Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN'ın "MHP'ye yönelik iftira ve karalama kampanyalarına" ilişkin yaptıkları yazılı basın açıklaması. 21 Mart 2016
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN'ın
"MHP'ye yönelik iftira ve karalama kampanyalarına" ilişkin
yaptıkları yazılı basın açıklaması.
21 Mart 2016

 

Türk milletinin varlığının ve birliğinin yegâne temsilcisi MHP’ye yönelik fitne-fesat yuvalarının sistemli saldırıları dün olduğu gibi bugün de “çamur at izi kalsın” mantığıyla devam ettirilmektedir.

Partimizle ilgili niyet ve emeli malum olan çevreler el birliği etmişçesine üzerimize gelmeye devam etmektedirler.

Medyada köşe tutmuş kiralık kalemler, devletin içinde yuvalanmış çeteler, uluslararası bağlantıları olan sivil toplum kuruluşları ve Okyanus ötesindeki unsurlar aynı hizada buluşup nifak saçmaktadırlar.

HDP-PKK-Cemaat-Nazlı Ilıcak aklınıza kim gelirse beş benzemez bir olmuş, gökkuşağı koalisyonu misali MHP’ye adeta savaş ilan etmiştir.

Partimizi küçük bir parti olarak niteleyen ve ağzına ilk defa hayırlı bir şeyi alarak Milliyetçi Hareket Partisini cümle içerisinde kullanan siyasetçi görünümlü terörist bilmelidir ki balon da büyüktür ancak bir iğne onu patlatmaya yeterlidir. O yüzden yandaş medyanın “sevimli” diye yutturmaya çalıştığı “bölücü oğlan” unutma ki önemli olan bir şeyin büyüklüğü değil işlevidir.

Toplum mühendislerinin, bölme ve bölünme heveslilerinin gayretlerini boşa çıkaracak, üç bin yıllık geleneği geleceğe taşıyacak, vatan hainlerine, bölücülük hülyası görenlere haddini bildirecek, din tüccarlarının, inanç hortumcularının karşısında İslam ahlak ve faziletiyle dimdik duracak, demokrasi simsarlarının, vicdan istismarcılarının karşısında yıkılmaz son kale olacak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ayaklar altındaki itibarını, tutup kaldıracak,  Türk milletinin dilini, dinini, devletini ilelebet yaşatacak, hiç değilse bu gayede ömrünü fedaya hazır olacak sadece Ülkücüler vardı ve yine ancak Ülkücüler kalmıştır.

Önümüzde çetin bir yol var. Türk milletini yok etmek isteyen “haç”lılar yeni seferlerinde artık devşirmeler kullanmaktadır. Bilek gücüyle yenemeyeceklerini, yenseler bile yok edemeyeceklerini anladıkları Türk milletinin, içinden profesyonel hainler yetiştirmekteler. Artık Lawrence yetiştirmeye gerek yok. Çünkü bazıları ülkemizi yok etmek adına kapalı kapılar ardında, sessizce ama var kuvvetiyle “Hepimiz Lawrence’iz.” diye bağırmakta… Bizler o sesleri duyuyoruz.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu sesleri kısmak için mücadele etmekteyiz.

Yeni dönemde Türkiye’yi bekleyen bir büyük mesele de yeni anayasa çalışmalarıdır. MHP olarak bu konuda da büyük bir dikkat ve hassasiyet içerisinde konuyu takip etmekteyiz. Bu çalışmalar yürütülürken millî kimliğimizden, üniter siyasi yapımızdan ve bin yıllık kardeşliğimizden katiyen vazgeçmeyeceğiz.

Başkentimizin, bayrağımızın velhasıl Türk milletinin bekasının teminatı olan maddelerin değiştirilmesine izin vermeyeceğiz. İktidar ile ana muhalefetin bu konudaki tavizkâr tutumu ve bu konuları pazarlık masasına getirebilecek derecede millî duygulardan yoksun olması Milliyetçi Hareket Partisi’nin üzerine düşen sorumluluğu daha da artırmaktadır. MHP kadroları bu güce ve donanıma sahiptir ve bütün şer odaklarını ve şer kampanyalarını göğüslemeye hazırdır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak göstermekte olduğumuz duruş sayesindedir ki yerli işbirlikçiler dayatılan her yasayı kolaylıkla Meclis’ten geçirememektedir. Bu dönemde MHP Meclis’te olmasa idi, Anayasa Komisyonu’nda yerini almasa idi, ilk üç madde çoktan değiştirilmiş ve Türk adı anayasadan çıkartılmış, Türk milleti şuursuz ve içi boş bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimliği ile ifade edilmişti.

Bugün artık, “Yeni Türkiye”nin eksik kalan tek ayağı olan “Yeni MHP”yi oluşturmak için yola çıkıldığı ve MHP üzerinde de sosyal mühendislik ihtisasının icra edilmek istendiği açıkça görülmektedir. Bilhassa muhalefeti sindirme kampanyasının bir ucundan AKP’nin sinsi niyetleri, diğer ucundan ise küresel güç merkezlerinin karanlık emelleri tutmuş ve malum ittifak Türkiye’ye “yeni” diye yutturmaya çalıştıkları yamalı bir elbise giydirmek için kollarını sıvamıştır.

Ülkücülerin bu duruma sessiz kalmayacağı ve büyük bir tepki göstereceğini çok iyi bilen toplum mühendislerinin yol göstericiliği doğrultusunda; tepkilerin önünü alabilmek kaygısıyla, bize benzeyip bizden olmayanlar ön plana çıkarılmaya çalışılmaktadır.

Kamuoyu oluşturmaya çalışarak Türk yargısına müdahale anlamına gelecek işlerin peşinde olanlar bilsinler ki yanlış yoldadırlar.

Milliyetçi Hareket sahipsiz değildir. MHP’ye bir operasyon yapılmasına asla müsaade edilmeyecektir. MHP’yi şekillendirmek isteyenler bilmelidirler ki bedeli ne olursa olsun amaçlarına ulaşamayacaklardır.  Türk milliyetçileri oynanan rezil oyunun farkındadır ve liderinin yanında dimdik duracaktır. Ülkücüler, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyetinin yok edilmesine asla izin vermeyecektir.

Okyanus ötesinde ipliği pazara çıkanlar, günahla yolu kesişenler, kanlı projelere yardım ve yataklık yapanlar Milliyetçi Hareket Partisi’nin yalnızca büyük Türk milletinin yanında ve menfaatlerinin peşinde olduğunu göremeyecekler, görseler de kötülüğün hizmetine girmiş dilleri bunu itiraf edemeyecektir.

Ülkücülere karşı alerjisi olan malûm medya grubunun MHP’yi eleştiren herkese kucak açmasının ve yoğun desteğinin anlamı nedir? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin aleyhine söz söyleyen herkes medyada kıymetli bir cevher muamelesi görürken, neden MHP’de yer alan Ülkücüler birer çakıl taşı kıymetsizliğiyle muhatap alınmaktadırlar? Elbette; bu sorular, millî şuur sahibi zihinlerde kolayca cevap bulabilir. Bu mânâda, görünen köye kılavuzluk etmeye kalkmak gereksizdir. Ülkücüler kendi akıl ve sağduyularının kılavuzluğunda, bu sorulara gereken cevabı vereceklerdir.