Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt KARAKAYA’nın,
25 Nisan 2013 tarihinde PKK terör örgütünün sınır dışına çıkarılmasıyla ilgili sözde kararı hakkındaki Antalya İl Teşkilatında yaptığı basın toplantısı.
26 Nisan 2013

Değerli Basın Mensupları

Kıymetli Dava Arkadaşlarım

Son yıllarda AKP-PKK ve İmralı canisi arasında başlatılan dolaylı ve doğrudan gizli görüşmeler alenileştirilerek bir müzakere sürecine sokulmuştur. Bu sürecin adına barış, çözüm, anaların gözyaşının dinmesi, akan kanın durması gibi efsunlu ifadeler kullanılarak yüce Türk milleti aldatılmaya ve kandırılmaya çalışılmıştır.

Adına ne denirse densin, bu bir ihanet sürecidir ve içeriği de dün kandilden gelen açıklamalarla bir kez daha ortaya çıkmıştır.. Kandilden gelen açıklamalar aslında malumun ilanından başka bir şey de değildir. AKP ile PKK hamileri bu açıklamaları dahi bir şekilde tevil yoluna gideceklerdir. Ancak, bu milletin de daha fazla saf yerine konmaya tahammülü kalmamıştır. Kandil’den yapılan açıklama hükümetin özenle gizlediği, büyük bir maharetle üstünü örttüğü pazarlıkları ve İmralı canisine verilen sözleri bir kez daha açığa çıkarmıştır.

Değerli Basın Mensupları

Kıymetli Dava Arkadaşlarım

Son zamanlarda duyduklarımız ve yaşadıklarımız akıllara durgunluk verecek düzeylere ulaşmıştır. On binlerce insanımızın kanını döken, tek sermayesi kan ve elindeki silah olan terör örgütü devlet eliyle adeta kutsanmaktadır. Daha düne kadar terör örgütüne mesafe koymayanları, hatta PKK’ya terör örgütü demeyenleri bayramlaşmaya dahi kabul etmeyen, terör örgütü ile görüştü diye milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmaya çalışan, PKK’nın dinsiz, ateist ve Marksist bir örgüt olduğunu söyleyen AKP’ye ne oldu da tam tersi bir tavır takındı? PKK mı hidayete erdi? Yoksa AKP mi PKK’lıların eline geçti?

Değerli Basın Mensupları

Kıymetli Dava Arkadaşlarım

Bugün AKP sözcüleri, ortalık yere salınan akiller ve PKK hamiliğine soyunmuş gafil ve ihanet şebekeleri “kan akmasın” diyorlar. San ki, bu ülkede kanın akmasını isteyenler varmış da terör örgütü o yüzden kan akıtıyormuş! Şu küstahlığa bakın ki, AKP ve PKK dostları korosunun çağrısı kan akıtan terör örgütüne değil! Sizler hiç bu ağızlardan terör örgütüne, “yeter artık kan dökmekten vazgeçin”, “silahı bırakın, devlete teslim olun”, “anaları ağlatmayın” dendiğini duydunuz mu? Terör örgütü yerine kime çağrı yapıyorlar? Türk Milletine. Ne diyorlar? “Terör örgütü ile baş edemiyoruz, ne istiyorlarsa (özerklik, federasyon, genel af, çok kimliklilik, ana dilde eğitim vs) verelim ve kanın akmasını durduralım” diyorlar. Buna karşı çıkanı da kandan beslenenler olarak suçluyorlar. Bütün bunlar Türk Milleti üzerinde yürütülen psikolojik operasyonun birer parçalarıdır.

Değerli Basın Mensupları

Kıymetli Dava Arkadaşlarım

Terörist başı, PKK ve Hükümet hattında yürütülen sözde çözüm süreci açısından büyük bir merak konusu olan PKK’lı teröristlerin ülkeyi terk etmesiyle ilgili açıklama kandilden dün geldi. Kandilden gelen açıklama, bu sürecin bir çözüm süreci değil, Türkiye Cumhuriyeti devletini yok etme ve bitirme süreci olduğunu tescillemiştir.

Kandildeki terör kampından dün yapılan açıklamayla PKK teröristlerinin ülkemizden 8 Mayıs tarihi itibarıyla çekileceği ilan edilmiştir. Çekilmenin kademeli ve guruplar halinde, gizlilik ve disiplin temelinde tamamlanmasının hedeflendiği bildiriliyor.

PKK bu açıklamasıyla bir terör örgütü değil de, düzenli bir orduymuş pozlarındadır. Hepsinden daha vahimi bunun bir silah bırakma değil, çekilme olduğu biçimindeki ifadeleridir. Sanki vatan topraklarını işgal etmiş de, süreç hatırına çekiliyormuş!

Değerli Basın Mensupları

Kıymetli Dava Arkadaşlarım

Geri çekilme sırasında Türk ordu güçlerinin de aynı duyarlılıkta ve ciddiyette haraket etmesi zorunluluğunu şart koşuyorlar. Geri çekilme sırasında bir saldırı veya müdahale olursa geri çekilmenin derhal durdurulacağını ve misilleme hakkını kullanarak karşılık vereceklerini söyleyerek resmen tehditte bulunuyorlar.

Şunu herkes bilsin ki, PKK etnik temelli bölücü ve kanlı bir terör örgütüdür. 29 yıldır on binlerce insanımızı katletmiş, bugün de vatanımızı ve milletimizi parçalamaya çalışmaktadır.      Bu itibarla hiçbir teröristin, hiçbir şey olmamış gibi, üstüne üslük birde zafer kazanmış edasıyla elini kolunu sallayarak çıkıp gitmesi ve bu gidişe de güvenlik güçlerinin göz yumması mümkün olamaz. Bu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yasalarına göre teröre yardım ve yataklık suçudur, .bu yönde talimat veren de bu talimata uyan da suç işler. 

Terör örgütü Güney Kürdistan(!)’a çekileceğini söylüyor. Yani kandilin bulunduğu bölge, Irak’ın kuzeyini güney Kürdistan olarak tarif ediyor. Peki, bu bölge güney Kürdistan ise bunun kuzeyi neresidir? Hükümetin, AKP’nin ve dahi akillerinin bu konuda bir fikirleri var mıdır? PKK Güneydoğu Anadolu bölgemizi Kuzey Kürdistan(!) olarak tanımlarken, hala “PKK bölünmek istemiyor”,  diyenlere,  gafil değillerse, hain dememek ihanete ortak olmak değil mi?

PKK terör örgütü çekilirken, Türk güvenlik güçlerinin Kürdistan’da her hangi bir aktivite ve çatışmaya neden olabilecek tahriklerde bulunmaması gerektiğini şart koşuyor. .Kürdistan neresidir? Hangi bölgeleri içerisine almaktadır? AKP ile PKK’nın akil sözcülerinin bu konudaki düşünceleri nelerdir?

   Kandil açıklamasında, sürecin sağlıklı işlemesi için daha önce İmralı canisine mektupla yazdıkları ve devletin de bilgisi dâhilinde olan hususlara dikkat edilmesinin önemli olduğuna yer verilmiştir. Devletin de bilgisi dâhilinde olan bu önemli hususlar nelerdir? Böyle bir şey varsa, AKP bunları neden saklamaktadır? Bu hususlar dün Karayılan tarafından yapılan açıklamaların içerisinde yer almış mıdır?

Değerli Basın Mensupları

Kıymetli Dava Arkadaşlarım

Kandilden yapılan açıklama, süreci üç aşamalı olarak açıklamıştır. Birinci aşama, küstahlıklarla dolu şartların ileri sürüldüğü geri çekilme aşamasıdır. İkinci aşama, anayasal güvencenin istendiği aşamadır. Bu aşamayla, Türk Vatanının ve Milletinin bölünmez bütünlüğünden vazgeçilmesi istenmektedir.  Çok kimlikli, çok dilli, çok ortaklı bir yapılanmayla parçalanmanın temelleri atılmak oluşturulmaya çalışılmaktadır. Üçüncü aşamaya normalleşme adını vermişlerdir. Bu aşamada, terörist başı dâhil tüm teröristlerin özgür kalmalarının sağlanması istenmektedir. Silahsızlanmanın da bu aşamadan sonra ele alınacağı ima edilmektedir.

   Ayrıca, Diyarbakır, Erbil, Avrupa ve Türkiye’de olmak üzere dört çözüm konferansı düzenlenmesi talep edilmektedir. PKK, Diyarbakır’ı Türkiye’nin bir parçası olarak görmemekte hala ısrar ederken, AKP ve süreçciler PKK’yı kutsamaya devam etmektedirler. PKK’nın çözüm konferanslarının içeriğini bağımsız Kürdistan’ın kurulması çalışması olarak adlandırırken, AKP ve süreçciler hala PKK’nın bölücü olmadığını söylüyor olmaları manidar değil midir?

Değerli Basın Mensupları

Kıymetli Dava Arkadaşlarım

Her şey tüm çıplaklığıyla gözler önündedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak haklılığımız bir kez daha ortaya çıkmıştır. AKP milletten aldığı vekâleti yanlış kullanmıştır. Türk Milleti AKP’yi bir an önce demokratik yollarla azletmelidir.  Aksi halde bu millete ve ülkeye yazık olacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, tüm etnik gruplarıyla, inanç farklılıklarıyla Türk Milleti’nin birlik ve beraberlik içinde yaşaması için mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz.

Katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

Ne Mutlu Türküm Diyene.