31.01.2008 - TÜSİAD'ın Başörtüsü Sorunu Hakkındaki Son Açıklamasına İlişkin Yaptıkları Yazılı Basın Açıklaması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin
TÜSİAD’ın Başörtüsü Sorunu Hakkındaki Son Açıklamasına İlişkin
Yaptıkları Yazılı Basın Açıklaması

31 Ocak 2008

TÜSİAD isimli kuruluşun başörtüsü sorununun çözümü için başlatılan siyasi süreç hakkındaki değerlendirmelerini içeren 30 Ocak 2008 tarihli açıklaması kendileri bakımından vicdanlarını temizleme telaşı olarak görülmelidir.

Söz konusu kuruluşun Türkiye’nin milli çıkarlarını ve milli birliğini ilgilendiren konulardaki duruşu herkesin malumudur.

Son on yıl içinde bu kuruluşun demokratikleşme ve Avrupa Birliği normları adına savunduğu görüşler, bu konuda hazırladığı ve sahip çıktığı raporlarda ifadesini bulmuştur.

Avrupa Birliği’nin dayatmalarının haklılığını Türk kamuoyuna anlatmayı kendisine misyon edinen bu kuruluşun Kıbrıs, Rum Patrikhanesi’nin statüsü, Heybeliada papaz okulu, cemaat vakıfları, Türk milli kimliği, Türkiye’de azınlık hakları, Kürtçe eğitim, ve Türklük değerlerine hakaret edilmesinin önünü açacak yasal düzenlemeler konularında nerede durduğu kamuoyu sicilinde kayıtlıdır.

Aynı kuruluşun AKP’nin son beşbuçuk yıldır izlediği ve bugün Türkiye’yi bir bataklığa sürükleyen ekonomik politikalarının en hararetli destekçisi olduğu; Türkiye’nin bölünme modelleri ve parçalanma reçetelerinin çağdaşlaşma adına misyonerliğini yaptığı; Avrupa Birliği hayal yolculuğunda AKP’ye koltuk değneği olmayı içine sindirebildiği ve 22 Temmuz seçimlerinden önce, şimdi şikayet ettiği sözde ekonomik ve siyasi istikrarın sürmesi gerekçesiyle AKP’yi desteklediğini açıkça ilan ederek taraf olduğu da bilinen bir gerçektir.

Bu gerçekler karşısında, bu kuruluşun “Türkiye’nin Atatürk’ün çağdaş medeniyet seviyesine erişme hedefinin gereği olan, batı normlarını esas alan demokratikleşme sürecinden” dem vurması, sadece tebessümle karşılanabilecektir.

Ülkenin ve milletin bekasını şahsi ve kurumsal çıkar hesaplarının üstünde ve önünde tutmak erdemini gösterebilen herkes için Türkiye’nin ortak milli ve manevi değerleri etrafında birleşmek bir vatanseverlik borcudur.

Bu alandaki sicili bilinenlerin, bu değerlerle ilişkisi sadece cüzdanlarıyla sınırlı olanların milliyetçilikten, demokrasi üslubu ve sicilinden bahsetmeleri sapla samanı karıştırmaktan başka bir anlam ifade etmeyecektir.

Geçmişlerinin, bugünlerine ve sözlerine kefil olması, kişiler için olduğu gibi kurum ve kuruluşlar için de vazgeçilmeyecek bir ahlaki zorunluluk ve şaşmaz bir ciddiyet ve inandırıcılık terazisidir.

Söz konusu kuruluşun Milliyetçi Hareket’e ve temsil ettiği fikriyata karşı hasmane tutumunun, kökleri çok derinlere giden uzun bir geçmişi bulunmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi yatırım, üretim ve istihdama katkısı bulunan sermayeye bugüne kadar saygılı olmuş ve bunu takdir etmiştir.

Ancak, Milliyetçi Hareket’e ve milli değerlere düşmanlığı neredeyse varlık sebebi ve rüşt ispatı vasıtası haline getirenler hakkındaki kanaatimiz ise hiç değişmemiştir.

Bu kuruluşun son açıklamasında “TÜSİAD’ın bugüne kadar ülke çıkarlarını öne çıkaran, laiklik ve demokrasiyi ayrılmaz bir bütün olarak gören, Türkiye’yi çağdaşlaşma yolundan ayırmaya çalışanlara karşı duran tutumunu açık sözlülükle ve kararlılıkla sürdürdüğü” ifade edilmiş ve bundan böyle de bu yönde görüş açıklamaya devam edileceği belirtilmiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi, bu sözler karşısında, TÜSİAD’ın dünü ve bugününün her yönüyle gözler önüne serilmesinin ve gelecekteki tutumunun da yakından izlenmesinin önemli ve gerekli olduğunu düşünmektedir.

TÜSİAD gerçeği kamuoyumuz tarafından ancak bu şekilde daha iyi anlaşılacaktır.

Bu konuda başlatılan geçmişe ve bugüne ayna tutma ve geleceği izleme çalışmamızın sonuçları aziz milletimizle paylaşılacaktır.

TÜSİAD isimli kuruluşun son açıklamasının akla getirdiği bu hususları kamuoyunun takdir ve değerlendirmelerine sunmak isteriz.

 

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı