Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, “Ankara Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma. 24 mAYIS 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
“Ankara Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma.
24 Mayıs 2015

 

Aziz Türk Milleti,

Değerli Ankaralılar,

Kıymetli Vatandaşlarım,

Muhterem Dava Arkadaşlarım

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Tereddütsüz söylüyorum; Ankara bugün adeta yeniden doğuyor, yeni bir destana imza atıyor.

Ankara bugün yeniden parlıyor, bir kez daha ileri atılıyor.

Anadolu Meydanı’ndaki bu muhteşem coşkuyla karşılaşmaktan iftihar ediyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Başkent Ankara’nın milli ve tarihi tüm emanetleri sizinle geleceğe uzanacak, sizinle gelecek nesillere kazasız belasız teslim edilecektir.

Bu yüksek sorumluluğu taşıyan Türkiye sevdalısı her kardeşimden Allah razı olsun.

Sizler aracılığıyla; Akyurt’a, Altındağ’a, Ayaş’a, Bala’ya, Beypazarı’na, Çamlıdere’ye, Çankaya’ya, Çubuk’a yürekten selamlarımı gönderiyorum.

Elmadağ’a, Etimesgut’a, Evren’e, Gölbaşı’na, Güdül’e, Haymana’ya, Kalecik’e, Kızılcahamam’a, Keçirören’e, Mamak’a, Nallıhan’a, Polatlı’ya, Pursaklar’a, Şereflikoçhisar’a, Yenimahalle’ye ve Sincan’a gönülden selamlarımı iletiyorum.

Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen, katkısı bulunan her dava arkadaşımı kutluyorum.

15 gün sonra yapılacak 25’nci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri’nin ülkemizin birliğine, milletimizin dirliğine, insanımızın refahına en üst düzeyde katkılar sağlamasını Rabbim’den niyaz ediyorum.

Seçimlerin barış, huzur, güven ve demokratik yarış içinde geçmesini temenni ediyor, siyasi partilere ve milletvekili adaylarımıza başarılar diliyorum.

Ve hepinize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.

Muhterem Ankaralılar,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Bugün 34’ncü açık hava toplantımızı Ankara’da yapıyoruz.

Günden güne büyüyor, her gün güçleniyoruz.

Ankara’nın aziz hatıralarıyla yürüyor, Milli Mücadele’nin azim ve kararlığıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

27 Aralık 1919’da, Gazi Mustafa Kemal’i Dikmen sırtlarında karşılayan 3 bin atlı ve 700 yayadan oluşan Seymenlerin cesaretiyle karanlığa meydan okuyoruz.

Ankara’yı habis ve hain emellerin tahakkümünden kurtarmak için yeni bir kurtuluş seferindeyiz.

Ankara’nın yıllarını ve ümitlerini çalan müfterilere dur demek için yürüyoruz.

Yürüyüşümüz, Türk bayrağını dalgalandırmaktadır.

Yürüyüşümüz, Türk milletine heyecan katmaktadır.

Yürüyüşümüz, Türk vatanına umut aşılamaktadır.

Yürüyüşümüz, hakaret ve hıyanet kadrolarına unutamayacakları acı bir ders olacaktır.

Varsın birileri PKK’yla yan yana dursun, biz milletle yürüyelim.

Varsın birileri teröristleri davul zurnayla karşılasın, biz sizinle yürüyelim.

Varsın birileri Türk düşmanlarıyla düşüp kalksın, biz şehitlerimizin aziz hatıralarıyla yürüyelim.

Varsın birileri yalanla içiçe geçsin, biz dosdoğru yoldan ayrılmayalım, inanç ve irfanla yürüyelim.

Ne gam ne tasa;

Onlar yerinde saysın, bize onurluca yürümek yakışır.

Onlar ilkesizliklerine yansın, bize şerefli yürümek düşer.

Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’nin öğütleriyle yürüyoruz.

Mübarek Akşemsettin Hoca’nın duasıyla yürüyoruz.

Seyit Hüseyin Gazi’nin cesaretiyle yürüyoruz.

Ali Semarkandi Hazretleri’nin ilmiyle yürüyoruz.

Tacettin-i Veli Hazretleri’nin manevi güzelliğiyle yürüyoruz.

Ahi Mesud’un edebiyle, Şemsi Dede’nin, Deynekli Dede’nin, İskender Dede’nin ahlakıyla yürüyoruz.

Bırakalım onlar dursun, biz yürümeye devam edeceğiz.

Bırakalım onlar yanlışta çakılsın kalsın, biz huzurlu bir geleceğe koşuyoruz.

Ankara yanımızda olduktan sonra hiçbir zalim, hiçbir hain, hiçbir işbirlikçi yürüyüşümüze engel olamayacaktır.

Ankara yürüdükten sonra kurtuluşumuzun önüne hiçbir mihrak geçemeyecektir.

Ankara dün yürüdü, Cumhuriyet kuruldu.

Ankara dün yürüdü, istiklalimiz kurtuldu.

Ankara dün yürüdü, Türkiye’nin talihi açıldı.

Soruyorum sizlere, sesinizin kaçak ve karanlık sarayda çınlamasını istiyorum:

Yine yürüyecek misiniz? (Evet)

Bir kez daha yürüyüşe geçecek misiniz? (Evet)

Ve elbette bu yürüyüşte MHP’yle aynı safta olacak mısınız? (Evet)

Bu evetler Türk milletinin asil duruşudur.

Bu evetler Ankara’nın kutlu iradesidir.

Bu evetler korkusuz yüreklerin, ebedi başkentimiz Ankara’nın şaşmaz tercihidir.

 

Aziz Vatandaşlarım,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

AKP tam 12 yıl 6 ay 7 gün, bir başka deyişle 4 bin 571 gündür iktidardadır.

Türkiye AKP’nin yönetimi altında tahribat üstüne tahribat yaşamıştır.

4 bin 571 gündür Türk milleti çile çekmektedir.

4 bin 571 gündür Türk devleti eziyet ve işkence görmektedir.

AKP, taviz verdi; adına bir adım önde olma dedi.

AKP’yle birlikte ilkesizliğin adı ilerleme, yıkımın adı açılım, çözülmenin kılıfı çözüm olarak gösterildi.

Her dayatmaya boyun eğdiler, diyalog bahanesine sığındılar.

Küresel taşeronluk çarkına kapıldılar, eş başkanlıkla övündüler.

PKK’ya, Ermeni’ye, Rum’a, Türk düşmanlarına el uzattılar, sözü dinlenen ülke olduk yalanından medet umdular.

Çaldılar, soydular, götürdüler, “Ne var ya bunda”, dediler.

Teröristlerle pazarlık yapacak kadar zillete düştüler, milli birlik ve kardeşlik projesi uydurmasını ürettiler.

AKP’yle geçen yılların faturası çok ağırdır.

AKP’yle geçen yılların maliyeti kabarıktır.

Türkiye iyi yönetilmemektedir.

Teslimiyetçiler mevki ve koltuk sahibidir.

Hukuktan kaçan bir hükümet işbaşındadır.

Seviyesiz ve soysuz kadrolar yetkiyle donatılmıştır.

Sıfır sorundan herkesle soruna dümen kıran dış politika çökmüştür.

Müslüman zulmüne ortak olanlar bereketsizdir.

İmralı canisi ile pazarlık yapanlar şeref kaybı yaşamıştır.

Bölücülük meşrulaşmış, terör mevzi kazanmıştır.

Bitmeyen yoksulluk, sonu gelmeyen işsizlik ülkemizin etrafını kabus gibi sarmıştır.

Adalet laçkalaşmış, hukuk devreden çıkmıştır.

Beka sorunları artmış, milli güvenlik duvarları aşınmıştır.

Milli kimlik düşmanları çıtayı yükseltmiştir.

Tarihimiz, milletimiz, vatanımız, inançlarımız ve bayrağımız alçakça tartışmaya açılmıştır.

Türklükle kimin hesabı varsa sıraya girmiştir.

Türkiye’yle kimin alıp veremediği varsa AKP’nin kuyruğuna takılmıştır.

Türk’üm diyemeyenler Andımızı kaldırmıştır.

Bununla yetinmemişler, “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü kazımaya ve kaldırmaya yeltenmişlerdir.

Cumhuriyetin ve başkent Ankara’nın birikimlerinden rahatsız olanlar milli bayramları gölgelemiştir.

Türkiye böylesine art ve kirli niyetli bir iktidarı hiç görmemiştir.

Türk milleti yetki verdiklerinin tahrik ve operasyonlarına hiç bu kadar muhatap kalmamıştır.

AKP zillettir, iftiradır, başarısızlıktır, günahkardır ve artık vebaldir.

Şimdi siz söyleyiniz;

       Bu vebale ortak olacak mısınız?

       Küresel bir proje olan bu zihniyete sabır ve tahammül gösterecek misiniz?

√       Yerli görünüp, aslında kozmopolit ve kozmik ihanet çetesi olan bu siyaset tasarımına daha fazla dayanacak mısınız?

Hükümet yıpranmış, yorgun ve acizdir.

AKP haram ve yolsuzluğa batmıştır.

Vatandaş, yoksul, umutsuz ve çaresizdir.

Ekonomi krizde, çözümsüz ve kötüdür.

Uluslararası ilişkiler başarısız ve dengesizdir.

Devlet kararsız ve atıldır.

Güven azalmış, terör artmış, huzur yoktur.

Toplum tedirgin, öfkeli ve kaygılıdır.

AKP hükümeti ülkenin sorunlarını çözme iradesini tümüyle kaybetmiştir.

Siyasi oyunlarla devlet ve adalet kurumları arasında uyum tamamıyla kaybolmuştur.

Kamu kurumları arasında huzursuzluk ve uyumsuzluk had safhadadır.

Terör, bölücülük ve güvenlik için seçeneksiz olan adalet, Silahlı Kuvvetler, Emniyet ve İstihbarat birimleri içten içe çürütülmüştür.

Ve Türkiye korumasız bir ülke haline getirilmiştir.

Silahlı ve silahsız bölücülüğe müzakere fırsatı verilmiş, bu hainler adım adım cesaret, moral ve mevzi kazanmıştır.

Bölücü terör, kimlik sorunu olarak tanımlanmış, PKK’nın hedeflerini haklı ve meşru gören bir görüşme ve el sıkışma dönemi başlatılmıştır.

AKP’nin soygun ve haram düzenini sorgulayanları bastırmak için şer ortaklıkları, hakaret ittifakları, işbirlikçi cepheler oluşmuştur.

Kardeşliğimiz tehlikeye atılmış, birliğimiz ve bütünlüğümüz ucuz siyaset uğruna yargılanır hale getirilmiştir.

Milli değerlerimizin istismarıyla ayrışma ve kutuplaşma tehlikesi baş göstermiştir.

Mukaddesatımız ağır istismarlara maruz kalmış, inançlarımız hırsızların, haramzadelerin malzemesi yapılmıştır.

Bakınız, Erdoğan ve Davutoğlu meydanlarda konuşurken ezanlarımız gecikmeli okunmaktadır.

Camiler siyasi propaganda alanına dönüştürülmektedir.

Kur’an-ı Kerim siyaset sahnesine çıkarılmaktadır.

Kabe, Kudüs, Diyanet, İmam Hatip, başörtüsü sürekli istismar edilmektedir.

Din tacirleri bir yanda tekbir getirmekte, diğer yanda hırsızlık yapmaktadır.

Bir yanda Kur’an demekte, diğer yanda ahlaksızca Cuma günleri internetten ayet salladıklarını söylemektedir.

AKP, soygun yapmakta; başörtüsünün altına saklanmaktadır.

AKP, rüşvet alıp vermekte; imam hatiplerin bahçelerine gizlenmektedir.

AKP, haram ve hıyanete sapmakta; Kudüs diyerek, Kâbe’yi işaret ederek tertemiz ve ihlaslı vicdanları kandırmaktadır.

Maneviyat yağmacıları, Allah’la aldatmak için yarış içindedir.

Bunlarda Allah korkusunun zerresi kalmamıştır.

Bunlarda kul hakkına hürmet ve riayetten eser yoktur.

İsraf bunlarda, yetim malını yemek, fukaranın nafakasına göz dikmek bunların mesleğidir.

Erdoğan müjde diyerek, Diyanet İşleri Başkanı’na zırhlı ve son derece lüks bir otomobil vermiştir.

Sanki kesesinden harcamaktadır.

Sanki milyar dolarlarından hayır yapmaktadır.

Peki zırh günaha engel olacak mıdır?

Zırh müsrifliği kapatacak mıdır?

Erdoğan kimin parasıyla, kimlerin namına cömertlik taslamaktadır?

Ankaralıya müjdeleri kim verecektir?

Ankara’nın kalbine yoksulluk hançeri saplanmışken, Erdoğan kendisine 1 milyar 370 milyon liraya kaçak ve karanlık bir saray yaptırmıştır.

Sizlerden alınan vergiler, saraya yatırılmıştır.

Ankaralının nafakası haram kanallarından kaçak ve karanlık sarayın bin yüz elli odasına taşınmıştır.

Ankaralı işsiz ve gelirsizdir; ama 17-25 Aralık şebekesi arsız, uğursuz ve hırsızdır.

Ankaralı muhtaç ve ihtiyaç sahibidir; ne var ki AKP cüzdanlarınıza hortum bağlamaktadır.

Sizler yoksulsunuz, fakat onlar gayri ahlaki yollardan zenginleşmiştir.

Sizler aç ve açıktasınız, fakat onlar yanlış ve sapkın yollardan köşeyi dönmüştür.

Kaybeden siz, kazanan onlardır.

Üzülen siz, göbek atan onlardır.

Umutsuzluğa düşen siz, soymaya devam diyen onlardır.

Borçlanan siz, yabancı bankalara servetlerini havale eden onlardır.

Bu haksızlığa dur diyecek misiniz? (Evet)

Bu kara döneme son verecek misiniz? (Evet)

Bu zalim ve zulüm iktidarı def edecek misiniz? (Evet)

Şayet aksi olursa Türkiye çökecektir.

Şayet aksi olursa Ankara siyasal ve ekonomik esarete düşecektir.

Bunlar sadece kendilerini düşünüyor.

Bunlar yalnızca evlatlarına alacakları gemileri, açacakları pırlanta dükkanlarını, yatları, katları, yiyecekleri rüşvetleri hedefliyor.

Sayıları beş milyonu bulan asgari ücretle geçinmeye çalışan kardeşlerimizi düşünen yoktur.

Sayıları on milyonu aşan emeklilerimizi aklının ucuna getiren görülmemektedir.

Çiftçi sahipsiz, esnaf kimsesiz, işçi darda, memur bunalımdadır ve ayın başını güç bela getirmektedir.

Endişeye gerek yoktur; vatandaşlarımıza sahip olacak biziz, kimsesizlerin, dara kalanların, üzülenlerin elinden tutacak da biziz.

Biz her kesime ümit verdikçe, vaatlerimizi sıraladıkça AKP sancılanmaktadır.

Maliye Bakanı, vaatlerimizin uygulanması halinde Türkiye’nin hızlı bir şekilde ödemeler krizine gireceğini söylemiştir.

Kriz tellalı bu bakanın dersine iyi çalışmayan tembel ve haylaz öğrenciden farkı yoktur.

Çünkü bu zihniyetin insanımızla gönül rabıtası, kalp bağlantısı hiç olmamıştır.

Vatandaşa ters ve tepeden bakan bu şahıs, kamu araçlarının satın alınması, bakımı, onarımı ve yakıtı için 2014 yılında 3 milyar 300 milyar lira harcandığını söylüyor.

Bunun da çerez parası olduğunu, abartılmaması gerektiğini küstahça itiraf ve ifade ediyor.

Demek ki kaçak ve karanlık saray çerez parasının üçte biri maliyetindedir.

Dikkat ediniz, 3 milyar 300 milyon liraya, yani eski parayla 3 katrilyon 300 trilyona çerez parası diyen bir kiralık şahıs Maliye Bakanlığı koltuğunu işgal etmektedir.

Bir asgari ücretli 949 liraya mahkûmken, bütçenin binde 7’sine çerez demek hayasızlıktır.

Bir Bağ-Kur emeklisi en düşük 835 lira, tarım Bağ-Kurlusu 617 lira, SSK emeklisi ise bin 30 lira aylıkla geçinme telaşındayken, hazinenin imkânlarını saltanata harcamayı basite almak millete saygısızlıktır.

Bu bakan ve hükümeti için 3 milyar 300 milyon lira çerez parası olabilir.

Erdoğan için fındık fıstık, Davutoğlu için bir gecelik yemek parası da olabilir.

Ancak emeklilerimize sağlayacağımız imkanlara itiraz eden, kamu araç saltanatına harcanan paraları çerez diyen bu şahıs bilsin ki kendisi emekli düşmanı, asgari ücretli muhalifi, esnaf ve çiftçi karşıtıdır.

Madem 3 milyar 300 milyon lira çerez parası ise, bu çerezden biraz da milletimizin istifade etmesinden niçin korkulmaktadır?

Sayın Davutoğlu, hep siz mi yiyecek, hep siz mi giyecek, hep siz mi gezeceksiniz?

Böyle bir dünya nerede vardır?

Böyle bir adaletsizlik nerede ayakta kalmıştır?

Ankaralının doymasına karşı çıkanlar, Ankaralının feraha ulaşmasını kabullenemeyenler 7 Haziran’da Allah’ın izniyle şamarı yiyeceklerdir.

Kursaklarında ki çerez paralarını birer birer çıkaracaklardır.

Bunun başka bir yolu yoktur ve kalmamıştır.

 

Aziz Vatandaşlarım,

2012 yılında 23 milyon 668 bin olan yardıma muhtaç insan sayısı 2014 yılsonunda 30 milyon 500 bine ulaşmıştır.

Bugün 8 milyon hanemiz yardım diye kıvranmaktadır.

Bu yoksullaşmanın sonucunda; 2002’den bugüne kadar, boşanmalar yüzde 37,30; intiharlar yüzde 38,60; cezaevlerindeki hükümlü sayısı yüzde 410 artmıştır.

Bu korkunç bir manzaradır.

2002’de 5 milyon 933 bin olan icralık dosya sayısı, 2014’de 23 milyon 500 bine çıkmıştır.

Bu dehşet verici bir gerçektir.

Ocak-Mart 2015 döneminde karşılıksız çek sayısındaki artış yüzde 15, protestolu senet sayısındaki artış ise yüzde 18’i bulmuştur.

618 bin 286 vatandaşımız kredi kartını ödeyememektedir.

Kişi başına düşen borç miktarı beş bin liraya yaklaşmıştır.

AKP’nin yönettiği Türkiye’de bebeklerimiz bile borçludur.

Milletimiz yıllardır süren müzminleşmiş yoksullukla ve artan işsizlikle karşı karşıyadır.

Toplum aşılamayan köklü sorunları nedeniyle çaresizdir, sorunludur ve hükümetten ümidini kesmiştir.

İşçi, memur, doktor, eczacı, çiftçi, emekli, öğretmen, esnaf tedirgindir, huzursuzdur ve hak arama mücadelesi vermektedir.

Haramzade bakanlar ve oğulları, vakıf adı altındaki haraç tahsilat büroları, odalardan çıkan para dolu ayakkabı kutuları, para kasaları ve Allahtan korkmaz, kuldan utanmaz ahlaksız soygun çeteleri AKP’nin eseridir.

Çok şükür yalan, talan, ihanet ve hırsızlık ile anılacak olan AKP’nin kara dönemi 15 gün sonra nihayet sona erecektir.

Türkiye 7 Haziran günü sandığa gidecek ve yeni bir dönem için iradesini gösterecektir.

Sabredin az kaldı. Tarihi hesaplaşma günü yaklaşıyor.

Hırsızın, 15 günü kaldı.

Uğursuzun, 15 günü kaldı.

İşbirlikçinin, 15 günü kaldı.

Ellerini çabuk tutsunlar. Çalabildikleri kadar çalsınlar.

Devlet imkanlarını sınırsızca kullansınlar.

Devletin uçaklarına, araçlarına, helikopterlerine doya doya binsinler.

Seçim propagandalarını devlet imkanları ile sonuna kadar kullansınlar.

Erdoğan acele etsin, 15 gün daha başkanlık düşü kursun.

Durmasın, Hazreti Ömer’in yetim hakkı gözeten yüksek adaletini yok saysın, Davutoğlu’yla birlikte haram tünellerinden hazineyi kaçırsın.

15 günleri kaldı, yalnızca 15 gün.

Yiyiniz, içiniz, yağmalayınız. Ne yaparsanız 15 gün yapacaksınız.

Son fırsatları da değerlendiriniz.

Biliniz ki, 7 Haziran AKP’den kurtuluşunuz olacaktır.

7 Haziran Milliyetçi Hareketle kucaklaşma gününüz olacaktır.

7 Haziran AKP zihniyetinin hesap verme gününün başlangıcı olacaktır.

Ve Milliyetçi hareket haram lokmaların hesabını bir bir soracaktır.

Kaçış ve kurtuluş yoktur.

Bunun için Davutoğlu Milliyetçi Hareket’e saldırmaktadır.

Hayır Başbakan, ne yaparsan yap hesaptan kurtulamayacaksın.

İsteseniz de istemeseniz de alayınız milli vicdanın hükmüne razı geleceksiniz.

Ya hortum, ya yurdum diyerek başladığınız iktidarınızda boğazınıza kadar çirkefe, hırsızlığı, yolsuzluğa bulaştınız.

Türkiyelilik uydurdunuz, bölücüyü azdırdınız. Mehmetçiğe engel oldunuz. Eşkıyaya kol kanat gerdiniz.

Allahtan korkan kuldan utanan iktidar sözü verdiniz, kulun elinden, yetimin ağzından lokmasını aldınız. Soygun çetelerinin ümidi oldunuz.

Türkiye’nin sizi daha fazla taşıması mümkün değildir.

Milletimizin size daha fazla katlanması söz konusu olamayacaktır.

Şimdi kararı millet versin.

Cevabı Ankaralı versin.

Soruyorum sizlere:

Bu zihniyetle devamı halinde vatan elden çıkacaktır. Vatanı terk etmeye hazır mısınız? (Hayır)

O halde AKP’ye de Hayır.

Kahraman ecdadımız soykırım suçlamasıyla katil olarak damgalanacaktır. Dedelerimize katil demeye razı mısınız? (Hayır)

O halde AKP’ye de Hayır.

Başkanlık adı altında; PKK’nın affedilmesine, İmralı canisinin özgür kalmasına, Kürdistan’ın kurulmasına onay verecek misiniz? (Hayır)

O halde AKP’ye de Hayır.

Rüşvet düzeni sürsün mü? Hırsızlar adaletten kaçsın mı? Ekonomik kaos devam etsin mi? 17-25 çetesi Türkiye’yi bölsün mü? (Hayır)

O halde AKP’ye de Hayır.

Erdoğan’a da hayır, Davutoğlu’na da hayır.

AKP’ye de hayır, kan ikizi HDP ve PKK’ya da hayır.

Müslüman düşmanlarına da hayır, Türklük katillerine de asla.

Ya çaresizlik Ya da MHP.

Ya teslimiyet Ya da MHP.

Ya taviz, Ya da MHP.

Peki, Türkiye’nin etrafındaki kuşatmayı yaracak mısınız? (Evet)

MHP’yle yürümeye var mısınız? (Evet)

MHP’yi iktidara getirmeye söz veriyor musunuz? (Evet)

7 Haziran’da mührünüzü üç hilale vuracak mısınız? (Evet)

Ankara’nın kararı budur, Ankara’nın bu iradesi 7 Haziran’da AKP’yi deprem gibi sallayacaktır.

Sizlere güveniyorum, hepinize inanıyorum.

 


Muhterem Vatandaşlarım,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Şundan herkes emin olsun ki, iktidarımızda;

Yoksullukla savaşacağız, yolsuzlukla ve terörle mücadele edeceğiz.

Devlet ve yönetim reformuyla çürümenin önüne geçeceğiz.

Ahlak ve kalitenin tesisiyle çöküşü engelleyeceğiz.

Üreten Ekonomi Programımızla sanayinin, işadamlarımızın, aç ve açıkta kalan milyonlarca masum vatandaşımızın sorunlarını gidereceğiz.

Ekonomi büyüyecek, insanımız refah ve zenginliğe ulaşacaktır.

Türkiye, MHP iktidarıyla, milli varlığına, tarihi misyonuna sahip çıkarak bugün içinde bulunduğu ataletten kurtulacaktır.

Ülkemizi 2023’de bölgesel güç ve küresel aktör, 2053’te de küresel güç mertebesine çıkaracağız.

Kaynaklarını hesaplayarak açıkladığımız plan ve projelerimiz bir yönüyle iktidar programıdır.

Emeklilerimize; Mart ayında 1400 ve Eylül ayında 1400 lira olmak üzere yılda toplam 2800 lira Emekli Destek Ödeneği vereceğiz.

Asgari ücretlilere, büyük şehirlerde her ay 100 lira şehir içi ulaşım imkanı sunacağız.

Ayrıca emeklilerimizin banka promosyonu alabilmeleri, esnaflarımızın emekli aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek priminin kaldırılması için ne gerekiyorsa yapacağız.

Emekli aylıkları arasındaki eşitsizliği gidereceğiz.

Emekli aylığı hesabındaki refah payını yükselteceğiz.

Kamu çalışanlarımızın çeşitli isimler altında ödenen tüm ek ödenekleri emekli aylıklarına yansıtacağız.

Emeklilikte yaşa ve prim gün sayısına takılan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini çözeceğiz.

Çiftçilerimiz feryat etmektedir.

Bu kapsamda mazotta, gübrede, ilaçta, tohumda, yemde, fidede, ÖTV ve KDV’yi tamamen kaldıracağız.

Çiftçilerimizin belini büken mazotu 1 lira 75 kuruşa indireceğiz.

Tarımı canlandırmak, çiftçimizi, hayvan üreticimizi borçtan dertten kurtarmak için bizimle yürüyecek misiniz?

Canlı hayvan kaçakçılığını önlemek, et ve sütte garanti fiyat uygulamak için tedbir alacağız.

Erdoğan karşı çıksa da, Davutoğlu itiraz etse de, Maliye Bakanı bütçe dengelerini hatırlatsa da, asgari ücreti net 1400 liraya çıkaracağız. Hayırlı olsun.

İmamsız ve müezzinsiz cami bırakmayacağız.

Cemevi gerçeğini siyasi kaygılardan uzak bir şekilde kabul edecek ve devlet yardımının önünü açacağız.

Köy ve mahalle muhtar maaşlarının en az asgari ücret kadar yükselmesi, yani en az 1400 lira olması için gereğini yapacağız.

Esnaf ve sanatkârlarımız yeni işyeri açtılarsa, onları beş yıl süreyle gelir vergisinden muaf tutacağız.

İlave olarak, kendi nam ve hesaplarına ödedikleri sigorta primlerinin yarısı beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacaktır.

Şoför esnafımızın aldığı yeni ticari araçtan 10 yıl kullanmak kaydıyla KDV ve ÖTV almayacağız. Kutlu olsun.

Esnaf, Bağ-Kur emeklilerimizin aylıklarını iyileştireceğiz. Gerçek manada intibak düzenlemesi yapacağız.

Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz?

İşsiz kardeşlerim üzülmeyin, Üreten Ekonomi Programımızla her yıl 700 bin insanımıza iş sağlayacağız, sorunlarınızı bitireceğiz.

Bugüne kadar kim, hangi ad altında, hangi tutar ve miktarda yardım alırsa alsın, anasının ak sütü gibi helali olan sosyal yardım ve desteklerden kesinlikle mahrum bırakılmayacaktır.

Ve de bu yardımları refah artışı kapsamında yükseltip yüzleri güldüreceğiz.

Muhtaç durumda olan ailelerimizin en az bir ferdine iş vereceğiz.

İş sağlanana kadar, asgari ücretin yarısı kadar, yani 700 lira “Aile Desteği” adı altında ödeme yapacağız.

Şehit yetimlerimizin tamamına iş sağlayacağız.

Gazilerimiz ve çocuklarının işe yerleştirilmelerine öncelik tanıyacağız.

Şehit ve gazi çocuklarımızın her kademedeki eğitimini devlet üstlenecek, talepleri halinde anne veya baba mesleğine doğrudan girişlerinin önü açılacaktır. 

Uğurlu olsun.

65 yaşını doldurmuş kardeşlerim, rahat olun, size ödenen aylığı 300 liraya çıkaracağız.

Yaşlısına bakmakla yükümlü ailelerimize sosyal bakım yardımını helalinden vereceğiz.

Kamuya ait atıl arazileri yoksullarımıza tahsis etmekle kalmayacak, istihdam oluşturmak amacıyla, büyük ya da küçükbaş hayvanları bedelsiz dağıtacağız.

Evi olmayan muhtaç ailelerimize sosyal konut sağlayacağız. Veya 250 lira kira yardımı yapacağız.

Engelli ve engelli yakını aylığını 400 liraya, ağır engelli aylığını 600 liraya yükselteceğiz.

İlköğretime ve ortaöğretime devam eden evlatlarımızın annelerine muhtaçlık durumlarını dikkate alarak en az 50 lira vereceğiz.

Aylık 200 kilowatsaatin altında elektrik tüketen ve ödeme gücü olmayan vatandaşlarımıza yüzde 75 indirim yapacağız. Hayırlı olmasını diliyorum.

Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Hilalkart uygulamasına geçeceğiz. Güle güle harcayınız.

Öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeden yararlanmalarının önünü açacağız.

Atanamayan 330 bin öğretmenimizin KPSS puanları yanmadan atamalarını yapacağız.

Zorluk, perişanlık ve yokluk içinde çırpınan bu kardeşlerimiz, merak etmesinler hak kaybına uğramayacaklardır.

Yuva kuracak gençlerimize 10 bin lira tutarında, iki yıl vadeli, faizsiz kredi imkânı sağlayacağız.

Devletin asli ve sürekli hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçilere kadro vereceğiz.

Kamuda sözleşmeli, geçici, 4/B’li, 4/C’li, vekil ve benzeri şekilde istihdam edilenlerin alayını kadrolu yapacağız.

Ve şüphesiz bölücülüğün ve terörün kökünü kazıyacağız.

Temiz siyaset, dürüst yönetim için Bizimle Yürü Ankara.

Dik baş, tok karın, mutlu yarın için Bizimle Yürü Ankara.

7 Haziran’da MHP’ye oy verecek misiniz? (Evet)

7 Haziran’da vatana, millete ve geleceğinize sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Bu evetler sayesinde, Genel Seçimler, büyük milletimizi tıpkı asırlar öncesinde olduğu gibi lider ülke Türkiye ülküsüne götürecek yolun başlangıcı olacaktır.

Sizleri bir kez daha sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Yolunuz, bahtınız, alnınız açık olsun diyorum.

Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Sağ olun, var olun.

Ne mutlu Türküm Diyene.