13.06.2007 - Terör Saldırıları ve AKP Hükümetinin Gaflet Tutumu Hakkında Yapmış Olduğu Yazılı Basın Açıklaması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

 

Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin
Terör Saldırıları ve AKP Hükümetinin Gaflet Tutumu Hakkında
Yapmış Oldukları Yazılı Basın Açıklaması

13 Haziran 2007

 

 

Son dönemde kanlı terör tırmanmış, güvenlik güçlerimiz hain saldırıların yoğun biçimde hedefi haline gelmiştir.

Türkiye bugün milli birliğimize ve varlığımıza kastetmeyi amaçlayan alçak bir suikastla karşı karşıyadır.

Bu noktaya gelinmesinin birinci derecede sorumlusu Başbakan Erdoğan ve hükümetidir.

Bugüne kadar etnik bölücülüğe cesaret veren ve güvenlik güçlerimizin terörle mücadelesini zaafa uğratan Başbakan Erdoğan bugünkü kanlı ve karanlık tablonun baş mimarı olmuştur.

Bugün Türkiye’nin en büyük talihsizliği terörün siyasi ve manevi sorumluluğunu omuzlarında taşıyan böyle bir Başbakan tarafından idare ediliyor olmasıdır.

Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki son beyanları tam anlamıyla bir hezeyan ve sorumsuzluk örneğidir.

Terörle mücadele etmek konusunda niyeti, cesareti ve iradesi olmadığını itiraf eden Başbakan çok ağır bir vebal altındadır.

Türkiye’nin milli güvenliğinin sağlanmasının siyasi sorumluluğunu taşıyan Başbakan’ın Anayasal görev ve sorumluluklarını yerine getirmede acze düşmesi bir Anayasa suçudur.

Terörle etkili bir şekilde mücadelenin gereklerinin yerine getirilmemesi, tarihin ve Türk milletinin affetmeyeceği bir gaflet, dalalet ve ihanettir.

Başbakan Erdoğan bunun hesabını da çok yakında Türk adaleti önünde verecektir.

Başbakan’ın bu konudaki son beyanları ile bu hesap dosyası bütün unsurlarıyla tamamlanmıştır.

Türkiye’deki beş bin teröristle mücadele edilemediğini söyleyen Başbakan, sadece aczini ve korkaklığını ikrar etmekle kalmamış, aynı zamanda, bu zaafını Kuzey Irak’a askeri müdahalede bulunulmamasının gerekçesi olarak kullanmak küçüklüğüne düşmüştür.

Başbakan Erdoğan, bu suretle Türkiye’ye düşmanlığı varlık sebebi haline getiren peşmerge lideri Barzani’ye ve onun himayesinde Kuzey Irak’ta yuvalanan kanlı teröristlere ümit, cesaret ve güvence vermiştir.

Kuzey Irak’tan kaynaklanan terör saldırıları karşısında ilk planda Habur kapısının kapatılması gibi siyasi ve ekonomik yaptırımları dahi uygulamayacağını ilan eden Başbakan, bunu müteahhitlik hizmetleri gelirleri ile izah edebilecek kadar dengesini kaybetmiştir.

Türkiye’nin milli güvenliğini ve şehit kanlarını parasal bir denklemin tarafı haline getiren Başbakan’ın gerçek hüviyeti ve niyetleri ifşa olmuştur.

Başbakan’ın başkanlığında dün yapılan terör zirvesi sonrası yapılan sudan açıklama da, bu toplantının göz boyama amacına yönelik olduğunu ortaya koymuştur. Dağ bir kere daha fare doğurmuştur.

Bu açıklamada hükümet ile güvenlik kuvvetleri arasındaki uyumun vurgulanma ihtiyacı hissedilmesi karşısında, 12 Nisan 2007 tarihinden bu yana kamuoyu önündeki açıklamalarla süregelen tartışmaların niye yapıldığının izahı açıkta ve ortada kalmıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi 22 Temmuz 2007 seçimlerinde Aziz Milletimizden yetki aldığı takdirde Türkiye’nin terörle mücadelesini bütün yönleriyle masaya yatıracak ve kuracağı “Terörle Mücadele Araştırma Komisyonu” eliyle bu konudaki bütün sorun ve sorumluları ortaya çıkaracaktır.

Herkes bu günü beklemelidir.

Son dönemde siyasi gelecek derdine düşen Başbakan ve AKP ileri gelenlerinin MHP’yi hedef alan suçlamaları hezeyan sınırlarını da aşmıştır.

Şehit cenazelerindeki acı haykırışlarını suç sayacak kadar kendisini kaybeden Başbakan, bunu MHP’ye saldırmak için bir vesile ve bahane olarak kullanmıştır.

Bu kervana son olarak Başbakan’ın yol arkadaşı Meclis Başkanı da katılmıştır.

Terörle mücadelede güvenlik güçlerimizi zaafa uğratan ve şehit kanı dökülmesinin siyasi sorumluluğunu taşıyan Başbakan ve yol arkadaşları, şehit kanı üzerinden siyaset yapılıyor gibi haksız ve mesnetsiz suçlamalarda bulunmadan önce bu gerçeği hatırlamalıdır.

Ancak, her konuda olduğu gibi bu konuda da hafıza kaybı hastalığı ile malül olan Başbakan’a ve Meclis Başkanı’na buradan bir hatırlatmada bulunmak istiyorum.

16 Haziran Cumartesi günü seçim mitingi için Manisa’da olacağım. Bugün polis kameraları ile aradıkları “Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez” haykırışlarıyla öfke ve acılarını ifade etmeye çalışanların tümü de, aziz şehitlerimizin ruhlarıyla birlikte Manisa Sultanönü meydanında olacaklardır.

Başbakan’ın emrindeki bütün kameraları ve görevlileri de Manisa meydanında bekliyor olacağımızı buradan ilan ediyorum.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı