26.09.2011 - Dil Bayramı münasebetiyle yayınlamış oldukları mesajı.
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin,
Dil Bayramı münasebetiyle yayınlamış oldukları mesajı.
26 Eylül 2011

 

Türk milletinin sahip olduğu en önemli kıymeti ve kültürel gücü tartışmasız güzel dili Türkçe’dir.

26 Eylül 1932 tarihinde yapılan Birinci Dil Kurultayı’nın 79’ncu yıldönümünü kutladığımız bugün de, Türk dilinin yaşayan muazzam bir değer olduğu yeniden idrak edilecektir.

Türk kültürünün varlığını sürdürebilmesi, itibarını kaybetmeden gelecek nesillere ulaşabilmesi her şeyden önce Türkçe’nin yaygın kullanımıyla mümkün olacaktır.

Zira dil; kültürün aktarılmasında, tanıtılmasında ve ortak hislerin uyandırılmasında tarihi bir rol oynamaktadır.

Aziz milletimizin duygu ve düşüncede aynı düzlemde buluşması, iletişimindeki derin ve kopmaz bağ ile sağlanmaktadır.

Dil, yalnızca teknik ve standart bir uzlaşma ve diyalog vasıtası olmayıp; aklın, bilginin, gönlün ve zihniyetin de tercümanıdır.

Millet varlığının oluşumu, nesiller arasındaki irtibatı tabii olarak dil ile hayat ve vücut bulmaktadır.

Dilin kullanımı ve sahiplenilmesi müşterek bir kimliği inşa etmekte ve savunulmasına da ikamesi olmayacak bir katkı sağlamaktadır.

Bu nedenle “Biz Kimiz?” sorusuna verilecek cevabın dilin muazzam anlam hazinesinde gizli olduğunu bilmek ve görmek lazımdır.

Türkçe, Türk kimliğinin güvencesi, teminatı ve dayanağı olduğundan dolayı milletimizin birlikte ve bir bütün halinde bulunmasının yegâne kaynağıdır.

Bu kapsamda güzel Türkçemizin gelişmesi; bilim, sanat, edebiyat dili olarak cazibe merkezi haline dönüşmesi hepimizin en temel milli sorumluluğudur.

Dilimizin doğru ve temiz kullanımı, yabancı kavram ve sözcüklerin pençesine düşmeden iddiasını ve ilkelerini muhafaza edebilmesi herkesin taşıması gereken başlıca görevdir.

Asırlarca olgunlaşarak bugünlere ulaşan ve ecdadımızın kutlu bir emaneti olan Türkçe’nin çok geniş bir coğrafyada kullanılıyor olması, sahip olduğu potansiyelin de bir kanıtıdır.

Ancak son zamanlarda, Türkçe’nin yanına mahalli dillerin yerleştirilme çabalarına ısrar ve inatla devam edildiği görülmektedir.

Ana dil eğitim taleplerinin sürekli olarak mevzi elde etmesi tehlikeli, ayırıcı ve dışlayıcı bir dönemin hızla yaklaştığını göstermektedir.

Unutmamak lazımdır ki, dilde başlayan bir çözülme ve bölünme, millet varlığına bulaşacak ve birlikte yaşamayı imkansız hale getirecektir.

Türkçe’nin aziz millet fertlerinin buluştuğu, anlaştığı, hislerini paylaştığı büyük kültürel cazibe merkezi olmaktan uzaklaşması vahim sonuçlara ve önü alınamaz karşıtlıklara neden olacaktır.

Bölücü emellerin anadilde eğitim isteklerindeki zorlama ve buna da siyasal sorumluluk mevkiinde bulunanların göz yumması Türk milletini geriye götürerek etnik çatırdamanın eşiğine savuracaktır.

Bu karanlık süreci tersine çevirebilmek için; Türkçe’nin, birlikte yaşamanın ve aynı safta sonsuza kadar bulunmanın en belirgin yollarından birisi olduğu kabul ve itiraf edilmelidir.

Güzel ve zengin dilimizi zayıflatacak her girişim, ikinci plana atacak her niyet ve yanına ortak iliştirmeye yeltenecek her amaç milli yüreklerin inanç kalelerine çarpmaktan kurtulmayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin ve Türkçe’yi gururla konuşarak ellerinde ve dillerinde yücelten herkesin Dil Bayramı’nı kutluyorum.

Türkçe’ye eşsiz destekleriyle Türk milletinin iftihar burçları olan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, kutlu ecdadımızı hürmet ve minnetle yad ediyorum.

Yaşayan muhterem şahsiyetlere de sevgi ve saygılarımı sunuyorum.