Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun TeklifiSayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben sizin vicdanlarınıza seslenmek istemiyorum, akılcılığınıza da seslenmek istemiyorum, hukuka saygınıza da seslenmek istemiyorum. “O zaman burada ne işin var?” diyeceksiniz. Aslında şöyle bir işim var: Çıkardığınız yasa -dikkatlice lütfen dinleyin- hayrına zannettiğiniz kurumu, MİT’i çok kötü bir duruma düşürecek. Şöyle bir düşünün: Bundan sonra çıkarılacak, olacak her olay, diyelim ki Uludere meselesi dâhil, aklınıza gelecek her olay bundan sonra MİT’in üzerine yüklenecek. Bu kaçınılmazdır. Ne yaparsanız yapın, artık kamuoyu üzerinde bundan vazgeçemezsiniz, sizin elinizde olan bir şey değildir. Bunun sorumluluğunu taşıyacaksınız, bunu unutmayın. Bunu tarih yazacak ama bundan pişman olacağınızı da özellikle belirteyim, çok zaman geçmeden pişman olacaksınız. Gerçekten, Türkiye için çok önemli olan bir kuruma bundan böyle sürekli olarak birileri hep “Bunu MİT yapmıştır.” diyecek, “MİT’in eli vardır.” diyecek, tıpkı Hizbullah’ın ortaya çıkışı gibi. Değişikliklerin olup olmaması hiç önemli değil. Eğer böyle bir yasayı çıkarırsanız hukuk dışı bir şekilde çıkaracak olursanız, bunun vebalini sizler taşıyacaksınız çünkü 26’ncı madde değil bütün mesele çünkü 26’ıncı maddede var olan, zaten normal şartlarda Başbakanın iznine bağlıdır, sadece MİT mensupları değil, bürokratlar da öyledir. Hepimiz, birçoğumuz bu bürokratlığı yapmışızdır. Başbakanın izni olmadan kişiler hakkında soruşturma açılamaz ancak Danıştaya başvurmak zorundasınız, ondan sonra ancak soruşturma izni verilir. Dolayısıyla, o değildir mesele, sizin çıkarmak istediğiniz 250’nci maddedir. Dolayısıyla, belli bir savcı, sizin yine çıkardığınız olağanüstü yetkilere sahip savcılık ve mahkemeleri kontrol altına alacaksınız. Siz o hatayı işlediniz, şimdi sadece MİT’te düzeltmeye çalışıyorsunuz. Bunların tıpkı geçmişte şikâyet ettiğiniz istiklal mahkemelerinden hiçbir farkı kalmayacaktır. Yapılacak hareketlerde ve sonuçlarında bunları göreceksiniz. Lütfen, herkes elini vicdanına koysun, MİT’i bu dereceye kimse düşürmesin, yazıktır, bu ülkeye gerekli olan bir teşkilattır. Söylediğim gibi, Uludere’de MİT’in ne kadar etkisi vardır, Habur’da ne kadar etkisi vardır, diğer konularda ne kadar etkisi vardır, özerklik istemekten bilmem neye kadar? Kim bunları organize etmiştir, ne kadar içerisinde yer almaktadır, yarın bu halk tarafından sorgulanacaktır. Bunun altından hiç kimse kalkamaz, sizler de kalkamazsınız, “keşke” demenin hiçbir anlamı da kalmaz. Bakın, sadece bu dünyada değil, öbür dünyada Allah’a karşı da sorumluluğunuzu göreceksiniz. Bu toplumu, bu milleti bu hâle sokmak hakkı kimse tarafından size verilmemiştir. Hepinizin belli bir sorumluluğu vardır, tıpkı diğer kurumların sorumluluğu olduğu gibi. Herkes, her kurum kendi sorumluluk alanında görev yapar. Sayın Başbakana vereceğiniz o -250’nci maddeden dolayı vereceğiniz, 26’ncı madde değil- sorumluluk aslında Sayın Başbakana da öylesine bir ağır yük yüklemektedir ki maazallah, onun vereceği kararlar ondan sonra onun üzerine bindirilecektir, tarih de öyle yazacaktır. Bundan kimse kaçınamaz. Tekrar ediyorum, burada vereceğiniz karar, elinizi kaldıracağınız, vereceğiniz her oy yarın sizden hesap soracaktır. İsterseniz verin, isterseniz vermeyin; sizin bileceğiniz iş. Hepiniz yetişkin, değerli insanlarsınız; gerisi size kalmış. Ben bilim adamı olarak -siyasetçi değil- uyarıyorum. Yarın “Bunu söylemedi.” diye hiç kimse söylemesin. Yarın Allah’ın huzurunda da bunu aynı şekilde ifade ettiğimi söylemiş olurum. Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar) |