Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – İstanbul Milletvekili
Devleti ele geçirmeye çalışan malum cemaatin, bütün kurumlara sızmak suretiyle kadrolaştığının ve devleti ele geçirmeye çalıştığının ortaya çıkması üzerine bir süreden beri bu örgütüne dönük operasyonlara hız verilmiştir. Bunun üzerine; düne kadar iktidar partisi bünyesine yapışarak bir tufeyli gibi devlet ve millet imkânlarını hortumlayan paralel yapıya hizmet eden kimse ve gruplar, kendilerine yeni bir melce ve siyasi şemsiye arayışına girmişlerdir. Özellikle 7 Haziran Seçimlerinin ortaya çıkardığı tablodan yararlanmak isteyen paralel yapı temsilcileri, iktidar partisinin gövdesinden ayrılıp başka bir siyasi partinin çeperine yapışmaya çabalamışlardır. 7 Haziran Seçimleri sonrasında önemli bir ivme yakalayan MHP’yi gözüne kestiren paralelciler, kendilerini tasfiye eden iktidar partisi karşısında %60’lık blok varmış gibi göstererek içine MHP’yi dâhil etmeye kalkmışlar, böylece partimizi yeni bir meşum senaryonun içine çekmek için kolları sıvamışlardır. Başarılı olamayınca bu defa da partimizin 1 Kasım Seçimlerinde sandık altında kalması için çaba göstermişlerdir. Bu senaryo tutmayınca yeni bir siyasi oyunun son perdesini yazmaya koyulmuşlardır. Paralel senaryonun son perdesi, MHP’de suni kriz üreterek bir olağanüstü kurultay yapmak suretiyle yönetimi değiştirmek ve partimizde egemen olmak üzerine yazılmıştır. Bu amaçla harekete geçen paralel yapının yargıdaki kırıntıları, birtakım solcu artıklarıyla iş birliğine giderek mevhum %60 blokunu hayata geçirememenin acısını çıkarmaya soyunmuşlardır. Kendilerini MHP genel başkan adayı olarak kamuoyuna lanse eden bazı isimleri avladığı bilinen paralel yapı, olağanüstü kurultay için yargıya başvuran malum isimlere destek vererek yargı sürecine etki etmenin yollarını aramaya başlamıştır. Bu iş birliği süreci meyvelerini vermiş ve arkasından 12. Sulh Hukuk Mahkemesinden MHP’de olağanüstü kurultay yapılması yönünde karar çıkmıştır. MHP’ye, adı geçen mahkeme tarafından tartışmalı bir şekilde kayyum atanmıştır. Bunun üzerine MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Bizim paralele teslim edecek bir partimiz yoktur.” açıklamasını yapması, MHP’nin üzerine paralel çetesi gölgesi düşürülmeye çalışıldığının kanıtı olmuştur. Bahse konu karar üzerine MHP Avukatı Yücel Bulut’un; MHP Genel Merkezinde düzenlemiş olduğu basın toplantısında, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin hâkimi hakkında “Şahsım, sayın mahkeme hâkiminin uygulamaları karşısında şaşkınlık yaşamamıştır. Zira daha önce de benzer tereddütlerin hâsıl olmasına sebebiyet veren tavır ve davranışlarına muhatap olmak durumunda kaldık.” şeklindeki beyanları ise ortada endişe verici bir güven problemi olduğunu su yüzüne çıkarmıştır. Mahkeme Hâkimi Ümran Kaptan; Pazartesi günü yanına giden MHP Genel Merkez avukatına, 9 sayfalık ve kapsamlı mahkeme gerekçeli kararı hakkında “Henüz hazırlamadım. Hafta sonu da şehir dışındaydım. 3-4 gün sonra hazırlarım.” demiştir. Buna rağmen kısa bir süre sonra gerekçeli kararı UYAP’a yüklemiştir. Hâkime Hanımın, şüpheye yol açan bu tutumu, gerek partimiz tarafından gerekse kamuoyunda meseleyi yakından takip eden çevreler tarafından bir kumpasın işareti olarak görülmüştür. Bütün bu gelişmeler, malum yapılanmanın MHP’yi ele geçirmek için çok boyutlu çalıştığını ortaya koyan adımlar olarak değerlendirilmiştir. Bu arada MHP’ye yönelik paralel operasyonla ilgili vahim iddialar birbirini kovalamış, birbirinden ilginç tezler hem medyada hem de siyaset platformunda tartışılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede; MHP genel başkan adayı olduğunu açıklayan ve öteden beri paralel yapıyla ilişkilerini gizlemeyen Meral Akşener’in, MHP’ye yönelik kumpas bağlamında yargı sürecine ilişkin gelişmeleri eski Dev-Solcu olduğu söylenen eşinin kişisel bağlantıları üzerinden şekillendirdiğine dair iddialar gündeme düşmüştür. Adı geçen hanımefendi, eşinin bu bağlantılarını bir röportajında “Eşim komşu oğluydu. 20 yaşına kadar solcuydu. ‘Benim eşim eski solcu, Maocu’ idi. O, daha sonra bizim cenaha girdi. Eşim Gaziantep ODTÜ’de okuyordu. 1977'lerde solun içinde etnisiteye vurgu yapan bir yapı oluşmuştu; o dönemde eşim onlardan koptu.” şeklinde açıklamıştır. Bu ifadeler dikkate alınarak tartışılan söz konusu iddialar, şüpheleri Dev-Sol/paralel çete dayanışması üzerinde yoğunlaştırmıştır. Yine kamuoyuna yansıyan iddialara göre MHP’yle ilgili olağanüstü kurultayın mahkemeye taşınmasıyla ilgili süreç, Ankara Mülkiyeliler Lokalinde Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi hâkimi Ümran Kaptan’ın da olduğu bir ortamda şekillendirildiği iddiaları ortaya atılmıştır. Bu ortamı, eski solcu kimliğiyle Meral Akşener’in eşi Tuncer Akşener’in sağladığı öne sürülmüştür. “Yargı politikaya alet mi ediliyor?” sorusunu gündeme getiren bütün bu inanılması güç iddialar karşısında; MHP’ye yargıda kumpas kurduğu ve paralel yapıya koltuk çıktığı ileri sürülen 12. Sulh Hukuk Mahkemesi Hâkimi Ümran Kaptan’dan, kamuoyunu ve Türk milletini aydınlatmak adına aşağıdaki soruları cevaplamasını bekliyoruz:
Netice olarak MHP’ye yönelik son Pentagon-Pensilvanya ortak-üst akıl operasyonu konusunda yüce milletimizle paylaşmak istediğimiz hususlar özetle şunlardır: MHP’nin yeniden dizayn edilmesi kapsamında olağanüstü kurultay için yargıdan “fetva” çıkarma ve genel başkan gelinliği giymeye soyunanlar için “yüz görümlüğü” hazırlama çabalarına birtakım gayrimeşru odakların ve kirli ellerin karışma gayretleri gözlerden kaçmamaktadır. Bu sürecin Okyanus ötesi tarafından desteklenmesi, küresel güçlerin taşeronluğunu üstlenen bir çetenin varlığına işaret etmektedir. MHP olarak Türk devletinin bütün kurumlarına nüfuz eden karanlık mahfillerin temizlenmesi çabalarıyla ilgili gelişmelerin takipçisi olacağız. Bilinmelidir ki bu mesele sadece MHP’nin değil, bütün Türkiye’nin meselesidir. O bakımdan kamuoyunu bu hususta aydınlatmaya ve meşum yapıyla mücadeleye devam edeceğiz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
|