20.05.2000 - 27. Uluslararası Kültür Festivalinde Yapmış Oldukları Konuşma
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
Mersin 27. Uluslararası Kültür Festivalinde
Yapmış Oldukları Konuşma
20 Mayıs 2000

 

Değerli Silifkeliler,

Saygıdeğer Misafirler,

Basınımızın Seçkin Temsilcileri,

Bu yıl 27'si gerçekleştirilen Uluslararası Kültür ve Sanat Haftası vesilesiyle aranızda olmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Hepinizi en iyi, en güzel dileklerimle selamlıyorum.

27 yıldan beri bu önemli ve anlamlı faaliyete ev sahipliği yaparak devam ettiren, geliştiren tüm Silifkeli Hemşehrilerimi, emeği geçen kültür-sanat insanlarını, değerli İçel Valimizi, Silifke Kaymakamımızı ve Belediye Başkanımızı kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.

Bilindiği gibi, evrensel anlamıyla kültür, insanlığın ortaya koyduğu birikimleri ifade eder. Toplumlar açısından ise, kültür her bir unsuru tarihin derinliklerinden süzülüp gelen, nesilden nesile taşınan maddi ve manevi değer ve davranışların tamamıdır. Toplumları birbirinden ayıran, aynı zamanda milletlerarası camiayı ve ilişkileri anlamlı kılan yapıların başında kültür gelmektedir.

Yani, zamanın, şartların ve ihtiyaçların belirlediği tercihlerle anlam kazanan ve zenginleşen kültürel yapı, insanlara mensubiyet duygusu, kimlik şuuru ve şahsiyet kazandıran, düşünüş ve davranış biçimlerini geliştiren, yaşanılan çevreyi ve şartları kendi istikametinde değiştirme arzu ve iradesi veren en belirleyici yapıdır.

Kültürlerini koruyup geliştiremeyen toplumların varlıklarını sürdürmeleri mümkün değildir. Tarih sahnesinden bu şekilde çekilen pek çok topluluk bulunmaktadır. Türk milleti ise, tarihinin her döneminde hem evrensel kültüre büyük katkılar sağlayan bir millet olarak, hem de kültürünü yaşatan ve geliştiren bir millet olarak yaşamaktadır.

Tarihin en eski çağlarından beri milletimizin dışa dönük hayat tarzı, Türk kültürünün diğer kültürlerle buluşmasına vesile olurken, diğer kültürlerin de etkisine açık olmuştur. Bu dışa açıklık milli kültürümüzün zenginleşmesine yol açmış ancak, Türk'ü Türk yapan değerleri değiştirecek boyuta hiç bir zaman ulaşmamıştır. Türk kültürünün diğer kültürlerle temaslarından gelişerek çıkmasında, fertlerin kendi kültürlerine karşı duydukları derin bağlılığın rolü çok önemlidir. Türk insanının, özellikle gençlerimizin bu noktayı dikkate almaları ve önemsemeleri gerekmektedir.

Değerli Misafirler,

Kıymetli Silifkeliler,

Biraz önce ifade ettiğim gibi, tarih boyunca, bütün milletlerin ve kültürlerin birbirlerini etkiledikleri, dönüştürdükleri bilinen bir gerçektir. Bu etkilenme ve etkileme süreci, son yıllarda kendisini daha fazla hissettirmektedir.

Gelişen iletişim ve ulaşım teknolojisi, toplumsal ve sosyal yapıdaki değişikliklerle birlikte toplumların kültürleri birbirlerine daha da açık hale gelmiş bulunmaktadır. Toplumlar bir taraftan kendi milli kültürlerini koruma ve geliştirme mücadelesi verirlerken, diğer yandan da evrensel kültüre katkı sağlayabilmenin yollarını aramaktadırlar.

Fakat, bu gelişmelerin kültürel yapılar üzerinde olumsuz etkileri de bulunmaktadır. İletişim ve ulaşım teknolojilerine yeterince sahip olamayan toplumların kültürel yapıları, hakim milletlerin tesiri altında kalmakta ve kültür erezyonuna uğramaktadır.

Kendi kültürlerinden gerekli tadı alamayan, kültürünü önemsemeyen milletlerin daha güçlü ülkelerin kültürleri tarafından kuşatılacağı açıktır.

Keza, milli kültür içerisinde yer almış, gelişmiş ve değer kazanmış unsurların gözardı edilmesi, ihmali veya başka kültürlerle ikâmesi kültür erezyonunu ve yozlaşmayı da beraberinde getirmektedir.

Ne yazık ki, Türk Kültürü de bu çerçevede hakim unsurların etkisi altında bulunmaktadır. Bütün ihtişamına ve zenginliğine rağmen, dünyaya yeterince aktarılamayan ve işlenemeyen Türk kültürü, son iki yüz yıldan beri Batı kültürünün yoğun baskısına maruz kalmaktadır. Bu süreç içerisinde sosyal ilişkilerimizden geleneklerimize kadar pek çok alanda değişim ve dönüşüm meydana gelmiştir.

Burada zikredilmesi gereken bir diğer önemli nokta ise, bu sürecin ortaya çıkmasında ve etkili olmasında maalesef kendi kültürünü tatmayan ve tanımayan aydınların üstlendiği rolün büyüklüğüdür.

Milli bünyeye uygun etkileşimler, şüphesiz her kültür için bir zenginleşme yöntemidir. Hiç bir toplumda kültürün statik bir yapı içerisinde tutulması mümkün değildir. Ama, böyle bir süreçten milletlerin kendi öz kültür değerlerini koruyarak ve geliştirerek çıkmaları da büyük önem taşımaktadır.

İşte, değişik kültürleri bir araya getiren, bir etkileşim ve gelişme imkanı yaratan bu tür etkinlikler, bu açıdan önem kazanmaktadır. Müzikten, edebiyata, mimariye, sinemadan tiyatroya ve güzel sanatların her dalına ait ürünler bu tür ortamlarda değerlendirilmekte, bilimsel ve sanatsal yönleri itibariyle öne çıkarılarak karşılıklı iletişim içine girmektedir.

Dolayısıyla, kültürel tanıtma faaliyeti olarak ele alacağımız bu tür etkinliklerin sürekli kılınmasında ve kültürel yönlendirmelerin bu çerçevede ele alınmasında yarar bulunmaktadır.

Kıymetli Misafirler,

Sevgili Silifkeliler,

Milli kültürlerin gelişmesinde çok önemli safhalardan birisi de mahalli ölçekte yaşayan, tarihi ve insani bakımdan milli kültürün zenginleşmesi ve beslenmesi açısından ihtiyaç duyulan kültür unsurlarının, milli seviyede kültürel bütünleşmeye katkı yapacak düzeye getirilmesidir.

Belediyelerimizin bu tür mahalli alanlardan yola çıkarak milli kültür kaynaklarına dönüşen değerleri koruma ve geliştirme faaliyetlerini de çok önemli ve anlamlı çalışmalar olarak görüyorum.

Yine, bu kültür haftası içinde düzenlenen "Yörük Kültürü Etkinliklerini" bu açıdan çok anlamlı buluyorum. Çünkü bu etkinlikler hem kültürel mirası tazelemekte, hem de Anadolu'nun Türk vatanı haline getirilişini bizlere bir kez daha hatırlatmaktadır. Yörükler, Türk boylarının Anadolu'ya geldiği zaman sahip oldukları birçok kültürel hususiyetlerini bugünlere taşıyabilmişlerdir. Onların geleneklerinin, folklorunun, kültürel değerlerinin tanıtılması ve Türk'ün devletleşmesine katkılarının anlatılması, milli kültürümüze büyük bir hizmettir.

Türkiye gibi turizmden büyük gelirler elde edilen bir ülkede, bu tür tanıtma faaliyetlerinin yeni gelir imkanları oluşturacağı da açıktır. Çok farklı renkleri bünyesinde barındıran zengin Türk kültürünün en nadide örneklerinden birinin uluslararası bir etkinlikle tanıtıma açılması, bu yönüyle büyük önem taşımaktadır. İnsanların günümüzde, yeni bir şeyleri keşfetme merakı içinde bulunduğu göz önüne alınırsa, son derece otantik ve özgün değerleri yansıtan bu kültürün büyük bir ilgi uyandıracağı ve turizme katkı sağlayacağı da açıktır.

Bu duygu ve düşüncelerle, bu güzel organizasyona emeği geçenleri bir kez daha içtenlikle kutluyorum.

Bütün Silifkelileri, bütün misafirlerimizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı