Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın “Partimizde yaşanan gelişmeler ve Olağanüstü Kurultay sürecine” ilişkin yaptıkları yazılı basın açıklaması. 3 Haziran 2016
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın
“Partimizde yaşanan gelişmeler ve Olağanüstü Kurultay sürecine” ilişkin
yaptıkları yazılı basın açıklaması.
3 Haziran 2016

 

1 Kasım seçimlerinde MHP’nin başarısız olması için ter döken kişiler; 1 Kasım seçim sonuçları henüz netleşmeden ekranlarda, sosyal medyada sevinç çığlıkları atmaya başlamıştır. Bu arada seçim sonuçlarının oluşturduğu ortamı da fırsat bilen mihraklar 2 Kasım sabahı imza toplama kampanyası başlatmış, partimiz ve dava arkadaşlarımız aylarca meşgul edilmiştir.

 Partimizin Olağanüstü Tüzük Kurultayına gitmesi için başlatılan hukuki süreç Yargıtay 18’nci Hukuk Dairesi’nin verdiği kararla nihayete ermiştir.

 Sayın Genel Başkanımız, Partimizin verilen bu karara saygı duyacağını ve riayet edeceğini belirtmiş ve kurultay tarihini 10 Temmuz 2016 olarak, tarlada bir korsan kurultay değil, MHP’nin mehabetine yakışacak bir salonda yapılacağını ilan etmiştir.

 Bütün bunlar gün gibi ortadayken; Ülküdaşlarımız arasında çatışma, kutuplaşma ve kamplaşmayı teşvik eden, kullandıkları siyaset diliyle her yolu meşru görenlerin gittikleri yol yol değildir. 

 Milliyetçi Hareket Partisi’ni kaosa sürüklemek için el ovuşturmak, Olağanüstü Büyük Kurultayla ilgili somutlaşmış siyasi irademizi sulandırmaya yeltenmek iyi niyetli bir tavır olarak görülemez.

 Öte yandan yaşanan süreçte hala cevaplanmayan birçok soru bulunmaktadır. MHP’ye yargıda kumpas kurduğu ve paralel yapıya koltuk çıktığı ileri sürülen 12. Sulh Hukuk Mahkemesi Hâkimine, kamuoyunu ve Türk milletini aydınlatmak adına geçtiğimiz günlerde sorduğumuz sorular cevapsız kalmıştır.

Sayın Genel Başkanımız, partimizin grup toplantısında “Biz Milliyetçi Hareket Partisi'yiz. Kırmızı plaka uğruna kırmızı çizgilerimizi silemeyiz, AKP'den kurtulmak hesabına PKK'ya yanaşamaz, ihaneti temize çıkarmak için kökümüzden kopamayız.” ve “Başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanlığı konusunda vereceğimiz destek, sunacağımız herhangi bir katkı zamanın ve şartların ruhuna uygun olacak şekilde yoktur.” şeklinde tarihi bir duruş ortaya koyduktan hemen sonra Yargıtay 18. Hukuk Dairesi üyeleri olağanüstü toplanarak, MHP kongresini onaylayan kararı vermiştir.

24 Mayıs 2016 Türk tarihine kara bir gün olarak geçmiştir. Süleyman Nazif'in İstanbul'un işgal edildiğinde söylediği kara bir günden bu günün pek bir farkı yoktur. Türk devletinin sigortası olan MHP, bu tarihte yargı eliyle işgal edilmek istenmiştir.

Sayın Genel Başkanımız, Ülkücü Hareketin fikir namusunu ve şerefini korumak adına hep dik durdu. Kimseye eğilmedi, bükülmedi. Bugün MHP'de yaşanan süreç bunun ispatı mahiyetindedir.

Ne kadar MHP hasmı, Milliyetçi-Ülkücü hazımsızı varsa paralel panayırda ön sıralarda yerini almıştır.

Birbirlerine hiç benzemeyen, birbirlerinden hiç de hazzetmeyen çürük isimler, düşmanımın düşmanı dostum mantığıyla telaşla MHP’ye karşı icra edilen operasyon yarışına girmişlerdir.

Almanya’nın sözde Ermeni soykırımı iddialarını tanımasına ilişkin açıklama yapanların twitter hesaplarına bir bakınız. Bu vatan hainlerinin MHP kurultayı ile ilgili görüşü nedir, daha önce neler söylemişlerdir? MHP’de bir Genel Başkan adayının şakşakçılığını yapan bu Türklük düşmanları Almanya’ya alkış tutmaktadır.

Türklüğün umudu, Türk milletinin aydınlık geleceği milliyetçi-ülkücü harekettir. Zulme tapanlar, adaleti tepeleyenler, bölünmeyi dileyenler, ayrılmak için el ovuşturanlar, dağılmak için fırsat kollayanlar MHP’ye karşı birleşmişlerdir.

Milliyetçi Hareket Partisi’ne karşı başlatılan ve asıl amacı belli olan karalama kampanyasının kumanda odası Okyanus ötesindedir. Bunu çok iyi biliyoruz.

Partimiz Türkiye’nin bölünmesi ve ayrışması karşısında onurluca ve tavizsiz bir şekilde durmaktadır.

Türk milletinin idari ve yönetim şeklini değiştirmek için sabırsızlıkla bekleyen ve etnik kimliklerin Anayasa’da tanımlanması konusunda ellerini ovuşturanlar partimizi değersizleştirmek ve itibarsızlaştırmak için dört bir koldan saldırmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi ve değerli mensupları çevrilen dolapların, kurulan tuzakların, siyasetin kurnazca ve ahlaksızca tanziminin bir plan dâhilinde yürütüldüğünü görmektedir. Ancak bu karanlık hesabı önce Yüce Allah’ın takdiri bozacak; arkasından da aziz dava arkadaşlarımızın inancı ve değerlerine olan bağlılıkları ortadan kaldıracaktır.

Partimiz, kaynağı ve gücü ne olursa olsun, nereden ve kimden gelirse gelsin her melaneti, tertibi, saldırıyı yok etmeye hazırdır ve bu konuda büyük bir milli heyecana sahiptir.

Kongre süreci ve Milliyetçi Hareketle ilgili fikir beyan edenlerin; Türk milletinin tarihi tecrübesini azıcık da olsa öğrenmeye çalışmasını, özellikle de son iki yüz yılın derin ve yoğun birikiminden faydalanma yollarını aramalarını tavsiye ederim.

Türk milletinin kan ve irfan ile kurduğu son Türk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 2000’li yıllar boyunca, sokulmak istendiği tehlikeli yol, aslında Osmanlı İmparatorluğunun son dönemleri ile büyük benzerlikler taşımaktadır. Son on dört yılda “değişim”,“dönüşüm” ve “yeni” gibi sihirli sözcüklerin arkasına sığınılarak ülkemizin sürüklenmek istendiği nokta, Batılı emperyalist güçlerin Osmanlı’yı yıkım projesinin ismi olan “Şark Meselesi”nin izlerini taşımaktadır. Bugün bu projelerin ismi “Büyük Orta Doğu Projesi” ya da “Genişletilmiş Orta Doğu Projesi” olsa da aslında muhteva olarak bir asır önceki planların tekrar ısıtılarak önümüze konulmasından başka bir şey değildir. Bu çerçevede Türk siyasi ve sosyal hayatını yerel işbirlikçiler eliyle dizayn etme çabaları son sürat devam etmektedir.

Bugün Sayın genel Başkanımız Devlet Bahçeli nezdinde Türklüğü yıkmak için neden yollara düştüler? Peki neden hedef Devlet Bahçeli? Çünkü Devlet Bahçeli 7 Haziran'da “yüzde 60'lık blok”un içinde olmayı reddetti. CHP/HDP operasyonunu havaya uçurdu. Öte yandan Başkanlık sistemine hayır dedi, cumhuriyetin değerlerine sahip çıktı.

Panama tacirleri, Nevada baronları ve yeminli Türkiye düşmanları bedeli ne olursa olsun MHP’yi ele geçiremeyecektir. Son olarak bir kez daha söylüyorum. Milliyetçi Hareket sahipsiz değildir. Okyanus ötesinden beslenen kökü içerideki dış mihraklar amaçlarına ulaşamayacaklardır. Ülkücüler, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyetinin yok edilmesine asla izin vermeyecektir.

Asra yemin olsun ki; oyunu bozacağız.