04.04.2008 - Başbuğumuzu Anma Konuşması - Anıtmezar
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin
Türk Dünyasının Bilge Lideri, Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in
Hakka Yürüyüşünün 11'nci Yılında Anıtmezarda Yaptıkları Anma Konuşması 

4 Nisan 2008

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Türk Milletinin Sevdalısı Ülküdaşlarım,

Türkiye’min Umudu Genç Bozkurtlarım,

Muhterem Basın mensupları,

Türk dünyasının bilge lideri, Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey'in hakka yürüyüşünün onbirinci yıldönümü vesilesiyle kabri başında bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Onun eseri olan yüz binlerce ülkücünün dualarıyla, aziz hatırasını yâd etmek üzere bugün burada liderimizin manevi huzurundayız.

Hepinizin de takdir edeceği gibi, milli başarılar, yüreği milleti için yanıp tutuşan, bu uğurda cefa çekmeyi göze alan ve inançlarını sadakatle savunan büyük insanların mücadelesinin eseridir.

Toplumlar, tarihi başarılarını, kırılmaz çizgilerinin işareti olan yüksek iradeye ve sarsılmayan inanca sahip bu insanların liderliği altında yakalayabilmiştir.

Bu itibarla, 1900’lü yılların başından bugüne, Türk milliyetçiliğine gönül vermiş dava adamlarının arasında en önemli mevkii, kuşkusuz merhum Türkeş Bey ‘e aittir.

O, milliyetçilik tarihinin önemli bir bölümüne yakından tanık olmuş, varlığı ve aksiyonu ile bu mücadeleye yeni ve farklı bir anlam ve kuvvet kazandırmış bir tarihi şahsiyettir.

Türklük için verdiği mücadele hayatında, karşılaştığı engellere rağmen, dava ve devlet adamlığının bütün hasletlerini göstererek, her ortamda metanet ve sükûnetini korumasını bilen bir ülkü adamıdır.

Ne yolundan bir an için dönmüştür, ne de ülküsünden en küçük bir taviz vermiştir. Bu milleti karşılıksız seven dava arkadaşlarının her zaman en başında, ömür boyu dimdik ve gerekirse yalnız başına yürümesini bilmiştir.

Geleceği okuyabilen liderliği, stratejik düşünce derinliği Türkiye ve Türk milliyetçilerinin düşünce dünyaları için kılavuz olmuş, gerek yaşadığı dönemde ve gerekse vefatından sonraki küresel gelişmeler, onun teşhislerini hep haklı çıkarmıştır.

Gençlik yıllarında başlayan mücadele hayatı, bir fani için rastlanmayan istikrar ve dik duruş ile asla kesintiye uğramadan son nefesine kadar sürmüştür.

Milliyetçilik, O’nun siyaset yeteneği ile yalnızca aydınlara hitabeden bir değer olarak kalmamış, buna ilave olarak sürekli büyüyerek Anadolu’daki yüzbinlerce ailenin ocağında sağlam ve emin bir zemin bulmuştur.

Türk milliyetçiliği onun rehberliğinde halkla kucaklaşmış, yetiştirdiği nesillerle de gelecek kuşaklara aktarılan dinamik bir güç haline gelmiştir.

Merhum Alparslan Türkeş Bey’in iki büyük eseri vardır. Birincisi Türk siyasi hayatında milliyetçiliğin yegâne politik gücü olan Milliyetçi Hareket Partisi; ikincisi ise üzerine titreği, büyük umutlar beslediği ve geleceği emanet ettiği Ülkücü Türk Gençliğidir.

Bu iki anıt eser, milliyetçileri ve ülkücüleri, toplumun herhangi bir ferdi olmaktan çıkarmış, onları bir kimliğe, bir aidiyete ve bir sevdaya yönelterek siyasal şahsiyet kazandırmıştır.

Bu eserleri, merhum Başbuğumuzun liderlik ve teşkilatçılık yeteneklerini göstermesi bakımından istisnai bir değere ve örnek alınacak bir öneme sahiptir ve unutulmaları, ihmal edilmeleri asla ve asla mümkün değildir.

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Merhum Başbuğumuzun ömrü, bir kişiden başlanılan bir yolculuğun bir çığ gibi büyümesinin nasıl mümkün olacağını, kuşaklara öğretmesi bakımından da ibret alınacak ve gıpta edilecek bir hayat serüvenidir.

Ne mutlu ki, hep iftihar ettiği, üzerine titrediği milliyetçi-ülkücü kadrolar, onun izinden yürümeyi, ondan devraldığı millet hizmetini, artan bir heyecan ile devam etmeyi sürdürmüşlerdir.

Bugün bu emanetin ulaştığı seviye, Türk milletinin dirlik, birlik ve kalkınma hamlesine olan ihtiyacını hisseden Başbuğumuzun yetiştirdiği kadrolarının övünülecek bir sonucudur.

Ne üzücüdür ki, vefatının onbirinci yılında, bir ömür, tüm varlığı ile mücadelesini verdiği büyük Türk milletinin esenliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası bugün tehdit altına girmiştir.

Türkiye’miz sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel bir buhrana adım adım sürüklenmiştir. Bunlardan daha da vahimi ise, Türk milleti, bin yıllık kardeşliğini sorgulama ve sadakatini sınama noktasına kadar itilmiştir.

Bu gerçekler Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve ülkücü gençliğe bugün daha büyük sorumluluk yüklemekte, milletimizin geleceğinde söz sahibi olabilmek için daha fazla inisiyatif alınmasını kaçınılmaz hale getirmektedir.

Tarihte çok daha vahim durumlarda, köklü atılımlar atmış, varlığını ve kudretini tüm dünyaya göstermiş büyük Türk milleti için bu yeni durumdan kurtuluşun yolu ve yönü bellidir.

Milletimizin beklediği çözümün yegâne adresi, Türkeş Bey’in mirası Milliyetçi Hareket Partisi ve onun eseri olan ülkücü kadrolardır.

Milliyetçiler, O’nun sağduyulu siyasetini izleyecek, içte ve dışta yazılmış hiçbir senaryonun, Türk milletinin kardeşliğini bozmasına izin vermeyerek, devletimizin önüne konan tuzaklara düşmesini, gösterecekleri basiret ve dirayetle mutlaka önleyeceklerdir.

Şüphe yok ki, bizim için bu konuda da, geçmişte yaşanan buhranlarda gösterdiği soğukkanlılık ve yapıcı fikirleriyle eşsiz bir rehber olan merhum Türkeş Bey’in yeri ve önemi çok büyük olacaktır.

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Sözlerimin sonunda, merhum liderimizden devraldığımız bu kutlu davayı, sonsuza kadar yaşatmayı ülkü edindiğimizi buradan, başbuğumuzun manevi huzurundan bir kez daha belirtmek istiyorum.

Bu hedefe ulaşmak, hem O’ndan bize kalan bir siyasi miras ve emanet, hem de bizim ona olan ahlak, gönül ve dava borcumuzdur.

Bu vesile ile muhterem hatıralarını paylaşmak için burada toplanan arkadaşlarıma saygılarımı sunuyor, Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş Bey’e minnet ve şükran duygularımla Cenab-ı Allahtan rahmet diliyorum.

Mekânı Cennet, ruhu şad olsun.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı