09.07.2002 - Olağanüstü Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı Basın Açıklaması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
Olağanüstü Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı Basın Açıklaması
9 Temmuz 2002

 

Sayın Basın Mensupları,

Bugün saat 19.00'da olağanüstü toplanan Merkez Yönetim Kurulumuz son günlerde hız kazanarak yeni bir boyuta ulaşan siyasî gelişmeleri değerlendirmiş ve aşağıdaki hususların aziz milletimizin bilgisine ve dikkatine arzedilmesine karar vermiştir.

1- Bilindiği üzere, üç yılı aşkın bir süredir işbaşında olan 57. Hükümet, Türk Milleti'ne önemli hizmetlerde bulunmuş ve çok hayatî kararların altına imza atmıştır. Üç farklı dünya görüşüne sahip siyasî partinin oluşturduğu koalisyon hükümeti, faaliyetlerini Türk siyasî hayatında eşine az rastlanan bir uzlaşma ve uyum anlayışı içinde sürdürmüştür.

İç ve dış gelişmelerin yoğunlaştığı ve karmaşıklaştığı bir dönemde işbaşında bulunan 57. Hükümet tarafından uzun yılların birikimi olan sorunlara neşter vurulmuş, yapısal reform sürecinde ciddî adımlar atılmıştır. 57. Hükümetin, çok ağır şartlara rağmen başarılı bir yönetim tarzı ve icraat hükümeti örneğini oluşturduğu diğer dönemlerle mukayese edildiğinde görülecektir.

2- Milliyetçi Hareket Partisi'nin, hem seçim öncesinde hem de seçim sonrasında ortaya koyduğu ilkeli, seviyeli ve tutarlı siyaset anlayışı ile "uzlaşma ve atılım hükümeti" prensibinin 57. Cumhuriyet Hükümeti dönemine damgasını vurduğuna şüphe bulunmamaktadır. Her türlü karalama ve yönlendirme kampanyaları ile kışkırtmaların varlığı, Milliyetçi Hareket Partisi'nin ortaklık hukukuna ve koalisyon adabına saygılı ve bağlı bir siyasî anlayışın savunucusu ve uygulayıcısı olma kararlılığını engelleyememiştir.

Dünyanın her demokratik ülkesinde ve ülkemizin her döneminde rastlanan hükümet içi tartışmalar ve farklılıklar, 57. Hükümet döneminde de gözlenmiştir. Ancak bu tür sorunlar, genellikle iyi niyetli bir anlayışla ele alınarak aşılmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi'nin bu durumlardaki temel tavrını, Türkiye'mizin ve milletimizin hassasiyetleri ve çıkarları ile koalisyon protokolü ve hükümet programı belirlemiştir. İnanıyoruz ki, Milliyetçi Hareket Partisinin bu önder ve örnek siyaset anlayışının değeri, sadece geçmişteki uygulamalara bakıldığında değil, gelecekte de anlaşılacak ve takdir edilecektir.

3- Bütün bu zorlu ama önemli hükümet etme süresinde, özellikle de 2001 yılı başında ortaya çıkan ekonomik kriz sürecinde, bazı medya organlarından da destek alan iç ve dış odaklı siyaset terzileri boy göstermeye başlamış, millete rağmen siyaset elbiseleri biçmeye çalışmıştır. Bu süreçte, hem krizi atlatmak için, hem de ahlâkî ve demokratik değerlerle bağdaşmayan bu tür teşebbüsleri engellemek için, Milliyetçi Hareket Partisi yine onurlu ve ilkeli bir mücadele yürütmüştür. 2001 yılı içinde sürdürülen tartışmalar, siyaset mühendisliği faaliyetleri ve mucize tüccarlarının takdim ediliş biçimleri hatırlandığında, bu gerçekler şüphesiz daha iyi anlaşılacaktır. Bu kampanyalar da kullanılan slogan ve iddiaların hatırlanması, Türk siyasetinin gelecekte alacağı biçim üzerindeki oyunların anlaşılması ve boşa çıkarılması açısından da çok önem arzetmektedir.

4- 2001 yılında "siyasî güvensizlik" kavramı etrafında odaklanan siyaseti demokrasi dışı yollarla şekillendirme çabaları, 2002 yılında "siyasî belirsizlik" kavramı ön plana çıkartılarak devam etmiştir. Bu süreçte, siyasî ve ekonomik istikrarı en çok vurgulayan bazı sivil toplum örgütleri ve medya çevreleri, ne yazık ki bu tür çabaların ve projelerin içinde bilinçli ya da bilinçsiz olarak yer almış; sonuçta ekonomik ve siyasî istikrara zarar veren bir rol üstlenmeye başlamıştır. Zorlukları millet ve devlet olarak huzurlu ve istikrarlı bir şekilde aşmak, bunun için fedakârlık yapmak ve söylemlerine özen göstermek yerine, kendi dünyalarının doğrularını "evrensel veya mutlak doğru" olarak empoze etmenin yollarını aramışlardır.

Unutulmamalı ki, siyasetin kendi kulvarı ve mantığı dışından yapılan her türlü baskılar, tabiî olarak yeni gerilimlere ve açmazlara kapı aralamıştır. Kısacası, "siyasî belirsizlik" sloganı altında sürdürülen kampanyalar, sonuçta hem siyasî hayatımızın hem de ekonominin giderek kırılgan bir nitelik kazanmasında rol oynamış, piyasaların aşırı hassas bir iklimde yaşamalarına yol açmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, bu hesap ve çabaların sahiplerini, gerçekleri çok yönlü değerlendirmeye, duyarlı ve sorumlu davranmaya davet etmektedir.

5- Bilindiği üzere, "siyasî belirsizlik" sloganı altında açık ve gizli olarak yürütülen faaliyetler ile kamuoyuna yapılan açıklamaların merkezinde, ağırlıklı olarak "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği konusu" ile Sayın Başbakanın rahatsızlığı yer almaktadır. Türkiye'de bazı çevreler, Türk toplumunu bazen yanlış bazen de eksik bilgilendirme ve yönlendirme pahasına Avrupa Birliği üyelik sürecimizi "ölüm kalım meselesi" haline dönüştürmüş ve "Avrupa Birliği karşıtlığı" adı altında hayalî düşmanlar icat ederek yoğun bir kampanya yürütmeye başlamıştır.

Bugün gelinen noktada çok daha iyi görülmektedir ki, Avrupa Birliği meselesini "yangından mal kaçırma" aceleciliğiyle ele alanlar amaçlarına ulaşmak için, Sayın Başbakanın sağlık sorunlarını da fırsat bilerek siyasî hayatımızı yeniden şekillendirme çabalarına hız vermişlerdir.

Milliyetçi Hareket Partisi, bazı iç ve dış menfaat odaklarının, hem milletimizin değer ve hassasiyetlerini hiçe sayan, hem de demokratik ilke ve değerleri yok sayan bu tür girişimlerine seyirci kalması, tabiî ki mümkün değildir. Partimiz, her zaman olduğu gibi, Türk Milleti'ne ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ebedî varoluş davasına derinden bağlılığının bir sonucu olarak, gerekli uyarıları yapmış ve tavrını açıkça ortaya koymuştur. Bundan sonra da aynı şekilde, sadece Türk insanının beklentileri ve Türkiyemizin geleceği için gerekli her türlü kararı çekinmeden alacak ve uygulayacaktır.

6- 07 Temmuz 2002 Pazar günü Bursa'da yaptığımız değerlendirme ve önerilerimiz; duyarlı, millî ve ahlâkî değer ve görüşlerimizin bir gereği olarak ifade edilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi, her zaman Türk Milletine karşı samimî ve dürüst bir anlayışı benimsemiş, özü ve sözü bir bir siyaset yaklaşımını uygulamanın gayreti içinde olmuştur. Bunun için de, doğruluğuna inandığımız düşüncelerimizi, gözlemlediğimiz gelişmeleri Türk milletiyle açıkça ve dürüstçe paylaşmayı yüksek bir erdem kabul etmişizdir. Siyaseti bugüne kadar tutarsızlıklar ve ilkesizlikler süreci haline getirenlerin, Milliyetçi Hareket'i bazen kendileriyle karıştırma yanılgısı içine düştükleri görülebilmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin, ne geçmişinde ne de bugünün de "siyasî blöf"ün hiç yeri olmamıştır. Biz, milletimize verdiğimiz her sözün sahibiyiz ve sonuna kadar da arkasındayız.

Unutulmamalı ki, Milliyetçi Hareket Partisi, Türk Milleti'ne rağmen bir şey yapılamayacağını, çeşitli mahfillerde oluşturulan senaryoların amacına ulaşamayacağını göstermek için, her zaman her yerde yüksek sesle haykırmasını bilmiştir. Çünkü, bizim için çeşitli iç ve dış odaklar tarafından çizilen programlar ve hedefler değil, milletimizin varlığı, talepleri, geleceği her zaman tek belirleyici olmuştur, bundan sonra da böyle olmaya devam edecektir.

Çağrımız, bir yandan sürekli siyasî belirsizlikten dem vurup diğer yandan ülkemizin siyasî ve ekonomik istikrarsızlık iklimine sürüklenmesine hizmet edenleredir. Gideceğimiz nihaî hakem bellidir. Bu, çeşitli oyunları tezgahlamak isteyen iç ve dış menfaat odakları değildir. Nihaî hakem, engin sağduyusuyla en doğruyu ortaya koyacak olan Türk Milleti'dir. Hiç kimsenin, kendisini millî iradenin yerine koyarak Türkiye'yi sonu belirsiz maceralara sürüklemeye ve siyasî arayışlara girmeye hakkı yoktur.

Merkez Yönetim Kurulu, bu amaçla erken seçimlerin 03 Kasım 2002 günü yapılmasını kararlaştırmak üzere TBMM'nin 01 Eylül 2002 Pazar günü olağanüstü toplantıya çağrılmasını kararlaştırmıştır.

Sonuç olarak ifade etmek isteriz ki, ülkemizde siyasetten ekonomiye kadar bütün kişi ve kuruluşlar görev ve sorumluluklarının idrakî içinde olmak durumundadır. Sadece siyasî partiler değil, ekonomik aktörler ve medya da, Türkiye'ye ve Türk Milleti'ne karşı sorumluluklarının şuuru içinde hareket etmek zorundadır. Herkesin, basit siyasî ve ekonomik çıkar hesaplarının, gelecekte ne kendilerine ne de ülkemize bir yararının dokunmayacağının hesabını da iyi yapmaları gerekmektedir.

Milletimiz emin olmalıdır ki, ülkemizin kısa süreli dalgalanmalar ve fırsatçıların oyunları dışında bir kaos ortamına sürüklenmesi mümkün değildir. Her dönemde hangi kuralların uygulanacağı anayasamızda ve yasalarımızda açıkça belirlenmiştir. Bunun için endişe edilecek ve paniğe kapılacak herhangi bir durum söz konusu değildir.

Her şart altında Büyük Türk Milleti'nin hizmetinde ve emrinde olan Milliyetçi Hareket Partisi, gelişmeleri yakından izlemekte, yanlış ve çarpık oyunların bozulması için elinden gelen bütün gayreti ortaya koymaktadır.

Gayret bizden, takdir Yüce Allah'tan, destek aziz milletimizdendir.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı