OKTAY VURAL

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kürtçe‘nin seçmeli ders olması konusunda “Türk milletinin tüm milli ve manevi değerleri Başbakan tarafından sürekli yumrukla dövülüyor yok ediliyor” diyen Vural, Başbakan’ın boks eldiveni ile çekilmiş fotoğrafını göstererek, “Türkiye’ye, dilimize, kimliğimize yumruk atıyor. Kendi kalesine gol atan futbolcu Başbakan. Kum torbasına çevirdiği Türk milletidir, milletin birlik ve bütünlüğüdür. Anayasanın 42. Maddesinde Türkçe’den başka bir dilin okullarda öğretilemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Sen kendini anayasanın üstünde mi görüyorsun? Burası hukuk devleti, eşkıya devleti mi burası? Herkes anadilini öğrenebilir ama özel eğitim kurumlarında ve kurslarda. Adım adım nereye gitmek istiyorsun? Alıştırıyorlar, adım adım önce eğitim, sonra kamuda anadil, sonra bölgelerde özerklik. Süreç budur. Siyasi çözüm amaç ve hedeftir. AKP’nin ve CHP’nin ana derdi millet ve milliyetçilik fikriyle kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni etnik kimliğe göre bölmek ve parçalamaktır. Adım denilen her şey Kürdistan hayallerinin projesinin adımlarıdır. PKK’nın istek ve arzuları meşrulaştırılıyor. Türk milleti demek ırkçılık olmaya başladı. PKK’nın silahla yapamadığını AKP yerine getiriyor. Bunu kabullenmemiz asla mümkün değildir” dedi.

“AKP ve CHP Amerikan salatası yapmış, sos olarak ‘analar ağlamasın‘ diyerek millete yedirmeye çalışıyor diyen Vural, “Koca koca adamlarsınız. Fikriniz yok, zikriniz yok, projelere mal bulmuş mağribi gibi gidiyorsunuz. Asıl kan üzerinden siyaset, kanı meşrulaştıran proje budur” dedi.

Vural, bazı ülkelerin pasaportlarını basın mensuplarına göstererek, “Hepsinin uyruğu bölümünde Alman, Fransız, İtalyan kendi uyrukları yazıyor. Peki bizim pasaportlarda ne yazıyor? Tur.. Biz Tur muyuz?” dedi.

Toplantı sonrası soruları cevaplayan Vural, ‘BDP ile sürecin dışında kalmanız durumunda izleyeceğiniz politika ne olur‘ sorusuna karşılık: “Onlar zaten BDP ile birlikte. BDP de bu sürecin içinde zaten. Bu adımların hepsi bir sonrakini meşrulaştırmak için. Aynı sudan içmişler, Aynı yolun yolcusu onlar. Aynı eksende aynı güç tarafından yönlendiriliyorlar. Bizim milli politikadan taviz vermemiz mümkün değildir. Biz milletimizle yürüyeceğiz. ABD projeleriyle yürümeyeceğiz” dedi.

Vural, özel yetkili mahkemelerle ilgili bir soruyu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Başbakan‘ın konuşmalarını basın mensuplarına izleterek cevapladı. Vural, “Biri bu konuda yapılan açıklamalar kişisel görüşlerdir, kim takar seni diyor. Bunu söyleyen Bakanlar Kurulu’nun sözcüsü. Diğeri açıklamalarımı arkadaşlarımla konuşarak yaparım diyor. Artık bu ustayı dinleyen yok. AKP’de çatırdama olduğunun bir göstergesidir bu konuşmalar” dedi.

Türkiye’nin kırmızı çizgilerini kim belirliyor? Türkiye mi, ABD mi?

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti dış güçlerin güdümünde Suriye’ye müdahaleye yönelik tezgaha getirilmek isteniyor” diyen Vural, Türkiye’nin Suriye’ye müdahaleye yönelik tezgaha getirilmek istendiğini öne sürerek, bölgede oynanan oyunların, İsrail’in güveliği için yapıldığını kaydetti. Vural; “Tarihte ilk defa Müslüman coğrafyasında iç savaş çıkartmak amacıyla silahlanmanın Türkiye üzerinden yapıldığı haberleri yayınlanıyor. Türkiye’nin bir taraftan Irak’taki çatışma ortamına göz yumması diğer taraftan iç savaşın kanlı silahlarının Türkiye’den yayıldığı ne kadar utanç verici. Bu ne pis bir tezgah? Bu nasıl muhafazakar bir hükümet? Her iki tarafa silah verip ‘vurun birbirinizi’ demek nasıl muhafazakarlık? diye konuştu.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton‘un, Şimon Peres‘le yaptığı toplantıda “Milli menfaatleri için Türklerin kırmızı çizgisi olabilir” dediğini hatırlatan Vural, “Bu taşeronluktan öte bir anlam taşıyor. Türkiye’nin kırmızı çizgilerini Clinton mu belirliyor? AKP ve Başbakan’ın milli dediği her şeyin ABD’nin stratejik emelleri için olduğu açıktır. Oynanan oyunlar, İsrail’in güveliği içindir. İsrail ve ABD’nin milli menfaatlerine hizmet ediliyor. İsrail, Suriye’de Kürt coğrafyası oluşması politikasının destekçisidir. Suriye kazanını kaynatıyorlar, Türkiye alttan ateşi veren ülke konumunda. Türkiye’ye ’1 Mart tezkeresinde söz verdin Suriye konusunda adım atacaksın’ denerek tezgahın içine çekmeye çalışıyorlar. Esad rejiminin kan dökmesinin başlıca sorumlularından biri de Türkiye’dir. Kan dökme siyaseti bizim medeniyetimize uymuyor” şeklinde konuştu