29.09.2002 - 3 Kasım Seçimleri, Seçim Beyannamesi Tanıtım Toplantısında Yapmış Oldukları Konuşma
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
3 Kasım Seçimleri, Seçim Beyannamesi Tanıtım Toplantısında
Yapmış Oldukları Konuşma
29 Eylül 2002

 

Basınımızın değerli temsilcileri,

Kıymetli arkadaşlarım,

Bilindiği üzere, 3 Kasım seçimlerinde nihai aşamaya gelinmiş, siyasi partiler seçime yönelik hazırlıklarını büyük ölçüde tamamlamıştır. Bu gün, Partimizin Türkiye'nin onurlu geleceğine ilişkin hedef ve politikalarını sizlerle paylaşmak ve milletimizin takdirine sunmak amacıyla bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Bu vesileyle yüce milletimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Davetimize icabet ederek toplantımızı şereflendiren basınımızın kıymetli temsilcilerine hoş geldiniz diyorum.

Sizlerce de takdir edileceği üzere, 1990'lı yıllar Türkiye için bir çok açıdan kayıp yıllar olmuştur. Sürekli çözümsüzlük üreten hakim siyasi anlayışlar, ülkemize çok ağır bir ekonomik, sosyal ve siyasi bedel ödetmiştir. Bu ağır tablo toplumumuzda bıkkınlık ve yılgınlık psikolojisinin yaygınlaşmasına yol açmıştır. Kısır siyasi çekişmelerin ülke çıkarlarının önüne konulduğu bu dönemde gelecek endişesi ve ümitsizlik doruk noktasına ulaşmıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi, 18 Nisan seçimleri sonrası işte böyle bir kargaşa ve bocalama ortamında, ülke ekonomisinin geçici bir bütçeyle yönetildiği bir süreçte Hükümet sorumluluğunu üstlenmiştir.

Bu hatırlatmayı yapmamız, bir mazeret üretme çabasını değil, gerçekçi bir durum tespitini ifade etmektedir. Geçmişin değerlendirmesini elbette bütün yönleriyle aziz milletimiz yapacak ve vicdan terazisinde en doğru hükmü verecektir.

Milliyetçi Hareket, iktidar ortaklığı döneminde, Türk siyasetine çok önemli değerler kazandırmıştır. Yeni bir siyaset üslubu ve sorumlu yönetim tarzı getirmiş, seviyeli ve yapıcı siyaset anlayışı ile sorumluluk ahlakının demokratik hayatımızda yer etmesine özen göstermiştir.

Koalisyon şartlarında istikrarın korunması için gereken her türlü yapıcı katkıyı sağlayan Milliyetçi Hareket, ülke çıkarları için sorumluluk almaktan çekinmemiş ve bunun karşılığında siyasi bedel ödeyebileceğinin hesabını yapmamış, Parti endişeleriyle hareket etmemiştir.

Milliyetçi Hareket, ortağı olduğu 57. Hükümet döneminde yaptıkları ve yapamadıklarıyla bugün büyük Türk milletinin huzuruna vicdan ve gönül rahatlığı içinde ve başı dik olarak çıkmaktadır. Takdir tabii ki yüce milletimizindir.

Sayın basın mensupları,

Değerli arkadaşlarım,

Bizler, 3 Kasım seçimlerinin Türkiyemiz için yeni bir dönemin başlangıcı olacağına yürekten inanıyoruz. İnşallah, ülkemiz, seçimlerle birlikte tarihinin en zor dönemlerinden birini geride bırakmış olacaktır.

3 Kasım seçimleri sonrası dönem, hem siyasi, hem de ekonomik hayatımız bakımından, şüphesiz çok büyük önem taşımaktadır.

Ekonomi alanında yaşanan sıkıntıların aşılması, özellikle de başlayan ekonomik büyüme sürecinin devam ettirilerek hızlanarak dar gelirli toplum kesimlerinin refaha kavuşması, yeni Hükümeti bekleyen en öncelikli görevlerden biri olacaktır. Bu konudaki düşüncelerimiz ve hazırlıklarımız aziz milletimize ayrıntılarıyla açıklanacaktır.

Ekonominin ayağa kaldırılması kadar acil ve önemli bir diğer konu da, Türkiye'de siyasi alanda yeni bir dönüşüm sürecine olan ihtiyaçtır.

Son yıllarda yaşanan gelişmelerin tahribatı, sadece ekonomi alanıyla sınırlı kalmamıştır. Siyaset kurumu ve siyasetçiler de büyük yara almış, büyük itibar kaybına uğramıştır. Özellikle son dönemde şahsi çıkar ve siyasi gelecek hesaplarıyla neredeyse bütün ahlakî ölçülerin bir kenara itilebildiği görülmüştür.

Bu amaçla, siyasi istikrar ortamının tehdit edilmesinden ve nazik ekonomik dengelerin göz ardı edilmesinden bile çekinilmediği ibretle izlenmiştir. Milletin içinde yer almadığı arayışlara girilmiş, milli iradeyi hiçe sayan zorlamalar yapılmıştır.

Bütün bu gelişmeler, Türkiye'de yeni ve güçlü bir siyaset kültürünün gelişmesi ve demokratik geleneklerin kök salması için önümüzde kat etmemiz gereken uzun yol bir olduğunu göstermiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Ekim 2002 tarihinde açılmasıyla birlikte bu oyunların yeniden sahneye konulmasına çalışılacağı görülmektedir. Millet desteğini kaybeden bazı partilerin, Türk siyasetinin zaaflarından biri olan "küskünler hareketini" de yanlarına alarak son bir denemede daha bulunacakları anlaşılmaktadır.

Ancak, bu nafile çabalar, Türk demokrasisine de, bu zorlamaları yapanlara da itibar kazandırmayacaktır. Çünkü, böyle bir durumda kaybeden, siyaset kurumu ile sağlıklı bir büyüme sürecine kavuşması gereken ekonomimiz olacaktır.

Unutulmamalı ki, ülkemizin millî varlığı ve geleceğiyle ilgili çeşitli senaryoların üretildiği, entrikaların çevrildiği ortamlar, millî iradenin hakemliğine de en çok ihtiyaç duyulduğu ortamlardır.

Seçimler, aynı zamanda demokratik siyasi hayatın ve toplumun emniyet sigortasıdır. Toplumların talep ve beklentilerinin dile getirildiği bu güçlü zemini çok iyi kullanmak hayatî öneme sahiptir.

Seçimleri erteleme çabaları, millî iradeyi hiçe sayan çeşitli odakların, yine siyaset kurumunu zayıflatarak etkinliklerini arttırmak isteyen çevrelerin işini kolaylaştıracaktır.

Bunun için diyoruz ki, hiç kimsenin hiçbir gerekçeyle, ülkemizi yeni hükümet krizlerine, meşruluk tartışmalarına sürüklemeye hakkı yoktur.

Büyük Türk milleti ve her açıdan güçlendirmeye çalıştığımız Türk demokrasisi, bu tür oyunlara layık değildir. Milli iradeyi dışlayarak siyaset yapılamayacağı, böyle bir siyaset anlayışının sahiplerine de fayda sağlamayacağı, artık kabul edilmelidir.

Türkiye bu çirkinlikleri artık geride bırakmalı, Türk Milleti'ne yeni hayal kırıklıkları yaşatılmamalıdır.

Değerli basın mensupları,

Muhterem dava arkadaşlarım,

İnşallah, 3 Kasım seçimleri sonrası dönem, ahlaki değerlerin siyasi hayatımıza bütünüyle hakim olması ve siyasi istikrarın bu temelde yasal ve kurumsal bir teminata kavuşturulması açısından, bir siyasi onarım dönemi olacaktır. Onurlu ve başı dik bir gelecek isteyen aziz milletimizin beklentilerinin karşılanması için bu fırsat heba edilmemeli, çok iyi değerlendirilmelidir.

Önümüzdeki bu süreçte, yaşanan bütün gelişmelerin doğru bir şekilde anlaşılması ve bunların arkasındaki gerçek amaçların doğru teşhis edilmesi büyük önem taşımaktadır.

Son dönemde, aslında, ekonomik krizden çıkışın uzamasıyla, yeryüzü cenneti propagandasıyla Türk milletinin özgüveninin zayıflatılması ve milli direncin kırılması amaçlanmıştır. Türk milletinin kendi hasletlerine, ülkesinin imkanlarına ve tarihine güvenmesinden rahatsız olanlar, ancak bu güvenin kaybolduğu bir ümitsizlik ve boşluk ortamında kendilerine yer bulabileceklerini hesaplamışlardır.

Ancak, bu çevrelerin unuttuğu, Türk milletinin en ağır ve ümitsiz şartlarda bile milli şuurunu dimdik ayakta tuttuğu gerçeğidir. İnanıyoruz ki, bu gerçek 3 Kasım'da sandık başında bir kez daha görülecektir.

Özellikle Avrupa Birliği ve seçim süreciyle ilgili konularda yaşanan tartışmalar ve sergilenen tutumlar, bunun için mutlaka doğru ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirilmelidir.

Geriye baktığımızda şu hususların hatırlanması yerinde olacaktır: Avrupa Birliği konusu Türkiye için adeta "var olma veya yok olma" meselesi olarak ortaya konulmuştur. Adaylık sürecimiz, Türkiye'nin tüm sıkıntılarını giderecek sihirli bir reçete, bir "yeryüzü cenneti" olarak takdim edilmeye çalışılmıştır.

Türk milletinin Avrupa Birliği konusunda şartlandırılması için her çaba sarf edilmiş ve teslimiyetçi bir anlayış Türkiye'nin karşısına bir kader olarak çıkarılmak istenmiştir.

Milliyetçi Hareket, hem Avrupa Birliği'nin tutarsız tavrına ve dayatmalarına, hem de ülkemizdeki teslimiyetçi zihniyete, milli sorumluluk anlayışının bir gereği olarak tek başına karşı çıkmıştır. Milliyetçi, ve demokrat kimliğinin bir gereği olarak hakkaniyetli ve onurlu üyelik sürecini savunmuştur. Durum böyle iken, bu ilkeli ve gerçekçi duruşumuz Avrupa Birliği karşıtlığı olarak gösterilmek istenmiştir.

Ancak, aziz milletimiz bu konudaki gelişmeleri ve gerçekleri, artık daha iyi bilmekte ve herkesin esas niyetini daha iyi değerlendirmektedir. Önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmeler, bu konudaki gerçeklerin bütün yönleriyle açığa çıkmasını ve görülmesini sağlayacaktır.

Aziz milletimiz bu gerçeklerle karşı karşıya geldiğinde, Milliyetçi Hareketin, ve dolayısıyla savunduğu milli değer ve duyarlılıkların bazı çevrelerin doğrudan hedefi haline gelmesinin nedenlerini daha iyi kavrayacaktır.

Giderek görülmektedir ki, erken seçim süreci konusunda yaşananlar da aynı senaryonun bir parçası olarak sahneye konulmuştur.

Milliyetçi Hareket, siyasete dışarıdan müdahaleyi amaçlayan siyasi entrikaları boşa çıkararak milletin hakemliğine başvurulmasını savunduğu için de suçlanmıştır. Partimiz, demokrat kimliğinin ve demokrasiye inancının bir gereği olarak emanetin sahibi olan millete gidilmesini istediği için, haklı uyarıları ve duyarlı bakış açısını küçümseyen çevrelerin boy hedefi haline getirilmiştir.

Bütün bunların Türkiye'nin önünü tıkamakla hiçbir ilgisinin bulunmadığı, bilakis ileride ülkemiz üzerinde oynanacak oyunları bugünden görerek milli görevimizi yerine getirme kararlılığını ifade ettiği açıktır. Milliyetçi Hareket'e yönelik haksız eleştirilerin tesadüf olmadığı ileride çok daha iyi anlaşılacak ve Türk Milleti bunu gereğince değerlendirecektir.

Sayın basın mensupları,

Değerli dava arkadaşlarım,

Partimiz, 3 Kasım seçimlerinin aziz milletimizin geleceğe umutla ve güvenle bakacağı yeni bir dönemin başlangıcını müjdeleyeceğine yürekten inanmaktadır.

Milliyetçi Hareketin Türkiye'nin gücüne ve parlak geleceğine ilişkin hiçbir endişesi bulunmamaktadır. Aziz milletimiz de bu konudaki özgüvenini ve başarıya inancını asla kaybetmemelidir.

Hiç şüphe yok ki, onurlu bir gelecek, ancak buna inanların ve bu inancı ayakta tutanların eseri olabilir.

Milliyetçi Hareketin temel hedefi, ülkemizi 21.yüzyılda barış ve istikrarın teminatı güçlü bir lider ülke konumuna getirmek ve bunun için gerekli tüm şartları hazırlayıp her alanda zihnî ve kurumsal yenilenmeyi mümkün kılmaktır.

Milliyetçi Hareket, Türkiye'nin onurlu geleceğini milletinden alacağı güç ve yetkiyle, yine milletimizle birlikte hazırlayacaktır.

Bugün aziz milletimize açıklamakta olduğumuz Seçim Beyannamesi, Türkiye'nin saygın, etkin ve zengin bir ülke olması hakkındaki temel görüş ve politikalarımızı içeren gerçekçi bir siyasi taahhüt belgesidir.

"Türkiye'nin Onurlu Geleceği" ismini taşıyan bu belge, Milliyetçi Hareketin böyle bir onurlu gelecek ufkunu ortaya koymaktadır.

İnanıyoruz ki, ekonomiden sosyal hayata, siyasi yapımızdan dış politikaya her alanda ülkemizin onurlu geleceğini inşa süreci, Türk Milleti'nin temel ve ortak özlemidir.

Milliyetçi Hareket, bugün bu özlemin sesi ve güvencesi olarak tarihin ve milletimizin huzurundadır.

İnanıyoruz ki, gelenekten geleceğe uzanan yürüyüşümüz, Türk insanı ve Türkiye için kutlu ve onurlu bir yürüyüştür.

Değerli Basın Mensupları,

Muhterem arkadaşlarım,

Ülkemizde yaşanan sorunların temelinde, her alanda yozlaşma kültürünün hakim olduğuna inanan partimiz; ilkeli, tutarlı ve temiz siyaset anlayışıyla kalitenin ve ahlakın toplumsallaştırıldığı bir düzeni öngörmektedir.

Partimizin stratejik hedefi, ülkemizi barış ve istikrarın teminatı, güçlü ve lider bir ülke konumuna getirmektir. Bu amaçla siyasi, sosyal ve ekonomik beklenti ve ihtiyaçların karşılanması için gerekli bütün tedbirleri alarak köklü reform süreçlerini kendi dinamikleri içinde sonuçlandıracağız.

Milliyetçi Hareket Partisi;

· Ekonomik istikrarı sağlamaya ve sürekli kılmaya yönelik "Ekonomide Toparlanma ve Dönüşüm Programı"

· Her alanda yolsuzluk ve yozlaşmayı önleyerek dürüstlük kültürünün tesisini ve hizmet sunumunda kalitenin artırılmasını amaçlayan "Toplumsal Ahlak ve Kalitenin Tesisi Projesi,"

· Vatandaşa hizmeti ve vatandaşın güvenini esas alan, etkin ve verimli çalışan Akıllı Devlet'in tesisini sağlamak için "Toplumsal Dönüşüm

· Sürecinde Devlet ve Yönetim Reformu," temel projelerinin yanı sıra, sektörlere yönelik temel hedef ve politikaları içeren Seçim Beyannamesi ile Yüce Türk Milletinin huzuruna çıkmaktadır.

Partimiz, 3 Kasım seçimlerine bu kararlılık ve anlayışla girmekte ve tek başına iktidarı hedeflemektedir. Milliyetçi Hareket, tek başına iktidarında;

1- Demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işletilerek; demokratik siyasi kültürün yerleştiği, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, kanunilik yerine en geniş anlamda hukukun üstünlüğünün tesis edildiği ve her alanda adaletin hakim kılındığı siyasi ve hukuki bir düzenin oluşturulmasını,

2- Başta kamu yatırımları olmak üzere, yatırımların yüksek teknoloji gerektiren ve katma değeri yüksek mal ve hizmet üreten alanlara yöneltilmesini öngören bir sanayileşme stratejisi ile istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme yapısının tesisini,

3- Rekabetçi piyasa ekonomisini ve özel teşebbüsü esas alan, kaynakların rasyonel kullanıldığı, yeterli yatırım ve üretimin sağlandığı, adil bir gelir bölüşümünün tesisini,

4- Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi temel ihtiyaçların tümüyle eksiksiz olarak karşılandığı, insan onur ve haysiyetine yakışır sosyal düzenin oluşturulmasını,

5- Belirlenmiş politikalara göre tavır alan değil, dünya ölçeğinde siyasi, sosyal ve ekonomik politikaları yönlendiren, öncelikle bölgesinde süper güç, 2023 yılında da "Lider Ülke" olmayı hedefleyen bir dış politikanın uygulanmasını,

6- Bir sembol ve anlaşma aracı olmanın ötesinde, bizi millet yapan temel kıymetlerden biri olduğu gerçeğinden hareketle, yüzlerce kuşak boyunca atalarımızın düşünce ve tarihî tecrübelerin katkılarıyla şekillenen Türkçe'nin, Türk Dünyasında kullanılan ve anlaşılabilen ortak bir kültür ve bilim dili olmasının sağlanmasını,

7- Ülkemizin birliği ve dirliği için, siyasi ve ekonomik istikrarın toplumsal istikrarla birlikte ahenkli bir üçgen oluşturarak yoksulluk, işsizlik ve yolsuzlukla mücadele etmek üzere milli bir seferberliğin başlatılmasını,

8- Kültürel ve ahlaki yozlaşmanın giderilmesi için, bilgili ve şahsiyet sahibi nesillerin yetiştirileceği bir eğitim sistemi oluşturulmasını,

9- Avrupa ile siyasi ve ekonomik bütünleşme ve AB üyeliği hedefinin gerçekleşmesi için gereken çaba ve sorumluluğa, günübirlik siyasi mülahazaları aşan milli ve gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşılmasını,

10- Avrupa ve Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Orta Doğu ülkeleri ile ilişkileri en üst seviyeye çıkarılarak, bu ülkelerle ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel alandaki işbirliğinin zenginleştirilmesini,

11- Milletimize evrensel normlarda hizmet sunulması için "devlet milleti için vardır" anlayışından hareketle, vatandaşa hizmeti ve vatandaşın güvenini esas alan, e-Devlet'in hakim olduğu, etkin ve verimli çalışan, şeffaf kurum ve kurallardan oluşan "Akıllı Devlet"in tesisini hedeflemektedir.

Bu hedeflerin; ilkeli ve temiz siyaset anlayışımız, yetişmiş kadrolarımız, Yüce Türk Milleti'nin engin sağduyusu ve Cenab-ı Allah'ın yardımı ile gerçekleşeceğine inancımız tamdır.

Basınımızın değerli temsilcileri,

Kıymetli arkadaşlarım,

Şimdi de konuşmamın başında temel özelliklerinden ve unsurlarından bahsettiğim Seçim Beyannamesinde yer alan hedef ve politikalara kısaca değinmek istiyorum.

Uygulayacağımız dört yıllık Ekonomide Toparlanma ve Dönüşüm Programının temel amaçları;

· Ekonomide sürdürülebilir bir büyüme ortamını tesis ederek işsizlik ve yoksulluğu azaltmak,

· Enflasyonu dört yıllık bir dönem sonunda tek haneli rakamlara kalıcı bir şekilde indirmek,

· Kamu açıklarını azaltmak ve kamu borç stokunu sürdürülebilir bir seviyeye çekmektir.

Bunun yanı sıra:

· Rekabetçi piyasa ekonomisini geliştirmek ve hukuki alt yapısını güçlendirmek,

· Ekonominin küresel etkinlik yeteneğini artırmak,

· Yatırım ortamını iyileştirmek,

· Mali sistemi ve sermaye piyasalarını güçlendirmek ve küçük yatırımcıyı korumak,

· Özelleştirmeyi sağlıklı ve etkin bir şekilde tamamlamak,

· Kamu mali yönetimi ve mali kontrol sistemini yeniden ele almak,

programımızın yapısal unsurlarını oluşturmaktadır.

Ekonomik Program kapsamında, yoksulluk ve işsizliği azaltmaya yönelik politikalar uygulanacak, yeterli geliri olmayan vatandaşlar sosyal yardım programlarıyla desteklenecektir. Bölgeler arası gelişmişlik farkları giderilecek, geri kalmış bölgelerde sevgi ve kardeşliği güçlendirilecek politikalar uygulanacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi, enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürerek dört yıllık bir dönem sonunda yüzde 5'e çekmeyi hedeflemektedir. Enflasyonun aşağı çekilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması için öncelikle kamu açıklarının ve kamu borç stokunun azaltılarak kamu kesiminin mali piyasalar üzerindeki baskısı giderilecektir.

Enflansyonsuz bir ortamda sürdürülebilir büyüme yapısal reformlarla desteklenerek gerçekleştirilecektir.

Ekonominin orta-uzun vadede sağlıklı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması için yalnız iç talebin değil, dış talebin de belirlediği bir ekonomik yapı oluşturulacaktır.

Ekonomiyle ilgili kurum ve kuruluşların koordineli çalışması ve daha etkin bir ekonomi yönetiminin sağlanması için Ekonomi Bakanlığı kurulacaktır.

Yüksek teknoloji gerektiren ve katma değeri yüksek mal ve hizmet üreten alanlarda yapılan yatırımlar teşvik edilecektir.

Ekonomide oluşan kaynakların daha fazla özel sektör tarafından kullanılmasını hedefleyen Partimiz, yurtiçi tasarrufların artırılmasına ve mali kesimin derinleşmesine yönelik tedbirlere ağırlık verecektir.

Gelirler politikası verimlilikle ilişkili ve ileriye dönük olarak uygulanacak, harcamalarda israf ve verimsizliğin önüne geçilecek, vergi oranları artırılmaksızın, verginin tabana yayılması suretiyle vergi gelirleri artırılacaktır.

Vergiye ilişkin temel yaklaşımımız, vergi politikamızı orta ve uzun dönem için tespit edilmiş bir vergi stratejisine göre belirlemektir. Herkesin mali gücüne göre vergi ödediği adaletli bir vergi sisteminin oluşturulması öngörülmektedir.

Bu çerçevede, vergi kanunları tümüyle gözden geçirilerek, uygulamada basitlik ve etkinlik sağlanacaktır.

Vergi sistemine ilişkin temel düzenlemelerin gerçekleştirilmesi ve vergi idaresinin yeniden yapılandırılması için gerekli olan iki yıllık süreyi takiben mali milat uygulamaya konulacaktır.

Vergi mükelleflerinin özel ya da resmi işleri ile ilgili belgelendirdikleri tüm harcamaların gider konusu yapılması sağlanacaktır.

Katma değer vergisi genel oranı kademeli olarak aşağı çekilerek tek oran uygulamasına geçilecektir. Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, damga vergisi ve harçlar gibi işlem vergilerinde oranlar düşürülerek, bu vergilerin kayıt dışı ekonomiyi teşvik etmesi önlenecektir.

Asgari ücret üzerinden vergi alınmayacak, diğer çalışanların gelirlerinin de asgari ücret kadar kısmı vergi dışı bırakılacaktır.

Etkin bir borç yönetiminin sağlanabilmesi için öncelikle borçlanma politikalarının siyasi otoriteden etkilenmeyecek ve uyguladığı politikaların sonuçlarından sorumlu olacak bir borç idaresiyle yürütülmesi sağlanacaktır.

KİT'lerin özelleştirme ve tasfiye işlemleri etkin ve saydam bir şekilde sonuçlandırılacaktır.

Kamu yatırım programı rasyonelleştirme faaliyetleri kapsamında, halen 8,5 yıl olan proje stokunun ortalama tamamlanma süresi dünya standardı olan 5 yıla çekilecektir.

Serbest döviz kuru politikası uygulanmaya devam edilecektir. Ancak, kısa dönemde kurlarda aşırı dalgalanmalara ve spekülatif hareketlere müdahale edilecektir.

Türkiye Kalkınma Bankası yeniden yapılandırılarak, etkin çalıştırılacak ve hizmet alanı tarım ve esnaf kesimini de kapsayacak şekilde genişletilecektir.

Borsanın yönlendirilmesi ve spekülasyon yapılması engellenerek, özellikle küçük tasarruf sahipleri korunacaktır.

İhracatta; katma değeri yüksek, bilgi yoğun ürünler ihraç etmek; alım gücü yüksek, genç nüfuslu, dinamik, dünya ticaretinde önemi artan pazarlara yönelmek; komşu ülkelerle ticareti geliştirmek; nihai tüketiciye ulaşmak gibi stratejiler benimsenecektir.

İhracat performansı açısından önemi gözetilerek, başta enerji olmak üzere girdi maliyetlerini ucuzlatacak tedbirlere önem verilecektir.

Türkiye'nin uzak pazarlara ihracat yapmasını teminen demiryolu ve deniz taşımacılığına ağırlık verilecektir.

Kısa vadeli sermayenin giriş ve çıkışı engellenmeyecek, ancak yurt içinde daha uzun süre kalmasına yönelik tedbirler alınacaktır.

Uluslararası rekabet gücüne sahip yüksek katma değerli mal ve hizmet üretmek, ileri teknoloji transferini gerçekleştirmek, istihdam artışı sağlamak, yönetim kapasitesi ve işgücü kalitesini geliştirmek amacıyla, milli menfaatlerimizi gözeten; kanunlara, çevreye ve insana saygılı doğrudan yabancı sermayeye her türlü kolaylık sağlanacaktır.

Doğrudan yabancı sermayenin ve özel sektör yatırımlarının özendirilmesi için, bürokratik işlemleri basitleştiren ve tüm işlemlerin tek bir yere başvuruyla çözülmesini mümkün kılacak düzenlemeler yapılacaktır.

Altın, toryum ve benzeri kıymetli madenlerle ilgili projeler desteklenecek ve gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılacaktır.

Bor ürünleri üretiminin ve ihracatının artırılması amacıyla Etibank'ın mevcut yatırım projeleri tamamlanacak, Ar-Ge'ye kaynak ayrılarak katma değeri yüksek yeni bor ürünleri geliştirilecektir.

Nükleer enerji programının biran evvel ve aksatılmadan yürürlüğe konulmasıyla ilgili olarak kamuoyu oluşturulacaktır.

Temiz enerji kaynaklarından biri olan su potansiyeli maksimum düzeyde kullanılarak hidroelektrik enerji üretimi artırılacaktır.

Demir yollarının yük ve yolcu taşımacılığı içindeki payı yükseltilecek, "İstanbul Tüp Geçiş Projesi" ile "Kars-Tiflis Demiryolu Projesi" uygulamaya konulacaktır.

Ülkemizin bilgi ve iletişim teknolojisinde dış bağımlılığı azaltılarak bu teknolojiyi üreten ve ihraç eden ülkeler arasında yer alması temin edilecektir.

"Serbest Sağlık Bölgeleri" oluşturularak, hem yatırım ve istihdam imkanı sağlanacak, hem de sağlık turizmi yoluyla turizm gelirlerimiz artırılacaktır.

Basınımızın değerli temsilcileri,

Kıymetli dava arkadaşlarım,

Takdir edileceği üzere, istikrarlı bir şekilde büyüyen ekonomimizin yaratacağı yeni imkanlarla birlikte toplumsal sorunlarımızın, özellikle yoksulluğun ve işsizliğin çözümü mümkün hale gelecektir. Diğer bir deyişle, üretim ekonomisi tesis edilmek suretiyle; üreten, istihdam yaratan ve üretilen değerden bu süreçte yer alan her kesimin katkısı ölçüsünde adil pay almasını sağlayan bir sosyal refah düzeni oluşturmak temel amacımızdır.

Yoksullukla mücadelenin esasını üretim ekonomisi oluşturacaktır. Bölgeler arası gelişmişlik farklarının giderilmesi ve yerel üretim potansiyelinin harekete geçirilmesi için kamu-özel sektör işbirliği geliştirilecektir.

Gazilerin, şehit ailelerinin, terörle mücadele ederken mağdur ve malül olanların ve özürlülerin öncelikli olarak işe yerleştirilmeleri sağlanacaktır.

Sosyal dayanışma ve kardeşliğin pekiştirilmesi için terörden zarar görmüş vatandaşlarımız, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kaynaklarından desteklenecektir.

İşsizlik yardımı ödeme programı başlatılarak, ailelere sosyal koruma sağlanacaktır.

Temel ihtiyaçlar ile eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerin yoksul kesimler için ulaşılabilir ve kullanılabilir olması sağlanacaktır. Zorunlu temel eğitimin gerektirdiği harcamaların aile bütçesi üzerindeki yükü hafifletilecektir.

Ekonomide rekabetin korunarak tekelci oluşumların önlenmesi, istihdam yaratılması, gelir dağılımındaki dengesizliklerin giderilmesi, yeni girişimcilerin ekonomiye kazandırılması, sosyal barışın korunması, bölgeler arası dengesizliklerin giderilmesi amacıyla KOBİ'ler desteklenecektir.

Sınır illerimizdeki gelişmenin yetersizliği göz önüne alınarak, sınır ticareti yeni bir düzenlemeyle kontrollü olarak geliştirilerek il ekonomilerine katkısı sağlanacaktır.

Tarım ürünlerinin desteklenmesinde arz açığı olan ürünlerde prim sistemi devam edecek; doğrudan gelir desteği ödemeleri belli bir plan dahilinde gecikmeye meydan verilmeden yapılacaktır.

Ülkemizde "gıda güvenliği ve güvenilirliği"nin çağdaş normlara ulaştırılması, tüketicinin sağlıklı ürünler tüketmesi, tüketicinin korunması ve bilinçlendirilmesi yönündeki çalışmalar üzerinde hassasiyetle durulacaktır.

Tarımsal ürünlerle ilgili "Vadeli Ürün Borsaları" yaygınlaştırılacaktır.

Bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması, özel sektörün güçlendirilmesi, girişimcilik ve rekabet ruhunun geliştirilmesi amacıyla, sanayi açısından potansiyel arz eden illerde Bölgesel Kalkınma Ajansları kurulacaktır.

Basınımızın değerli temsilcileri,

Kıymetli arkadaşlarım,

Ekonomik hedef ve politikaların ardından sizlere sosyal hedef ve politikalarımızla ilgili bilgi vermek istiyorum.

Eğitim sistemi, bilgi toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatılmış, uluslararası rekabet yeteneğine sahip teknoloji kültürü gelişmiş insan gücünün yetiştirilmesini sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılacaktır.

Eğitim ve öğretimde imkân ve fırsat eşitliği sağlanacak, toplumun bütün fertlerinin ilgi, eğilim ve yetenekleri doğrultusunda eğitilmesi esas olacaktır.

Eğitimin bütün kademelerinde yabancı dille eğitim yapılmasına son verilerek, öğrencilere en az bir yabancı dilin iyi bir şekilde öğretilmesinin alt yapısı oluşturulacaktır.

Zorunlu temel eğitim süresi 12 yıla çıkarılacaktır.

Orta öğretim başarısını esas alan ve fırsat eşitliğini gözeten bir üniversiteye geçiş sistemi uygulamaya konularak, üniversite giriş sınavı kaldırılacaktır.

Gençlerin boş zamanlarını değerlendirebilecekleri, kişisel yeteneklerini keşfedebilecekleri, çeşitli sosyal ve kültürel imkanlardan ve bilimsel bir anlayışla yürütülen rehberlik hizmetlerinden yararlanabilecekleri gençlik merkezleri kurulacaktır.

Millî ve manevî değerlerin korunması ve geliştirilmesi amacıyla aile kurumu güçlendirilecek, aile bireyleri arasındaki bağlılığı ve aile bütünlüğünü gözeten politikalar geliştirilecektir.

İstihdam imkânı geliştirilerek her ailenin yeterli ve sürekli bir gelire sahip olması sağlanacaktır.

Kadınların kalkınma sürecinde, iş hayatında ve karar alma mekanizmalarında daha fazla rol almaları sağlanarak toplumsal konumları güçlendirilecektir.

Özürlü çocuklar ve korunmaya muhtaç çocukların öncelikle aile yanında korunup yetişmesi sağlanacak ve muhtaç durumdaki ailelere sosyal destek sağlanacaktır.

Türk dili araştırmalarına önem verilecek, Türkçe'nin uluslararası düzeyde bilim, sanat, ticaret ve tele-iletişim dili olarak kullanılabilmesi için çalışmalar yapılacaktır.

Uluslararası kültürel iş birliği programları geliştirilerek Türk kültürünün çevre kültürler için cazibe merkezi hâline gelmesi sağlanacaktır.

Partimiz, sosyal güvenlik sisteminin geliştirilmesi çerçevesinde şu hususların altını özellikle çizmektedir.

Sosyal sigorta sistemi bütün nüfusu kapsayacak şekilde genişletilecek; emeklilik sigortası sağlık sigortasından ayrılarak, sosyal sigorta sistemi, "Emeklilik Sigortası Kurumu" ve "Sağlık Sigortası Kurumu" şeklinde yeniden yapılandırılacaktır.

Koruyucu ve temel sağlık hizmetleri eşitlik ve hakkaniyet prensiplerine uygun olarak; kolay ulaşılabilir ve kullanılabilir bir şekilde devlet tarafından ücretsiz olarak sunulacaktır.

Bütün vatandaşlar sağlık sigortası kapsamına alınacak, vatandaş hastane ve hekim seçme hakkına sahip olacaktır.

Basınımızın değerli temsilcileri,

Kıymetli arkadaşlarım,

Şimdi, Milliyetçi Hareketin Ülkemizin yönetim ve hukuk sistemi ile kentsel sorunlara ilişkin görüşlerini özetlemek istiyorum.

Kamu yönetiminde açıklık, katılımcılık ve hesap verme ilkeleri hayata geçirilerek, hizmette kalite ve vatandaşın memnuniyeti sağlanacaktır.

Devletin yürüteceği hizmetlerle uyumlu şekilde teşkilat yapısı yeniden düzenlenecek ve Başbakanlık dahil halen 38 olan bakanlık sayısı 21'e düşürülecektir.

Ücret adaletsizliği giderilerek eşit değerde iş yapanın eşit ücret alması sağlanacaktır. Emekli aylığı, memuriyet boyunca ödenilen prim ortalamasına dayalı şekilde belirlenecek ve sistemdeki çarpıklık giderilecektir.

Yerel yönetimler, yeniden tanımlanacak olan görev, yetki ve sorumluluklarına paralel olarak güçlü gelir kaynaklarına kavuşturulacak, belediye kurulmasına ilişkin esaslar yeniden düzenlenecektir.

Milliyetçi Hareket Partisi toplum hayatını, demokratik rejimi ve ahlaki değerleri tahrip etmesi nedeniyle ahlaksızlık ve yolsuzlukla mücadeleyi milli siyaset konusu olarak görmektedir.

Yolsuzluklardan elde edilen kazanca el konulması ve suçluların bu kazançtan mahrum bırakılması için; yolsuzluktan suçlu görülen kişilerin servetlerinin nerede olursa olsun ve kimin adına kayıtlı olursa olsun, el konulmasına imkan sağlayacak hukuki düzenlemeler yapılacaktır.

Partimiz, hukukun üstünlüğünün, insan şeref ve haysiyetinin, fikir, teşebbüs, din ve vicdan hürriyetinin teminatı olarak gördüğü, sadece bir siyasi rejim değil, aynı zamanda bir hayat tarzı olan demokrasinin sosyal ve siyasi ilişkilerde, bütün kurum ve kuralları ile işletilmesinin gereğine inanmaktadır.

Vatandaşların hukukun üstünlüğü ve hak arama özgürlüğünün bütün kurum ve kurallarıyla uygulandığına güvendiği ve inandığı bir adalet anlayışı hakim kılınacaktır.

Anayasamızın, genel sınırlama hükümlerinden daha çok, özgürlüğü esas alan, genel koruma hükümlerine yer veren gerçek bir "Toplum Sözleşmesi Belgesi" olması için mümkün olabildiğince geniş bir uzlaşma ile yenilenmesini öngörmekteyiz.

Milletvekili genel seçimleri ile yerel seçimler dört yılda bir yapılacak, milletvekili seçilebilme yaşı 25'e düşürülecektir.

Milletvekillerinin, başka görev almalarını engelleyecek etkin hukuki düzenlemeler yapılacaktır.

Milletvekillerinin yasama faaliyetleri dışında her ne sebeple olursa olsun, suç işlemeleri halinde diğer vatandaşlar gibi yargılanması sağlanacaktır.

Partilerin ve adayların seçim harcamalarının kamuoyuna açıklanması sağlanacaktır.

Partimiz, sanayileşme ve kentleşme politikalarını birbirini tamamlayan iki unsur olarak ele almaktadır

Kent dokusundaki yozlaşmanın önlenmesi için milli kültürün temel değerleri zemininde kent ve kentlilik kültürü oluşturulacaktır.

Konut ve her türlü bina üretiminde depreme dayanıklılığı esas alan teknoloji ve standart malzeme kullanımı sağlanacak, zemin etüdü aşamasından iskan ruhsatı aşamasına kadar etkin denetim yapılacaktır.

Deprem ve diğer doğal afetlerin zararlarını en aza indirebilmek için, afete maruz kalmadan önce gerekli hukuki düzenlemeler, eğitim ve teşkilatlanmaya ilişkin çalışmalar süratle sonuçlandırılacaktır.

Büyük can ve mal kaybına yol açan trafik terörünün önlenmesine yönelik olarak; karayollarının uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi, araç güvenliği ve standartlarının temini, sürücü hatalarının önlenmesine ilişkin eğitim faaliyetlerinin yaygınlaştırılması ve oto-kontrol sisteminin geliştirilmesi sağlanacaktır.

Doğal ve tarihi zenginliklerin korunarak, gelecek nesillere temiz ve yaşanabilir, doğal ve kültürel değerleri korunmuş bir çevrenin intikali sağlanacaktır.

Basınımızın değerli temsilcileri,

Kıymetli dava arkadaşlarım,

Milliyetçi Hareket Partisi'nin temel hedeflerinden bir diğeri de, bilim ve teknolojide gelişmiş ülkelerle olan açığını kapatarak bilgi toplumuna geçişi sağlamaktır.

e-Türkiye projesinin gerçekleştirilmesi ve Bilgi toplumuna geçişin sağlanması, bilimsel ve teknolojik araştırma ve geliştirmenin etkin bir şekilde yürütülmesi ve koordinasyonun sağlanması amacıyla Bilim, Teknoloji ve İletişim Bakanlığı kurulacaktır.

Partimiz, dış politika alanında çok boyutlu ve etkin bir stratejinin geliştirilmesini ve uygulanmasını zorunlu görmektedir. Bu çerçevede;

Türkiye'nin bölgesinde, Türk Dünyası ve İslam Alemi'nde itibar edilen ve güvenilen model bir ülke olması; ekonomik ve kültürel bir merkez konumunu kazanması sağlanacaktır.

Ülkemiz, Orta-Asya ve Hazar havzası enerji kaynaklarının dış piyasalara ulaştırılmasında bir enerji köprüsü ve terminali olma konumuna getirilecektir. Yurtdışındaki vatandaşlarımızın yaşadıkları ülkelerde ayrımcılığa maruz kalmadan tüm hak ve hürriyetlerden ve imkanlardan yararlanmaları sağlanacaktır.

Milliyetçi Hareket, Kıbrıs sorununa, ancak siyasi eşitlik ve adadaki iki egemen halk ve devlet arasında yeni bir ortaklık yapılanması temelinde adil ve kalıcı bir çözüm bulunabileceğine inanmaktadır.

Türk Dünyası-Avrasya İşbirliği politikalarının yeni kurulacak "Türk Dünyası Bakanlığı" çatısı altında yürütülmesi Partimizin öncelikli hedefleri arasında bulunmaktadır.

Türkiye milli ve manevi değerlerini koruyarak, dini ve kültürel kimliği ile Avrupa Birliği'ne üye olacaktır. Bu suretle Kıbrıs ve Ege gibi hayati konularda meşru çıkarlarımız ve uluslararası hukuk ve anlaşmalardan doğan haklarımız kesinlikle korunacaktır.

ABD ile ilişkilerimizin, çıkar birliğimiz olan alanlarda, gerçek anlamda güçlü bir stratejik ortaklığa dönüştürülmesi esas olacaktır.

Japonya, Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz her alanda geliştirilecektir.

Balkan ve Ortadoğu ülkeleriyle barış, istikrar ve bölgesel işbirliğini hedef alan yakın ilişkiler kurulacak ve ekonomik alanda ortak projeler geliştirilecektir.

Kafkasya ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile Türkiye'nin Doğu ve Güney komşuları ve Doğu Akdeniz ve Körfez havzası ülkelerini kapsayan "Avrasya Birliği" projesinin hayata geçirilmesi sağlanacaktır.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevini çağın şartlarına uygun ve başarılı bir biçimde yerine getirebilmesini teminen, askeri modernizasyon programı başlatılarak, silâh ve teçhizat bakımından dünyanın en gelişmiş orduları seviyesine çıkartılması sağlanacaktır.

Sayın basın mensupları

Değerli arkadaşlarım

Aziz milletimize açıkladığımız bu program, gerçekçi ve kendi içinde tutarlı bir programdır.

Beyannamemiz Türkiye gerçekleri, ihtiyaçları, jeostratejik konumu ve dünya şartları gözönünde bulundurularak hazırlanmıştır.

Milliyetçi Hareket, milletimizin haklı beklentilerini ve özlemlerini karşılayacak bu programın hayata geçirilmesi için tüm imkânları seferber edecektir.

Partimiz, uygulanması mümkün olmayan vaatlere iltifat edip "oy avcılığı"na soyunmamış, tutarlı ve sorumlu siyaset anlayışına bu açıdan da özen göstermiştir.

Büyük Türk milleti Milliyetçi Harekete tek başına iktidar imkanı vermesi halinde, Türkiye sevdalıları ortaya koyduğu hedeflere ulaşarak ülkemizi onurlu geleceğe taşıyacaktır.

Takdir aziz milletimizindir.

Cenab-ı Allah'tan bizlere bu yüce görev ve sorumluluğu nasip etmesini, Türkiyemize hizmet yolunda güç vermesini niyaz ediyorum.

3 Kasım seçimlerinin milletimiz ve demokrasimiz açısından hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Yüksek heyetinizi bir kez daha saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

 

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı