amacıyla, büyük ya da küçükbaş hayvanları bedelsiz dağıtacağız.

Evi olmayan muhtaç ailelerimize sosyal konut sağlayacağız. Veya 250 lira kira yardımı yapacağız.

İlköğretime ve ortaöğretime devam eden evlatlarımızın annelerine muhtaçlık durumlarını dikkate alarak en az 50 lira vereceğiz.

6 yaş altı bebek ve çocuklar ile hamile veya lohusa annelere şartlı sağlık yardımını artıracağız.

Aylık 200 kilowatsaatin altında elektrik tüketen ve ödeme gücü olmayan vatandaşlarımıza yüzde 75 indirim yapacağız. Hayırlı olmasını diliyorum.

18 yaşını doldurmuş ve başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyen engellilerimizin aylıklarını 600 liraya, 18 yaş altı engelli aylığını ise 400 liraya çıkaracağız.

Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Hilalkart uygulamasına geçeceğiz. Güle güle harcayınız.

Aylık almayan, annesi ya da babası veya her ikisi de vefat etmiş evlatlarımıza her ay 100 lira vereceğiz.

Öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeden yararlanmalarının önünü açacağız.

Yuva kuracak gençlerimize 10 bin lira tutarında, iki yıl vadeli, faizsiz kredi imkânı sağlayacağız.

Emniyet mensuplarımızın çalışma şartlarını ve özlük haklarını iyileştirecek, bu kapsamda polislerimizin ek göstergesini 3600’e çıkaracağız. Hayırlı, uğurlu olsun.

Astsubaylarımızın intibaklarını yapacak, haklarını verecek, uzman jandarma ve uzman erbaşların tüm mağduriyetlerini gidereceğiz.

Devletin asli ve sürekli hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçilere kadro vereceğiz.

Zapatılan belde belediyeleri, özel idareleri ve köyleri yeniden kuracağız.

Kamuda sözleşmeli, geçici, 4/B’li, 4/C’li, vekil ve benzeri şekilde istihdam edilenlerin alayını kadrolu yapacağız.

Bölücülüğün ve terörün kökünü kazıyacağız.

Milli birliğimizi ve kardeşliğimizi güçlendirecek yeni bir anayasayı milletimize hediye edeceğiz.

Temiz siyaset, dürüst yönetim için Bizimle Yürü Kocaeli.

Dik baş, tok karın, mutlu yarın için Bizimle Yürü Kocaeli.

7 Haziran’da MHP’ye oy verecek misiniz? (Evet)

7 Haziran’da vatana, millete ve geleceğinize sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Genel seçimler, büyük milletimizi tıpkı asırlar öncesinde olduğu gibi lider ülke Türkiye ülküsüne götürecek yolun başlangıcı olacaktır.

Sizleri bir kez daha sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Yolunuz, bahtınız, alnınız açık olsun diyorum.

Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Sağ olun, var olun.

Bizimle Yürü Kocaeli.

Bizimle Yürü Türkiye.

Ne mutlu Türküm Diyene.