Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin "6 Özel Harekât Polisinin, Şırnak'ın Silopi İlçesi Cudi Dağı'nda Şehit Düşmesiyle" ilgili yaptıkları yazılı basın açıklaması. - 23 Mart 2012
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
"6 Özel Harekât Polisinin, Şırnak'ın Silopi İlçesi Cudi Dağı'nda Şehit Düşmesiyle"
ilgili yaptıkları yazılı basın açıklaması.
23 Mart 2012

 

Türk milleti henüz Afganistan’dan gelen şehitlerinin matemini tutarken, bu defa da PKK’lı katillerin kanlı saldırısıyla sarsılmıştır.

Şırnak’ın Silopi İlçesi Cudi Dağı mevkiinde, teröristlerin açtığı ateş sonucunda 6 kahraman özel harekât polisimiz maalesef şehit düşmüş, 10 güvenlik görevlimiz de yaralanmıştır.

İnsanlık artığı bölücü canilerin bu hunhar saldırısını lanetleniyor ve nefretle kınıyorum.

Şehit kanlarının yerde kalmaması maksadıyla, AKP aldığı millet yetkisini şereflice ve dürüstçe kullanmalıdır.

Aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet; acılı ailelerine, polis teşkilatına ve büyük milletimize sabır ve başsağlığı diliyor, yaralı kardeşlerimize acil şifalar temenni ediyorum.

Bu son olay milletimizin ciğerini dağlamış, yürekleri yangın yerine çevirmiştir.

Ocaklara ateş düşmüş ve analar ağıtlarla evlatlarının bayrağa sarılı naaşlarını kucaklamışlardır.

Hain saldırılarını tırmandıran etnik bölücü terör, meşum niyetlerine ulaşmak için son kozlarını oynamaya başlamış ve var olan tüm iğrenç imkânlarını harekete geçirmiştir.

Bu kapsamda Türkiye, düşmanlık boyutundaki alçak eylemlerin odağı ve hedefi haline gelmiştir.

Artık ülkemiz sözün, mazeretin ve nafile demeçlerin tükendiği ve bir anlamının kalmadığı vahim bir noktaya ulaşmıştır.

Bugün terörün ve bölücülüğün azmasında ve gemi azıya almasında birinci derecede sorumlu hiç kuşkusuz AKP hükümetidir.

1 Ağustos 2009 tarihinde Polis Akademisi’nde kurdelesi kesilen yıkım projesi, acı ve melun sonuçlarını şehit ve gözyaşı olarak vermeyi sürdürmektedir.

Türk polisini alet eden bölünme kampanyasının, bumerang gibi dönerek polislerimizin ve askerlerimizin kanına mal olduğu tüm netliğiyle ortadadır.

Yıkım koordinatörü başbakan yardımcısının, içişleri bakanlığı görevini yürütürken, emniyet güçlerimizi ne hale getirdiği ve menfur saldırıların nasıl merkezine yerleştirdiği bu son olayla iyice açığa çıkmıştır.

Bu itibarla Başbakan Erdoğan, yıkım koordinatörü başbakan yardımcısını görevinden el çektirilmeli ve siyasi sorumluluğun gereğini yerine getirmelidir.

Terörle etkili ve çok yönlü mücadelenin hem Türkiye'nin içinde, hem de Kuzey Irak'ta yürütülmesi artık kaçınılmazdır.

Kandil Dağı’nda mevzilenmiş terör unsurlarının kökünün kazınması için hükümetin elinde yetki ve arkasında millet desteği fazlasıyla mevcuttur.

Ayrıca, hükümet vakit daha fazla geç olmadan yıkım projesini rafa kaldırmalı, Türk milletinden açıkça özür dileyerek bağışlanma talebinde bulunmalıdır.

AKP ile BDP aynı kirli ve alçak senaryonun iki tarafından tutarak Türk milletini dağılmanın ve çözülmenin ortasına doğru hızla sürüklemektedir.

Bu iki bölücü siyaset yapılanması, önde kavga ederken, arkada görüşmelere devam etmekte ve bölünme sürecinin son rötuşlarını hayâsızca yapmaktadırlar.

Bölücülüğün sözde siyasi statü ve özerklik talepleri bu süreç içerisinde her platformda dile getirilmekte ve dayatmalar alabildiğine AKP’nin göz yummasıyla zemin bulmaktadır.

Buna paralel olarak baharın gelmesini fırsat bilen eşkıya ise, hükümetin sağladığı uygun iklim sayesinde yuvalandıkları inlerinden çıkarak kanlı emellerini gerçekleştirmek için adeta seferber olmuşlardır.

Türk milleti bu yüzden büyük bir suikastla karşı karşıyadır.

Kamuoyuna yansıyan yeni güvenlik konsepti uydurmasının da, farklı bir oylama ve günü kurtarma arayışının ürünü olduğu açık ve meydandadır.

AKP hükümeti bölücülüğe verdiği pirimin, el altından gösterdiği desteğin ve gizli ilişki ağlarıyla temellendirdiği tavizlerin hesabını vermek ve diyetini ödemek durumundadır.

Sonuç olarak, AKP girdiği yıkım yolundan dönmezse, kanlı elleri tutan ve teşvik eden işbirlikçi yaftası sonsuza kadar yakasına asılacak ve Türk milleti bu müflis siyaset zihniyetini eninde sonunda cezalandıracaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi, aziz milletimizin ferasetine sonuna kadar inanmakta ve üzerine düşen ne varsa yapmaya kararlı olduğunu herkese tekrar duyurmaktadır.