Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin TBMM Genel Kurulu’nda yapmış oldukları konuşma. 16 Temmuz 2016
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin
TBMM Genel Kurulu’nda yapmış oldukları konuşma.
16 Temmuz 2016

 

Sayın Başkan,

Değerli Milletvekilleri,

Sözlerime başlarken muhterem heyetinizle birlikte bir ferdi, bir sevdalısı olmaktan onur duyduğum aziz milletimizi en içten duygularımla selamlıyorum.

Şu anda ekranları başında pür dikkat bizleri izleyen her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum.

Dün gece demokrasiye pranga vurulmak, darbe indirilmek istenmiştir.

Göz göre göre millet iradesi çok açık saldırı ve suikasta uğramıştır.

Türkiye’mizin diz çökmesi, omurgasının kırılması, milli varlığın tümden yıkılması maksadıyla şerefli Türk ordusunun içine sızmış bir avuç düşman işbirlikçisi ortalığa çıkmıştır.

Türk milleti tam kalbinden hançerlenmiştir.

Şimdiye kadar hiç olmayan bir şey gerçekleşmiş ve Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarından bazıları rehin alınmıştır.

Genelkurmay karargahı ise işgal edilmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri içine yuvalanmış vatan ve millet hasımları dün gecemizi zehir etmiş, tarihimizde eşine az rastlanır bir ihanetin taraf ve failleri olmuşlardır.

Türk demokrasisi çok çetin bir imtihandan geçmiştir.

Şu kahredici hususa lütfen dikkat buyurunuz; çatısı altında bulunduğumuz Gazi Meclis havadan bombalanmıştır.

Bu sözün bittiği püf ve kırılma noktasıdır.

Emniyet binaları, devlet televizyonu, özel kanallar, istihbarat kuruluşları, yollar, köprüler, hava limanları, askeri üs ve bölgeler ablukaya alınmış, peş peşe saldırıya uğramıştır.

Tanklar sokaklara çıkmıştır.

96 yıllık kutlu bir mazisi olan TBMM’nin bombalanması korkunç ve hepimizi dehşete düşüren bir hainliktir.

Böylesi bir çılgınlığı, böylesi bir hayasızlığı Milli Mücadele yıllarında yedi düvel bile yapmamış, yapamamıştır.

Türk vatanın işgal yıllarında, bu barbarlığa, bu gözü dönmüş caniliğe hiçbir muhasım odak cüret ve cesaret dahi edememiştir.

Gazi Meclis’e düşen ve isabet eden her bomba 79 milyon Türk vatandaşına değmiş, milli yüreklerde patlamıştır.

Bu şerefsiz kalkışma, bu karanlık darbe girişimi yalnızca seçilmiş hükümet veya milletvekillerine değil, Türk milletinin tamamını hedef almıştır.

Türkiye’nin tarihsel varlığından rahatsız olan, milletimizin birlik ve kardeşlik ruhundan ürken kanı bozuk çevre ve odaklar son kozlarını oynayarak ülkemizi kaosa mahkum etmeyi amaçlamışlardır.

Aslında dün gece yaşananlar darbe teşebbüsü olduğu kadar aynı zamanda kalleş ve kanlı bir terör saldırısıdır.

Ve bu saldırı Türk askerinin içinden devşirilmiş, kandırılmış, aklı çelinmiş veya buna çoktan teşne küçük bir grup tarafından icra edilmiştir.

Demokrasi uçurumdan dönmüştür.

Milli iradenin namus ve emanetleri son anda kurtarılmıştır.

Milli iradeye sürülmek istenen kara leke yine milletimizin azim ve kararlığıyla temizlenmiş, derin komplo ve kumpas inançla püskürtülmüştür.

Unutmayalım ki, Halaskar Zabitanlar dönemi çok geride kalmıştır.

İhtilaleler, muhtıralar, cunta devirleri tarihin çöplüğüne çoktan atılmış ve üzeri küllenmiştir.

Türk milletinin ortak geleceği hukuk ve demokrasidir.

Milli birlik ve kardeşliğimizin dayandığı zemin milli ve manevi ilkelere, tartışılmaz esaslara bağlıdır.

Hiçbir çete, hiçbir paralel yapı, hiçbir terör örgütü, hiçbir darbe ve dağılma heveslisi mihrak bu zemini çatlatamayacak, nitekim huzur cellatlarının sonu her daim hüsran olacaktır.

Parti aidiyetimiz ne olursa olsun; siyasi, ideolojik ve dünya görüşümüzün pusulası neyi işaret ederse etsin, hepimiz Türk milletinin mensubuyuz, hepimiz bu cennet vatanın korku tanımaz neferleriyiz.

Bizim müştereklerimiz zaman zaman bahse konu olan farklılıklardan daha fazladır.

Anıda birsek, ati de bir ve beraber olacağız.

Tarihimiz birse talihimiz de birdir.

Çünkü biz büyük Türk milletiyiz.

Başka bir Türkiye yoktur.

Başka bir vatan coğrafyası da yoktur.

Ne yapacaksak, neyi başaracaksak, nereye varacaksak demokrasinin sınır ve tahammül çemberinde kalarak bunları yapacak ve Allah’ın izniyle de başaracağız.

Muzaffer bir millete hezimet yaşatmaya hiçbir melunun nefesi yetmeyecektir.

Türkiye Cumhuriyeti her musibeti def edecek karar, yeterlilik ve kuvvettedir.

Gazi Meclis’e bomba atacak kadar gözü dönen çürümüşler de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir parçası, bir üyesi ahlaken ve esasen asla olamayacaklardır.

Ülkemize kast eden vatan hainlerinden hesap sormak, bunların yediğini içtiğini burunlarından getirmek hepimizin namus borcudur.

Demokrasiye sahip çıkarak büyüyeceğiz.

Türk milleti müsterih olmalıdır; kötü, melanet ve şer emellere karşı tam bir kenetlenmeyle huzurlu ve aydınlık dolu geleceğe adım adım yürüyeceğiz.

Yanılıp yenilip bu yürüyüşü durdurmaya yeltenenlerin elbette acıklı akıbetlerine katlanmaktan başka seçenekleri de olmayacaktır.

Devlet tektir, bayrak tektir, dil tektir, ülke tektir, vatan tektir, millet sonuna kadar birdir, diridir, zalimlere karşı da tavizsizdir.

Masum vatandaşlarımıza kurşun sıkan, milli kurum ve kuruluşları bombalayan; bu kapsamda 161 evladımızın şehadetine neden olan darbecileri şiddetle lanetliyorum.

Hukukun bu hainlere bir daha gün yüzü göstermemesini temenni ediyorum.

15 Temmuz darbe girişiminde hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

Türk milletine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

Rabbim bizleri her türlü bela ve düşmanca muamelelerden korusun.

Kardeşliğimiz, milli ruh ve dayanışmamız yara almasın.

Şunu da hatırdan çıkarmayalım ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine sirayet etmiş kanserleşmiş hücreleri sökerek, keserek yok etmek; ama bunu yaparken de askerimizi tümden zan ve töhmet altında bırakmamak hepimize düşen milli bir sorumluluktur.

Hiçbir şeyden haberi olmayan Mehmetçiği sokaklara çıkaranlar, ardından da linç edilmelerinin önünü açanlar, dahası insanımızı birbirine düşürmeyi planlayanlar işledikleri suçların son zerresine kadar hesabını vermelidir.

Bugünkü ağır provokasyon ortamını fırsata dönüştürmeye çalışanlara karşı son derece dikkat edip uyanık olmak başlıca zorunluluktur.

Bu itibarla aziz milletimiz sabırlı ve soğukkanlı olmalıdır.

Altını net olarak çiziyorum ki, milli tercih ve geleceğimizin güvencesi demokrasidir. Bundan da en ufak bir ödün verilmesi mümkün değildir.

Milli refleks ve kararımız bin yıllık kardeşliğin idame ve devamıdır.

Kararımızdan dönmeyeceğiz.

Yerli veya yabancı; bölgesel veya küresel operasyonlara da sağlam ve sarsılmaz bir iradeyle cevap verip asla geri adım atmayacağımızı bir kez daha ifade etmeyi milli bir görev addediyorum.

Hepimize geçmiş olsun diyorum.

Ve bu darbe girişiminin siyasi ya da şahsi istismar konusu yapılmadan herkesin hissesine düşen dersi çıkarmasını umuyor, yüksek heyetinizi bir kez daha saygı ve muhabbetle selamlıyorum.