28.08.2001 - KOSGEB Genel Kurulunda Yapmış Oldukları Konuşma
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
KOSGEB Genel Kurulunda Yaptığı Konuşma
28 Ağustos 2001

 

Sayın Bakanlar,

KOSGEB Genel Kurulunun Değerli Üyeleri,

Değerli Misafirler,

Sayın Basın Mensupları,

Sözlerime "KOSGEB Genel Kurulunda" sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederek başlıyorum. Bu vesileyle hepinizi en iyi dileklerimle selamlıyorum.

Dünyamız, iletişim ve bilgi teknolojilerindeki ilerlemelerin yol açtığı çok yönlü ve kapsamlı küresel değişimle, Teknolojik ve Ekonomik gelişmelerin baş döndürücü bir hız kazandığı, milletler arasındaki rekabetin keskinleştiği bir döneme girmiştir.

Ülkemiz de, yaşanan bu gelişmelerden etkilenerek, kendi sosyo-ekonomik dinamizmi içinde, yeni çağa uyum ve kalkınma çabalarını sürdürmektedir. Önümüzdeki dönem teknik ve ekonomik gücün ülkeler arası yarışta öne çıktığı ve belirleyici olduğu bir dönem olacaktır. Bunun için, mevcut sorunlara yenilerini eklemeden çözmek, en önemlisi de, geleceğe çok yönlü hazırlanarak "Geleceği Yönetmek", gerekir.

Küreselleşmenin avantajlarından en üst düzeyde yararlanarak, ülkemizin, gelişmiş dünya ülkeleri arasında seçkin yerini alması için, Türk sanayi, stratejik bir yenilenme planına ihtiyaç duymaktadır. Türk sanayi, ancak esnek teknoloji ve üretim sistemlerine geçecek bir yaklaşımla, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayilerin, büyük sanayiler ile entegrasyonunu sağlayacak, sağlıklı Ana Sanayi-Yan Sanayi ilişkilerini kurarak, uluslararası rekabet içinde, dinamik bir hüviyet kazanabilir.

Bunun için toplumun ekonomik dinamizminin önünü açacak, toplumsal tasarrufların bilgi teknolojilerine dayalı yeni üretim alanlarına yönelmesini sağlayacak bir sanayi yapısı oluşturma mecburiyeti vardır.

Bu hedefe varmak için, Hükümetimizin temel çabası katma değeri ve rekabet gücü yüksek, ihracata dönük, teknoloji üretebilen, hammadde ve insan kaynakları gibi avantajlarımızın değerlendirilebildiği, bir sanayi yapısının oluşturulmasını sağlamaktır. Böylelikle hem ülkemizi yeni küresel dinamiklere uyarlamak, hem de Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinde istikrarlı ve sağlıklı bir şekilde yol almasını da sağlamak mümkün olacaktır.

Kıymetli Misafirler,

Sayın Basın Mensupları,

Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarından itibaren, sanayimizin gelişimine paralel olarak sayıca artan ve bugün 200 binden fazla sanayi işletmesinden %99'unu oluşturan KOBİ'ler, pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de ekonomimizin bel kemiğini oluşturmaktadır.

Gerek ekonomik, gerekse sosyal yapı içinde önemli bir istikrar unsuru olan, ancak yakın zamana kadar yeterince kaynak ayrılamayan KOBİ'lerimizin sorunlarının ivedilikle ele alınmasının bu sorunların çözümü için gerekli kaynakları biran önce temin etmek ve en azından gelişmiş ülkeler ölçüsünde, önem vererek, KOBİ'lerin gelişimini sağlamak temel hedeflerimizden biridir.

Bilindiği üzere, yaşamak zorunda kaldığımız krizlerin ortaya çıkışında, özellikle son on yılda şekillenen yapının önemli bir payı vardır. Bugün Millet olarak yaşadığımız sıkıntılar ve zorluklar, her duyarlı Türk insanını çok yönlü olarak düşündürmeli, ama asla karamsarlığa ve çaresizliğe düşürmemelidir.

Ekonomik krizin büyük ölçüde tahrip ettiği dengeler kurulduğu ve güvensizlik sendromu yerini tamamen güvene bıraktığında, Türk ekonomisinin süratle büyümeye ve sosyal adaletsizlikleri gidermeye yönelmesi zorunludur. Bunun ön şartını da, krizlere adeta sürekli davetiye çıkartan ekonomik yapıyı köklü bir değişime götürerek, üretim ve ihracat artışı yanında istihdam artışını da gerçekleştirecek şekilde dinamizme kavuşturmak oluşturmaktadır.

Diğer bir deyişle, sanayi çarklarımızın, yeniden süratle dönmesini, üreten, istihdam yaratan ve ihraç eden bir sürece en kısa zamanda girilmesini el birliğiyle sağlamamız lazımdır. İşte bu çerçevede Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin yaşadığı sorunları asgariye indirmek çok önem taşımaktadır. Bizler gerekli tedbirleri almak ve katkıları sağlamak için, meclis ve hükümet başta olmak üzere, bütün ekonomik, siyasi ve sosyal unsurların, bu konuda yakın ve sürekli bir işbirliği içinde çalışmalarını zorunlu görüyoruz. İnşallah, bu işbirliği ve dayanışma çabaları giderek daha çok zenginleşecek ve krizin yarattığı ekonomik ve toplumsal sorunlar en kısa zamanda asgariye inecektir.

Sayın Genel Kurul Üyeleri,

Kıymetli Basın Mensupları,

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum, tek tek işletmelerimiz bakımından da hata kabul etmeyecek bir süreci ifade etmekte, geçmişin muhasebesinin iyi yapılarak aynı hatalara tekrar düşülmemesi gerekmektedir. Uygulamakta olduğumuz ekonomik programın başarıya ulaşması ve işletmelerimizin sıkıntılı süreci en az zarar görerek atlatması için çalışmalarımız devam etmekte ve kısıtlı kaynaklarımız işletmelerimize en yüksek desteği verecek şekilde seferber edilmektedir.

Ülkemiz KOBİ'lerinin bankacılık toplam kredi payının ancak yüzde 5'inden yaralanabildikleri ve gelişmiş ülkelerde yüzde 15 ila yüzde 50 arasında değişen bu oranın KOBİ taleplerini karşılamaktan uzak olduğu bilinmektedir. Ancak kaynak yetersizliğini tek engel kabul eden sistemin bu kaynakları daha verimli kullanmasının gerektiği de unutulmamalıdır. Bunun için desteklerin başarısını artıran eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin niteliği iyileştirilmeli, destekler başarı şansının en yüksek olduğu sektörlere yönlendirilmelidir.

KOBİ'lerimiz için daha geniş kredi imkanları sunan bir finansal ortam yaratılmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir. Uluslararası piyasalardan sağlanan kaynakların da finansman sistemine dahil edilmesi ve bankacılık sisteminin KOBİ'lere sağladıkları kredilerin toplam krediler içindeki oranının artırılmasına çalışılmaktadır.

Ekonomideki düzelmenin piyasalarda güven ortamı yaratmasının ardından yatırımların cazip hale getirilmesi, bankacılık sisteminin de gerek kredi gerek teminat hususlarında KOBİ'lere bakışını olumlu yönde etkileyecektir.

Tüm olumsuzluklara rağmen, KOBİ'ler için her türlü destek aracına sahip bir ortamın, sağlıklı bir sanayi yapısı ve güçlü bir ekonomiye ulaşmada bir başlangıç noktası oluşturduğu unutulmamalıdır.

Bu anlayışla aynı doğrultuda olmak üzere, gerek Avrupa Birliği tarafından hazırlanan KOBİ programları, gerekse OECD ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların sektörel çalışmaları, KOBİ'ler için uygun ortam yaratılması ve yeni işletmelerin kurulmasının sağlanması esasına dayandırılmaktadır.

Avrupa Birliğine adaylık sürecindeki ülkelerden de birliğin ortaya koyduğu hedeflerle ilişkili mevzuata uyum sağlamaları ve gerekli yapılanmaları bünyelerinde oluşturmaları istenmektedir.

Birliğin öngördüğü hedefler dahilinde finans piyasası imkanlarının geliştirilmesi ve tüm girişimcilerin ar-ge, eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanmalarının sağlanması gerekmektedir.

Hükümet politikalarında ortaya konan hedeflerin ve ilgili mevzuatımızın Avrupa Birliği kriterlerine göre yeterli olduğu bilinmektedir. Ancak mevzuatla belirlenen hizmetlerin niteliklerinde ve hayata geçirilmelerinde Avrupa Birliği'nin gerisinde olduğumuz da bir başka gerçeği oluşturmaktadır.

Bu nedenle mevzuatın uyumlulaştırılmasına dayalı çalışmaların, hizmetlerin niteliklerini de iyileştirici önlemlerle desteklenmesi hayati öneme sahiptir. Aksi takdirde ülkemiz KOBİ'leri Avrupa Pazarının zorlu rekabet ortamına ihtiyaç duyacakları desteklerden yoksun olarak çıkacaklardır.

Değerli Misafirler,

Kıymetli Basın Mensupları,

Biliyor ve inanıyoruz ki, ülke olarak yaşadığımız sıkıntılar, Türk ekonomisinin sağlam ve dinamik yapısıyla, Türk insanının azmiyle kısa zamanda aşılacaktır. Çünkü, toplumun her kesimini ve geleceğimizi etkileyen sorunları biran önce aşmak, yarınlara daha kararlı ve kapsamlı biçimde hazırlanmaktan başka çaremiz yoktur. Çağın sunduğu fırsatlar ile ortaya koyduğu zorluklar, ülke olarak topyekün ve kararlı bir mücadeleyi zorunlu kılmaktadır.

Ancak çağın gereklerinden önce, Türk insanının demokratik, gelişmiş ve huzurlu bir ülkeyi hakkettiğine inanmak gerekir. Bu hedefe ulaşmak için de bütün kaynak ve imkanlarımızın rasyonel kullanılması şarttır. İşte KOBİ'lerimizin gelişerek daha etkin ve verimli bir yapıya kavuşması bu açıdan da çok önem taşımaktadır.

Bu düşüncelerle Genel Kurulun ülkemiz için yararlı sonuçlara vesile olması diliyor, yüksek heyetinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı