Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, Ankara-Etimesgut’ta düzenlenen “Yeni Yüzyıl Yeni Türkiye İçin Omuz Omuza” temalı açık hava toplantısında yapmış oldukları konuşma. 27 Mayıs 2023
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı
Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
Ankara-Etimesgut’ta düzenlenen “Yeni Yüzyıl Yeni Türkiye İçin Omuz Omuza” temalı açık hava toplantısında yapmış oldukları konuşma.
27 Mayıs 2023

 

 





Aziz Vatandaşlarım,

Muhterem Ankaralılar,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Hepinizi en kalbi duygularımla, hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

Cumhurbaşkanlığı Seçiminin ikinci tur oylamasının bir gün öncesinde Etimesgut’ta olmaktan, başkent Ankara’nın güçlü duruşunu görmekten ziyadesiyle memnunum.

Allah hepinizden razı olsun diyorum.

Ümit ve niyaz ederim ki, azınız çok, eksiğiniz de tamam olur.

Bugünkü açık hava toplantımıza hoş geldiniz sefalar getirdiniz.

Değerli Kardeşlerim,

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Aziz milletimiz yarın tarihi bir seçim için sandık başına gidecektir.

Bu seçimde geleceğini belirleyecektir.

Bu seçimde nasıl bir ülkede, nasıl bir gelecekte yaşayacağının iradesini gösterecektir.

14 Mayıs 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri yapılmıştır.

Milli irade sandıkta tecelli etmiştir.

Milletimizin kararına saygı ve riayetimiz tartışmasızdır.

Çok şükür Cumhur İttifakı TBMM’de çoğunluğu kazanmıştır.

Ancak Cumhurbaşkanlığı Seçiminin ilk turunda hiçbir aday yüzde 50+1 oy oranına ulaşamamıştır.

Takdir ve tercih hakkı elbette milletimizindir.

Sandıkta tecessüm eden demokratik iradeye bağlılığımız kesindir.

Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Seçiminin ikinci turu da 28 Mayıs 2023 Pazar günü, kısacası yarın yapılacaktır.

Yasama ile yürütme arasındaki uyum ve dengenin tesis edilebilmesi, Türkiye’nin ağır badirelere uğramaması için Cumhurbaşkanlığı Seçiminin Cumhur İttifakı’nın beklentilerine müzahir sonuçlanması istikrar ve istikbalimiz adına hepimize düşen milli bir sorumluluktur.

Devlet ve siyaset krizine yatırım yapanlar yarın kaybetmelidir.

İç barış ve huzur ortamını bozmak için kollarını sıvayanlar yarın kaybetmelidir.

Avrupa Özerlik Şartını savunan ve terör örgütlerinin adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu yarın mutlaka kaybetmelidir.

Kazanan Türk milleti ve Türkiye olmalıdır.

Kazananın Cumhur ile Cumhuriyet olması yegane dileğimizdir.

Bir defa şunu ifade etmeliyim ki, tek adam rejiminde bir seçimin ikinci tura kalması diye bir şey asla söz konusu değildir.

Türkiye’de demokrasinin bütün kurum ve kuralları saat gibi çalışmaktadır.

Bunun tam tersini iddia edenler demokrasi muhalifi, milli irade muhasımıdır.

Özellikle demokrasi ve özgürlükler alanında ülkemize iftira atanların, kara çalanların, suizanda bulunanların, YSK tarafından kurayla belirlenen oy pusulasındaki ittifak ve partilerin dizilimine dikkatle bakmaları samimi tavsiyemdir.

Demokrasinin olmadığı bir ülkede, gayri meşru siyasi ve ideolojik akımların seçimlere katılması mümkün müdür?

Özgürlüklerin olmadığı bir ülkede, iktidara sabah akşam küfür edenlerin varlığından nasıl bahsedilecektir?

Sosyalist Güç Birliği İttifakı ile Emek Özgürlük İttifakı Zillet İttifakı’nın yıkım ortaklarıdır.

Bunların alayı birden Türkiye’nin karşısında mevzilenmişlerdir.

İşte bu zillet koalisyonunun Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun en ciddi karın ağrısı savunma sanayindeki muhteşem atılımlar, ülkemizin her alanda gösterdiği muazzez ilerleyişidir.

Bundan dolayı çıldırıyorlar, her çirkeflikten medet umuyorlar.

Öyle ki 14 Mayıs’tan sonra tahammülsüzlüklerini iyice deşifre ettiler.

Depremzede vatandaşlarımıza demokratik tercihlerinden dolayı ağır hakaret ettiler, insaf ve vicdanlarını hepten kaybettiklerini tescillediler.

CHP’li belediyelerin depremzedelerimizin haysiyetlerine ve demokratik haklarına dil uzatması sarsıcı bir çarpıklık olmasının yanı sıra adilik ve edepsizliktir.

Sosyal medyada deprem mağduru insanlarımıza küfür savuranlara insan denilmesi de bizatihi insanlık değerlerine iftiradır.

Gerçek manada kimin demokrasiye bağlı olduğu, kimin demokrasinin karşısında konuşlandığı ayyuka çıkmıştır.

Vatandaşlarımızın hür iradesine kara çalmak ilkesizliktir.

Vatandaşlarımızın seçim ve iradelerine cephe almak ilkelliktir.

Kılıçdaroğlu demokrat değil, klasik bir demagogdur.

Her demagogun sonu da despotluktur.

Daha mülteci ile sığınmacı ayrımını bilmeyen, düzensiz göçün ne manaya geldiğinden haberi olmayan Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’de 10 milyon mülteci var demesi ise bir başka yalan, saptırma ve aldatmadır.

Türkiye bu anti-demokrat heveslere emanet edilemez.

Hem bölücü terör örgütü ve Türkiye düşmanlarıyla yol yürüyüp hem de milliyetçilik kostümünü üzerine geçirmeye çalışanlara Ankaralı kardeşlerim aldırmaz, aziz milletimiz de aldanmaz.

Aynı bedende şehitlerin kutlu hatırasıyla canilerin hunhar emelleri bir arada duramaz, durmayacaktır.

Şimdi siz söyleyiniz, şu sorularıma açık açık cevap veriniz:

Biz yeni yüzyılda, yeni Türkiye için omuz omuza verdik, siz de bize katılacak mısınız? (Evet)

Sandığa gittiğinizde, mührü elinize aldığınızda, doğru zaman, doğru adam, Recep Tayyip Erdoğan diyecek misiniz? (Evet)

Kaç ortaklı olduğunu artık sayamadığımız kumar masasını yerle bir edecek misiniz? (Evet)

Siyasi rant ve iktidar uğruna iblisle bile protokol hazırlayıp karşılıklı imzalamaya teşne olan Kılıçdaroğlu’nu sandığa gömecek misiniz? (Evet)

Bu şahsı mutfağına geri gelmemek üzere gönderip ömrü boyunca kendi kendine video çekmeye mahkum edecek misiniz? (Evet)

Hepinize maşallah diyorum.

Bu iradenizin somutlaşması ve sonuç alması için yarın mutlaka sandığa gidiniz.

Vatandaşlarımdan özellikle rica ediyorum, demokratik hakkınızı kullanınız, Türkiye’mize sahip çıkınız.

Biz istikrar için omuz omuzayız.

Biz istiklal için omuz omuzayız.

Biz istikbal için omuz omuza mücadele ediyoruz.

Biz Türkiye için omuz omuza vermiş bulunuyoruz.

Onurlu bir hayat için omuz omuza yürüyoruz.

Devlet ve Milletiyle, Hep Birlikte ve Her Şeyden Önce Türkiye diyoruz ve omuz omuza sandığa gidiyoruz.

Aziz Vatandaşlarım,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve Türk vatanını kurtaran Milli Mücadele şuuru bir nevi dönemin Cumhur İttifakı’ydı.

Zira Cumhur İttifakı Türk milletinin ruh kökü, tarihsel özlemlerinin ve özgüveninin taşıyıcı kolonudur.

İttifakımız, ihanetlere karşı her zaman sur örmüş, set çekmiş, baraj olmuştur.

İttifakımız, işgal ve istila girişimlerine kahramanca direniş göstermiş, bundan sonra da gösteremeye aynı azimle devam edecektir.

Cumhuriyet’in kurucu felsefesi, muasır ve müreffeh bir gelecek fikriyatı Cumhur İttifakı’nın kurşungeçirmez, taviz ve teslim olmaz iradesine zimmetledir.

Bu şartlar altında soruyorum sizlere;

√  Yarın sandığa gittiğinizde vatana sahip çıkacak mısınız? (Evet)

√  Mührü elinize aldığınızda bayrağa sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Hakkınıza, haysiyetinize, hukukunuza sahip çıkacak mısınız? (Evet)

İstanbul’un fethinden bir gün önce, yeni bir fetih ruhuyla, yeni bir demokrasi zaferiyle Türkiye’nin önünü hep birlikte açacağımıza inanıyorum.

Bu evetlerin coşkusundan bunu anlıyorum.

Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonunu engellemeyi amaçlayan iç ve dış işgal cephesine fırsat vermeyelim.

Yegane gayeleri “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” olan, ancak 14 Mayıs 2023 tarihinde bu gayeleri suya düşen zillet ittifakına ülkemizi bırakmayalım.

İstikrar sürsün diyorsanız, doğru adam Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Türkiye büyüsün istiyorsanız, doğru adam Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Terör örgütlerinin kökünü kazımak için omuz omuza.

Ekonomik refah ve diriliş ruhunun devamı için omuz omuza.

Küresel emperyalizmin senaryolarını yırtıp atmak için omuz omuza.

Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak için omuz omuza.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle, Kızılelma seferiyle, büyük Türkiye hedefiyle, elbette süper güç Türkiye’yi kurmak için sonuna kadar omuz omuza.

Tekrar soruyorum sizlere:

Bu hedeflere birlikte yürümeye var mısınız? (Evet)

Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının yanında mısınız? (Evet)

Vakit Recep Tayyip Erdoğan vakti diyecek misiniz? (Evet)

Beraber miyiz? Birlikte miyiz? Bizimle misiniz? (Evet)

Cumhuriyet’in 100’ncü yıldönümünü Türk ve Türkiye Yüzyılının cümle kapısı olarak görüyoruz.

14 Mayıs’ta ilk adımı attık, ikincisini de sizlerin desteği, Allah’ın yardımıyla yarın atmak istiyoruz.

Cumhur İttifakı olarak kendimize güveniyor, Türk milletine gönülden inanıyoruz.

Türkiye’yi, üzerinde hesapların yapıldığı, oyunların kurgulandığı müdahale edilir ülke olmaktan çekip çıkaran irade bellidir.

Elbette bu süreç meşakkatli, zorlu, insanüstü emek ve fedakârlık gerektirmiştir.

Bu nedenle tarihi yürüyüş yarıda kalmamalıdır.

Eser ve hizmet siyaseti yol kazasına uğramamalıdır.

Yasama ile yürütme arasında muhakkak suretle bir denge ve uyumun olması lazımdır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM’de desteği yoktur.

Türkiye’yi güven ve istikrar içinde yönetmesi imkânsızdır.

Kaldı ki “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” hedefi Türk milleti tarafından reddedilmiştir.

Zillet ittifakının tek derdi rant ve ikbal paylaşımıdır.

Koltuk kapmaca oynayarak siyasi atmosferi zehirlemişlerdir.

Nihayet utanç verici pazarlıklar milletimizin gözü önünde vuku bulmuştur.

Bu zihniyet siyasi çıkar uğruna Türkiye’yi bile pazarlamaya hazırdır.

Masa içinde masa kurarak ayıplı bir siyasetin figüranı olmuşlardır.

Zillet ittifakı ve ortak adayı takiyecidir, istismarcıdır, istikrar ve güvenliğimizin karşısındadır.

Teröristleri siyasi ortak yapmalarından dolayı da iki dünyada yatacak yerleri yoktur.

Pazarlıklarla, tavizlerle, yeminli Türkiye düşmanlarıyla, bölücü, yıkıcı ve terör odaklarıyla işbirliği içinde siyasi varlıklarını ibra ve ifadeye çalışanlar ilk dersi 14 Mayıs’ta almışlar, ikincisini de 28 Mayıs’ta alacaklardır.

Türkiye’mizin yedi düvel karşısındaki dik duruşundan ürken, rahatsız olan siyasi zevata egemenliğin sahibi aziz milletimiz hiçbir şans tanımayacak, fırsat vermeyecektir.

İnancımız ve milletimizden beklentimiz budur.

Türkiye Cumhuriyeti’ni 29 Ekim 1923’ün ruh, ilke ve felsefesiyle yeni yüzyıla taşıyacak olan Cumhur İttifakı’dır, yani milletin bizatihi kendisidir.

Cumhur İttifakı’nın fikri müktesebatı devleti kuran yüksek akıl ve ahlaktır.

Cumhur İttifakı milli bekayı kahramanca koruyacak cesaret ve hamiyettir.

Cumhur İttifakı milli birlik ve kardeşliği huzur ve emniyet içinde geleceğe taşıyacak kararlılıktır.

Podyum ve protokol milliyetçilerinin raf ömrü yarın dolacaktır.

Hepsi birden tarihin çöp sepetine yuvarlanıp gidecektir.

Bunu sizler yapacaksınız.

Bunu aziz milletimiz başaracaktır.

Soruyorum sizlere:

28 Mayıs’ta doğru adama oy verecek misiniz? (Evet)

Cumhur İttifakı’na destek olacak mısınız? (Evet)

Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a durmak yok yola devam diyecek misiniz? (Evet)

Türkiye üzerinde hesap yapan iç ve dış mihrakları, tarihimizi yargılayan, milletimizi sorgulayan, varlığımızı kabullenemeyen zalimleri mahvı perişan edecek misiniz? (Evet)

Ankaralı kardeşlerim, bu kararlılığınızdan dolayı alayınıza müteşekkirim.

Allah hepinizi var etsin diyorum, ne mutlu sizlere ki, 13’ncü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı da şimdiden selamlıyorsunuz.

Değerli Kardeşlerim,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Zillet kumpanyasının son perdesi 28 Mayıs’ta bir daha açılmamak üzere kapanıp gidecek ve Türkiye istikrarlı gelişmesini sürdürecektir.

28 Mayıs 2023 tarihinde seçilecek Cumhurbaşkanı 85 milyon vatandaşımızı kucaklayacaktır.

28 Mayıs 2023 tarihinde seçilecek Cumhurbaşkanı istikrar ve güvenliğimizin timsali mevkiinde bulunacaktır.

28 Mayıs 2023 tarihinde seçilecek Cumhurbaşkanıyla Türk ve Türkiye Yüzyılının sayfaları açılacaktır.

İşte o Cumhurbaşkanı da doğru adam Sayın Recep Tayyip Erdoğan olacaktır.

Türk milleti ayak bağlarından kurtulsun diyoruz.

İstikrar sürsün, Türkiye güçlensin diyoruz.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle siyasi istikrar hamd olsun kurumsallaşmıştır.

Türkiye yeni yönetim sistemiyle dünyaya örnek teşkil etmiştir.

Koalisyonlar devri kapanmıştır, fakat zillet ittifakı tekrar bu solmuş ve sararmış sayfayı aralamanın peşine düşse de milletimiz buna izin vermemiştir.

Hükümet buhranları bitmiştir, fakat zillet ittifakı bir kez daha söz konusu buhran dönemlerini yeşertmeye çabalasa da sonuç alamamıştır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin birinci dönemi gıpta edilecek kadar başarılıdır.

Bunu göremiyorlar, görseler bile itiraf edemiyorlar.

Çevremiz siyasi istikrarsızlıklara mahkum olmuşken, Türkiye huzur ve istikrar adası halinde sivrilmiştir.

28 Mayıs 2023 tarihi itibarıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci dönemine de geçilmiş olacaktır.

Cumhur İttifakı küresel güç Türkiye’nin mimarı olacaktır.

Bu kapsamda milletimin her ferdini, her kardeşimi Cumhur İttifakı’nın ahlaklı mücadelesine davet ediyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, milletimizin bekası, ülkemizin bağımsız geleceği için dünden daha önemli bir görevle karşı karşıyadır.

Bu görev tarihidir, tehiri ve tevzisi düşünülemeyecektir.

Maruz kaldığımız stratejik tehditler tarihi küresel senaryoların bölgemizde gösterime sokulan bugünkü sahnesinden başka bir şey değildir.

Milli birliğimizi, milli güvenliğimizi, milli çıkarlarımızı, milli varlığımızı, milli gelecek projelerimizi sömürge hesaplarına, lord planlarına, egemen güçlerin inisiyatifine teslim etmek isteyenler faal haldedir.

28 Mayıs seçimi dünya üzerindeki mevcudiyetimiz, istiklal, istikrar ve istikbal haklarımız bakımından hayati niteliğe haizdir.

Canımızdan aziz bildiğimiz milletimizi, candan ileri saydığımız vatanımızı, canımızın cananı gördüğümüz devletimizi dünya durdukça yaşatma ve yükseltme çabasındayız.

Cumhuriyet’in 100’üncü yıldönümünü cumhurun zaferiyle taçlandırmanın gayesindeyiz.

28 Mayıs’ta yapılacak seçim; Türk milletinin karar anı, Türk tarihinin yol ağzı, Cumhuriyet’in yeni yüzyılla demokratik sözleşmesidir.

Diyorum ki, Cumhur İttifakı Türkiye’dir.

Cumhur İttifakı pazarlıksız, aracısız, hesapsız, hilafsız, hilesiz vatan türbedarı, Türk milletinin has bahçesidir.

Felaketler ne düzeyde olursa olsun yılgınlığa düşmeyeceğiz.

En kesif saldırılar, en şedit suikastlar karşısında geri adım atmadık, bundan sonra da atmayacağız.

Kurulan tuzaklara, oynanan oyunlara, yazılan karanlık senaryolara, habis bir ur gibi yayılma emaresi gösteren, aynı şekilde iç barış ve huzur ortamımızı bozmayı hedefleyen şirret kampanyalara teslim olmayacağız, taviz vermeyeceğiz, elbette tarihin gerisine düşmeyeceğiz.

Milli birlik ve kardeşliğimizin gücüyle sürekli ilerleme, sürekli büyüme seferindeyiz.

Elbette sefer bizden, zafer Allah’tandır diyoruz.

Eline vurulup ekmeği alınan bir Türkiye artık yoktur.

Başkalarının ağzının içine bakan bir Türkiye artık yoktur.

Güç blokları arasında sıkışan, küresel cepheleşmenin tam ortasında dayatmalara maruz kalan, kuzuların sessizliği içinde hadiselerin akışını edilgen bir halde seyreden Türkiye’den çok şükür artık eser yoktur.

Asırlardır dünyaya hakim olan medeniyetler ve milletler mücadelesinde pasif bir öge olmayı reddedip ben de varım diyen; egemenlik çıkarlarını, özgül ağırlığını, öz değerlerini kararlılıkla savunan, gerekirse de gözünü daldan budaktan esirgemeyen bir Türkiye gerçeği geldiğimiz bu aşamada hepimizin medarı iftiharıdır.

Çevremizde sürdürülebilir bir barış kuşağının tesis edilmesini gönülden ümit ediyoruz.

Bu kapsamda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmenin arzusundayız.

Barış diyorsak, siyasi, askeri, diplomatik alanlarda caydırıcılık vasfına da sahip olmak mecburiyetindeyiz.

Ülkemiz güçlü olduğu müddetçe mazlumlar güvendedir.

Ülkemiz muktedir olduğu sürece zulüm bekçilerinin nefesi kesilecektir.

Haklı olarak Türkiye’mizle övünüyoruz.

Zalime hasım, mazluma dost olan Türk milletine mensubiyetten onur duyuyoruz.

Geleceğe umutla bakıyoruz.

Zira geçmişimizin izinden yürüyoruz.

Türkiye geçmişinden ilhamını alarak istikbalin yol haritasını çizmektedir.

Bu yol haritası bizi Türk ve Türkiye Yüzyılına götürecektir.

Cumhuriyet’in 100’üncü yıldönümü de önümüzdeki yeni yüzyılın anahtarıdır.

Bu anahtarın kilitli kapıları açabilmesi için 28 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçiminde cumhurun lehine müstesna ve mutlak bir başarı alınmalıdır.

Aziz milletimiz kimin ne yaptığını, hangi kirli ittifakların kurulduğunu, kimin kimlerle yol yürüdüğünü ferasetiyle görmekte ve bilmektedir.

Türkiye düşmanlarına selam duranlar, kucak açanlar, yeşil ışık yakanlar bellidir ve bilinmektedir.

Küresel emperyalizmin kiralık tetikçisi bölücü terör örgütünün yanı sıra; cürüm, cinayet ve casus şebekesi olan Pensilvanyalı hainlerle ağız birliği, emel birliği, eylem birliği, hedef birliği içinde olan zillet failleri ayan beyan ortadadır.

28 Mayıs’ta ya Türkiye sevdası diyeceğiz, ya da Türkiye’nin geleceğine ölü toprağı serpmek için sıraya girenlere göz yumacağız.

28 Mayıs’ta ya milli ve manevi değerler ortak paydasında buluşacağız ya da istiklalimizin budanmasına, istikrarımızın bozulmasına boyun eğeceğiz.

İstikbale istiklalini ve istikrarını koruyarak ulaşmak isteyen bir Türkiye’nin dünya devler liginde üst sıralara oynaması, bununla mündemiç lider ülke mertebesine çıkması için tek çare Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır, tek çözüm de bir ahlak ve fedakarlık simgesi olan Cumhur İttifakı’dır.

Karar ve seçim büyük Türk milletinindir.

İnanıyorum ki, Cumhuriyet’in yeni yüzyılında, güçlü ve muktedir devleti hep birlikte inşa edeceğiz.

Devletin gücü, milletin ferasetiyle her engeli birlikte aşacağız.

Bugüne istikrar, yarına huzur diyerek hep birlikte başaracağız.

Milli birlik ve kardeşlikle hep birlikte yaşayacağız.

Biliniz ki, Kılıçdaroğlu’na devlet emanet edilemez.

Çünkü ehil değildir, emin değildir, erdemli değildir, hiçbir başarı hikayesi de yoktur.

Allah muhafaza, sorumluluk alsa, sayısı her gün değişen sözde Cumhurbaşkanı yardımcılarıyla Türkiye’yi iki günde batırır, onun bunun eline avucuna düşürür.

Nitekim Kılıçdaroğlu’nda hayır yoktur.

Yüzde sıfır küsuratlı partilere hayallerinde bile olmayan milletvekili sayısını vererek CHP’ye oy veren kardeşlerimizi derinden yaralamış, hayal kırıklığı yaşatmıştır.

Böylesi bir akıl tutulmasının ve siyasi basiretsizliğin dünyada eşi ve benzeri yoktur.

Kılıçdaroğlu’nun partisini yönetmekten bile acizken, Türkiye’yi yönetmeye talip olması hem çok tehlikeli hem de liyakatsizliğin cüretidir.

Kılıçdaroğlu’nun geleceği yoktur, sonu yoktur, sonuç alması da mümkün değildir.

Buna karşılık geleceğin parlak sayfaları Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle yazılacaktır.

Türk ve Türkiye Yüzyılı imanlı ve sağlam iradeli mücadeleyle tezahür edecektir.

Son bir soruyla cevabınızı tekrar almak istiyorum:

Yarın Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açık ara farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesini hedefliyoruz, buna var mısınız? (Evet)

Herkesi Türkiye ve Türk milleti ortak paydasında buluşmaya çağırıyoruz.

Kararsızlık içinde kıvranan, Cumhur İttifakı dışında oyunu kullanan her vatandaşıma, her kardeşime gönül huzuruyla Türkiye’ye destek vermeleri için çağrıda bulunuyorum.

14 Mayıs’ta partinize oy verdiniz, saygı duyarız, fakat sıra istikrara, istiklale, istikbale; aynı şekilde zalimlerle ve Türkiye düşmanlarıyla mücadele ruhuna oy vermeye gelmiştir.

Gelin birlikte Türkiye’mizi kucaklayalım.

Gelin Türk milletinin duruşunu tek yürek halinde dünyaya gösterelim.

Bizim çağrımız, Lider Ülke Türkiye’nin tarihten gelen çağrısıdır.

Bizim çağrımız, 85 milyon Türk vatandaşımızın huzur çağrısıdır.

Bizim çağrımız, adil paylaşıma, adaletli bölüşüme, eşitlikle, kardeşçe, kişi hak ve hürriyetlerine saygıyla pekişmiş bir hayata çağrıdır.

Bizim çağrımız, milli kararlılığın, milli doğruluşun, milli kucaklaşmanın gür çağrısıdır.

Bu millet, bu vatan, bu bayrak benim diyen her kardeşimle omuz omuzayız.

Her insanımızı kardeş, her yöremizi aziz bilen Türkiye sevdalılarıyla omuz omuzayız.

Biz, hainlere, eşkıyalara, canilere, sömürgecilere karşı helalin, şühedanın, gazilerimizin ve milletimizin yanındayız ve omuz omuzayız.

Biz, tek devletin, tek milletin, tek bayrağın, tek vatanın tarafındayız. Ve omuz omuzayız.

Biz, tam bağımsız ve güçlü Türkiye’den, büyük Türk milletinden tarafız. Ve omuz omuzayız.

İnancımıza göre feda edilecek, yok sayılacak, ihmaline göz yumulacak tek bir insanımız yoktur.

Küresel komplolara karşı devletin safındayız.

Elbette yapacağız, birlikte başaracağız.

Bizim yüreğimizde herkese yer vardır.

Bizim gönlümüzde herkese yetecek sevgi vardır.

Bu topraklara vatanım diyen,

Bu insanlara milletim diyen herkese kucağımız açıktır.

Bu bayrak benim, bu ülke benim diyen herkese kapımız açıktır.

Cumhur İttifakı olarak, gönülleri, vicdanları, umutları kardeşlikle birleştirdik.

  Cumhur İttifakı olarak Avrupa'yı, Asya'yı, Afrika'yı al bayrağın mesajıyla buluşturduk.

Bunun devamı için yarın zillet değil Türk milleti öne çıkmalıdır.

Alevi, Sünni diye ayırmayız.

Köklere, kökenlere bakmayız.

Biz herkesi; büyük Türk milletinin öz evladı kabul ederiz.

“Devlet ve Milletiyle, Hep Birlikte ve Her Şeyden Önce Türkiye” demeyi de inançla sürdürürüz.

 Bizim için hiçbir siyasi hedef ve proje, Türkiye’nin egemen devlet vasfından, Türk milletinin var oluşundan, insanımızın huzur ve refah gayesinden daha önemli ve öncelikli değildir.

Olacaksa birlikte olacaktır, başarıya da birlikte ulaşılacaktır.

Doğru zaman, doğru adım, doğru adam, 13’ncü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan.

Allah razı olsun sizlerden; yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun inşallah.

Hepinizi saygılarımla selamlıyor, Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Ne Mutlu Türküm Diyene.