Genel Sekreter İsmet BÜYÜKATAMAN’ın “Başbakan’ın, Hakan Fidan’ı Oslo'ya da İmralı'ya da kendisinin gönderdiği” ifadesine cevap olarak yaptıkları yazılı basın açıklaması. 12 Nisan 2012
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet BÜYÜKATAMAN’ın
“Başbakan’ın, Hakan Fidan’ı Oslo'ya da İmralı'ya da kendisinin gönderdiği” ifadesine
cevap olarak yaptıkları yazılı basın açıklaması.
12 Nisan 2012

 

Sayın Başbakan Erdoğan, Çin gezisinin son gününde, Şanghay’da gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Hakan Fidan’ı Oslo'ya da İmralı'ya da kendisinin gönderdiğini kabul etmektedir.

Başbakan’ın bu beyanları MİT Müsteşarlığını içine düşürdüğü ihanet kuyusundan kurtarma, daha doğrusu Türk milletinin bu ihaneti görmesini engelleme çabalarıdır.

Gündeme düşen son beyanlar, AKP’nin teröre tam teslim olduğunu; Kandil’de yüzsüzce, İmralı’da onursuzca milletimizin haysiyet ve itibarını iki paralık ettiğini ispatlamıştır.

Ve “İmralı canisiyle, görüşme yapıldı yapılmadı” çerçevesinde gelişen şerefsizlik damgası da muhataplarının alnına yeniden çıkmayacak şekilde kazınmıştır.

MİT Müsteşarlığı Başbakan’ın talimatıyla bu görüşmeyi yaptıysa, niçin Başbakan Yardımcısı Bülenç Arınç, pazarlıkları ilk günlerinde ortaya çıkaran MHP’ye “Biz teröristle, örgütle pazarlık yapacak namussuz, şerefsizlerden değiliz'.”  demekteydi? Yine Başbakan bu iddiaları ispatlamayanın şerefsiz olduğunu söylemekteydi.

Ortada bir namussuzluk ve şerefsizlik varsa, şimdi bu açıklamalar neyin nesidir?

Başbakan’ın “Benim sır küpüm. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sır küpü. Türkiye’nin geleceğinin sır küpü.” dediği o küpte neler saklıdır? Bu küpün içerisinde şu soruların cevapları var mıdır?

1-    KCK’nın kuruluşunda, eylemlerinin planlanmasında AKP’nin müdahalesi ve katkısı olmuş mudur?

2-    Hapisten çıkan bölücü militanların ve hatta dağdaki eşkıyanın, siyasete taşınabilmesi ve meşrulaşması amacıyla KCK’nın önü bizzat hükümet tarafından mı açılmıştır? Bölücü ve yıkıcı faaliyetlerine bile bile göz mü yumulmuştur?

3-    Başbakan Erdoğan KCK’nın kuruluşundan başından beri haberdar mıdır? PKK’yı devlet kurdu iftiraları, KCK’nın AKP güdümünde olduğunu gizleme ve bu konudaki delilleri yok etme kurnazlığı mıdır?

4-    Sözde Kürdistan’ın kurulması başta olmak üzere, İmralı mahkûmunun serbest bırakılması, anayasal çözümler konusunda teminatlar sunulması ve PKK’nın dağ kadrosunun polis gücü olarak kullanılması konularında bir mutabakat sağlanmış mıdır?

5-    Milli İstihbarat Teşkilatı, kanlı saldırıların zamanlamasını ve yapılış şeklini önceden öğrenmesine rağmen, bununla ilgili önleyici tedbirleri almış mıdır ve lazım gelen uyarıları yapmış mıdır?

6-    “Türkiye’nin geleceğinin sır küpü.” ifadesi neleri ihtiva etmektedir? Ülkemizin ve milletimizin geleceği ipotek altına mı alınmaktadır? Hangi karanlık mahfillerde milletimizin geleceği pazarlanmaktadır? Kapalı kapılar ardında nelerin sözü verilmiştir?

Sayın Başbakan dün söylediği “şerefsiz” kelimesinden dolayı milletten ve camiamızdan derhal özür dilemeli ve bu soruların cevabını bir an önce aziz milletimizle paylaşmalıdır.