10.06.2012 - Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Isparta Belediyesi tarafından düzenlenen Temel Atma Töreninde yapmış oldukları konuşma.
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
Isparta Belediyesi tarafından düzenlenen Temel Atma Töreninde
yapmış oldukları konuşma.
10 Haziran 2012

 

Aziz Vatandaşlarım,

Muhterem Ispartalılar,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Sayın Basın Mensupları,

Isparta’da olmaktan, sizlerle buluşmaktan dolayı son derece heyecanlı ve mutluyum.

Hepinizi en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Bizleri buluşturan Cenab-ı Allah’a şükrediyorum.

Isparta Belediyemizin başarılı çalışmalarını bir kez daha görmek ve bazı hizmetlerin temelini atmak maksadıyla bugün bir araya geldik.

Burada, belediyenin iftihar edilecek çalışmalarını görünce milletim ve siz değerli Ispartalı kardeşlerim adına çok sevindiğimi ifade etmeliyim.

Bu itibarla Belediye Başkanımız Sayın Yusuf Ziya Günaydın Bey’i gayretli ve çalışkan belediyecilik anlayışından dolayı kutluyorum.

Kendisine destek veren, yardım ve katkılarını sürekli gösteren belediye meclis üyelerine ve Isparta Belediye Başkanlığı’nın her kademesinde görev ifa eden çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum.

Elbette sabır ve fedakârlığın yol göstericiliğinden ayrılmayan, partimizin görüş, düşünce ve projelerini Isparta’nın her köşesine, her hanesine ulaştırmak için üstün çaba sarfeden başta partimiz il başkanı olmak üzere, tüm teşkilat yöneticilerimize ve aziz dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.

Isparta’nın semalarında yükselen üç hilalin ve bu çerçevede yürüyen belediye hizmetlerinin, başarılı çalışmaların vatandaşlarımıza hayırlı uğurlu olmasını tüm yüreğimle diliyorum.

Bu duygularla hepinize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.

 

Değerli Ispartalı Kardeşlerim,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Bir yıl bile dolmadan Isparta’ya ikinci defa gelmenin sevincini yaşıyorum.

16 Ekim 2011 tarihinde Isparta Belediyemizin tertiplediği toplu temel atma ve açılış törenlerine katılmıştım.

Bu tarihten dokuz ay önce temeli atılan belediye hizmetlerini sizlerle buluşturmuş, yeni eserlerin kazandırılması için ise adım atmıştık.

Belediyemizin verdiği sözleri kısa süre içerisinde yerine getirmesi gerçekten örnek ve ayrıcalıklı bir başarı olarak ortaya çıkmıştı.

Belediye Başkanımız Sayın Yusuf Ziya Günaydın Bey’in ve değerli çalışma arkadaşlarının yoğun girişim ve gayretleriyle;

√       Ortadoğu’nun en büyük Bims Blok Fabrikası hayata geçmiştir.

√       İçme suyu depoları ve ishale hatları yapılmıştır.

√       Tüm şehiriçi içme suyu depoları ve pompa istasyonlarıyla ilgili tek merkezden kontrol ve müdahale sistemi gerçekleştirilmiştir.

√       İçme suyunu güvenli hale getirmek için klorlama sistemi temin edilmiştir.

√       İçme suyu pompa istasyonları ekonomik, modern tesisler haline getirilmiştir.

√       Şehiriçi ulaşımı sağlayan otobüsler yenilenmiştir.

√       Yol yapım asfalt ve altyapı çalışmaları konusunda önemli mesafeler alınmıştır.

√       Isparta’nın yeşilliğini artırmak amacıyla ağaç dikilmiş, 12 adet yeni yeşil alan ve park kullanıma açılmıştır.

Bunlar Isparta Belediyesi’nin gurur listesidir.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin onur sahifesidir.

Ispartalı kardeşimin rahatlığını ve ihtiyacını gözeten anlamlı adımlar ve takdire şayan icraatlardır.

Görüyorum ki, var olan hizmet siyaseti, projeci ve durmayı hiç aklından geçirmeyen belediyecilik iddiası Isparta’yı imar etmekte, daha da gelişmesi için samimiyetle çalışmaktadır.

Isparta güzelleşmektedir.

Isparta değişmektedir.

Isparta kalıplarını yarmakta, kilitlerini kırmaktadır.

Çok şükür Isparta önüne açılan hendekleri aşmaktadır.

Belediyemizin yaktığı hizmet ateşi; Bağlar Mahallesinden Davraz Mahallesine, Fatih Mahallesinden Gülistan Mahallesine, Hisar Mahallesinden Keçeci Mahallesine, Batıkent Mahallesinden Ayazmana Mahallesine kadar her yeri ısıtmakta ve ışıtmaktadır.

Ispartamız’da hem gül kokmakta, hem de umut bağlarındaki goncalar açmaktadır.

Hem sorunlar çözülmekte, hem de yüzler gülmektedir.

Ne mutlu sizlere ki, Isparta ayağa kalkmaktadır.

Bu güzel vatan köşesi belini doğrultmaktadır.

Üç Hilalle kendine gelmektedir.

Yolları yapılmakta, köprüleri onarılmakta, sokak araları parlamakta, tesisler açılmakta ve Isparta bendine sığmamaktadır.

Bundan sonra da, Isparta Belediyemizin hiç kimseyi ayırt etmeden, kökenine ve mezhebine bakmadan, burada yaşayan her bir kardeşimi Cenab-ı Allah’ın bir emaneti kabul edeceğini biliyor ve öyle olmasını gerektiğine de inanıyorum.

Özellikle altını çizmek isterim ki;

√       Bizim anlayışımızda yapay ayrımlar, ısmarlama ayrılıklar, montaj küslükler yoktur.

√       Bizim idrakimizde ideolojik veya inanç temelli hiziplere, tahrik edilerek belirginleşen çatışma dinamiklerine geçiş yoktur.

√       Bizim gözümüzde Doğulu Batılı, Kuzeyli Güneyli tasnifi bulunmamaktadır.

Bizim için herkes büyük Türk milletinin eşit ve onurlu birer ferdidir.

Demokrasi ve özgürlük sözlerini paravan yaparak binyıllık hukuku bozmaya çalışanlar, bizim için kötülüğün ve ihanetin misyonerleridir.

Buna çanak tutanlar, her alana yaydıkları sindirme kampanyasını ileri demokrasi diyerek yutturmaya çalışanlar işbirlikçilikten ve bölünmenin teşrifatçısı olmaktan yakalarını kurtaramayacaktır.

Bize göre kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur.

Isparta’nın ekmeğini yiyen, suyunu içen her bir kardeşim milletimizin bir parçasıdır, vazgeçilmez bir değeridir.

Bizim için bu vatan üzerinde kimin nerede doğduğu ya da nerede doyduğu önemli değildir.

Biz bu vatanın her bir karışına, her santimetrekaresine aynı göz, aynı duygu ve aynı bağlılıkla yaklaşırız.

Bunun için bin yıllık kardeşlik hukukunu savunur, yüceltir ve sahipleniriz.

Kimseyi ayırmaz, kimseyi kayırmaz, kimseyi hor görmez ve kimseyi ötekileştirmeyiz.

Çünkü son yurdumuzun üzerinde yaşayan her bir kardeşim bizim için paha biçilmez bir değer ve etnik kantara vurularak ölçülemeyecek kadar bütünleşmiş bir hazinedir.

Bunun için Isparta’ya kim nereden gelirse gelsin; rızkını aramak, çareyi bulmak ve geleceğini şekillendirmek kaygısında olan kardeşlerime de elimizi uzatacağız ve ocaklarının yanıp yanmadığını mutlaka dert edineceğiz.

İftiharla söyleyebilirim ki, belediyeciliğin nasıl olması gerektiğini, aziz vatandaşlarımla nasıl iç içe geçileceğini ve hizmetlerin sunumunda ne kadar heyecanlı olunacağını Isparta Belediyemiz şimdiye kadar hamd olsun göstermiştir.

Katılımcı, herkesi kucaklayan, sorunlara hemen müdahil olan, dürüstlükten asla ayrılmayan, ayrımcılığa fırsat tanımayan ve mesai mefhumuna hiç takılmayan özellik ve işleyişle belediyemiz Göller Yöresi’nde yıldız gibi parlamaktadır.

Her zaman söylediğim gibi bize göre belediyecilik; dokunmaktır, temastır, hissetmektir ve kararlılıkla sorunlara eğilmektir.

Belediyecilik gülümseyen yüzdür, uzatılan eli geri çevirmeyen cömertliktir, darda kalanların insani acil yardımıdır.

Nitekim belediyecilik güven demektir, sıcaklık vermektir ve mutlaka insani değerlerin yaşatılmasıyla anlam ve zenginlik kazanacaktır.

Hizmet mücadelesinde, imar ve inşa çabalarında gayret göstermek belediyeciliğin bir gereğidir.

Ispartalı kardeşlerimin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla var gücüyle çaba sarfeden bir yönetim ve irade azmini görmekten gerçekten kıvanç duyuyorum.

Belediye başkanlarımızın, gücünü asla makamlarından, koltuklarından değil, desteğini ve duasını esirgemeyen aziz vatandaşlarımızdan aldıkları ortadadır.

Biz, insanların en hayırlısının yine insanlara en fazla hizmet eden ve faydası dokunan olduğunun bilincindeyiz.

Doğaldır ki, siyasi sorumluluğunu üstlendiğimiz belediyeleri bir emanet olarak devraldık ve bu büyük millet sorumluluğunun altına bedeli ne olursa olsun girdik.

Bunun için diyorum ki, çaresizlikten kıvranan kardeşlerimiz olduğu sürece daha yapacaklarımız çok fazladır.

Bakışları solgun kardeşlerimiz var olduğu sürece daha işimiz çoktur.

Evlerinde kömürü olmayan, sofrasında yiyecek ekmeği, içecek sıcak çorbası bulunmayan kardeşlerimiz bulunduğu müddetçe bize huzur ve uyku yoktur.

İşte Isparta Belediyemiz, büyük bir azim ve inançla bariyerleri aşarak, zorlukları geçerek, iktidar marifetiyle vatandaşlarımızla aralarına örülmeye çalışılan duvarları yıkarak millet vazifesini yapmaya çalışmaktadır.

Belediyemiz Isparta’nın her hanesine girerek rıza almaya, her eli tutarak gönül kazanmaya, her sorunu çözerek dua elde etmeye kararlıdır ve bundan da asla ödün vermeyecektir.

Bu itibarla AKP Hükümeti’nin baskıları Isparta Belediyemizi yıldıramayacaktır.

Üç Hilalin haşmetini gölgelemeyecektir.

AKP müfettişlerinin tacizleri ve alçakça tertipleri yolundan döndüremeyecektir.

İmzasız şikâyet mektuplarıyla suç oluşturmak ısrarlı yürüyüşünü bozamayacaktır.

Isparta’dan bir kez daha duyurmak isterim ki;

Şayet Başbakan ve hükümeti; hırsızları, uğursuzları, ihale tacirlerini, belediye kaynaklarını yağma edenleri merak ediyorsa çevrelerine ve birbirilerinin yüzlerine bakmaları yeterli olacaktır.

Bu çerçevede baktıkları yerde;

√       Yolsuzluk batağına saplanmış AKP’li belediyeleri göreceklerdir.

√       Milletin parasına ve vergisine el koyarak cebini doldurmakla meşgul olan haramzadeleri göreceklerdir.

√       Devleti soymak konusunda güç birliği sağlamış AKP patentli menfaat kervanını göreceklerdir.

Ve elbette bütün bunları görünce de kendilerini görmüş olacaklardır.

Milliyetçi Hareket Partisi’ni usulsüzlüklerle, şaibelerle, şayialarla ilişkilendirmeye çalışmak büyük bir iftiradır.

AKP Hükümeti ne yaparsa yapsın; kendi açığını kapatamayacaktır.

AKP Hükümeti ne yaparsa yapsın; girdiği yolsuzluk tünelinden çıkamayacaktır.

Ve AKP ne yaparsa yapsın haram yiyenlerden, çalmayı masumlaştıranlardan dolayı iki cihanda da hesaba çekilmekten kurtulamayacaktır.

AKP zihniyeti, belediyelerimize ilişmekten ve hesap yapmaktan artık vazgeçmeli, kirli tezgâhlarına son vermelidir.

Karanlık emellerinden dolayı nedamet getirmeli, kıskançlıklarından beslenen müfteriliklerine dur demelidir.

Biz bugüne kadar yapılan zulüm ve eziyetleri durmaksızın not ediyoruz ve iftira cephesinin gözü dönmüş densizlerini inatla takip ediyoruz.

Allah’ın izniyle; haksızlıkların, hukuksuzlukların, tertiplerin ve zalimliklerin hepsinin üstesinden bir gün geleceğiz ve bunları yapanların yanına bırakmayacağız.

Şüphe etmeyiniz ki, AKP’den yapılanların hesabını misliyle soracağız ve inşallah çalmada ustalaşanları adaletin önüne çıkaracağız.

 

Muhterem Ispartalı Kardeşlerim,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Türk milleti 941 yıldır Anadolu coğrafyasını yurt tutmuştur.

Yaklaşık 9 asırdır bu aziz vatan coğrafyasını evi, hanesi, ocağı ve namusu bellemiştir.

Fetihlerle sevinmiş, bozgunlarla üzülmüştür.

Acılara katlanmış, hüzünleri yenmiştir.

Felaketleri göğüslemiş, ıstırapları geçmiştir.

Her ne olursa olsun büyük milletimiz;

√       Asaletinden bir şey kaybetmemiştir.

√       Merhametinden ve şefkatinden uzaklaşmamıştır.

√       İddiasından ve ideallerinden ayrılmamıştır.

√       Ülküsünden ve ilkelerinden taviz vermemiştir.

Bir olmuş, iri olmuş ve diri olmuştur.

Bir olmuş, beraber olmuş ve iyi durmuştur.

Sevinçlerini, özlemlerini, beklentilerini kilimlere dokumuştur.

Kederlerini ağıtlara dökmüş, coşkusunu türkülerle buluşturmuş, şenliğini oyunlarla büyütmüş ve sevdasını şiirlerle yetiştirmiştir.

Bu doğrultuda bin yıllık sürede solmayacak, sökülmeyecek bir kardeşlik gülünü filizlendirmiştir.

Dikene aldırmadan, engele takılmadan kardeşliğin mis kokan bağında ümitlerini gezdirmiş, hayallerini sulamıştır.

√       Bin yıllık bereketli kucakta bağlılık ve fazilet ninnisini söylemiştir.

√       Bin yıllık rahmet beşiğinde sadakat ve duygudaşlık hislerini beslemiştir.

√       Ve bin yıllık mukaddes beraberlikte ekmeğini, suyunu, işini ve mahallesini paylaşmıştır.

Kimse kimsenin kökenini, inancını ve mezhebini araştırmamış, ayıklamamış ve ayrıştırmamıştır.

Türk milleti etnik kimlik tanım ve tasniflerle yapay ayrımların çekim alanına kapılmamış, bin yıllık kutlu varlığını harabeye çevirecek oyunlara düne kadar düşmemiştir.

Altını kalın olarak çizmek isterim ki;

Fıkralarla, masallarla, destanlarla, deyişlerle, manilerle ve hikmetli ifadelerle birbirimize sokulduk, birbirimize sarıldık.

Dille, tarihle ve gelecekte var olma bilinciyle aynı kader gemisine birlikte bindik.

Sazla, sözle, sanatla ve geleneksel değerlerimizin ikramıyla iç içe geçtik, birbirimizin yemini olduk.

Kıblemiz tek, dualarımız aynı oldu.

Gözyaşlarımızın ve sevinçlerimizin kaynağı benzer oldu.

Bu itibarla birlikte güldük, birlikte ağladık.

Birlikte aynı safa girdik, aynı hizada ellerimizi açtık ve Cenab-ı Allah’a şükrettik, niyazlarda bulunduk.

Peygamber efendimizin tebliğine her birlikte sarıldık, hep beraber onun mübarek izinden yürüdük.

Bu şartlar altında biz Türk milleti olduk.

Doğulusuyla batılısıyla, kuzeylisiyle güneylisiyle müşterek çarpan kalp olduk.

Atan nabız, bakan göz, dokunan el, yanan yürek ve yarınlara yürüyen milli hedef haline geldik.

Bu nedenle kutsal ve tarihi nitelikli bin yıllık çınarı yıpratmaya, çürütmeye veya kesmeye kim olursa olsun gücü ve dermanı yetmeyecektir.

Çünkü bu art niyetlilerin karşısında birlik nağmesinden, kardeşlik dizesinden ilhamını alan Milliyetçi Hareket Partisi durmaktadır.

Türk milletini tarihi şark meselesinin izdüşümünde, etnik kimliklere geriletmek, ufalamak ve küçültmek için uğraşanlar mutlaka akıllarını başlarına almalıdır.

Bu kapsamda anamuhalefet CHP’nin sözde Kürt sorunu çerçevesinde başlattığı görüşme ve temas trafiğini de son derece mahsurlu ve tehlikeli gördüğümüzü buradan tekrarlamak isterim.

Kürt kökenli kardeşlerimle, sorun kelimesini yan yana getirmek her şeyden önce nimet ve had bilmezliktir.

Bugün Ispartalı kardeşimle, Şırnaklı kardeşimin temel hak ve özgürlüklere ulaşmada bir farklılığı var mıdır?

Yozgatlıyla Hakkârilinin siyasetten ticarete kadar, bu alanlarda faaliyet gösterebilmesinin önünde bir engel bulunmakta mıdır?

Kim kimden üstün veya kimin kimden daha fazla ya da eksik yanları vardır?

Bu durum karşısında Kürt sorunundan nasıl bahsedilmektedir?

Türk milletinin tüm fertleri bin yılda karılan harcın ve bin yılda olgunlaşan hürmetin eşit, saygın ve onurlu birer mensubudur.

Bu tarihi gerçeği görmezden gelerek Kürt kökenli kardeşlerimi sorunla aynı kaba sokmak millet varlığına vurulan hançerdir ki, bunun tek ismi vardır; o da hıyanettir.

Eklemeliyim ki terörü Kürt kökenli kardeşlerimle çakıştırmak ise başlı başına aşağılık bir yaklaşımdır.

Türkiye’nin Kürt sorunu yoktur ve olmayacaktır.

Vardır diyenler, yüzyıl önceki küresel hesap ve güçlerin bugünkü zaman diliminde piyonluğuna ve uşaklığına soyunanlardan başkası değildir.

Dün imparatorluk coğrafyasını bölüşen herkesçe malum mihraklar, bu topraklar üzerinde mezhep ve etnik ayrımcılığını da körüklemişler, fitili ateşlenmiş bölünme bombasını şerefsizce aramıza atıp kenara çekilmişlerdir.

Bunun altında da hiç şüphesiz Birleşik Krallığın hesap ve tahrikleri olduğu açıktır.

Bugünkü sınırlarımıza toprak ve insan kayıpları eşliğinde gerilememizde elbette devamlı tetiklenen uluslararası tezgâh ve tuzaklar çok etkili olmuştur.

Tarih her şeyiyle ortadadır ki;

√       Aramıza nifak ektiler Ortadoğu’yu kaybettik.

√       Varlığımıza ayrımcılık mikrobunu bulaştırdılar kutsal toprakları ve Balkanları yitirdik.

Ve nihayetinde de Türk milletini son vatanından çıkararak birbirine düşürmek maksadıyla etnik ve mezhep ikiliğini ısmarladılar ve körüklediler.

Sözde Kürt sorununun mucitlerinin amacı bellidir.

Türk milletini etnik kimlik değirmeninde öğütmek ve ezmektir.

İşte böylesi bir ihanete AKP ve CHP alet olmaktadır.

Bugün milletimizin muhatap olduğu büyük bir sorunu vardır.

Onun da ismi bölücülük ve terör sorunudur.

Türk milletinin ve devletinin bekası bu kapsamda büyük bir tehdit altındadır.

Hayat ve varlık haklarımız kuşatmadadır.

CHP, AKP ezberi olan analar ağlamasın istismarına sığınıp sözde Kürt sorununun elçiliğine soyunacağına terörle ve bölücülükle nasıl mücadele edileceği konusundaki fikirlerini ileri sürmelidir.

Peki, sözde Kürt sorunundan bahsedenler lafı dolaştırmadan, eğip bükmeden amaçlarının ne olduğunu, gündemlerinde nelerin bulunduğunu, akıllarında nelerin yer ettiğini mutlaka izah etmeli ve milletimize de açıklamalıdır.

Mesela Türk milletinin ismiyle ilgili gizli bir hedef var mıdır?

Anayasa hazırlığı paralelinde sinsi bir çalışma bulunmakta mıdır?

Türk kimliği, Türklük bilinci, Türkçe ve üniter devlet yapısıyla ilgili kafalarda ne gibi şeyler bulunmaktadır?

Bu soruların cevaplarını AKP’de, CHP’de ilan etmelidir.

Ispartalı kardeşlerim şu gerçeği bilmelidirler ki, CHP’nin öneri diye gündeme taşıdığı 10 maddelik “Çöküş planı”nın yalnızca iki yerinde terör ifadesine öylesine yer verilmiş, bölücülük sorununa ise hiç değinilmemiştir.

Üstelik, TBMM bünyesinde “Toplumsal Mutabakat Komisyonu”, sivil alanda da TBMM bağlantılı ve koordineli şekilde faaliyet gösterecek “Akil İnsanlar Grubu” oluşturulması ile ilgili düşüncesi; PKK’nın, İmralı canisinin gündeme getirdiği önerilerinin tıpatıp aynısıdır.

Şimdi bize dönüp PKK’nın tekliflerini görüşmemiz konusunda çağrılarda bulunulmaktadır.

Hatta “Ne olmuş ismi de değiştiririz” diyerek, bizim yalnızca isme takıldığımız CHP Genel Başkanı tarafından iddia edilmektedir.

Biz şekle değil öze, zarfa değil mazrufa bakıyoruz.

Bu saatten sonra, yalnızca isim değişikliğiyle bizim PKK’nın tekliflerini görüşebileceğimizi sananlar büyük bir handikap ve hata içinde olduklarını bilmelidir.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin; bir dediği bir dediğini tutmayan, akşam başka sabah başka konuşarak yeni olduğunu söyleyen, ama sadece yeniliği bölünme olarak gören bir kafa yapısıyla konuşmak şöyle dursun, bir araya gelmesi dahi mümkün değildir.

Bizimle hiç kimse Türk milletinin dağılmasını müzakere edemeyecektir.

Kapılarımız bölünmede tokalaşan niyetlere sonuna kadar kapalıdır.

Uludere havarilerine sırtımız dönüktür.

CHP boşuna çırpınmamalı, daha fazla gururuyla oynamamalıdır.

AKP, CHP ve BDP’den oluşan şeytan üçgeni biraraya gelerek planlarını masaya yatırmaları ve elele milletimizi zehirlemenin mesai çalışmasını yapmaları kendi fıtratlarına uygundur.

Bize vebal hatırlatması yapıp, sözüm ona çözüm sürecini sabote ettiğimiz iftirasını atanlar; evvela iki yıl önce analar ağlamasın diyerek Türkiye’yi bu noktaya getiren Habur’cu yıkıma laf yetiştirmelidir.

MHP’yi suçlamayı bırakarak, hayatlarında bir defa utanmaları varsa PKK’ya ve bölücülere yönelik ağızlarından bir karşı duruş ve itiraz çıkmalıdır.

Bizim için terör ve bölücülük sorunu ortadan kalkmadıktan sonra Türk milletine huzur gelmeyecektir.

Eğer AKP terörü bitirecekse, bilinsin ki biz kaybetmeye varız.

Bölücülüğün kökünü kurutacaksa biz haksız çıkmaya ve iktidara gelmemeye de hazırız.

Türk milleti kazandıktan, refah ve saadet ortamına kavuştuktan sonra zaten bize de gerek kalmayacaktır.

Biz milli ve manevi konuları siyasi kaygılarla ve oy hesaplarıyla değerlendirecek ve ölçecek düşüklüğü Allah’a şükürler olsun ki hiç göstermedik, bundan sonra da göstermeyeceğiz.

Bunun için önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben demeyi bir ilke kabul ettik ve bu yoldan da hiç ayrılmadık.

Unutulmasın ki Milliyetçi Hareket Partisi;

√       Türk milletinin tarafındadır.

√       Bölünmeye, milleti 36’ya taksime ve farklılık kışkırtıcılığına sonuna kadar karşıdır.

√       Doğrunun, hakkın, temizliğin ve birlikte yaşama inancının yanında ve temsilcisidir.

√       Milletimizin hak ve menfaatlerinin savucusudur.

√       Güvenlik ve özgürlük beklentisinin ve dengesinin benimseyicisidir.

√       Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bir bütün olduğu kararlılığının arkasındadır.

İftiharla söylemek gerekirse, Milliyetçi Hareket Partisi;

√       Ülkemizin ağır sorunlarının bilincindedir.

√       Her mesele için kapsamlı çözüm hazırlıkları vardır.

√       Huzur, refah ve kalkınma için projeleri tamamdır.

Biz çalışkan belediyemizin Isparta’da yaptıklarını, Türkiye sathına yaymak istiyoruz.

Buradan Isparta Belediyemizin değerli başkan ve çalışma arkadaşlarını bir kez daha kutluyorum.

Bu heyecanın, çok yakın bir gelecekte siyasal iradeye yansıyacağına yürekten inanıyorum.

Çünkü Türkiye’nin ve Türk milletinin kurtuluşu için başka ümit ve çare kalmamıştır.

Bu süreçte karşımıza çıkarılacak her türlü engeli de sizlerin desteği ve Cenab-ı Allah’ın izniyle mutlaka aşacağız ve mutlaka başaracağız.

Buradan sizlerin aracılığınızla yurdumuzun her köşesine bir çağrıda bulunmak istiyorum:

Gelin kavgadan, kargaşadan medet ummayalım.

Yıllardır kutuplaşmaya kucak açanlara artık derslerini verelim.

Türkiye'nin geleceğini hep birlikte inşa edelim.

Allah bize milletsiz devlet, devleti olmayan millet, etnik öbeklere ayrılmış kuru bir kalabalık inşallah nasip etmesin.

Bu vesile ile tüm Ispartalı kardeşlerimi ve aziz dava arkadaşlarımı bir kez daha sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene.