24.04.2007 - Cumhurbaşkanı Seçimi Süreci Hakkında Yaptığı Yazılı Basın Açıklaması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

 

Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin
Cumhurbaşkanı Seçimi Süreci Hakkında Yaptığı Yazılı Basın Açıklaması

24 Nisan 2007

 

Son dönemde Cumhurbaşkanlığı konusuna kitlenen Türkiye, görülmemiş bir ilkesizliğin ve ciddiyetsizliğin hüküm sürdüğü bir seçim sürecine şahit olmuştur.

Başbakan Erdoğan bu süreci bir orta oyununa dönüştürmüştür.

Her işi ayağa düşüren ve çirkinleştiren bu çarpık ve çapsız siyaset anlayışından, en sonunda yüce Cumhurbaşkanlığı makamı da nasibini almıştır.

Bu süreçte yaşanacak zorlamaların Türkiye’ye büyük zararlar vereceğine inanan Milliyetçi Hareket Partisi, bu sorunun Türkiye’yi hırpalamadan suhuletle aşılabilmesi için aylar öncesinden başlayarak somut önerilerde ve samimi ikazlarda bulunmuştur.

Ancak, Anayasal sistemimizin temel denge unsuru olarak hayati bir fonksiyon icra eden Cumhurbaşkanlığı konusunun sağduyu ve ortak aklın rehberliğinde sorunsuz şekilde aşılması fırsat ve imkânları maalesef heba edilmiştir.

Siyasi hesaplarının ve ihtiraslarının esiri olan Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin her zamandan fazla ihtiyacı olan milli mutabakat ve demokratik uzlaşma yerine çatışma ve zorlama yolunu seçmiştir.

Cumhurbaşkanı seçimi daha Anayasal süreç başlamadan şaibeli hale gelmiş, siyasi ve hukuki meşruiyet tartışmalarıyla gölgelenmiştir.

Cumhurbaşkanlığının devletle hesaplaşma için zaptedilmesi gereken son kale olarak görülmesi sonucu, bu seçimler ilk defa ideolojik bir içerik ve nitelik kazanmıştır.

Başbakan’ın bu süreçte sergilediği tavır tek kelimeyle bir ilkesizlik ve sorumsuzluk örneği olmuştur.

  • Asgari devlet ve siyaset sorumluluğuna taşımayan Başbakan, adam gibi ortaya çıkıp adayım veya değilim demek cesaretini gösterememiş ve son ana kadar bekleyerek, bu önemli konuda bir işporta sürecini yönetmiştir.

  • Ucuz bir kapkaç siyaseti zihniyetinin temsilcisi olan Başbakan, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde de bu kapkaç anlayışını rehber edinmiştir.

  • Başbakan’ın tek seçici olarak ve parti içi hizipler arasında yürütülen pazarlık sonucunda belirlediği Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün ismi son anda açıklanarak, AKP Meclis grubundan da kaçırılmıştır.

  • Atama usulüyle belirlenen isimin seçimi sürecinde AKP Meclis çoğunluğu şimdi sadece bir formaliteyi otomatik olarak yerine getirecektir.

  • Önümüzdeki dönemde Türkiye’yi bekleyen de gölge ve güdümlü Cumhurbaşkanlığı tecrübesi olacaktır.

Devletin birliğini temsil eden Onbirinci Cumhurbaşkanı’nın bu şekilde seçilecek olması, 87. kuruluş yıldönümünü idrak eden Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Türk demokrasisi için bir utanç vesilesi teşkil edecektir.

Türkiye buna layık değildir.

Bu konuda söylenecek her şey söylenmiş, artık söz bitmiştir.

Bundan sonra yaşanacaklar hep birlikte görülecektir.

Bugün gelinen noktada Türkiye’nin en önemli ve öncelikli konusu, Parlamento seçimlerine selametle ulaşılması ve sandığın Aziz milletimizin önüne kazasız belasız getirilmesidir.

Türkiye’nin kurtuluşu ve ayağa kalkma süreci, AKP zihniyetinden kurtulmakla başlayacaktır. AKP kamburundan kurtuluş da demokrasinin kuralları içinde olacaktır.

Seçimler sonrası Türkiye’de siyasi tablo temelden değişecek ve yeni bir dönem başlayacaktır.

 

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı