Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – İstanbul Milletvekili Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “Bir Kısım Medyada Devam Eden MHP Aleyhtarlığı” hakkında yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 31 Temmuz 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – İstanbul Milletvekili
Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “Bir Kısım Medyada Devam Eden
MHP Aleyhtarlığı” hakkında yapmış olduğu yazılı basın açıklaması.
31 Temmuz 2015

 

Başta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmak üzere partimiz ve camiamız, CHP destekçisi malum medya tarafından hedef tahtasında tutulmaya devam edilmektedir. MHP’nin terörle mücadele konusunda haklılığının ortaya çıkması; takdir edilecek ve Sezar’ın hakkı Sezar’a teslim edilecek yerde, siyasi çevrelerde büyük bir hazımsızlığa ve kıskançlığa yol açmıştır. Öyle ki bugüne kadar yapılan haksız eleştirilerin dozunda düşüş olmadığı gibi; aklıselimin, mantığın ve siyasi adabın sınırlarını aşan seviyesiz, ayarsız, rezil ve pespaye üslupla saldırılara devam edilmektedir.

Sözcü’de CHP sözcülüğünü yapan ancak 7 Haziran sonrasının hazımsızlığını bir türlü üzerinden atamayan Bekir Coşkun, köşesinde MHP aleyhtarlığını ilaç olarak kullanmaktadır.

Coşkun, TBMM Başkanlık Divanının Erdoğan ziyaretiyle ilgili suçlamalarda bulunurken doğmadık çocuğa don biçmeyi de ihmal etmemektedir.

MHP’nin AKP ile koalisyon ortağı olacağını var sayarak Genel Başkanımıza dil uzatan Bekir Coşkun, kendi seviyesizliğini ve egosantrizmini ortaya koyan alaycı üslubuyla MHP’ye zarar verebileceğini sanmaktadır. Oysa Bekir Coşkun, halk nezdinde gazetecilik mesleğinin itibar ve inandırıcılığının delikli kuruş değerine düşürülmesinde büyük pay sahibi bir neslin önde gelen isimlerindendir. Gazetecilik mesleğini halka ve kurumlara ayar verme edepsizliği zanneden bu kuşak, toplumsal değerler yerine kendi komplekslerinin ürünü olan bir yığın saçmalığı yıllardan beri kamuoyuna pompalamayı marifet bellemiştir. Bugün basında birer köşe kapan çoğu yazar ya tetikçi ya yandaş ya sicilli iftiracı veya şaklaban diye sınıflandırılıyorsa bu, Bekir Coşkun gibi saldırgan kalemlerin hakkaniyet, sağduyu, objektiflik ve insaf gibi temel insani değerleri terk etmiş olmalarındandır. O yüzden medyada; Türkiye gerçeklerinden ve toplumun kıymet hükümlerinden uzak, hayalî senaryolar ve laf cambazlığıyla vakit geçiren birtakım kalem ve söz oyuncusu türemiştir. Bu gayri ciddi portrelerin oluşturduğu fasit daireden görünenler, halkı “direklerarası”ndaki gibi eğlendirip güldürmekten öteye geçmemektedir. O itibarla Bekir Coşkun’un ve onun geleneğinden gelen gazeteci kuşağının, ne vatandaş nezdinde ne de bizim nazarımızda kıymetiharbiyeleri vardır.

MHP’yi hedef alan hazımsız değerlendirmelerden biri de Yurt gazetesinde Haluk Şahin tarafından Devlet Bahçeli hakkında sarf edilen “siyaset mütekaidi” sözüdür. Oysa Türkiye’nin siyasi geleneklerine göre yaşı kemale ermiş politikacılar gençlerle birlikte siyaset yapmakta, tecrübe ve birikimleriyle hem onlara hem de topluma yapıcı katkıda bulunmaktadırlar. Devlet Bahçeli de olgunluk döneminde sağduyu ve kararlılığın timsali olarak MHP’nin başındadır. Deneyim ve birikimiyle Türk siyasetinde yanlışlara ayna tutan, sağduyusu ve itidaliyle toplumsal barışa en büyük katkıyı veren bir siyasi liderdir. Onun eskidiğini ima edenler; Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan gibi geçmiş örnekleri göz ardı etmektedir. Devlet Bahçeli’yi siyaset emeklisi gibi gösterme hazımsızlığının arkasında, onun varlığından duyulan rahatsızlık, tahammülsüzlük ve bozulan kirli siyasi hesapların yol açtığı hayal kırıklığı yatmaktadır. 

7 Haziran seçimlerinden oyları dondurma gibi eriyerek çıkan CHP’nin, var saydığı %60 blokun desteğiyle iktidar olabileceğini sanması ve gedikli CHP sevdalısı birtakım “medya mütekaitleri”nin de bunun üstüne atlaması, tam anlamıyla Bağdat’tan dönen yanlış hesaptır.

Sonradan beklentileri gerçekleşmeyince büyük hayal kırıklığına uğrayan CHP’liler ve CHP yanlıları, hesaplarının boş çıkmasının acısını MHP’den sormaya kalkmışlardır.

Bir kısım basındaki MHP aleyhtarlığı, CHP’yi ve CHP sevdalılarını yanlışa sevk eden en büyük açmazı oluşturmaktadır. Seçmen nezdinde bunun CHP için olumsuz sonuçları kaçınılmazdır.