Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın “Türkiye’de yaşanan terör, asayişsizlik ve şiddet olaylarına” ilişkin yaptıkları yazılı basın açıklaması. 23 Temmuz 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın “Türkiye’de yaşanan terör, asayişsizlik ve şiddet olaylarına” ilişkin
yaptıkları yazılı basın açıklaması.
23 Temmuz 2015

 

Bir süredir devam eden şiddet ve asayişsizlik vakaları Türkiye’nin milli birliğini, milli bekasını ve toplumsal ahengini en üst düzeyde tehdit etmektedir.

Yıkım ve bölünme taşeronları, nefret ve şiddet kuryeleri sokakları savaş alanına çevirmektedir.

Bölücü terör ve müzahir grupları gözü dönmüşçesine her değerimize saldırmakta, önlerine ne gelirse yakıp yıkmaktadır.

İlaveten vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği kaygı verici düzeylere doğru hızla gerilemektedir.

Türkiye’yi Lübnan’a, Irak’a, Suriye’ye, Afganistan’a dönüştürme emel ve hedefi güden iç ve dış mihraklar tahrik kampanyalarını tehlikeli boyutlara taşımaktadır.

Özellikle son birkaç gündür artan toplumsal tansiyon, yaygınlaşan kargaşa ve karışıklık ülkemizin her köşesine dalga dalga yayılmaktadır. Hükümetin sözde akil adamları nerededir?

Devletin çivisi çıkmıştır. Görevi sokakta vatandaşın güvenliğini sağlamak olan devlet, bırakın vatandaşı, güvenlik güçlerimizi evlerinde dahi koruyamaz duruma getirilmiştir. Sokaklar karmakarışık, şehirler kapkaranlıktır.

Herhangi bir vatandaşın eline mantar tabancası dahi alıp gezemeyeceği, dünya'nın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul'un göbeğinde, onlarca kameranın önünde makinalı tüfeklerle resmigeçit yapılmaktadır.

Şehirlerde insanların araçları taşlanmakta, yakılmakta, yapılanlara tepki gösteren duyarlı vatandaşlar provokatörlükle suçlanıp, kendi meslektaşlarının evine girip kafasına sıkanların yandaşlarını koruyabilmeleri için polisler tarafından karakollara tıkılmaktadır.

Hükümet silik ve sessiz bir gölge gibi vahim gidişatı izlemekte, sonuçsuz güvenlik toplantılarıyla, eften püften açıklamalarla, suya sabuna dokunmayan pansuman önlemlerle vakit kaybetmektedir.

AKP Hükümeti’nin PKK’ya verdiği tavizler, kurduğu pazarlık masaları, teröristleri taltif ve ödüllendirmesi emniyet ve asayişimizi bozmakla kalmamış, kardeşlik ve birlikte yaşama iradesini de yaralamıştır.

Biteceği söylenen bölücü terör daha da azmış, daha da bilenmiştir.

PKK’yla kimin pazarlık yaptığı, İmralı canisine kimin teslim olduğu, Mehmetçiklerimizi, polislerimizi arka arkaya şehit eden kanlı elleri kimin tuttuğu ortadadır.

AKP’nin, PKK’yı diriltme ve ayağa kaldırma süreci Türk milletini yasa ve acıya boğmaktadır.

Şu sıralar her gün gelen şehit haberleri AKP’nin teröristleri cesaretlendirmesinin ve umut aşılamasının eseridir.

Başından beri söylediğimiz gibi AKP’nin sözde çözüm ve barış süreci Türkiye’nin kanlı ve ağrılı bölünmesi için kurulmuş ve iktidarı rehin almış alçak bir tuzaktır.

Bu itibarla kandan geçinenler, terörden rant devşirenler, ölümden, kayıptan, kopmadan, parçalanmadan, bölünmeden gelecek umanlar bellidir ve bu da AKP’den başkası değildir.

Polislerimiz ve askerlerimiz terörist saldırılar neticesinde bayrağa sarılı tabutlara girerken; Başbakan’ın ve AKP yetkililerinin yüzü kızarmadan Ankara’da konuşması, terörle yeni karşılaşan bir ülke imiş gibi tedbir alacağını ifade etmesi en başta Türk milletini küçümseme ve alaya alma teşebbüsüdür. Bugüne kadar asayişi sağlayamayan Hükümet’in bundan sonra asayişi hayata geçirmesi akıl ve mantık dışıdır.

Bir an önce devletin asli sahibi olan Türk milleti, kurgulanan tüm algı operasyonlarına rağmen, kendine gelmeli, artık burnunun dibindeki gerçekleri görmeli, bu gidişata bir dur demeli ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yeniden inşası için gereken adımları atmalıdır.

Çok açık uyarıyoruz, AKP Hükümeti Türkiye’nin milli ve stratejik hedeflerine duyarsız kalmayı sürdürürse, çoktan bitmiş ve gömülmüş olan süreç ihanetine oksijen vermeye devam ederse çözülme kaçınılmaz olacaktır