19.05.2005 - 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Münasebetiyle Yayınladıkları Kutlama Mesajı
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

 

Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı
Münasebetiyle Yayınladıkları Kutlama Mesajı

19 Mayıs 2005

Aziz Türk Milleti,

Sevgili Türk Gençliği,

Millet olarak uzun ve zorlu tarihimiz içinde pek çok önemli mücadele ve zaferimiz vardır. Ancak, bunlar arasında çok ayrı ve anlamı bir yeri olan bir başlangıç adımı vardır ki; bu günün mânâ ve öneminin iyi kavranması gerekmektedir. İşte bu gün özgürlük ve bağımsızlık gibi, varlıkla yokluk gibi çok önemli ve hayatî bir dönüm noktasını ifade eden 19 Mayıs 1919 günüdür. Bu büyük günün, milli mücadelemizin başlangıcının 86. yıldönümünü ve Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun. Ülkemiz ve insanlarımız için yine ve yeniden büyük ve önemli adımlara, hayırlara vesile olsun.

Milletçe büyük bir coşku ile ve yurdun her köşesinde kutlamakta olduğumuz bu günün anlamını kavramak derken, yalnızca bir ülkenin toprakları üzerindeki işgalci güçlere karşı topyekün bir mücadelenin başlatılmasını ve bunun zaferle sonuçlandırılmasını anlamamak ve algılamamak gerekmektedir. Bu gün, aynı zamanda bir milletin yeniden doğuşunun ifadesidir. 19 Mayıs, askeri zaferlerin siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda büyük ve modern bir Türkiye’nin temellerinin atıldığı gün olarak zihinlerde yer tutmalıdır.

Çünkü, 19 Mayıs’ta müstevlilere karşı alevlenmeye başlayan millî bilinç, kısa süre içinde bütün Anadolu’ya yayılmış; millî mücadele harekatı aşama aşama gelişmiş; bağımsızlık ve özgürlük meşalemizin sönmeyeceği, söndürülemeyeceği ilan edilirken; takip eden süreçte Türklüğün tarihine altın harflerle geçen bir destan yazılarak, hem yeni bir devletin kuruluşu hem de bu yeni devletin dinamikleri, öncelikleri, hedefleri ve nitelikleri ortaya konmuştur.

Değerli Vatandaşlarım,

Sevgili Gençler,

Tarihimizi, milletçe elde ettiğimiz büyük ve onurlu başarıları bilmek bizim için iki ayrı nedenle büyük önem taşımaktadır: Bir taraftan geçmişimizle övünç duyup, ecdadımızın her türlü güçlük ve sıkıntıyı nasıl aştığını kavramak; diğer taraftan omuzlarımızdaki yükün ağırlığını, sorumluluklarımızın büyüklüğünü görmek, hissetmek ve ona göre çalışmak. Dolayısıyla, geçmişten hareketle geleceğe yönelik doğru değerlendirmeler yapmak ve hedefler koyabilmek için tarihimizi bilmek ve anlamak mecburiyetimiz vardır.

Çünkü, her yeni nesle düşen ilk ve önemli tarihî görev, kutsal bir emanet olan vatanı, kudsiyetine yakışır şekilde bir sonraki nesle teslim etmektir. Bu mukaddes emaneti bütün güzellikleriyle, millî ve manevî zenginlikleriyle gelecek kuşaklara teslim etmek hepimizin, herkesin boynunun borcudur.

Keza, bu anlayış çerçevesinde Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramlarını rutin törenlerden ibaret görmemek; Büyük Atatürk’ün mücadelelerini, devlet anlayışını, bağımsızlık ve özgürlük tutkusunu, millet sevgisini, milli mücadele ruhunu da bütün boyutlarıyla nesilden nesile aktarmak için bir vesile olarak değerlendirmek gerekmektedir.

Gençliğimizin, milletimize ait olmayan kültürel kodların, Türkiye’ye ufuk açmak yerine önünü kapatacak siyasi ve sosyal akımların etkisinde kalmasının; kendisine, çevresine ve en önemlisi milletine yabancılaşmasının, tutunamayan ve kayıp nesiller oluşmasının önüne geçmek ise yine, ancak bu şuur ve yaklaşımla mümkün olabilecektir.

Ne yazık ki, son yıllarda Türk gençliği üzerinde küreselleşme adı altında sürdürülen hegemonik, saldırgan, dayatmacı sosyal ve kültürel formatların baskıları artmıştır. İçinde bulunduğumuz yüzyılın sadece bizim geçliğimizi değil, bütün milletleri tehdit eden en büyük sorunu da bu yaklaşımlardır. Toplumların adeta kendi aidiyetlerinden, köklerinden, değerlerinden soyutlanarak; empoze edilen tipte, derinlik ve zenginlikten yoksun, milli ruh, duygu ve vicdanın yer almadığı kültür ve değerleri benimsemeye zorlanması hiç kuşku yok ki, bu yüzyılın emperyalist ve sömürgeci mantığının tezahürüdür.

Ancak, bilinmelidir ki, geçtiğimiz yüzyılda tanklarıyla, toplarıyla, en modern silahlarıyla gelip Türkün çelikleşmiş imanı ve süngüsüne mağlup olanlar; bu sefer de yine aynı iman ve milli şuur karşısında umduklarını bulamayacaklardır.

Sevgili Türk Gençliği,

Varlığımızın, birlik ve dirliğimizin teminatı; bugünümüzü yarına ulaştıracak çelik bağımız sizlersiniz. Sizlerin sürekli kendinizi geliştirerek, çalışarak, üreterek sağlayacağınız başarılar bilinmelidir ki, bu ülkenin mutluluğu ve refahının artmasının tek yoludur. Sizlerin yüreğindeki vatan ve millet sevgisi; bağımsızlık ve özgürlük duygusu, çalışma ve başarma azmi ve iradesi milletimizin dünya durdukça varolacağının en büyük kanıtıdır.

Hedefimiz, büyük ve güçlü Türkiye’ye ulaşmak, Cumhuriyet ile demokrasiyi, devlet ile toplumu daha fazla kucaklaştırmaktır. Cumhuriyetimizin 100. yıldönümüne lider ülke olarak kavuşmaktır. Bütün bunları yaparken, birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi bozmamak, milli hasletimiz olan yardımlaşma ve dayanışma anlayışımızı diri tutmak; her türlü kamplaşmalara, toplumsal huzur ve refahı tehlikeye atacak, bizi üzüp, düşmanlarımızı sevindirecek kavgalara .atışmalara fırsat vermemek şarttır.

Unutmayınız ki, hepiniz Türkiye’nin yönetiminde, ekonomisinde, sosyal, kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacaksınız. Bunun içindir ki, erdemli, ilkeli yaşamak, ülke ve millet sevgisini her zaman önde tutmak durumundasınız.

Ülkemizin eğitim alanında yüzyılın seviyesine ulaşması, geleceğimiz açısından büyük önem taşımaktadır. Çağdaş eğitim imkânlarından yararlanmış, kendine güvenen, üreten, araştıran, sorgulayan, çözüm öneren, teknolojiyi kullanabilen şuurlu nesiller Türkiye'nin dünyadaki ilerleme yarışında güçlü olması için vazgeçilmezdir. Bu yarıştaki tek güvencemiz de yine sizlersiniz. Varlığınız, Türkiye Cumhuriyeti'nin sahip olduğu en büyük ve gerçek zenginliktir.

Türkiye, genç nüfusun sorunlarına eğilmek, beklentilerini karşılamaya yönelik politikaları benimsemek ve uygulamak zorundadır. İşsizlik, eğitimde ve diğer alanlarda fırsat eşitliği sağlanamaması gibi sorunlar, ülkemizin sizlere doğrudan yansıyan öncelikli sorunlardır.

Üniversite kapılarında olduğu gibi, uzun eğitim süreçlerini başarıyla tamamlayan ama, yeni iş ve istihdam alanları oluşturulamamasından ötürü adeta diplomalı işsizler haline gelen gençlerimizin sayısının her geçen artması üzüntü vericidir. İktidarın ve bütün unsurlarıyla siyaset kurumunun bu konuyu şu ana kadar sürdürmüş olduğu kısır, pragmatik ve popülist temellere dayalı uslûptan sıyrılarak ele alması, çözümlemesi gerekmektedir.

Büyük Türk Milleti,

Sevgili Gençler,

Milletimizin kendisine vurulmak istenen esaret zincirlerini parçalayıp atma kararlılığının ilk ve en önemli adımı, millete güven ve inancın sembolü, en güç anlarda ve sorunlarda dahi çarenin ancak millette bulunduğunu anlama ve kavramanın kanıtı olan 19 Mayıs’ın 86. yıldönümünü ve Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramını bir kez daha kutluyorum. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, gazilerimizi ve şehitlerimizi şükranla, minnetle ve rahmetle anıyorum.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı