09.11.2002 - 3 Kasım Seçimleri Ardından MYK Toplantısında Yapmış Oldukları Konuşma
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
3 Kasım Seçimleri Ardından  MYK Toplantısında Yapmış Oldukları Konuşma
9 Kasım 2002

 

Değerli Dava arkadaşlarım,

Sayın Basın Mensupları,

Sözlerime başlarken seçkin heyetinizi en iyi dileklerimle selamlıyorum.

Bu vesileyle aziz milletimizin mübarek ramazan aylarını tebrik ediyor, sevgi ve saygılar sunuyorum.

Bilindiği üzere, 3 Kasım milletvekili seçimleri sonuçlanmış ve buna bağlı olarak yeni meclisin yapısı şekillenmiş bulunmaktadır.

Yüce Allah'tan seçimlerin ve yeni siyasi iktidar yapısının ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için hayırlı ve uğurlu sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum.

3 Kasım 2002 seçimlerinin bütün siyasi partiler açısından çok yönlü incelenmesi ve değerlendirilmesi gereken bir süreç olduğuna şüphe yoktur. Seçimlerin yapılması fikrinin öncülüğünü yapan Milliyetçi Hareket'de bu tür bir değerlendirmeyi çok yönlü olarak yapmaya başlamış bulunmaktadır.

Bizler, özellikle son 5-6 ay içinde iyice ön plana çıkan ve Türkiyemizin geleceğini yakından ilgilendiren iç ve dış gelişmeler karşısında gerekli hale geldiğine inandığımız seçimlerin belirli siyasi maliyetleri olacağını tahmin ediyorduk. Zaten, yıllar boyu pek çok hükümetin bütün zaruretine rağmen sorunları biriktirip, çözümleri ertelemeyi tercih etmelerindeki en temel sebep de bu siyasi maliyet hesapları olmuştur.

Fakat, Milliyetçi Hareket tarihi boyunca günlük siyasi endişeleri ve ödeyeceği maliyetleri değil, milli duyarlılıkları esas almıştır. Bu bilinçli tercihinin karşısına çıkardığı her türlü feragat ve fedakârlığı göstermeyi bilmiştir.

Seçim süreci çok yönlü incelendiğinde milletimizin siyasi tercihlerinde belirli faktörlerin ağırlıklı rol oynadığı görülmektedir. Milli meselelerimiz karşısında geliştirdiğimiz kararlı tutumun ve sorumlu siyaset anlayışının yeterince dikkate alınmadığı, bunun yerine sosyo-ekonomik sıkıntıların önplana çıktığı anlaşılmaktadır.

Milliyetçi Hareket, bu durumun seçmen tercihleri üzerinde belirli ölçülerde rol oynayacağını öngörmüş olmakla birlikte, sorumlu ve ilkeli siyasi yaklaşımından taviz vermeyi uygun bulmamıştır. Bunun yerine, Türk Milletiyle sadece gerçekleri paylaşmayı tercih etmiş, politika ve programıyla milletinin gözünü boyamayı düşünmemiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi, bugün ne sorumlu ve duyarlı siyaset yaklaşımından, ne de milli meselelerimiz karşısında geliştirdiği kararlı tutumundan dolayı pişman değildir.

İnanıyoruz ki, Türk Milleti, partimizin yüksek katkılarıyla 57. Hükümet döneminde atılan bazı ileri adımları ve mimarı olduğumuz yapıcı ve hoşgörülü siyaset anlayışını yakın bir gelecekte daha iyi takdir edecektir. Yine dış ilişkilerimizde yaşanan yoğun gelişmeler karşısında geliştirdiğimiz milli ve onurlu duruşumuzun anlam ve önemini daha iyi kavrayacaktır.

Muhterem Arkadaşlarım,

Sayın Basın Mensupları,

Biraz önce de ifade ettiğim gibi, 3 Kasım seçimleri hem kampanya dönemiyle, hem de sonuçlarıyla çok yönlü olarak irdelenmeye muhtaçtır. Bu sebeple sadece %10'luk ülke barajını geçemeyip başarısız sonuçlar elde eden partiler açısından değil, parlamentoda temsil edilen iki siyasi parti bakımından da seçim sürecinin iyi tahlil edilmesi zorunludur.

Gerek uzun yılların ağır ihmallerinin birikimi olan sosyal ve ekonomik sorunları kalıcı biçimde çözmek; gerekse büyük doğal afetlerle boğuşmak zorunda kalan 57. Hükümetin ister istemez yeterince kaynak aktaramadığı dar gelirli toplum kesimlerinin bugün mecliste temsil edilen iki partiye yoğun olarak yöneldiği görülmüştür.

Vatandaşlarımızın ağır sosyo-ekonomik şartlarda kurtarıcı aradığı ve siyasi faturayı da dönemin iktidar ortağı partilere kestiği açıktır. Bugünkü mecliste yer alan siyasi partilerin de, bu durumu çok iyi kullanıp istismar ettikleri ve toplumun her kesimine çeşitli sözler verdikleri de ayrı bir gerçektir. Hemen her ilde gelişi güzel vaatlerde bulunulduğu, toplumun haklı beklenti ve taleplerinin gerçekçilikten uzak bir şekilde kullanıldığı gözlenmiştir.

Bazı siyasi partilerin çok özel imkânlar kullanmasının ve hesapsız ve tutarsız söylemler geliştirmesinin acısı ileride ortaya çıkacak, zarar gören yine toplum ve siyaset kurumu olacaktır.

Hangi saiklerle şekillenmiş olursa olsun insanımızın siyasi tercihlerine saygı duymak ve bunun ciddi bir muhasebesini yapmak milletine ve demokrasiye saygılı her partinin temel görevidir.

Ancak, partilerin sorumsuzluk örnekleri dışında, özellikle son iki yıl boyunca siyaset kurumu bilinçli olarak yıpratılmış, bazı çıkar çevreleri de yangına körükle gitmiştir. Böylece, doğruyla eğrinin, ilkeli tutumla ilkesizliğin, sorumlulukla sorumsuzluğun birbirine karıştığı bir siyasi ve zihnî atmosfer yaratılmıştır.

Kampanya çalışmalarının yoğunlaştığı son bir ay boyunca da seçmen tercihleri çeşitli yöntemler kullanılarak yönlendirilmeye çalışılmış, oyların bugün mecliste temsil edilen partilere kanalize olması için yoğun bir gayret gösterilmiştir. Özellikle medyada Milliyetçi Hareket'e karşı sistematik bir ambargo uygulanmış, bazı siyasi şahsiyetler ise bilinçli olarak önplana çıkarılmıştır.

Hiç şüphesiz, "MHP'siz Hükümet" senaryolarından sonra, "MHP'siz Meclis" senaryosunun başarıyla sahnelendiği ortaya çıkmaktadır.

Bu çerçevede, Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinde, Kuzey Irak'ta ve Kıbrıs'ta partimizin görüş ve uyarılarının ne kadar haklı olduğunu kanıtlayan gelişmeler adeta halkın gözünden kaçırılmaya çalışılmıştır.

Bütün bu açılardan bakıldığında, medyanın 3 Kasım seçimleri sürecinde iyi bir sınav verdiğini söylemek mümkün değildir. Ancak sonuçta kaybeden, demokratik siyasi kültürümüzün ihtiyaç duyduğu değerler ile medya ahlakı olmuştur.

Ayrıca unutulmamalı ki, ülkemizin gerçeklerini ve doğrularını milletimizden ilelebet gizlemek imkânsızdır. Kişi ve grup çıkarlarını ülke çıkarları önünde tutmanın sonuçta kimseye bir yararı dokunmayacaktır.

Kıymetli Dava Arkadaşlarım,

Sayın Basın Mensupları,

Türkiyemizi hem içeride hem de dışarıda çok kritik bir dönem beklemektedir. Ülke içinde siyasi ve ekonomik istikrarı kalıcı hale getirmek için atılması gereken ilave adımları çok dikkatli biçimde tamamlamak şarttır. Böylece, Türk insanının hak ettiği refah ve huzur ortamına bir an önce kavuşmak mümkün hale gelecektir.

Yeni iktidarın topluma karşı üreteceği bir mazereti bulunmamaktadır. Bugün, gerekli yapısal düzenlemelerin büyük bir bölümü tamamlanmış, ekonomik dengeler yerli yerine oturmaya başlamış, ekonomik büyüme sürecine geçilmiş durumdadır.

Çok önemli bir sayısal çoğunlukla tek başına iktidara gelmiş olan siyasi partinin millete verdiği bütün sözleri yerine getirmesi gerekmektedir.

Dış politika alanında ise millet ve devlet olarak çok dikkatli ve uyanık olmamız gereken bir döneme girilmektedir. Bazı lobilerin yarattığı bulanık havanın tesirinde kalmadan milli çıkarlarımızı en üst düzeye çıkaracak saygın ve etkin bir dış politika izlenmelidir.

Kuzey Irak'ta, Kıbrıs'ta ve Avrupa Birliği yönetimiyle ilişkilerde milli ve kararlı bir politika uygulamak gerekmektedir. Bunun için de, Türk Milleti ve devletini zaaf içinde gösterecek tutum ve açıklamalardan şiddetle kaçınmak zorunludur.

Sonuç olarak vurgulamak isterim ki, Milliyetçi Hareket Partisi, önümüzdeki dönemde bir yandan geçmiş dönemin ve seçimlerin sağlıklı bir muhasebesini yaparken, diğer yandan da yeni meclisin ve iktidarın çalışmalarının yakın takipçisi olacaktır.

Geçen üç buçuk yıllık süreçte sergilediğimiz ülke ve millet çıkarlarını esas alan yapıcı ve sorumlu siyaset anlayışımızı, yeni dönemde de sergilemeye devam edeceğimize şüphe yoktur.

İnanıyoruz ki, bu dönemde büyük Türk Milleti'nin kader arkadaşı Milliyetçi Hareket'e teveccühü artarak devam edecektir.

Ayrıca unutulmamalı ki, Türk milliyetçileri açısından Türk Milleti'ne ve Türkiye'ye hizmetin yeri ve zamanı önemli değildir. Önemli olan Türkiyemizin varlığı ve geleceğidir.

Milliyetçi Hareket, Türk insanının ve Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu geleceği için her şart altında görevini eksiksiz yerine getirecektir.

Yüce Allah ülkemizin, milletimizin ve bizlerin yardımcısı olsun.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinize bir kez daha saygılar sunuyorum

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı