Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Gaziantep Milletvekili Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “AKP’nin Kadrolu Medya Şaklabanları” hakkında yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 25 Mayıs 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – Gaziantep Milletvekili
Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “AKP’nin Kadrolu Medya Şaklabanları”
hakkında yapmış olduğu yazılı basın açıklaması.
25 Mayıs 2015

 

AKP iktidarı, yavaş yavaş zevali yaklaştığı için son hamlelerini yapmaktadır. İktidar partisi için durum o kadar ciddidir ki seçim kampanyalarından başarılı sonuç alabilmek için en olmayacak kişiler devreye sokulmuştur.

Bunlardan biri ilim yoksunu Yasin Aktay’dır. Aktay, küçücük çocuklara salavattan bozma ve siyasi dua niteliğinde tekerlemeler ezberletmektedir.

“Heval Tayyip Erdoğan, Resok Tayyip Erdoğan, Salli Ala Muhammed, Ak Parti u Ak Parti Salli Ala Muhammed” şeklindeki Yasin Aktay bestesi, AKP’nin Türkiye’de bir tür Vatikan Partisi hâline geldiğine, Tayyip Erdoğan’ın da başruhban yani Papa konumunda görüldüğüne işaret etmektedir.

Salavatlı şarkıyla Kaçak Saray mukimini methüsena eden bu zavallı âdem, Sevgili Peygamberimize ne büyük kötülük ettiğinin farkında bile değildir. Artık AKP partizanlığı dinle karıştırılmaktadır. Necis suyla abdest almaya kalkan AKP yaranının kıblesi kaybolmuş, mizanı bozulmuştur. AKP iktidarında İslam gitmiş, yerini Tayyipizm almıştır.

Tayyip Erdoğan’ın meydanlarda Yüce Kitap’ımızı sallamasından ve Diyanet İşleri Başkanına halkın cebinden alınan paralarla ve zorla son derece lüks bir Mercedes yollamasından sonra Yasin Aktay’ın bu son tekerlemeleri, AKP iktidarında İslam’ın tanınmaz hâle getirildiğini ortaya koymaktadır.

Tayyipizmin çok sayıdaki müntesibinden ikisi, Ankara Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek ve medya maymunu Latif Erdoğan’dır.

  Bunlar, MHP hakkındaki son açıklamalarıyla kenar mahalle dedikoducularına taş çıkartmaktadır. En bayağı kenar mahalle dedikoducuları bile bunlardan daha mert ve dürüsttür. Hiç olmazsa onlar dedikoduyu sırf bu işten zevk aldıkları ve mutlu oldukları için yaparlar. Bunu büyük bir safderunlukla da söylerler. Herkes onların ne mal olduğunu ve cibilliyetlerini bilir.

Ama iş İ. Melih ve Latif Erdoğan’a gelince iş değişmektedir. Bunlar koğuculuğu başkalarına çamur atmak, sırf kötülük ve pislik olsun diye yapmaktadırlar. Öyle ki seviyesizlik bile onlara iltifattır.

Son günlerde bu iki kimesne, edepsizleri bile utandıran bir yalancılıkla bütün kamuoyunun gözü önünde MHP’ye iftira etmekte, her gün yeni bir yalanı gündeme taşıyarak kara çalmaya uğraşmaktadır.

Hiçbir zaman inkâr etmedik. MHP ve Ülkücüler İ. Melih’i sevmezler. Çünkü aramızda doku uyuşmazlığı vardır. Her kabın içine girebilecek, her rengi alabilecek, çıkarlarını korumak için her türlü ahlak noksanlığını sergileyebilecek mizaçta olduğu için kendisinden hep tiksinti duyarız.

Zaten MHP’nin HDP ile koalisyon yapacağını söylemek için insanın namus, haya ve şereften mahrum bir âdem olması gerekir.

İ. Melih’in kendisi gibi köksüz ve çapsız iddialarına göre MHP ile HDP koalisyon yapacaktır. Güya Genel Başkanımız Devlet Bahçeli son günlerde HDP’yi hiç tenkit etmemeye özen göstermektedir.

Bu iddiayı gündeme getirmek; helal süt emmiş, helal lokma yemiş bir insanın harcı değildir. Böyle safsataları dile getirebilmek için haramzade olmak gerekir.

Birincisi, iktidara yürüyen bir partinin muhatabının PKK’nın siyasi kanadı olmayacağını, bölücü terör örgütünün siyasi temsilcisiyle MHP’nin bir araya gelemeyeceğini aslında İ. Melih iyi bilmektedir. Buna rağmen birden bire böyle bir iddiayı gündeme getirmesinin amacı çok açıktır: MHP hakkında kafaları karıştırmak ve kararsız oyların partimize gelmesini engellemek.     

Sadece MHP’liler tarafından değil, diğer halk kesimleri tarafından da sevilmeyen, agresif ve itici bir kişilik olan İ. Melih’i kimsenin ciddiye almayacağı ortadadır.

Her ne kadar kendisi inkâr etse de AKP oylarının erimeye başlaması MHP’ye kayışı karşısında sahne alıp yalanlar kıvırtmasından, İ. Melih’in kendi açısından yaklaşan tehlikeyi gördüğü anlaşılmaktadır. Her dönemin adamı olan Melih Gökçek için deniz bitmiş kara görünmüştür. Bu son saltanatıdır. Kendisi de pek ala bilmektedir ki AKP millet tarafından iktidardan uzaklaştırıldığında yaptıklarını hesabını vermek üzere adalet önüne ilk çıkarılacakların başında gelenlerden biridir.

Suyunun ısınmakta olduğunu kendisi de görmektedir; İ. Melih de partisi de artık birer siyasi meyyittir. MHP, onun da içinde yer aldığı iktidarın cenazesini çalı süpürgesiyle yıkayacaktır.

AKP’nin sarıldığı kara propaganda vasıtalarından Latif Erdoğan ise artık insan mı başka mahlûk mu olduğu konusunda bütün kamuoyunu tereddüde düşüren bir resim vermektedir.

Konuştukça batan palavracı Latif’in MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında ortaya attığı son iddia tamamen düzmecedir ve partimizi yıpratmaya yöneliktir.

Kaçak Saray mukiminin saltanatını sürdürebilmesi için bu kadar gayret gösteren şeref ve haysiyet mahrumu bir zavallının, soyadının Erdoğan olması da manidardır.

Soyadı kendisininkiyle uyuşan Tayyip Erdoğan’a tavsiyemiz, bu insandan bozma mahluku evlat edinmek suretiyle onu taltif etmesidir.

Hulasa, Yasin Aktay, İ. Melih ve Latif Erdoğan; AKP iktidarının son 13 yılda sosyal ahlakı nasıl çökerttiğine; haysiyet düşkünü, şeref mahrumu insanların sayısını nasıl arttırdığına üç çarpıcı örnektir.

MHP iktidarında bunlara hak ettikleri muamele yapılacak, şarlatanlıklarıyla daha fazla toplumun ahlakını bozmalarına izin verilmeyecektir.